Hem çocuk büyütüyor, hem keçilere bakıyor...

 

Motosikletli keçi çobanı

 

Balıkesir’in Edremit ilçesinde motosikletiyle giderken rastladığımız ve güler yüzüyle bizi etkileyen keçi çobanı Sibel Karadeniz’le küçük bir söyleşi yaptık, Anadolu’da toprakla ve hayvancılıkla uğraşan kadınların yaşamlarının küçük bir kesitine tanıklık ettik.

 

Söyleşi: Selgin Zırhlı Kaplan & Elif Ülker

Kendinizi tanıtır mısınız?

İsmim Sibel Karadeniz. Balıkesir, Edremit’te yaşıyorum. Hayvancılıkla uğraşıyoruz. 35 yaşındayım.

Evli misiniz, çocuğunuz var mı?

Evet evliyim, üç çocuğum var. Biri on yaşında, biri dört yaşında, biri iki yaşında.

Çocuklara kim bakıyor siz çalışırken?

Annem bakıyor.

Okula gidiyorlar mı?

Bir tanesi gidiyor, diğerleri küçük daha.

Buraya getiriyor musunuz çocukları hiç?

Onları baharda getirmeye başlıyorum.

Mecbur kalınca ne yapıyorsunuz?

Doğumlar başladığında hep birlikte buradaydık. Şimdi birkaç tanesi kaldı doğuracak, on tane falan var. Onlar için gelip gidiyorum. Babam da burada olduğu için göz kulak oluyor keçilere. Doğum başladı mı telefon ediyor.

Çocukların kaçı kız kaçı erkek?

Okula giden kız, adı Bilge, diğerleri erkek, Hüseyin ve İbrahim. Okula giden abla, o biraz zorlu...

Ne zamandır çobanlık yapıyorsunuz?

Biz doğduğumuzdan beri hayvancılıkla büyüdük. Onları görmeden (keçileri kastediyor) yapamıyoruz. Bakmadan, ilgilenmeden olmuyor.

Neler yapıyorsunuz, gününüz nasıl geçiyor?

Sabah geliyoruz, önce bebekleri (keçi yavruları) emdiriyoruz. Gerekli bakımlarını yapıyoruz, yemlerini veriyoruz. Gün içinde tekrar otlamaya götürüyorum. Akşam da aynı rutin işleri tekrar yapıyorum.

Bu civarda mı otlatıyorsunuz keçileri?

Buralar zeytin bölgesi olduğu için serbestçe gezdiremiyoruz. Kapalı alanda otlatıyoruz. Kimseye zarar vermenin gereği yok, insanlar bir yıl o zeytinlere bakıyor, gübreliyor, toprağını sürüyor, suluyor... Onun için biz içeride bakıyoruz, yazın yonca ekiyoruz, yoncaları kışın balyayla koyuyoruz.. Kışın yoncayla besliyoruz.

Kaç keçiyi otlatıyorsunuz?

Toplam 35 keçimiz var.

Motosikleti ne zamandır kullanıyorsunuz?

Arabayla şehir içinden gidip gelmek sıkıntı oluyor. Motorsikletle daha kolay oluyor, işimiz basitleşiyor.

Keçilerin doğumu ne zaman gerçekleşiyor, ondan da mı siz sorumlusunuz?

Onları Eylül’den önce, Ağustos ayında çiftleştiriyoruz, sonra hamilelik dönemi başlıyor. Kuruya alıyoruz, yani süt sağımını bırakıyoruz hamilelik başladıktan sonra. Beş ay içerisinde doğumları gerçekleşiyor, doğum başladıktan sonra arka arkaya teker teker doğuruyorlar.

Tek başınıza mı doğurtuyorsunuz keçileri?

Onlar zaten kendileri doğuruyor. Ancak doğum sırasında bazıları yardım istiyor, belli ediyorlar kendilerini, büyük olan mesela...

Burada bu işi genelde kadınlar mı yapıyor, yaygın mı yani?

Evet, kırsal kesimdeyiz, burada hayvancılık yaygındır. Bu işi genelde kadınlar yapar. Erkekler kendi işlerini takip eder. Zeytincilik ve hayvancılık, bu yörenin başlıca geçim kaynağı.

Keçiler doğurduktan sonra ne var sırada, sütünün sağımıyla kim uğraşıyor?

Yavrular büyüyecek, erkek olanları satacağız, dişileri elimizde damızlık olarak kalır. Sütü de ben sağıyorum. Elektrik olmadığı için elle sağıyoruz.

Gelelim esas soruya, geçinebiliyor musunuz bu işten?

Eşim yemcide çalışıyor. Yem fabrikasında dağıtım yapıyor. Benimki bir nevi eve bir parça katkım olsun diye yaptığım bir iş. Çok doyurucu bir iş değil hayvancılık. Türkiye’de zaten genelde bir gerileme içinde.

Size bir katkısı oluyor mu peki? Elinize para geçiyor mu?

Evet bana çok katkısı oluyor... Birincisi, çocuklarım sütü peyniri doğal olarak yiyorlar. Bu en büyük faydası. Para olarak da, oğlaklar emmeyi bitirdikten sonra hayvanların sütü artıyor, sonra sağıyoruz ve satıyoruz. Konu komşu peynir istiyor, peynir yapıyoruz, onlara satıyoruz. Yapmak istedikten sonra doyurucu geliyor.

Hayvanları sevdiğiniz için de yapıyorsunuz sanki.

Ben çok seviyorum, ufaklıktan beri hayvanların içerisinde olduğum için, okuyordum mesela, devamı gelmedi.

Kaçıncı sınıfa kadar okudunuz?

Ben 2000 senesine kadar okudum, liseyi bitirdim. Liseyi bitirdikten sonra Açıköğretim’e yazıldım, ama bu işler beni cezbettiği için arkasını getiremedim.

Bu işin geleceği var mı sizin açınızdan?

Bir güvenceniz olmasa bu işi yapmazsınız zaten, çünkü çok meşakkatli bir iş. Geliyorsunuz, ilgileniyorsunuz, doğum oluyor, hastalıkları oluyor, bırakamıyorsunuz.

Sigortalı mısınız, herhangi bir güvenceniz var mı?

Ben kendime çiftçi Bağkur’u ödüyordum, ekonomik krizden dolayı gerisini getiremedim. En kısa zamanda toparlayacağım.

Emekli olunuyor mu bu işten?

O mümkün değil. Çok geniş kapsamlı yapmanız lazım, işletme kurmanız lazım İlçe Tarım vasıtasıyla... Mesela oradan birtakım destekler almanız lazım. Böyle küçük kriterlerde yaptığınız zaman zaten sizi kurtarıyor sadece...

Kaç yıllık evlisiniz? Eşiniz yardımcı oluyor mu evdeki işlere?

10 yıllık evliyim, evdeki işlere pek yardımcı olamıyor çünkü mesaisi çok uzun. Sekizde girip beşte çıkma ihtimalı yok özel sektörde çalıştığı için. Ancak dokuz buçuk onda geliyor, ama tatil olan günler bana yardımcı olur birçok konuda. Başka sıkıntımız olduğunda izin alır mesela.

Çocuklarla ilgilenir mi mesela?

Tabii, her konuda yardımcı olur, eşim anlayışlıdır o konuda. Zaten biz anlaşarak evlendik (gülüşmeler).

Keçilerin karnı acıktığı için söyleşi boyunca meleyip durdular. Biz de bu kadar söyleşi yeterli dedik. Motorsikletli keçi çobanı Sibel’e bize zaman ayırdığı için teşekkür ederek keçilerinin yanına uğurladık.

 

 

 

 

(Kaynak: Petrol-İş Kadın Dergisi, Sayı 54, Ocak 2017)