• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Nihal Kemaloğlu / Birgün Gazetesi

Bebeklere pasaport soran yeni Türkiye!

20.08.2014

Siyasi ve ahlaki şuursuzluk abidesi Batı Kapitalist Blok, sonunda sessizliğini geçen hafta bozuvermişti.
İngiltere Başbakanı Cameron, “Bir an önce önlem alınmazsa IŞİD’ın İngiltere sokaklarında halka saldıracağına” dikkat çekmişti.
Pek tabii ki “ bu batılı hassasiyet”  haftalardır Şii Türkmen, Ezidi, Süryanileri değil tarihsel yurtlarından kovmak, yeryüzündeki bütün insani izlerini kanla silmeye yeminli “barbarlık örgütlenmesi” IŞİD’ın sergilediği kıyım ve tehciri işaret etmiyordu.

Cameron’un asıl meramı “ hilafet ilan etmiş terörist IŞİD’in bir NATO üyesiyle komşu olmasının  İngiltere’nin  nasıl “tehlikeye” açık hale getireceği sözlerinde ortaya çıkıyordu.
O “bir NATO ülkesi”, “zihni oldukça karışık, gamsızlık gülistanı” Türkiye’ydi...
Pazartesi günü ise İngiltere Savunma Bakanı Fallon İngiliz uçaklarının IŞİD ile savaşan Irak birliklerine yardım için ülkenin içlerine doğru uçtuğunu ve görevin aylarca süreceğini ve artık “insani olmadığını” söylüyordu.

Yani krizlerle boğuşan kapitalist blok; demode “terörle mücadele” konseptini elden geçirip, bir ucu Irak’ta bir ucu Suriye’deki “enerji kaynakları ve petrol yolları” üzerine kurulmuş “küresel cihad cazibe merkezine” karşı operasyonel takvimi haber veriyordu..   
Bati kapitalist sistemin diğer merkezleri Almanya ve Fransa da hareketlenmiş, ABD ve İngiltere’nin Irak’ı işgal ve bölgenin “istikrarsızlaştırma” akabinde neoliberalizasyon sürecinde kaçırdıkları “kaynak paylaşım fırsatını” telafi etme telaşına düşmüşlerdi.

Bu arada Almanya İstihbarat Teşkilatı’nın 2009 yılından beri müttefiki Türkiye’yi  “3. Havaalanı ve Büyüyen Türkiye” gerekçesiyle dinlemediği iç güvenliği için “tehdit” gördüğü çünkü Türkiye’nin Suriye ve Irak politikalarında ikili oynadığı ve IŞİD’i silah desteği verdiği haberleri ortalığa düşmüştü..
Yani İngiltere ve Almanya “kapalı dille” IŞİD “unsurunun” artık NATO coğrafyası içinde varlık gösterdiğini söylüyor ve bir yandan da hararetle  ellerini oğuşturuyorlardı.      

İŞİD’in militan devşirdiği, cihatçı “transit” geçiş ve lojistik coğrafyası aynı zamanda NATO ülkesi Türkiye ise Cumhurbaşkanlığı seçimi akabinde “Yeni Türkiye” kadrolarını “eskilerden” ayıklayıp, anayasaya aykırı fiiliyatta Başkanlık rejimine geçiş mesaisine dalmış ve zaman, mekân ve reel dünyayla ilişkisini kaybetmişti.

Ve Irak ve Suriye’de “Suriye iç savaşının baş ebesi”, “ Kuzey Irak petrollerini oldubittiye getirme projesi çökertilen” yan aktör Türkiye’nin burnunun dibinde 2.5 ayda tahmini 10-15 bin insanı katleden Mezopotamya’nın bağrına yerleşen IŞİD fenalığını “aşırı öfkeden terörize olmuş grup” diye tanımlayan Türk Hükümeti ise sınırda kıyımdan kaçabilen Ezidilere, Şii Türkmenler’e pasaport soruyordu.
Pasaportu olmayan Ezidi bebekler giriş yapamıyordu...

Ne ilginç ki; Ezidi, Zerdüşt azgın fobisinden mustarip Türkiye’nin pasaport sormadığı IŞİD’li komutanlar da bu aralar Türkiye’den şikâyetçiydi.
Öncelikli dünya misyonu “İslam toplumunu münafık ve mürtetlerden kanla yıkayarak temizlemek” olan Selefi IŞİD’li komutan, Washington Post’a Reyhanlı’da verdiği röportajda ülkemizden aldığı lüks hizmetleri, üst düzey tedavi imkânlarını uzun uzun anlatıyordu..

IŞİD’in sistematik katliamlarıyla ilgili tek bir kınama yapmayan Türkiye, bu canilikten kaçan, 100 km çöl yolunu toz fırtınası altında geçmiş,  susuzluktan kavrulmuş, pasaportsuz Ezidilere, Türkmen mültecilere “sınırı kapatarak” ve kaçakları kamyonlarla sınır dışına çıkartması bizi IŞİD zihniyetiyle aynı yere konumluyorsa sahiden o zaman neredeydik biz böyle?

Kaynak: Birgün Gazetesi

http://www.birgun.net/news/view/bebeklere-pasaport-soran-yeni-turkiye/4139

 

DUYURU...

GENEL BAŞKANIMIZ SÜLEYMAN AKYÜZ’ÜN FACEBOOK HESABI ÇALINMIŞTIR. GELECEK OLAN MESAJLARA VE PAYLAŞIMLARA LÜTFEN İTİBAR ETMEYİNİZ. ...
devamı