• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

İran işçilerinin adalet mücadelesi

04.03.2016

Industriall Küresel Sendika'nın web sayfasından alınan bu söyleşide, İran Metal İşçileri ve Teknisyenleri Sendikası (UMMI) Yönetim Konseyi Sözcüsü Maziyar Gilaninejad İran işçilerinin sorunları, mücadelesi ve nükleer anlaşmanın ekonomi üzerindeki muhtemel etkileri konusunda sendikanın görüşünü açıklıyor.

Soru: İran'da ekonomik durum vahim: İşsizlik ve enflasyon oranı yüksek, temel gıda maddelerinin fiyatlarının ve kiraların yüksekliği halkın takatini zorluyor. Sendikanız açısından bu durumun nedeni nedir?

MG: İran'ın ekonomik yaklaşımının dizginsiz finans kapitalizmine yönelmesiyle, fiyatlar ve işsizlik hızla arttı. Cumhurbaşkanı Rafsancani döneminde, Dünya Bankası ve IMF'nin direktiflerinin uygulanması, hükümet politikasında önemli bir faktör oldu.

İran-Irak savaşının sona ermesinden 25 yıl sonra, çelik fabrikaları, enerji üretimi, su, petrokimya gibi kilit sektörlerimiz krizde ve dizginsiz ithalat yerli sanayiyi durgunluğa sürükledi. Bir zamanlar ihraç ettiğimiz ürünleri şimdi ithal ediyoruz.

Bugün işgücünün yüzde 40'ından fazlası ya işsiz ya da güvencesiz uyduruk işlerde çalışıyor. En azından üç milyon kişi işsizlik sigortasıyla geçiniyor. Önceleri Ortadoğu'da eşi benzeri olmayan tesislerimiz varken, bugün bu tesislerin bulunduğu sektörler krizde.

Zagros ve Saaveh gibi çelik üretim tesisleri kapandı. Oto lastiği üreten beşten fazla tesis kapandı. Ergitme ve döküm tesislerinin üretimi yüzde 40'ın altına düştü. Otomotiv üretim şirketlerimiz düşük kaliteli ürünleriyle tanınıyor.

Finans kapital hükümete sızmış durumda, kamu şirketlerinin varlıkları elden çıkarılıyor.  Üretim tesisleri iflasa sürükleniyor ve piyasa değerinin altında özelleştiriliyor. Kuşkusuz bunlar, küresel sermayenin emriyle ülkemizde uygulanan IMF reçeteleridir. IMF'nin bizim gibi ülkelere dayattığı politika, petrolden başka bir şey üretmemektir. Bunun dışındaki her şeyi ithal etmemiz gerekiyor.

Bizim önerimiz, imalat sektörlerini yeniden faaliyete geçirmek, yenilemek ve modernleştirmektir, varlıklı kesimler ve onların gelirleri üzerindeki vergileri sistemli olarak artırmaktır, İran'da üretilen ve üretilebilecek ürünlerin ithaline kapıları kapatmaktır.

S: İşçiler bu sorunlarla nasıl baş ediyorlar?

MG: İşçiler çalıştıkları sektörlerde ürettikleri ürünlerin satılmadığını, ücretlerinin ödenmediğini ve satın alma güçlerinin her geçen gün düştüğünü görünce, seslerini yükseltiyorlar ve bu durumu protesto ediyorlar. Yetkili makamlara mektuplar yazıyorlar, protesto eylemleri düzenliyorlar ve sonunda, seslerini duyurmak için işi bırakıp üretimi durdurmaktan başka çareleri kalmıyor. Finans kapital protesto eylemlerine tahammül edemiyor. Anayasa'nın 27. maddesi işçilerin protesto etmesine izin veriyor, ama polis ve güvenlik güçleri her protesto eylemini engelliyor.

Şimdiye kadar 98 ve 87 sayılı ILO sözleşmeleri görmezden gelindi ve sendikalar ciddi kısıtlamalara tabi. Dört aydır, Huzistan eyaletinde Adalet Bakanlığı her sendikal protesto eylemini adli kovuşturmayla tehdit ediyor.

Halen birçok sendika aktivisti ve öğretmen cezaevinde. Tahran Otobüs Şirketi Sendikası'nın yönetim kurulu başkanı İbrahim Madadi ve üyesi Davud Razavi, sivil mahkeme yerine, isyana teşvik iddiasıyla Devrim Mahkemesi'ne sevkedildi.

Chadormaloo demir cevheri madenlerinden işçi temsilcileri de Devrim Mahkemesi'ne sevkedildiler. İsfahan Polyacryl'den birçok işçi hüküm giydi. Hatun-Abad bakır madenlerinden 28 işçi temsilcisi tutuklandı. Sendikaların ve IndustriALL Küresel Sendika'nın protestoları sonucunda hepsi kefaletle serbest bırakıldı.

S: İran'ın nükleer programıyla ilgili müzakereler sonucunda ülke Kapsamlı Ortak Eylem Planı'nı (JCPOA) imzaladı. Birçok kişi, yaptırımların kaldırılmasının ekonomik durumu iyileştireceğini umut ediyor. Sizin görüşünüz nedir?

MG: Yaptırımların kaldırılmasının olumlu bir adım olduğuna kuşku yok. Ancak bununla ne yapacağız? İthalata ve tesisleri kapatmaya devam mı edeceğiz? Dünyada hiçbir işçi asla savaş çığırtkanlığı yapmaz. İşçilerin yaptırımların kaldırılmasından mutlu olduğuna kuşku yok. Ama hükümetin ekonomik politikası aynı kaldığı sürece, hiçbir şey değişmeyecek.

Kapsamlı Ortak Eylem Planı yabancı yatırımla sonuçlanacak. Yararlı teknolojinin ithaline hiç kimse karşı çıkmaz. Bir planlama çerçevesinde uygun sanayilerin ülkeye getirilmesi gelişme ve ilerlemeye yol açacak ve işçilerin teknik bilgisinin artırmasını sağlayacaktır. Bu sayede istihdamın yanı sıra sendikaların üye sayısı ve toplu pazarlık gücü artacaktır. Sanayinin gelişmesi ekonomik büyümeye, kaliteli istihdam yaratılmasına ve ücretlerin artmasına katkıda bulunacaktır.

Ne var ki egemen çevreler ülkenin bu yönde gelişmesini kendi çıkarlarına uygun bulmuyor.

S: Bu anlaşmadan sonra İran ile Batı ve özellikle ABD ve AB arasındaki ilişkilerin bir dostluk ilişkileri dönemine girmesini bekleyebilir miyiz? Böyle bir dönem uzun süreli olabilir mi?

MG: Halen İran'ın üç tarafındaki komşu ülkeler savaş halinde: Afganistan, Irak ve şimdi de  Suriye'deki savaşa müdahil olan Türkiye. Uzun süredir İran'ı bir başka savaşa çekme yönünde çabalar var. ABD'yle bir çatışmaya girmek İran'daki aşırılık yanlılarının umurunda olmayacaktır ve küresel sermaye unsurları, bölgenin jeopolitik haritasını değiştirmek için İran'ı bir savaşa çekmeye, Libya'ya ve Irak'a yaptıklarınının aynısını İran'a yapmaya çalışıyorlar. 

Bu manevrayı akılcı bir tutumla etkisizleştirmemiz gerekiyor. İran'ın işçileri dış politikada gerginliklerin artmasına karşı çıkıyor. Sorunun bir yönü budur.

Diğer yön ise şudur: Sadece kendi ülkemiz açısından barışı sürdürmekle yetinmeyip diğer tarafları da savaştan uzak tutabilmeliyiz. Suudi Arabistan ile ilişkilerimizin bozulmasına meydan vermemeliyiz. Rusya'nın Türkiye'yle kapışmasında itidalli davranmalıyız.

Anlaşma imzalamak bir şey, o anlaşmayı uygulamak ise başka bir şeydir. Anlaşmanın diğer tarafının yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlamalıyız. Petrol şirketleriyle yapılan anlaşmalar şeffaf olmalıdır. Yaptırımların kalkmasından sonra İran'la sözleşme imzalayan ilk Batılı firma Peugeot oldu. Bu sözleşmenin ulusal çıkarlara aykırı ve onur kırıcı olduğu yolunda söylentiler oldu. Fransa ya da ABD'yi suçlamak yerine, bunun bizim müzakere stratejimizle ilgisi olsa gerek. 1828'de İran'ın Rusya'ya bir hayli toprak verdiği Türkmençay Antlaşması gibi sömürge anlaşmaları imzalamak zorunda kalmamalıyız.

Finans kapital savaşı ve kargaşayı destekler ve bu yönde çaba harcar, çünkü ulusal varlıkları ele geçirmek için kargaşayı kullanır. Kanımca, bizim mafya tarzı kapitalizmimiz, egemenliğimizi ve refahımızı umursamayan yabancı sermaye ile işbirliği içindedir.

S: Kapsamlı Ortak Eylem Planı anlaşmasından sonra, İran hükümetinin el konulmuş varlığıyla ilgili on milyarlarca doları geri alacağı ve bu paranın ekonomiyi kurtaracağı yolunda söylentiler var. Sendikanız, son yıllarda sıkıntı çeken üretim tesislerinin üretime başlayacağını ve bu nedenle işçilerin durumunun düzeleceğini düşünüyor mu?

MG: Cumhurbaşkanı Ruhani, kilit sektörlerin durumunun ele alınmasının öncelik taşıdığını açıkladı. Ekonomiyi canlandırmak ve işçilerin geçim koşullarını iyileştirmek için hükümetin bu parayı imalata ve üretim tesislerine yatıracağını umuyoruz.

Birkaç ay önce yayımladığımız bir açıklamada, mevcut krizden çıkış planımızın anahatlarını belirledik. Sektörlerimizi canlandırmak ve yeniden faaliyete geçirmek ve o sektörlerde en son teknolojileri kullanmak için tüm gücümüzü seferber etmeliyiz. 

Petro-dolarlar teknoloji ithal etmek için kullanılmalıdır. İran'da üretilen mal ve ürünlerin ithalini önlemeliyiz. Haft-Tepe şekerkamışı tesisi gibi, bütün bölgenin ve Ortadoğu'nun ihtiyaçlarını karşılayabilen sektörleri canlandırmalıyız. Bugün Rusya bu tesisin ürünlerine son derece ihtiyaç duyuyor. Sektörde elli binden fazla insan doğrudan, yüz binden fazla insan ise dolaylı olarak istihdam edilebilir.

Çelikte kendi kendimize yetecek hale gelebiliriz; Afganistan, Irak, Türkiye ve Arap ülkelerindeki pazarları ele geçirebiliriz. İran Asya ile Avrupa arasındaki kavşakta stratejik bir bölgede yer alıyor ve demiryolu ve karayolu ulaşımına yapılacak yatırımlarla, uluslararası taşımacılık için mükemmel bir ulaşım hattı sağlayabiliriz. Petrokimya sektörünü genişletebiliriz ve dünyanın bizim petrokimya türevlerimize ve ürünlerimize dayanmasını sağlayabiliriz. Aynı şeyin petrol ve gaz için de geçerli olduğunu söylemeye gerek yok.

S: İran'a yabancı yatırımcı akını konusunda sendikalar ve özellikle UMMI ne düşünüyor?

MG: Hükümet finans kapitale teslimiyeti sürdürürse, yabancı yatırımlardan yarar sağlayamayız. IMF İran'ın yabancı yatırımcılara ucuz ve yasal haklardan yoksun işgücü sağlamasını istiyor. 1997'deki Hatemi döneminden beri İran hükümeti bunu yaptı ve İş Yasası'nın kapsamı dışına alınmış özel ticaret bölgeleri kurdu.

Hükümet 6. kalkınma planında ücretler, emeklilik, sağlık ve işsizlik yardımlarıyla ilgili bütün yasal kısıtlamaları kaldırmayı amaçlıyor. Bu, yabancı yatırımcıya, “Gel ve ne istersen yap” demektir.

Yabancı yatırım akını ülkeye modern teknoloji ithaline yol açacak mı, yoksa yine eski tas eski hamam mı olacak? Örnek olarak Brezilya ve Çin'i gösterebiliriz. Bu iki ülke yabancı yatırımları kullanarak istihdam yaratıp işsizliği azaltabildi ve planladığı gelişme ve büyümeyi gerçekleştirebildi. Burada böyle olacak mı? Bekleyip görmeliyiz.

S: Gelecek yılın asgari ücreti işçiler için en önemli konu. Asgari ücret artışı hakkında ne düşünüyorsunuz ve işverenler ve yetkili makamlar bu konuya nasıl yaklaşıyor?

MG: Anayasa'ya ve İş Yasası'na göre, asgari ücret, İran'da bir işçi ailesinin rahatça yaşayabilmesi için ihtiyaç duyduğu meblağdır. Anayasa'nın 43. maddesi ve İş Yasası'nın 41. maddesi bu konuda açık. Şimdiki durumda işçilerin ücretleri yoksulluk sınırının dörtte biri düzeyinde. Anayasa'da öngörülen bu mu? Ayrıca, kurnaz işverenler, gelecek yılın ücretlerini hesaplarken sadece bu yılın enflasyon oranını esas alıyorlar. Bu açık bir soygundur.

Profesör Raghfar gibi iktisatçılara göre, yoksulluk sınırı ayda üç milyon tümendir (yaklaşık 1.000 dolar). Anayasa uyarınca, asgari ücret kriterinin bu meblağın üzerinde olması gerekiyor.

Ruhani'nin göreve gelmesinden ve işçilere, özellikle ücretler konusunda, yaklaşımda yasa ve kurallara uyma sözü vermesinden bu yana, hiçbir şey yapılmadı. Dolarların serbest bırakılmasından söz ettiniz. Bu dolarlardan bir bölümünün işçilerin ücretlerine harcanması gerekmiyor mu?

Ruhani'nin cumhurbaşkanlığının ilk yılında asgari ücret yüzde 12 olarak yanlış hesaplandı ve geçen yıl asgari ücretteki artış beklenenden yüzde 17 daha düşüktü. Geçen yıl kabul edilen ayda 40.000 tümen (yaklaşık 13 dolar) konut yardımı görmezden gelindi ve ödenmesine onay verilmedi.

Bu yıl enflasyon oranının yüzde 12 olduğunu ve gelecek yıl yüzde 10 ya da 9 olacağını söylediler. Asgari ücreti yüzde 60 artırmaları gerekiyor.

İşçilerin temsilcileri müzakere masasına gitseler ve müzakere sürecini işçilere anlatsalar, emin olun, hükümet, işçilerin ve kamuoyunun korkusundan, --az ya da çok-- bu artışa razı olacaktır.

Sendikalar üzerindeki kısıtlamaları kaldırırlarsa ve Anayasa'ya ve sendika özgürlüğüyle ilgili ILO sözleşmelerine uygun davranırlarsa, işçilerin pazarlık gücü kuşkusuz artacak ve ücret sorunu çözülecektir.

Sendikal katılımla, ücretler gerçek değerlerde belirlenecek, çocuk işçiliği sorunu çözülecek ve güvenli bir çalışma ortamı sağlanarak işyerlerinde işçi ölümlerinin önü alınabilecektir. Sendikalar sadece kendi çıkarlarını düşünmez, halkın tümünün çıkarlarını, ulusal çıkarları düşünür.

Hükümet mevcut krizden çıkmak istiyorsa, sivil toplumun katkısını sağlamaktan başka yolu olmadığını kabul etmelidir. Kapitalist yaklaşımdan halka dönük bir yaklaşıma yönelerek ve ulusal bir çabayla sorunlar aşılabilir. Siyasal ve ekonomik güvenliğe erişmek için, halkın ve özellikle bağımsız sendikaların katkısı gerekiyor.

S: IndustriALL Küresel Sendika'nın şimdiye kadar size sağladığı dayanışma konusunda neler söylemek isterdiniz? Geleceğe yönelik beklentilerinizden ve isteklerinizden söz eder misiniz?

MG: Önce şu zor dönemde İran işçilerine ve emekçi halkına verdiği dayanışmadan ötürü IndustriALL'a ve küresel sendikal harekete teşekkür etmeliyim. Mücadele veren işçilerin taleplerine dayanan, aktif, dakik ve etkin bir dayanışma gösterilmesinin, uluslararası işçi dayanışmasının en önemli göstergelerinden biri olduğuna inanıyoruz.

Sendika aktivistlerine uygulanan baskılar konusunda ya da ILO sözleşmelerinin ve insan hakları bildirgesinin resmi devlet organları tarafından ihlali konusunda IndustriALL'dan ve öbür sendikal örgütlerden İran Cumhurbaşkanı'na ve bakanlara mektuplar ve mesajlar gönderilmesi, İran işçileri adına adalet talep etmenin pratik ve etkin yollarıdır. Hatun-Abad bakır madeni işçilerinin serbest bırakılmasında IndustriALL'un desteği gerçekten etkili oldu.

Sendikalardaki kardeşlerimiz, tutuklamalarda, insan hakları ihlallerinde ve sendika aktivistlerinin gözaltına alınması hallerinde İran Cumhurbaşkanı'na mektuplar gönderebilirler ve ondan yürütme organının başı olarak bu olaylara müdahale etmesini isteyebilirler. Ulusal ve uluslararası sendikal örgütler, Cumhurbaşkanı'nın ve bakanların dış gezileri sırasında onlarla toplantılar yapabilir ve İran işçileri adına adalet ve hak talebinde bulunabilir.

Kardeş sendikal örgütler, ülkemizdeki sendikal gelişmelerle ilgili haberlerimizi ve görüşlerimizi yayımlayarak, mücadelemizi desteklemek üzere kamuoyunu harekete geçirebilir. Uluslararası sendikal örgütler, İran Çalışma Bakanı'ndan, bizlere, İran işçilerine ILO sözleşmelerine uygun davranmasını isteyebilir ve sendika aktivistlerinin tutuklanmasını ve yasaya aykırı olarak işten atılmasını protesto edebilir. Bizleri doğrudan destek vererek ya da şikâyetlerimizi ILO'ya ileterek savunabilirler.

Sendikalardan sadece zor zamanlarda bizleri düşünmemelerini, birbirleriyle düzenli teması sürdürmelerini, deneyim ve bilgi alışverişi içinde olmalarını ve birbirlerinin sorunlarından haberdar olmalarını isteriz. Diğer sendikalar hakkında bilgi edinmek ve sorunlarını bilmek isteriz.

Son olarak, İran Metal İşçileri ve Teknisyenleri Sendikası adına dünyanın dört bir yanındaki sendika aktivistlerinin tümünü selamlıyor ve dünyanın her yerindeki işçilerin dayanışmasının daha da yaygınlaşmasını diliyorum.

 

 

Kaynak: IndustriALL Küresel Sendika