• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Sürdürülebilir Bir Ekonomiye Adil Geçiş Nasıl Gerçekleşecek?

30.03.2016

IndustriALL Küresel Sendika, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu ITUC ve ABD ulusal sendikal merkezi AFL-CIO 23-24 Mart günlerinde Washington'da, geçen Aralık'ta COP21 iklim zirvesinde varılan Paris Anlaşması'ndan kaynaklanan politika gündeminin üstesinden küresel sendikal hareketin nasıl geleceği konusunu görüşmek üzere bir araya geldi. 

Toplantının özel konusu, zarar görecek işçiler açısından adil geçişin nasıl gerçekleştirileceği idi. Toplantıya katılan otomotiv, enerji ve maden sektöründen IndustriALL üyesi birçok sendika kendi sektörleriyle ilgili görüşlerini dile getirdiler.

Enerji (özellikle kömür) sektöründeki ve enerjiye bağımlı sektörlerdeki işçiler, Paris Anlaşması uyarınca sera gazlarını denetleme ve iklim değişikliğini sınırlama çalışmalarından ciddi bir şekilde zarar görecekler.
Gelecekte yenilenebilir enerjiler hızla yaygınlaşacak ve bu tür enerjinin genel enerji kullanımındaki oranı artacak. Öte yandan, sendikal hareketin ise bu sürecin bedelini ilgili sektörlerdeki işçilerin ödememesini güvence altına alması gerekiyor.
Kuzey Amerika sendikaları, karbon yakalama ve depolama da dahil, ileri teknolojilerin gelişme olasılıklarını, ama aynı zamanda işçilerin karşı karşıya kalacağı sorunları hafifletecek ulusal Adil Geçiş fonlarına duyulan ihtiyacı vurguladılar. 

IndustriALL'un sürdürülebilirlik direktörü Brian Kohler şöyle dedi:

“İlk önceliğimiz her zaman, halen çalışmakta olan işçilerin işlerini daha sürdürülebilir hale getirmeye yönelik bir endüstriyel dönüşüm talep ederek bugünün işçilerini savunmak olacaktır. Ne var ki bazı sektörlere köklü değişiklikler geliyor ve eğer bu işçiler açısından adil bir geçiş için mücadele etmek istemezsek, kesinlikle adil olmayan bir geçişle karşı karşıya kalacaklardır.”

Bazı yönlerden, sendikal hareket ile çevreyle ilgili sivil toplum örgütlerinin çıkarları örtüşüyor; bazı yönlerden ise işverenler ile ortak kaygılar taşıyoruz. Ne var ki sanayinin dönüşümü ve bu dönüşümün toplumsal yönden nasıl adil hale getirileceği konusundaki uzmanlık birikimi sendikal harekettedir. Bu sektörlere bağlı işçilerin, onların ailelerinin ve tüm toplum kesimlerinin kaderi belirlenirken, hükümetler ve diğer toplumsal taraflarla birlikte masada yer almak istiyoruz. ABD'deki su, gaz ve elektrik gibi kamu hizmetlerinde çalışan işçilerin sendikası UWUA temsilcisi Mike Langford'un deyişiyle,

“Masada olmazsak, menüde olacağımızdan emin olabilirsiniz!”
Bu bağlamda çevre adaletinin önemi açıktır: Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, birçok toplumsal kesim genelde madencilik gibi tek bir sektöre bağımlı durumdadır, ama bu sektörlerdeki tesisler genellikle yetersiz çevre mevzuatı ve eski teknolojiler nedeniyle birçok çevre suçunun failidir.
Adil geçiş kendiliğinden gerçekleşmeyecek ve serbest piyasa buna meydan vermeyecek. Bu, şirketlere ve hükümetlere yönelik yoğun bir lobi çalışması ve müzakere gerektiriyor. Aksi takdirde işçiler, gerekli sosyo-ekonomik kaygılar dikkate alınmaksızın, Paris Anlaşması'nın gereklerini yerine getirme konusunda bir son dakika karambolüne kurban gideceklerdir. IndustriALL, ITUC ve AFL-CIO eylem gerektiği ve bu eylemin şimdi gerektiği konusunda anlaştı.

IndustriALL genel sekreteri Jyrki Raina şu sonuca vardı:
“Tarihin bu hayati anında liderliği ele almak bizim sorumluluğumuzdur. Fizik yasalarıyla müzakere edemeyiz; ama sürdürülebilir sanayi politikalarını savunabiliriz, bugünün ve yarının bütün işçileri için adalet ve insana yakışır çalışma talep edebiliriz ve bunu yapacağız.”