• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Uzm. Dr. Gökmen Ceylan /Evrensel Gazetesi

Rakamlar ve anlamları

18.12.2014

11 yılda 47 çocuk işçi hayatını kaybetti…   

Aslında çok basit istatistiksel veri gibi duruyor bu cümle değil mi?

Ülkemizde son on bir yılda kırk yedi çocuk işçi hayatını kaybetti.

Kafamızda bu istatistiksel verinin biraz daha canlanabilmesi için yaş gruplarına bakalım isterseniz; bunlardan birisi 15 yaşın altında. Diğer 16’sı ise onsekiz yaşın altında. Yani 15-18 yaş arası. Bu yazıyı daha iyi yorumlamak ve anlamak istiyorsak biraz çevremizdeki akrabalarımıza, çocuklarımıza bir göz ucuyla bakalım. İşte o zaman bu sayının istatistikten daha vahim bir duruma karşılık geldiğini anlayacağız. Sayılardan devam edelim isterseniz biraz daha…

Lakin burada duruyorum…

Çünkü sizlere bu dönemde sakat kalan, iş kazası geçirip tedavi görüp ruhsal ve sosyal alandan darbelenen çocuk sayılarını da vermek istiyorum ancak veremiyorum.

Araştırmadığımdan değil yanlış anlaşılmasın tüm kayıtları bir haftadır incelemeye çalışıyorum ama yok. Durun ama şöyle bir istatistik daha var çocuk işçi istihdamında kayıt dışılık yüzde 83. Şimdi o rakama tekrar bakalım sadece bizim bildiğimiz ölen çocuk işçi sayısı yüzde 17 olan kayıt altındaki çocuklardan çalışırken iş kazası sonucu ölen çocuk işçi sayısı. Yani ölen, sakat kalan veya iş kazası sonrası yaşamı harap olan çocuk sayısına ulaşma imkanımız yok. Çünkü kalan yüzde 83 çalışan çocuktan herhangi birinin başına bir şey geldiyse muhtemelen bu iş kazası olarak kayıtlara geçmemiştir. Sadece bu verilerle tahmin etmemiz lazım. Durumun vehametini kafanızda yeterince şekillendirebildim mi bilmiyorum.

Şimdi bu durumun -ki fark ettiyseniz bu istatistiksel veriyi durum olarak nitelemeye özen gösteriyorum; amacım hâlâ devam ettiğini üzülerek görmekten kaynaklanıyor- diğer ülkelerde nasıl seyrettiğine bakalım.

KAYIT DIŞILIĞIN EN YÜKSEK OLDUĞU GRUP

Durum çok da bizden farklı değil. Hatta Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), çocuk işçiliği ve çocuk işçilerinin ölümlü iş kazalarını önlemek için devamlı deklarasyonlar yayınlayıp, üye ülkeleri içine alan projeler geliştirmek zorunda kalıyor. Örnek; Uluslararası Çalışma Örgütü Çocuk İşçiliğinin Sona Erdirilmesi Uluslararası Programı (IPEC ). Belki de bu projeler içinde en kapsamlısı.

Dünya, bu projelere neden ihtiyaç duyuyor sizce? ILO araştırmalarına göre dünyada 5-14 yaş grubunda 250 milyon çalışan çocuk bulunduğu, 12-17 yaş grubu 283 milyon çocuğun çalıştığı için okula devam edemediği tahmin edilmektedir. Öyle can yakıcı sorun haline gelmiştir ki olay artık tüm dünya için bu sayılar artık istatistikten öte. İLO’nun anayasasında bulunan adaletli çalışma koşullarına bağlı dengede tutulması gereken sosyal barışı tehdit edebilir duruma gelmiştir. Onlarda da kesin bir istatistiksel bilgi yok. Çünkü kayıt dışılığın en yüksek olduğu yaş grubu bu yaş grubu olduğu için.

Her ülke kendi durumunu düzeltmek için uluslararası anlaşma ve kurallar çerçevesinde bazı düzenlemelere gidiyor. Bizde de 6331 sayılı Kanun’da; bu kişiler sağlık ve çalışma alanı açısından özel durum gerektiren çalışanlar olarak tanımlanmış çalışma saatlerinden, hangi iş kollarında çalışabilmelerinden, izin durumlarına kadar hepsi ayrıntısıyla anlatılmıştır.

KİM ÇOCUK KİM GENÇ?

Yasaya göre ;   

15 yaşını tamamlamış ancak 18 yaşını doldurmamış çocuklara genç işçi denir. 14 yaşını bitirmiş 15 yaşını doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamamış çocuklara çocuk işçi denir. Genç işçinin en fazla çalışacağı süre: günde 8 saat, haftada 40 saat. Çocuk işçinin en fazla çalışacağı süre: günde 7 saat, haftada 35 saat. 14 yaşını doldurmuş çocukların en fazla çalışabileceği süre: haftada 35 saat. 15 yaşını doldurmuş çocukların en fazla çalışabileceği süre: haftada 40 saat. Haftalık çalışma süresi en fazla 45 saattir. Ayrıca bu işçilerin izin verilen iş kollarında çalışmaları ise yine işyeri hekiminin yapacağı işe giriş muayenesinde işe uygunluk raporu alması mecburiyetine bağlanmıştır. Ayrıca yasada bu işçilerin hangi tehlike grubunda çalışabileceği ise ayrıntılı olarak yazılmıştır. Özellikle bu yasanın 4 ve 5. maddesinde bu işçilerin nasıl çalıştırılabileceği ayrıntısıyla belirtilmiş. Hangi işkollarında çalıştırılabileceği yasal mevzuatta net olarak açıklanmıştır.  Madde 5 – (Değ. 7/3/2010-27514 S.R.G.). Bu maddeler incelendiğinde bu işçilerin sağlık raporunu düzenlemeden çalışmaları yasaktır. İşe giriş muayeneleri yapılıp işe uygunluk kriteri karşılanır ve işyeri hekimi uygun görürse çalıştırılabileceği net olarak açıklanmaktadır.

İSMAİL NASIL İŞE BAŞLADI?

Fakat ben size biraz farklı bir bakış açısı getirmek isterim. Ben bir işyeri hekimi olarak en fazla çocuk işçi ve genç işçi çalıştıran iş kolları içinde bir metal fabrikasını örnek vermek istiyorum. Bu işyerinde hiç bulunmamış insanlar için şu kadarını anlatayım. Fabrika eğer döküm işi yapıyorsa ki benim çalıştığım fabrika böyle bir fabrika. İçinde bulunan fırın denilen kesimde sıcaklık 40 derecenin altına düşmemektedir. Gürültüsü, metal tozu ve doğal gazdan tasarruf etmek isteyen işveren tarafından oluşturulan vardiya sistemli 24 saatlik çalışma prensibi. Bir işveren bu zorluk ve problem yaratan şartları azaltmaya çalışsa bile ne yaparsa yapsın bu işin doğası gereği hem çok tehlikeli hem de çok yıpratıcı ve yıkıcı olduğunu bilir. Ancak şu kadarını söyleyeyim ki ucuz iş gücü ve kâr oranlarını arttırmak güdüsü ile bu işin doğasını böyle kabul eder. Siz de işyeri hekimi olarak oraya görevlendirildiğiniz anda tablo netleşir. Öncelikle bu çocuklara işe giriş raporu vermemeniz gerekir. Hayır dersiniz 18 yaşın altındaki çocukları çalıştıramazsınız ben bu çocuklara işe giriş raporu düzenlemem dersiniz. Sizin çok tehlikeli grupta olmanız nedeniyle bu rapor düzenlenmez dersiniz. İşveren ise bir yolunu bulup NACE KODU dediğimiz tehlike grubu sınıflandırmalarında kendisini çok tehlikeli değil tehlikeli grupta göstermiştir. Böylece mücadeleye bir sıfır yenik durumda başlarsınız. Sonra bu raporları düzenlemek için işçileri tek tek yanınıza çağırırsınız. Hepsine geniş bir anemnez dediğimiz sağlık ve sosyal durumunu belirleyen sorgudan geçirirsiniz. Çalışmasına uygunluk vermek istememektesinizdir. Ancak ilk gelen işçi İsmail evde bulunan beş kişilik ailenin iki çalışanından biridir. Babası cezaevindedir. Annesi evlere gündelik temizliğe gitmektedir. Kendisi de kardeşlerinin okuması için çalışmak zorundadır. Türk filmi gibi oldu değil mi? Daha bitmedi ki melodram sizde bu anlatılanlar sonucu tamamen vicdanınızla baş başa kalmışsınızdır. İşe giriş raporunu düzenler ve çalışma koşullarını ve güvenliğini sağlamak için elinizden gelen bütün dikkati gösterirsiniz. Ancak sizin olmadığınız bir sırada -ki zaten o fabrikada ayda en fazla 10 saat çalışma süreniz düzenlenmiştir. İsmail kolunu pres makinasına kaptırır. İki parmağını kurtaramaz meslektaşlarınız…

HÜSEYİN’İN AĞABEYİ GELDİ...

Hikayeye devam etmeyeceğim. Çünkü artık siz evinizdesinizdir. Akşam kendinizlesinizdir. Bu sayıları açarsınız bilgisayarınızdan. Hepiniz için bir anlamı olan bu sayılar sizin için artık bir başkadır. Bütün bu sayılar artık İsmail’dir. Veya İsmail’in iki parmağıdır. İşyeri hekimi olarak kaybetmişsinizdir. Sonra günler geçer aylar yıllar bu sefer başka bir fabrikada buna yakın bir tabloda oradan çıkardığınız sonuçla ve İsmail’in başına geleni hatırlayınca, bu sefer Hüseyin’in işine son vermişsinizdir. Hüseyin’in abisi yakanıza yapışır fabrika çıkışında, hocam senin altın kuru zaten sen iş bulmanın ne demek olduğunu biliyor musun diye. Siz son bir çabayla İsmail dersiniz parmakları dersiniz. Evinize gelirsiniz yine bilgisayarınızı açarsınız yine aynı rakamlar...

11 yılda 47 çocuk işçi hayatını kaybetti…

Yine kaybetmişsinizdir. İşyeri hekimi olarak yine kaybetmişsinizdir.

Kaynak: Evrensel Gazetesi