Filistin'de Yaşananlar Protesto Edildi

Musul, Kerkük, Filistin’de yaşanan katliamları protesto etmek için, Aliağa Demokrasi meydanında  bir basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasına Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, Aliağa Şubemiz ve Petkim, Tüpraş, Star, Ravogo işyerlerinde çalışan üyelerimiz katıldı.

Demokrasi Platformu dönem sözcüsü Aliağa Eğitim-Sen temsilcisi Meltem Turan'ın yapmış olduğu basın açıklamasının tam metni aşağıdaki gibidir:

Ortadoğu bir kez daha kan gölüne çevrildi. Günlerdir bütün dünyanın gözleri önünde, Filistin’de, Irak Türkmenlerinin yoğun olarak yaşadığı Musul ve Kerkük’te ve Rojava’da büyük bir insanlık dramı yaşanıyor.

Yarım yüzyılı aşkın bir süredir Filistin halkının topraklarını işgal eden İsrail’in ‘koruyucu hat' oluşturmak adı altında üç haftadır devam eden saldırılarında çoğu çocuk ve kadın olmak üzere yüz yirmiyi aşkın Filistinli yaşamını yitirmiş, yüzlerce insan yaralanmış, yüzlercesi tutuklanmış, Gazze harabeye ve günlük yaşam cehenneme çevrildi.

Bu insanlık trajedisi karşısında İsrail’e destek veren uluslararası güçlerin hala seyirci kalması, “kara harekâtı istemiyoruz” diyerek adeta hava harekâtının devamını onaylamaları, katliamın suç ortakları olduklarını göstermekte. Birleşmiş Milletler, katliamlar karşısında suskun kalmakta, katliamcılara karşı herhangi bir yaptırım uygulama cesareti bile göstermemekte.

Bir diğer trajedi de Irak topraklarında yaşanmakta. Irak Ordusunun hiçbir direnişiyle karşılaşmadan Musul’u ele geçiren İŞİD adlı terörist örgüt, vahşi bir katliama yöneldi, bunun karşısında binlerce Türkmen başka bölgelere göç etti, açlık ve sefaletle yüz yüze kaldı. Türkmenlerin yaşadığı Tela fer ilçesinde camiler bombalandı, çoğunluğu çocuk ve kadın onlarca insan katledildi. AKP Hükümeti İŞİD’ e kadar çok güveniyor olmalı ki bağıra bağıra gelen işgal karşısında Konsolosluğumuzu boşaltma gereği dahi duymadı. Konsolosluğu basan İŞİD, 49 görevliyi rehin aldı ve onlardan  herhangi bir haber alınamadı. Bütün bu gelişmeleri seyretmekle yetinen hükümetin bu konuda hiçbir ciddi girişimi olmadı.

İŞİD adlı bu taşeron örgüt son olarak ise Türkiye’nin güneydoğu sınırının önemli bir bölümünü kapsayan Rojava’yı ele geçirmek için harekete geçti, Suriye’deki Kürt ve diğer topluluklara yönelik saldırı ve katliamlarına hız verdi. İŞİD’in sınır boylarımızı ele geçirmesi ülkemizi çok daha güvensiz bir hale getirecek, tıpkı bugün Ortadoğu’da olduğu gibi etnik ve mezhepsel çatışmaların zeminini güçlendirecektir. İşçi sınıfı, emekçiler ve demokrasi güçleri olarak buna asla izin vermemeliyiz.

Ortadoğu’nun her yanında devam eden çatışma ve derin çelişkiler emperyalist politikalardan bağımsız değildir. İşgal et ve böl-yönet politikalarıyla çatışma ve çelişkiler diri tutularak başta petrol olmak üzere bölgenin kaynakları talan edilmekte. Son yıllarda artan şiddet ortamı emperyalistlerin bölgeyi yeniden dizayn etme ve bölgenin yıpranan gerici iktidarlarını ayakta tutma arayışlarının sonucu olarak gelişmekte. Bölge halkları birbirlerini boğazlarken emperyalistler bölgedeki güçlerini tahkim etmekte, varlıklarını kalıcılaştırmaktadırlar.

Öte yandan başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, geçmişte Filistin halkının mücadelesini istismar ederek iç politika malzemesi yapanlar ‘denge politikası’ adına yaşanan katliamı görmezden gelmekte, Filistin halkı ile aramızdaki tarihsel ve kültürel bağları yok saymakta.

AKP iktidarının yaşanan katliam karşısında İsrail’i incitmeyecek ‘diplomatik’ açıklamalarla yetinmesi; IŞİD’in Irak’taki son saldırılarının da etkisiyle Musul ve Kerkük petrol boru hatlarından Türkiye üzerinden İsrail’e satılan petrollerden elde edilen ve Halkbankası’na yatırılan dolar akışının devam etmesi için, Filistin halkının değil, silah anlaşmaları yaptığı, pilotlarını Türkiye’de eğittiği İsrail’in çıkarlarına uygun bir dış politika izlediğini tüm çıplaklığı ile gözler önüne seriliyor.

Gezi Direnişinde hayatını kaybeden gençleri terörist olarak suçlamaktan geri durmayan, 15 yaşında polis terörüne kurban verilen Berkin Elvan’ın annesini mitinglerinde yuhalatan Başbakanın eli kanlı IŞİD çetelerini ise “IŞİD unsurları” olarak tanımlaması IŞİD’e verilen desteği gösteren politikalardan sadece bir tanesidir.

Saldırıların püskürtülmesi ve barış ortamının sağlanmasında başta Filistin Irak Türkmenleri ve Rojava halklarıyla dayanışma olmak üzere bölgenin demokrasi ve emek güçlerinin birlikte mücadelesine her zamankinden daha çok ihtiyaç vardır.

Bizler Aliağa Emek ve Demokrasi Platformu olarak;

İsrail’in Filistin halkına, IŞİD çetelerinin Irak Türkmenlerine ve Rojava halkına yönelik olarak başlatmış olduğu saldırıları kınıyor, lanetliyoruz. Hükümeti onurlu bir dış politika izlemeye, Konsolosluk görevlilerinin kurtarılması için her türlü girişimi yapmaya, katliamları ve işgali sürdürdüğü müddetçe İsrail’le olan her türlü ticari ve askeri ilişkileri dondurmaya, İŞİD gibi katliamcı taşeron örgütlere yönelik desteğini sona erdirmeye çağırıyoruz.

YAŞASIN ORTADOĞU HALKLARININ KARDEŞLİĞİ!
KAHROLSUN EMPERYALİSTLER VE İŞBİRLİKÇİLERİ!