• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Nihal Kemaloğlu/Birgün Gazetesi

Doğrudur tüketen tükenecektir!

17.09.2014

Sanayi tesislerini yıkıp yerine inşaat yapan, ithal tüketimle “büyüme” spazmları geçiren Türkiye’de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, “riskli-tehlikeli” sosyal grubu belirlemişti.

Değme “kavramsal sanat” görsellerine taş çıkartırken toplumsal bilinç altına “kesik baş” göndermesi yapan kan kırmızı afişlerle, bu yeni “azınlığımız” kamuoyuna bildiriliyordu.

Onlar ki “yalnız yaşayanlardı” ve yüzde 38 daha fazla ürün, yüzde 42 daha fazla paket, yakıt,benzin harcamalarıyla “kem gözlere fiş milli zenginliğimizi” tüketiyordu.

Bu toprağı, bağı, kıyısı imar/tahsis bereketi, suyu abı hayat “finansal kaynak”, dağları rödavans cevher yatağı misali, dünya tüketim kapitalizm literatürüne ilk sıradan giren Türkiye’nin mühim sosyal meselesi “tüketen yalnızlardı” mesajı “şiddetlice” verilmişti.      

Eline bulaşmış kadın kanını bir türlü yıkamayan külhani yurdumuzda, tabelasında adını sildiği kadını, kamusal hayattan “silme” ve aile içine “tıkma” ideolojik misyonu bu sezon kampanya oklarını “yalnız yaşayanlara” çevirmişti.

Ama dünya küçük bir köy, afişler çalıntıydı  ve Batı ülkelerinde “tüketim eleştirisi” için hazırlandığı ortaya çıkan afiş twettleri hışımla silinmişti.

Anlaşılan Bakanlığın “yalnız yaşayanlara, gülistana girmemeyi tercih edenlere” karşı kampanyası önümüzdeki günlerde de nüks edecekti.

İlkel lümpen birikim sürecinin dev kepçelerle temelini boşalttığı hayatı donatmak böyle ahlakçı uyarı ve çalıntı “evlilik” gönendirici afişlere kalırdı.

Yanlız yaşama tercih ve iradesini özellikle de kadınlarda kırmak adına şimdilik “tüketim kemirgenleri” ithamını uygun bulmuşlardı.  

Tabii ki ekranlarda her gün reyting için boğuşan, kültürel pornografi suretimiz, “acıklı insanlık panayırı” evlilik programları kafi gelmiyordu.

Piyasa ve iktidar “erkek” patronajı memnun etmek için “kadın katillerini gönlünde ağırlayan” güç sevici, reyting yamyamı militan kadın sunuculara  devlet-millet “desteği” esirgenmemeliydi.

Şaşırmıyorduk; canlı değer tüketerek maddi değer üreten “ekonomik tahakkümün” lüzumsuz fazlalık diye kenara ayırdığı “en kaybedenleri” yani erkekler yakınındaki “daha zayıf olana” kadın ve çocuk bedenine hücum ederken “kriz kurum evlilik” TV’de plastik suratlı sunucunun ağzında şak şak çiğnediği “ucuz bir kasting” olmuştu.

Kadın bedenini dirisinden ölüsüne kullanıp tüketen banal popüler kültürümüzle, kadın varlığını “ıslahata” alarak hegemonyasını berkiten siyasi iktidarın “ruh ikizi” oldukları şüphe götürmezdi.

Öte yandan binlerce kadın katilinin aile içinden çıkması, bugüne kadar kadın hak ihlallerine ilişkin bir tek verisi olmayan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından herhalde erkeğin “vicdani bir yargısı” sayılıyordu.

Çünkü iktidar eliyle sömürü ve yağma topoğrafyamız, kapalı kapılar arkasında pişirilen finansal işler aleminden, sırra kadem basan “muhafazakâr değer ve maneviyatın” taşıma görevi son kalan “vatan toprağı” ve toplumsal “iffet varlığımız” kadın bedenine taşere edilmişti.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın “kesik başlı” mesajı, 2071 Yeni Türkiye vizyonuna ulaşma meramını anlatıyordu...
Yani “tehlikeli-cinsellik nesnesi” olduklarına inandırılmış kız çocukları doğrudan evlere sevkedilmeli ve ev içi hizmetlerinde “iktidar neferi” gibi üç-beş çocuk doğurup “iş gücü piyasalarına” demografik katkı yapmalıydı.

Artık “vatandaşlık haklarıyla” değil “siyasi angajman” lütfu sosyal yardımlarla tanımlanan, ailenin bir unsuru “kadın” vardı.

Evet ama o kesik başlı çalıntı afişler ne diyordu, “tüketen tükenir” arsız, hantal, ilik sömürücü organizma halini alan Yeni Türkiye markalı “neoliberal rejim”  tüketecek kaynak kalmadığından tarihsel özimhasına çoktan başlamıştı bile...

Kaynak: Birgün Gazetesi