• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Gebze’de Coşkulu 1 Mayıs

03.05.2017

1 Mayıs İşçi Bayramı, Gebze’de yine Gebze Sendikalar Birliği öncülüğünde Gebze 15 Temmuz Milli İrade Kent Meydanı’nda coşkulu bir şekilde kutlandı. 

Gebze Şubemiz işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs'ı binlerce üyemizin katılımıyla Gebze’de kutladı. Gebze’de Gebze Sendikalar Birliği tarafından gerçekleştirilen kutlamalara pek çok sivil toplum kuruluşu, sendikalar ve partiler katıldı. Sendikalar Birliği Dönem Sözcüsü ve Petrol-İş Sendikası Gebze Şube Başkanı Süleyman Akyüz miting alanında konuşma yaptı.

Mitinge Türk-İş’e bağlı;  Petrol-İş Gebze Şubesi, Tek Gıda-İş Genel Merkezi ve Gebze Şubesi, Kristal-İş Gebze Şubesi, Tez Koop-İş Gebze Şubesi, Tüm Taşıma İşçileri (TÜMTİS) Gebze Şubesi, Belediye-İş Kocaeli Şubesi, Deriteks Genel Merkezi ve İstanbul Tuzla Şubesi, Basın-İş İstanbul Şubesi DİSK’e bağlı; Birleşik Metal-İş Genel Merkezi ile Gebze ve İstanbul 1 No'lu Şubeleri, Lastik-İş Gebze Şubesi ile Tüm Emekliler Gebze Şubesi, HAK-İŞ’e bağlı Hizmet-İş Kocaeli Şubesi, Çelik-İş Gebze Şubesi, Liman-İş Kocaeli Şubesi, Bağımsız İşçi Sendikası, DGD-Sen ve Memur sendikalarından Eğitim-Sen Gebze Şubesi, Eğitim-İş Kocaeli Şubesi alanda yer aldı.


Gebze Şube Başkanımız Süleyman Akyüz’ün konuşma  tam metni aşağıda yer almaktadır.

Ülkemize ve geleceğimize sahip çıkmak için, daha fazla demokrasi ve insanca yaşam için 1 Mayıs'ta meydanları dolduran işçi sınıfına, emekçilere selam olsun!

İşçisi, memuru, kadını erkeği, işsizi emeklisi, genci yaşlısı tüm emekçilerin 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlu olsun!

Her yıl olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs'ta Birlik, Mücadele ve Dayanışma çağrımızı Gebze'den duyuracak; bugün sömürüye, işsizliğe, açlığa, yoksulluğa ve baskılara karşı sesimizi hep birlikte yükselteceğiz!

130 yılı aşkın bir süre önce Amerika'daki sınıf kardeşlerimizin, en temel hakları ve 8 saatlik işgünü talebiyle başlattığı mücadele değerli bir miras bırakmıştır. Bu miras, tüm dünyada ve ülkemizde 1 Mayıslarda ve emek mücadelesinde sürmekte, bize yol göstermektedir.

Dünyada ve Türkiye'de emeğin temel kazanımları için yüzyıllardır verilen mücadele  sırasında hayatını yitiren tüm emekçilere saygılarımızı sunuyor, anıları önünde eğiliyoruz. 1 Mayıs mücadelesinin bize kazandırdığı değerleri, birbirimize kenetlenerek, birlik içerisinde ve yükselteceğimiz dayanışma ile sürdüreceğimizin altını çiziyoruz.

İşçi sınıfını bölmeye, parçalamaya ve birbirine düşman etmeye çalışan her türlü politikayı lanetliyor, emperyalizmin coğrafyamızı kan gölüne çeviren sinsi planlarının karşısına emekçilerin kardeşliği ile çıkacağımızı ilan ediyoruz.

Terör eylemlerinin bu planların en önemli aracı olduğunu biliyoruz. Terörün her biçimini kınarken, terörle mücadele gerekçesiyle ilan edilen OHAL'in keyfi baskı ve yasaklarının,İşçilerin Anayasal hakları olan Örgütlenme haklarını, terörle ilişkilendirerek , gözaltı ve tutuklamaları yada  işten çıkarmaların bahanesi haline getirilmesine, bu yolla emek mücadelesinin önüne set çekilmesine karşı çıkıyoruz.

Büyük fedakarlıklar ve nice bedellerle kurulan Cumhuriyetimiz ve demokrasimiz sahipsiz değildir. Her yaştan kadını erkeğiyle tüm emekçiler ve işçi sınıfının örgütlü gücü sendikalar,  demokrasinin en büyük güvencesidir.

Bu gerçekten aldığımız güçle, Anayasa'nın dayatmalarla, toplumsal mutabakat sağlanmadan ve referandum üzerindeki şaibe ortadan kaldırılmadan değiştirilmesini yanlış bulduğumuzu duyuruyoruz. Yeni Anayasa, temel hak ve özgürlükleri güvenceye alan, kuvvetler ayrılığının sağlandığı, yasakları kaldıran, emeğin haklarını geliştiren, demokratik ve sosyal hukuk devleti ilkesinin merkeze yerleştirildiği bir eksende olmalıdır.

Referandumdan sonra sermaye temsilcileri ve hükümet yetkilileri hep bir ağızdan “reform”lara odaklanılması gerektiğini söylüyorlar. Talep ettikleri reformların neler olduğunu en iyi bizler biliyoruz.

Kıdem tazminatımızı fona devretmek, Varlık Fonu yoluyla özelleştirmeleri hızlandırmak, işverenlere bütçeden yeni teşvikler vermek, çalışanların vergi yükünü arttırmak, KİT'leri yeniden yapılandırmak ve istihdamı esnekleştirmek istiyorlar.

Buradan bir kez daha ilan ediyoruz: Kıdem tazminatımız kırmızı çizgimizdir! Bizim yalanlara karnımız artık tok. Makyajlayarak, göz boyayarak bize Fon hesabını yutturamazsınız. En büyük güvencemiz olan kıdem tazminatını kurda kuşa yem etmeyiz. Kıdem tazminatımız üzerinden hiçbir pazarlık içerisine girmeyeceğiz bilinmelidir.

İstihdamın esnekleştirilmesi için icat edilen kıdem tazminatı fonu, yıllardan beri süren esnekleşme ve taşeronlaşma saldırısının yeni bir safhası olacaktır. Ülkemizde taşeron çalışma zaten bir ur gibi yayılmıştır. Kötü çalışma koşulları nedeniyle iş cinayetleri her geçen gün artmaktadır. İşçinin alım gücü sürekli düşmektedir, asgari ücret sefalet ücretine dönmüştür. Böylesi şartlar altında, büyük fedakarlıklarla çalışan biz emekçilerin daha fazla hak kaybına tahammülü yoktur.

“Taşeron sorununu çözeceğiz” diyen hükümet, bugün geçici, kiralık, güvencesiz, sendikasız, esnek ve düşük ücretli çalışmanın önünü daha da açmaya çalışmaktadır. Buna karşılık sermayeye her türlü kolaylık ve teşvik yapılmakta, ücreti zaten kuşa dönmüş çalışanların üzerindeki vergi yükü arttırılmaktadır. Kayıtdışılık yükselirken, bütçenin vergi yükünü emekçiler sırtlanmaktadır.

Son olarak metal işkolunda olmak üzere arka arkaya gelen grev ertelemeleri, grev hakkının fiilen ortadan kaldırılması anlamına gelmektedir. Örgütlenme önündeki engeller, grev yasakları ve arabuluculuk gibi uygulamalarla hak arama yollarının kısıtlanması ile ülkemizde emekçilere kölelik koşulları dayatılmaktadır.

Bu uygulamalardan güç alan işverenler ise işyerlerinde baskılarını had safhaya çıkarmakta, toplu sözleşme süreçlerini yokuşa sürmektedirler. Ülkemizin dört bir yanında birçok işkolundan işçi, işverenlerin bu baskılarına karşı çıkmakta ve onurları için mücadele vermektedir.

İşçi sınıfı ve emekçiler bu karanlık tabloya mahkum edilemez! Bizler buradan, Gebze 1 Mayıs meydanından patronları ve hükümeti bir kez daha uyarıyoruz:

Biz işçiler, memurlar, kadınlar, gençler, emekliler; köle değiliz, onurumuzla çalışıp insanca yaşamak, demokratik bir ülkenin eşit yurttaşları olmak istiyoruz!

Kadına dönük taciz, tecavüz ve kadın cinayetlerini lanetliyoruz.

Cumhuriyete ve demokrasiye sonuna kadar sahip çıkıyoruz!

En önemli hakkımız olan kıdem tazminatımız üzerindeki kirli hesaplardan derhal vazgeçilmesini istiyoruz!

Grev, örgütlenme ve toplu sözleşme hakkımızı kullanmak istiyoruz. İnsan onuruna yakışır bir ücret ve sosyal haklar talep ediyoruz.

Çalışırken ölmek, sakat kalmak ve hastalanmak istemiyoruz.

Güvencesiz, geçici ve taşeron olarak çalışmak istemiyoruz.

Alçaklığın, hainliğin, ikiyüzlülüğün, puştluğun, kısacası cümle kokuşmuşluğun at oynattığı bir dönemde yaşamdan zevk alabilmek ancak zayıfların bahtiyarlığıdır.

Esas olan sadece yaşamak değil insana yakışır şekilde ve onurlu yaşamaktır.
Teslim olmadan, boyun eğmeden, sürünmeden, el etek öpmeden yaşamaktır.

Haklıyız, kazanacağız!

Emeğin birlik, dayanışma ve mücadele günü tüm emekçilere kutlu olsun!

Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın sınıf dayanışması!