25 Kasım’da dünya sendikalarından kararlı tutum:

Evde de işyerinde de

kadına şiddete müsamaha yok!

 

25 Kasım’da sivil toplum örgütleri ve kadın gruplarının yanısıra sendikaların gündeminde de kadına yönelik şiddet vardı. Konuyla ilgili etkinlikler ve kampanyalar düzenlendi, eylemler ve açıklamalar yapıldı, farkındalık oluşturmak için yazılı ve görsel materyaller hazırlandı... Dünya üzerinde milyonlarca işçiyi temsil eden uluslararası sendika ve konfederasyonların, uzun bir geçmişe dayanan şiddetle mücadelede giderek daha kararlı hale geldiklerini görüyoruz.

Selgin Zırhlı Kaplan

 

 

Uluslararası sendikalar, yıllardan beri süregelen kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda oldukça yol katetmiş durumdalar. Bu anlamda, kadına şiddeti sona erdirecek temel çözümlerden biri olarak toplumda sosyal ve ekonomik açıdan kadın-erkek eşitliğinin kurulması olduğu gerçeğinden hareketle, doğrudan çözüm odaklı projeler ve kampanyalar yürütülüyor. Kadınların evde ve işyerinde uğradıkları şiddeti birbirinden ayırmadan, konuya kadının insan hakları açısından yaklaşılıyor. Uluslararası alanda yapılan etkinlik, açıklama ve kampanyaları inceledik ve öne çıkan örnekleri derledik... Derlenenler, sendikaların kadına yönelik şiddetle mücadelede izleyecekleri yol açısından önemli ipuçları içeriyor.

 

IndustriALL

Küresel Sendika

 

İŞYERİNDE KADINA YÖNELİK ŞİDDETE DUR DEMEK

Petrol-İş’in de dünya örgütü olan ve 140 ülkede madencilik, enerji ve imalat (metal, kimya, deri, tekstil vs.) sektöründe çalışan 50 milyon işçiyi temsil eden Küresel Sendika IndustriALL, 25 Kasım’da yaptığı açıklamada Birleşmiş Milletler’in araştırmasına göre dünyada her üç kadından birinin fiziksel ya da cinsel şiddete uğradığını hatırlatarak bunlardan sadece yüzde 10’unun resmi kurumlara başvurduğunu belirtti.

Açıklamada, 2016 başlarında küresel sendika IUF ve üretici firma Unilever ile yapılan, işyerinde cinsel tacizi önlemek için mağdur kadınların beyanda bulunmalarını kolaylaştırmayı amaçlayan üçlü anlaşmaya* da değinildi.

Dünya üzerinde 168 bin kişiyi kapsadığı belirtilen anlaşmayla, cinsel tacizin hem çalışanlar hem yöneticiler için ayrıntılı tarifi yapılıyor; mağdurların rahat bir şekilde kendileri ifade etmeleri de güvence altına alınıyor.

IndustriALL genel sekreter yardımcısı Jenny Holdcroft, işyerinde kadına yönelik şiddeti önlemede sendikaların önemli role sahip olduğunu belirterek “Toplu sözleşmelerde kadına yönelik şiddet ve cinsel tacize ilişkin maddeler yer alabilir. Sendikalarda kadınların daha fazla örgütlenmesi ve yönetim düzeylerinde daha çok yer alması, sorunlarının ve taleplerinin daha iyi duyulmasını sağlar.” dedi.

Jenny Holdcroft sözlerini şöyle sürdürdü: “İşyerinde kadına yönelik şiddeti önlemek için daha sıkı çalışmalıyız. Şiddet olayı gerçekleştiğinde -fail sendika üyesi dahi olsa- kararlı bir şekilde hareket etmeliyiz. Daha fazla sendika işyerinde kadına yönelik şiddete karşı güçlü politikalar geliştirmelidir. Kadınlara karşı hangi davranışların kabul edilir olup olmadığı bütün üyelere eğitimle anlatılmalıdır”.

IndustriALL, açıklamada Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu ITUC’un işyerinde cinsiyete dayalı şiddete dair İLO Sözleşmesi’nin desteklenmesi için sendikalara seslenen kampanyasına katılım çağrısında da bulundu.

Kaynak: www.industriall-union.org

 

ITUC Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu

İŞ YAŞAMINDA CİNSİYETE DAYALI ŞİDDETE SIFIR TOLERANS

162 ülke ve bölgede 340 sendika, federasyon ve konfederasyona bağlı 181 milyon işçiyi temsil eden Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu ITUC bu sene 25 Kasım’da çalışma yaşamında cinsiyete dayalı şiddete karşı bir İLO sözleşmesine yönelik kampanya düzenledi. “Sessizliği boz. Çalışma yaşamında cinsiyete dayalı şiddete SON demek için Uluslararası Çalışma Sözleşmesi kampanyasına katıl” sloganıyla yürütülen kampanyanın açıklamasında, cinsiyete dayalı şiddetin dünyada en çok rastlanan insan hakları ihlallerinden biri olduğu, dünya üzerindeki kadınların % 35’inin fiziksel ve/veya cinsel şiddete; % 40 - 50’sinin işyerinde istenmeyen cinsel davranış, fiziksel temas veya diğer cinsel taciz davranışlarına maruz kaldıkları belirtiliyor.

Açıklamada, ayrıca cinsiyete dayalı şiddetin kadınlarla erkekler arasındaki eşitsiz güç ilişkisinin bir göstergesi olduğuna da dikkat çekilerek işyerinde karşılaşılabilecek şiddet türleri sıralanıyor:

Fiziksel saldırı, tecavüz

Sözlü taciz ve şiddetle korkutma

Zorbalık

Psikolojik taciz ve yıldırma (mobbing)

Cinsel taciz

Evde maruz kalınan şiddetin, devamsızlık, verimlilik ve iş güvenliği kaybı, ya da faillerin şirket kaynaklarını kötüye kullanması gibi işyerine belirgin etkileri olduğu da hatırlatılıyor.

ITUC, çalışma yaşamında cinsiyete dayalı şiddetin her türlü biçimine son vermek amacıyla sendikaların harekete geçtiğini ve yeni bir uluslararası çalışma sözleşmesinin kabulü için bir kampanya yürütüldüğünü belirterek herkesi kampanyaya katılmaya çağırıyor.

ITUC, kampanyanın ayrıntılı anlatıldığı bir broşür de hazırlamış. Broşürde, sendikaların, kişi ve kurumların kampanyaya nasıl katkıda bulunacakları açıklanıyor. Uluslararası bir sözleşmenin neden önemli olduğu da şu sözlerle açıklanıyor:

"Neden İLO Sözleşmesi?

İşyerleri, şiddetle mücadelede önemli ortamlardır. Cinsiyete dayalı şiddet, kadınların ekonomik bağımsızlığı, özerkliği ve özgürlüğü - ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin gerçekleşmesi önündeki en önemli ve en yaygın engeldir. Halihazırda işyerinde cinsiyete dayalı şiddetin pek çok biçimini ele alacak uluslararası geçerlilikte bir yasa bulunmuyor. Bir İLO Sözleşmesi ve  Tavsiyesi şiddetin işin bir parçası OLMADIĞINI güçlü bir şekilde dile getirecektir. Çalışanların, cinsiyete dayalı şiddete karşı ses çıkarmalarını ve buna yönelik maddeler içeren toplu sözleşmeler imzalamalarına yardım edecektir. İşyerinde cinsiyete dayalı şiddeti önlemek ve mücadele etmek için çalışanlarla işverenlerin işbirliği yapmalarını sağlayacaktır. Kadın işçileri harekete geçmeleri için güçlendirecektir.”

Kaynak: www.ituc-csi.org

 

ETUC Avrupa Sendikalar Konfederasyonu

EVDE GÜVENLİK, İŞYERİNDE GÜVENLİK

39 ülkede 89 ulusal sendika konfederasyonuyla 10 Avrupa sendika federasyonunu çatısı altında birleştiren Avrupa Sendikalar Konfederasyonu ETUC, bu yıl 25 Kasım’da “Evde güvenlik, işyerinde güvenlik” kampanyası düzenledi.  “Sendikalar işyerinde kadına yönelik şiddeti ve tacizi siliyor” sloganıyla yürütülen kampanyanın görselinde kağıt üzerindeki şiddet kelimesini silen ve üzerinde ETUC yazılı bir silgi kullanılmış.

İşyerinde ve evde kadına şiddeti sona erdirmek’ amacıyla düzenlenen kampanya ile ETUC, şiddeti ulusal, sektörel ve şirket düzeylerinde toplu sözleşmelerle sona erdirmek; işverenlerin sözleşmeleri doğru uygulamasını sağlamak için sendikaların sonuna kadar kararlı olduklarını ifade etti.

Kampanyanın başlığı “Evde güvenlik, işyerinde güvenlik” aynı zamanda bir araştırmanın da adı. Bu çalışmayla Avrupa’da sendikaların işyerinde kadına yönelik şiddeti nasıl ele aldıkları ve işyerinde kadınlara destek sağlanmasının evdeki şiddeti engellemeye etkisi araştırılıyor.

Kampanya kapsamında, Bulgaristan, Danimarka, Fransa, Almanya, İtalya, Slovenya ve Hollanda başta olmak üzere bazı ülkelerde toplusözleşmeler ve sektörel anlaşmalarda şiddet ve tacize ilişkin maddelere yer verildi.

ETUC yaptığı araştırmanın sonuçlarını 24-25 Kasım 2016’da Madrid’de düzenlenen “İşyerinde kadına yönelik şiddeti ve tacizi önlemek için sendikaların izleyeceği yol” konulu konferansla kamuoyuna sundu. Konferansın amacı, kadına yönelik şiddet ve cinsel tacizle mücadele yöntemlerine ilişkin deneyimlerin paylaşılması.

 

Kampanyanın amaçları

Sendikaların, hem evde hem işyerinde kadına yönelik şiddeti önlemedeki sorumluluğunu hatırlatan kampanyanın amaçları şu şekilde sıralanıyor: “İşyerinde kadına yönelik şiddet ve taciz konusunda sendikaların bilgilenme ve sorunu çözme araçlarını geliştirmek; kadına yönelik şiddet ve tacizi pazarlık gündemine almak; hem toplu sözleşmeler hem de sosyal diyalog araçlarını kullanarak işyeri organizasyonunda toplumsal cinsiyet eşitliği sağlamak; işyerinde kadına yönelik şiddeti engellemek amacıyla başarılı sendika ve/veya sosyal ortak insiyatiflerine katılmak; işyerinde şiddete ilişkin uluslararası çalışma standardının oluşturulmasına katkıda bulunmak ve önerilerde bulunmak.”

Konferansta söz alan ETUC Konfederal Sekreteri Montserrat Mir, konuyla ilgili şöyle konuştu: “İşyerinde cinsel taciz, mağdurlarda derin izler bırakan ve işyerinin tamamını etkileyen ciddi bir sorundur. Araştırmalarımızın da gösterdiği gibi, işverenlerle birlikte, toplusözleşmeleri kullanarak etkin bir şekilde mücadele edecek araçlarımız var. ... Evde şiddete uğrayanların işyerinde desteklenmesi konusu sendikalar ve işverenler için yeni bir müzakere konusu. Aile içi şiddet genellikle işyerinde de mağdurun peşini bırakmaz, verimliliğini ve işyerindeki moralini görünür şekilde etkiler. Bu da aile içi şiddeti sendikal mesele yapar.”

 Şiddet neden sendikaların sorunudur?

ETUC projesinde, şiddetin neden sendikaların ilgilenmesi gereken bir mesele olduğu detaylı şekilde açıklanıyor.

İşyerinde şiddet: Bir sendika meselesi İşyerinde şiddet, aile içi şiddetin işyerine olan etkisi dahil olmak üzere temel sendika meselesidir. Çünkü:

Şiddet, çalışanların güvenlik, sağlık ve refahını olumsuz etkiler.

Hem işyerinde hem toplumda eşitliğin sağlanması önünde büyük ve kalıcı bir engeldir.

Şiddetin iş performansı, verimliliği ve işyerinde sürekliliğe de olumsuz etkileri vardır. İşçilerin devamlılığını, işyeri ilişkilerini ve iş ortamını olumsuz etkiler.  

Şiddet ve tacizdeki bu yükseliş, istihdamın standart olmayan büyümesiyle; özellikle kadınların ve gençlerin yoğunlukta olduğu sektörleri etkileyen çağrıya dayalı çalışma, geçici iş, zorunlu yarı-zamanlı çalışma, sıfır saat sözleşmeleri ile doğrudan ilişkilidir.

 

İşyerinde şiddet ve cinsel tacizle mücadele

ETUC’un Haziran 2016’da toplanan yürütme kurulu tarafından kabul edilen  2016-2019 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Eylem Planı’nda hedeflenen beş maddeden biri şöyle:

İşyerinde cinsiyete dayalı şiddetin ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak için, yeterli önlemler ve etkinliklerle en çok şiddete ve tacize maruz kalan kişi (çoğunlukla kadınlar) ve sektörleri korumak. Aile içi şiddetle işyerinde şiddetin önlenmesi arasında bağlantı kurmayı sürdürmek.”

 

Sendikalar neler yapabilir?

ETUC’un projesine göre, sendikaların şiddetle mücadele konusunda alabilecekleri önlemler şöyle:

1. İşyeri politikalarını ve toplusözleşme maddelerini gözden geçirmek.

2. Şirket eşitlik planlarına aile içi şiddet maddelerini eklemek.

3. İşyeri yöneticilerini eğitmek.

4. Sendika üyelerini, yöneticilerini ve kadın işçileri konu hakkında bilinçlendirmek.

5. Aile içi şiddetin işyerindeki etkisini belirlemek amacıyla kanıt toplamak.

6. Aile içi şiddetle mücadele eden organizasyonlarla işbirliği yapmak.

7. İşyerinde cinsiyete dayalı şiddetle ilgili yasal düzenlemeler için lobi faaliyetleri yürütmek.

Kaynak: www.etuc.org

 

TUC Birleşik Krallık Sendikalar Kongresi

KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNLENMESİNDE SENDİKALAR VE İŞVERENLER ROL ALMALIDIR

51 sendikada üyesi bulunan 5.8 milyondan fazla çalışanı temsil eden Birleşik Krallık Sendikalar Kongresi (TUC), küresel düzeyde 160 ülkeden yaklaşık 180 milyon sendika üyesiyle aynı çatı altında yer alıyor. TUC’a bağlı sendikalar içerisinde 1.4 milyon üyesi olan da var, birkaç yüz üyesi olan da. Her sendika, bulunduğu sektöre göre küresel bir sendikayla bağlantı içinde.

Kadına yönelik şiddetle mücadele etkinliklerine ilişkin açıklamasında TUC, yaptıkları bir araştırmanın, kadınların yaklaşık yarısından fazlasının (% 52), 18-24 yaş arasındaki kadınların ise yaklaşık üçte ikisinin (% 63) işyerinde cinsel tacize uğradığını gösterdiğini ifade ediyor.

TUC Genel Sekreteri Frances O’Grady: “Aile içi şiddet, kapının dışında sona ermiyor. Failler, kadını işyerinde de takip ediyor. Ne yazık ki pek çok vakada, şiddet failleri kadınları işyerinde öldürüyor. ... Sendikalar kadına yönelik şiddetin ve cinsel tacizin işyeri meselesi olduğunu göstermekle yükümlüdür. İşverenler, sendikalar ve hükümet, kadınların işyerinde desteklenmelerini ve tacizden, tehlikeden uzak bir şekilde çalışabilmelerini sağlamalıdır.” açıklamasını yaptı.

Kadına yönelik şiddetin ve aile içi şiddetin sendikal bir mesele olduğuna inanan TUC, sendika üyelerinin aile içi şiddet deneyimlerine ilişkin bir anket çalışması yürütmüş. Hem sendikal alanda hem dışarda yürütülen çalışmaların sonucu, kadına yönelik şiddetle etkin mücadele için kapsamlı bir yaklaşımın benimsenmesi, hem evdeki hem işyerindeki şiddete karşı çıkılması gerektiğine işaret ediyor.

Ankete katılanlar ayrıca aile içi şiddete ve kadına yönelik şiddete karşı gençlerin eğitilmesini ve aile içi şiddet mağdurlarını bilgilendirmek için işyerlerinin kullanılması ihtiyacını dile getirmişler.

TUC, anketin sonuçlarından yararlanarak işveren ve sendikaların kadına yönelik şiddetin işyerindeki etkilerini nasıl ele alacaklarını anlatan bir de rehber hazırlamış: “Aile içi şiddet: İşyerine yönelik rehber”. Rehbere TUC web sitesinden ulaşmak mümkün.

Şiddet, eşitsizliğin hem sebebi hem sonucu

25 Kasım’la ilgili açıklamasında TUC, kadına yönelik şiddetin, kadınlarla erkekler arasındaki eşitsizliğin hem sebebi, hem sonucu olduğunu belirttikten sonra, kadınların psikolojik ve fiziksel sağlığını tehdit ettiğini, buna ek olarak adalet, sağlık ve diğer kaynaklar açısından devlete ve topluma büyük maliyeti olduğunu ekliyor.

 

Cinsiyete dayalı şiddet sendikaların öncelikli sorunudur

İster fiziksel, psikolojik ya da cinsel şiddet olsun; isterse evde, işyerinde ya da toplum içinde gerçekleşsin, şiddet, tüm dünyada kadınların yaşamını olumsuz etkiliyor.” TUC’un açıklamasında cinsiyete dayalı şiddetin sendikaların öncelikli konusu olduğu; hem Birleşik Krallık’ta hem dünyada ortadan kaldırılması için çalışacakları belirtiliyor.

Bu amacı gerçekleştirmek için öncelikle kadına yönelik şiddetin önlenmesine odaklanılması gerektiğini vurgulayan TUC, önerilerini şöyle sıralıyor:

Kamu hizmet sözleşmelerinde kadına yönelik şiddete yer verilmesi,

Kadına yönelik şiddetle etkin mücadele için stratejik ve birimler-arası kapsamlı bir  yaklaşım benimsenmesi,

Korunma ihtiyacı olan kadınlara yönelik hizmetleri desteklemek için  uzun vadeli ve güvenilir mali kaynakların sağlanması,

Her kesimden kadına eşit şekilde hizmet sağlanması için hizmet sistemindeki açıkların kapatılması,

Kadına yönelik şiddetle mücadele için Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Vergisi uygulanması,

Kadına yönelik şiddetin işyerindeki etkileri konusunda işverenler arasında farkındalık yaratılması ve sendikalarla işbirliği kurularak gerekli desteği sağlamaları konusunda teşvik edilmeleri.

Kaynak: www.tuc.org.uk

 

 

PSI Uluslararası Kamu Hizmetleri

 

HAYAT KURTARABİLMEK İÇİN GÜVENDE OLMAK GEREKİR

154 ülkedeki 669 sendikadan, özellikle sağlık alanında kamu hizmeti sağlayan 20 milyon üyeyi temsil eden küresel sendika federasyonu Uluslararası Kamu Hizmetleri PSI, bu sene kadına yönelik şiddete ilişkin kampanyasında sağlık alanında çalışan kadınlara yönelik şiddeti ele aldı. “Hayat kurtarmak güvenlik gerektirir” sloganlı kampanya için hazırlanan görselde sembolik olarak dünyayı elinde taşıyan kadın sağlık çalışanları kullanılmış.

PSI Genel Sekreteri Rosa Pavanelli, günün anlamına ilişkin yaptığı açıklamada şöyle konuştu: “Sendikalar hem işyerinde hem de toplumda şiddete son vermek için mücadele yürütüyor. Sağlık, barış ve sosyal güvenlikle ilgili insan haklarına dayalı diyalog kültürüyle barışçıl çözümlere hazırız. Bütün ülkelerde hükümetlerden kadına yönelik şiddetin derinlere kök salmış sebeplerine karşı kararlı bir mücadele istiyoruz: Eşitsizlik ve ayrımcılık. Devletler, şiddeti önlemek ve mağdur kadınları korumak için  gerekli önlemleri almalı; insanların zihniyetini değiştirmek için takibat, danışma ve eğitim sağlamalıdır. İstismara uğrayan kadınlar için sığınmaevleri açılmalıdır. Tasarruf politikaları gerekçe gösterilerek bu hizmetlerin durdurulması kabul edilemez. ... Uluslararası Kamu Hizmetleri (PSI), sağlık, sosyal güvenlik ve toplumsal cinsiyet eşitliği arasındaki güçlü ilişkinin bilincindedir.”

 

İşyerinde Kadına Yönelik Şiddet:

Bildir, mücadele et, durdur!

PSI’nin kadına yönelik şiddete ilişkin yayınladığı ve PSI-Brezilya tarafından hazırlanan “İşyerinde Kadına Yönelik Şiddet: Bildir, mücadele et, durdur!” başlıklı broşürde işyerinde şiddet konusu ayrıntısıyla ele alınıyor. Broşürde öne çıkan belli başlı konular şöyle:

Cinsiyetçi şiddet, her kesimden ve yaştan kadını olumsuz etkileyen sosyal, ekonomik, örgütsel ve kültürel etkenlere bağlı bir sorun. İşyerindeki güç dengesizliği ve güvencesiz çalışma koşulları kadınları psikolojik ve/veya cinsel tacize, şiddetin pek çok türüne karşı savunmasız kılıyor.

Kadınların kurtuluşu ve cinsiyetçi şiddettin son bulması için erkeklerle kadınlar arasında ekonomik eşitlik önem taşıyor.

Kadınların işyerinde maruz kaldıkları şiddetin tüm biçimlerini (cinsel, fiziksel, manevi, maddi ve mülkiyetle ilgili)  “işyerinde cinsiyetçi şiddet” olarak tanımlamalı, daha sonra kadın oldukları gerçeğiyle birleştirmeliyiz.

Sendikalar, cinsiyetçi şiddetle mücadele için en uygun yerlerdir. Çünkü sendikalar, şiddet mağduru kadınların kendilerini özgürce ifade edebilecekleri samimi yerler haline gelebilir.

Kaynak: www.world-psi.org

 

UNI Küresel Sendika

İŞYERİNİZDEKİ GİZLİ DÜŞMAN: CİNSEL TACİZ

Merkezi İsviçre’nin Nyon kentinde bulunan ‘vasıf gerektiren işler ve hizmetler’ sektöründe 900’ün üzerinde sendikada 20 milyon üyesi bulunan UNI Küresel Sendika, bu sene 25 Kasım’da cinsel tacizi gündemine aldı.

UNI Fırsat Eşitliği Departmanı, cinsiyete dayalı şiddete karşı kampanya düzenledi: Kampanya, işyerinde kadına yönelik şiddetin özel bir hali olan cinsel tacize odaklanıyor. Ücret, yetki ve statü konularında geri olmalarından dolayı cinsel tacize karşı kadınların daha savunmasız oldukları belirtiliyor.

İşyerinde şiddeti durduralım! Çemberi kıralım! sloganıyla lanse edilen kampanyanın amacı “Cinsel tacizin unsurlarını tartışarak gün yüzüne çıkartmak ve işyerinde cinsel tacizi önleme ve başa çıkma yöntemlerini belirlemek” olarak açıklanıyor. UNI, kampanya kapsamında, cinsel tacizle ilgili bir de video yayınladı.

UNI, her sene tekrarladıkları ve 25 Kasım - 10 Aralık arasında devam eden 16 gün farkındalık eyleminde de cinsel tacize yer ver verdi.

6 Aralık 2016’da Amerika’dan 130 kadının katılımıyla gerçekleştirilen UNI Amerika Bölge Kadın Konferansı’nda da kadına şiddet konuşuldu.

UNI Küresel Sendika Genel Sekreter Yardımcısı Christy Hoffman, “Kadınların hâlâ işyerinde cinsel tacize maruz kalmalarından dolayı utanç duyuyorum. Çalışmaya başladığımda cinsel tacizin çalışma yaşamının bir parçası olduğuna dair bir inanış vardı.”

Günümüzde, böyle bir çağda işyerinde cinsel tacizin gerçekleşmesini kabullenmiyoruz. Kızlarımıza böyle bir dünya bırakmak istemiyoruz, haydi bu savaşı sona erdirelim!

UNI Kadın Konferansı’nda, üye sendikalar için kadına yönelik şiddete karşı aşağıdaki maddeleri içeren bir strateji planı da oluşturuldu:

1. Hükümetlerden kadına yönelik şiddeti önleme ve mücadele mekanizmaları talep etmek.

2. Cinsiyete dayalı şiddeti ortadan kaldırmak için şirketlerde ve toplumda farkındalık kampanyaları düzenlemek.

3. Şirketlerden, işçi sağlığı ve fırsat eşitliğine dair tüm konuların görüşmelerde yer almasını talep etmek.

4. Çalışanları ve üyeleriyle bu konuları konuşmaları için şirketleri teşvik etmek.

Kaynak: www.uniglobalunion.org

 

DGB Alman Sendikalar Birliği

İŞYERİNDE CİNSEL TACİZE SON

Almanya’da 59 bölgeden sekiz sendikayı çatısı altında birleştiren Alman Sendikalar Birliği, çeşitli sektörlerden 6 milyonun üzerinde çalışanı temsil ediyor. Bu sene 25 Kasım etkinliklerine yönelik olarak “İşyerinde Cinsel Tacizin Önlenmesi” kılavuzu yayınladı.

Kaynak: www.dgb.de

UNITE Sendika

 

ŞİDDETE TACİZE SIFIR TOLERANS

1.42 milyon üyesiyle Britanya’nın en büyük sendikası özelliğini taşıyan Unite Sendika, kadına şiddete sıfır tolerans dedi. “Şiddete ve tacize sıfır tolerans” sloganıyla yürütülen kampanya için hazırlanan broşürde taciz, ayrımcılık ve zorbalık kavramlarının işyeri ve sendika meselesi olduğundan hareketle, nasıl başa çıkılabileceği ayrıntısıyla anlatılıyor.

Kaynak: www.unitetheunion.org

 

ITF Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu

 

KADINLARA ŞİDDETSİZ İŞYERLERİ

150 ülkede 4.5 milyonun üzerinde üyesi bulunan 700 sendikayı çatısı altında birleştiren Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu (ITF), “Taşımacılık işçisi kadınlara yönelik şiddete son” sloganıyla “Eyleme Geçmek için Araç Seti” yayınladı.

İLO’nun 2018 konferansında şiddetle ilgili yeni maddenin kabulünü destekleme çağrısı da içeren kampanyaya kadınlar da destek içeren mesajlarını yazıp internette paylaşarak katıldılar.

Kaynak: www.itfglobal.org

 

 

(Kaynak: Petrol-İş Kadın Dergisi, Sayı 54, Ocak 2017)