• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Hindistan'da Pricol otomotiv işçilerinin davası temyizde

15.02.2016

Hindistan'da usulsüzlükler ve çelişkilerle sakatlanmış bir davada ikişer kez ömür boyu hapse hüküm giyen sekiz Pricol işçisi adına temyiz başvurusu yapıldı.
Mahkeme kararının ağırlığı Hindistan'da sendikalar tarafından kınandı ve işçilere ve sendikalara yönelik bir saldırı olarak nitelendi.
Tüm Hindistan Sendikalar Merkez Konseyi'nin (AICCTU) aktif üyesi olan sekiz kişi, oto parçası imalatçısı Pricol Limited'in Coimbatore şehrindeki fabrikasında işçi olarak çalışıyordu.
Geçen Aralık ayında, bir Coimbatore mahkemesi, Pricol'un insan kaynakları başkan yardımcısı Roy J George'un trajik ölümünden bu sekiz kişiyi suçlu buldu. Başkan yardımcısı, 41 işçinin işten atılması dolayısıyla 21 Eylül 2009'da yapılan grev sırasında öldürülmüştü.
AICCTU sekiz sendikacının cinayetle bağlantısını gösterecek hiçbir delil bulunmadığını ve savcılığın dava sırasında bu insanların suçlu olduğunu kanıtlayamadığını söylüyor.
Sendika, 1 Şubat 2015te, Gunabalan, Manivannan, Rajendran, Ramamurthy, Sampath, Saravanakumar, Sivakumar ve Velmuruganin adlı işçiler adına Chennai'deki (eski adıyla Madras) yüksek mahkemeye itirazda bulundu.
AICCTU ve Tamil Nadu eyaletindeki öbür sendikal merkezler (HMS, LPF, AITUC, CITU, AIUTUC, INTUC, WPTUC ve BMS) adaletsiz mahkeme kararının egemen güçlerin işçilere yönelik nefretini yansıttığını söylüyor. Bütün sendikal merkezler sekiz adamın serbest bırakılmasını sağlamak üzere ülke çapında bir kampanya başlattı.
Davanın başlangıcında, dört kadının da aralarında bulunduğu toplam 27 işçi ve sendika aktivisti komplo ve cinayetle suçlanıyordu. Pricol'daki sendika yöneticisi M. Guruswamy'ye göre, o ve birçok işçi, olay sırasında fabrikada bile değillerdi.
Dava nedeniyle, cinayetle suçlanan 27 işçiden A. Manikantan Ekim 2009'da, bir başka işçinin eşi de Haziran 2015'te intihar etti.
Kumpas kurmak ve işçileri cinayete teşvik etmekle suçlanan, Guruswamy ve AICCTU'nun Genel Başkanı Kumarasamy'nin de aralarında bulunduğu toplam 19 işçi ve sendika yöneticisi beraat etti. Beraat, işçilerin sendikal faaliyete katılmaları nedeniyle, haksız bir şekilde davaya dahil edildikleri yolundaki görüşünü doğruluyordu.
Mahkemenin mahkûmiyet kararının ne anlama geldiği, Pricol'daki işçilerin 2007'de başlayan mücadelesi ışığında daha iyi anlaşılacaktır. Berbat çalışma koşulları ve düşük ücretler nedeniyle, hem sürekli hem de güvencesiz işçiler, daha iyi haklar elde etmek için sendikalaştılar. 1 nolu tesiste Pricol Çalışanları Sendikası'nı, 3 nolu tesiste ise Coimbatore Bölgesi Pricol İşçileri Sendikası'nı kurdular. Her iki sendika da AICCTU'ya bağlıydı.
Pricol yönetimi sendikayı tanımayı ve toplu sözleşme müzakeresi yapmayı reddetti. Sonuç olarak sendika üyeleri bitmez tükenmez bir hukuk mücadelesine girdiler ve yönetimin --sendika görevlilerinin sürülmesi, ücret artış taleplerinin reddi, terfi ve teşvik ikramiyelerinin durdurulması, rütbe tenzili, kısmi lokavt, işten atmalar, vb.-- ağır sendika düşmanı eylemlerini göğüslemek zorunda kaldılar.
Mayıs 2007'de, Tamil Nadu eyalet hükümetinin şirket yönetimini kısıtlamak için çıkardığı kararnameden sonra, baskılar ve işten atmalar daha da arttı. Yine de işçiler sendikanın tanınması taleplerinde direttiler. İşçiler bir yandan da haksız işten çıkarmalara karşı hukuk mücadelesini sürdürüyorlardı. Mayıs 2008'de Yüksek Mahkeme, lokavt uygulanan 62 işçinin işe dönmesi kararı aldı. Ne var ki sendika karşıtı eylemler, baskılar ve işten atmalar sürdü. 
İşçiler, ayrıca, fabrikadaki asli üretim işlerinde iş yasasına aykırı olarak taşeron işçilerinin çalıştırılmasına da karşı çıkarak çeşitli protesto eylemleri düzenlediler. Nisan 2009'da hükümet taşeron işçisi çalıştırılmaması konusunda ayrıntılı bir talimat yayımladı. Mayıs 2009'da işyerinde yapılan bir teftişin raporunda, üretimde taşeron işçilerinin çalıştırıldığı açıkça belirtiliyordu. Sonunda, Haziran 2009'da işçilerin 15 gün süren açlık grevi, Tamil Nadu eyalet yönetimini, Pricol'daki haksız uygulamaların ve baskıların varlığını kabul etmek zorunda bıraktı. Eyalet hükümeti yayımladığı iki kararnameyle, üretimde taşeron işçilerinin ve çırakların çalıştırılmasını kurallara bağladı.
Sendika üyelerine yönelik cinayet suçlamalarına rağmen, AICCTU'nun kararlı mücadelesi sonucunda, şirket yönetimi sonunda 2011 yılında sendikayı tanıdı, 2012'de ve 2015'te ise toplu sözleşme bağıtladı. Bu toplu sözleşmeler ücret, 230'u aşkın işçinin düzenli kadroya geçirilmesi, fesih tazminatı ve çalışma koşulları bakımından önemli kazanımlar getiriyordu. İşten atılan 500 dolayında işçiye tazminat verilmesini öngörüyordu.
Ülkede protestolar düzenleyen diğer sendikalarla birlikte AICCTU, adalet için verdikleri bu mücadelede ulusal ve uluslararası sendikal hareketten dayanışma talebinde bulundu. Dayanışma mesajları pricolworkers@gmail.com adresine gönderilebilir.