• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Aliağa Şubemiz 8 Mart'ta Alandaydı

09.03.2015

Aliağa şubemizin de içinde olduğu Aliağa Emek ve Demokrasi Platformu Bileşenleri olarak, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde, son zamanlarda artan ve tüm Türkiye’yi derinden sarsan kadına yönelik şiddete dikkat çekmek amacıyla bir etkinlik düzenlendi.

06 Mart Cuma günü Aliağa Demokrasi Meydanı'nda toplanıldı ve bir yürüyüş gerçekleştirildi. Yürüyüşün ardından Platform Bileşenleri adına Eğitim-Sen Aliağa Şube Başkanı Mehtap Akyıldız basın açıklamasını yaptı.

Etkinlik yapılan basın açıklamasının ardından şiir ve müzik dinlentisiyle son buldu.

Aliağa Emek ve Demokrasi Platformu adına okunan basın açıklamasının tam metni aşağıdaki gibidir:

İşte bir 8 Mart daha baharı aldı getirdi kapımıza, mor menekşeler bıraktı avuçlarımıza. New York‘ta yakılan işçi kadınların 158 yıllık kokusunu, zalimlerin bitmeyen korkusunu, bin yıllardır dinmeyen öfkemizi, direnişi de isyanı da bıraktı yüreğimize yeniden.

New York‘ta emekçi kadınları yakan ateş, 158 yıldır hiç sönmedi. Sokaklarda caddelerde her gün katlediliyoruz "erkek devlet"in adamlarınca, tecavüz ediliyor ellerimiz kesilip yakılıyoruz. Ölmeyip sağ kalanlarımız da  devlet/polis/erkek şiddetiyle çalışma yaşamından uzaklaştırılıp aile içine hapsediliyoruz. IHD İstanbul Kadın Komisyonu ocak ve şubat aylarında 52 kadının öldürüldüğünü ,55kadının yaralandığını 31 kadının seks işçiliğine zorlandığını 8 inin tecavüze uğradığını 16 sının tacize uğradığını aktardı.Son 15 yılda 363 kadın gözaltında taciz ve tecavüze uğrarken 241 polis 91 asker 17 özel tim 15 korucu,45 gardiyan tecavüzden yargılanmış ve hiçbir ceza almamıştır.

Bizler, kadın ve erkeği eşit görmediğini açıklayan; kadının kimliğini reddeden, eril, iktidarını her gün yeniden üretmek için kurguladığı aile içine hapseden, "fedakar anne, iffetli eş ve sigortasız işçi" haline getiren; kürtaj yasağı, çocuk doğurma baskısı altında bırakan; ırkçı, gerici, piyasacı politikalarla, eğitim ve sağlık başta olmak üzere, temel haklarına ulaşmasını engelleyen, AKP politikalarına karşı sözümüzü söylemek için bir araya geliyoruz.”6 yaşındaki çocukla evlenebilirsiniz “   yada   “ananızda olsa diz kapağının üstü tahrik” eder diyen sapıkların(gerici zihniyetin) bırakın elini kolunu sallayarak ortalarda gezmesini vergilerini zorla ödettirildiğimiz  TRT de çıkarılıp “ hamile kadının sokakta gezmesi  terbiyesizliktir “   diyen köhnemiş beyinlerin sırtı sıvazlanmıştır. Özgecan ların  katili bu zihniyet ve bu zihniyeti koruyan AKP iktidarıdır. Kadını sadece evde görmek isteyen sapık anlayışın emek alanında kadını görmek istememesi piyasacı yaklaşımını da ortaya koymaktadır.1980 li yıllarda iş yaşamındaki kadının Türkiye nüfusuna göre oranı yüzde 40  iken bugün ne yazık ki  bu oran yüzde 21 olmuştur.

Örgütlenmek ve sesimizi yükseltmek için haklı nedenlerimiz var. Çalışma yaşamında zaten eşit olmayan konumumuz giderek daha da marjinalleştiriliyor. Kadınlardan en az üç çocuk isteyen siyasi iktidar, onları sosyal haklardan, iş güvencesinden ve bakım kolaylıklarından da mahrum bırakacak düzenlemeler yapıyor. Böylece kadınların hem daha kolay sömürülmesine, güvencesizleştirilmesine, hem de eve kapanmasına giden yollar döşeniyor. Her gün en az üç kadın öldürülüyor ve yasalar kadını değil aileyi korumayı öncelikli görev olarak görüyor.

Doğanın,emeğin ve üretim araçlarının gaspı,kadınların bedenini ve yaşamı üzerindeki tahakkümü ,şiddet ve militarizm işler kılıyor;bunun sürekliliğini sağlamanın önemli bir yoluysa mücadelelerin suç sayılmasıdır.

Tüm muhalefete rağmen cebreb kabul ettirilmek istenen bir iç güvenlik yasası ,ülkede barış ve demokrasi sağlamak için bir türlü harekete geçmeyen iktidar,hergün akıllara zarar açıklamalar yaparak kadın üzerinde kurulan tahakkümü meşrulaştıran politikacılar eril şiddetin farklı biçimleri olarak karşımıza çıkıyor. Kadının esnek ve güvencesiz çalışmasının önünü açan düzenlemeleri biz kadınlara müjde olarak yutturmaya çalışan,rantı herşeyinüstünde tutan ataerkil kapitalist akıl bizi eve hapsederek ,anneliğe teşvik paketleriyle yeni ucuz iş gücü oluşturmayı hedefliyor.Hedefe koyduğu biz kadınlar siyasetin erkek yapısıyla perçinlenen tüm saldırılara karşı emeğimiz bedenimiz kimliğimiz ve özgürlüğümüz için örgütleniyoruz.

Biz Kadınlar,
8 Mart‘ın resmi tatil olması talebi ile:

Sigortasız, güvencesiz, örgütsüz ve düşük ücretle çalışmaya;
Kapitalizme, ekonomik krizle birlikte artan işsizliğe, yoksulluğa, görünmeyen emeğimize;
Sayısı her gün artan ve yaşam hakkımızı elimizden alan kadın cinayetlerine;
Cinsiyetçiliğe, namus ve nefret cinayetlerine;
AKP‘nin kadını yok sayan, korumayan, aile içine hapseden anlayışına ve yasalarına;
Kürtaj yasağı ve çocuk doğurma baskısına;
Kadına yönelik şiddete, taciz ve tecavüze, mobbing şiddetine;
Emeklilik ve sağlık hakkımızın gasp edilmesine;
Yaşam alanlarımızı yok eden HES‘lere ve Termik Santrallere;
Kadını eğitimden kopararak çocuk gelinleri meşrulaştıran, gerici 4+4+4 eğitim sistemine;
Ev işçisi ve evde çalışan kadınların sosyal güvence altına alınmayarak emeklerinin yok sayılmasına;
Tutuklama terörü ile sendikacı, yazar, gazeteci, akademisyen ve siyasetçi kadınların susturulmak istenmesine karşı

ALANLARDAYIZ !

Çünkü gün dayanışma günüdür...
Çünkü gün direnme ve isyan etme günüdür...
Çünkü gün kadınların mücadele günüdür...
Yaşasın 8 Mart!
Yaşasın Kadın Dayanışması!