Gelir eşitsizliğinde en kötü üçüncü ülkeyiz

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD)'nün dünyadaki yoksulluk ve gelir dağılımındaki eşitsizliği açıkladığı rapora göre Türkiye, gelir eşitsizliğinde dünyada en kötü üç ülkeden biri olarak gösterildi. Türkiye yüzde 28.5 yoksulluk oranı ile 34 OECD ülkesini geride bırakırken, en yoksul yüzde 10’un gelirden aldığı pay yüzde 2.1, en zengin yüzde 10’un gelirden aldığı pay ise yüzde 31.7 olarak belirlendi. Türkiye’de en zengin yüzde 10 ile en yoksul yüzde 10 arasındaki gelir farkı ise 15.2 kat.

Türkiye'nin sahip olduğu yoksulluk oranlarıyla ilk üçü paylaştığı diğer ülkeler ise Şili ve Meksika. Bu oran Şili’de yüzde 40.9 iken, Meksika’da ise yüzde 36.7 şeklinde.

Rapora göre dünyanın geri kalan ülkeleri için de durum pek farklı değil. En zengin yüzde 10’u oluşturanların gelirden aldıkları pay, en yoksul yüzde 10’un tam 9.6 katı. 1980’ler de bu oran 7 kat, 2000’lerde ise 9 kat artmış durumda. Bu oran OECD kayıtları tutulmaya başladığından bu yana en yüksek seviyede.

En kötü durumda olan gençler

Türkiye için en kötü veri ise gençlerde kaydedildi. Göreli gelir yoksulluğu oranı sıralamasında Türkiye’nin gençleri tüm OECD ülkeleri gençlerinden daha yoksul çıktı. Gençlerin yoksulluk oranı yüzde 28.5 olarak belirlenirken, en yakın rakibimiz yüzde 25.8 oranıyla Meksika oldu. OECD ortalaması ise yüzde 20.4 civarında kaydedildi.

Özellikle 18-25 yaş grubundaki göreli gelir yoksulluğu oranı olan yüzde 16.2 ile Türkiye 34 ülke arasında 10’uncu sırada yer alıyor. Türkiye, 25-65 yaş arasında da yüzde 14.4 ile beşinci, 65 üstünde ise yüzde 18.4 ile dokuzuncu sırada yer aldı. Eşitsizliğin en az olduğu ülkeler ise Danimarka, Slovenya, Slovakya ve Norveç şeklinde sıralandı.

Cinsiyet eşitliği vurgusu

OECD Genel Sekreteri Angel Gurrie Thyssen verileri açıkladığı toplantıda dünya genelinde eşitsizliğin bu denli artmasının büyüme açısından da kötü sonuçlar doğuracağını ve bir an önce politika önlemlerinin devreye girmesi gerektiğinin altını çizdi. OECD, gelir uçurumunu kapatmak ve ekonomik büyümeyi artırmak için üye ülkelerin hükümetlerine çeşitli tavsiyelerde bulundu. İstihdamda cinsiyet eşitliğini teşvik etmeleri, ‘iyi’ işlere erişimi artırmaları, eğitime daha fazla yatırım yapmaları bunlardan birkaçı.