İLO’dan: "Dünyada İstihdama ve Toplumsal Duruma Bakış: Kadınlarla İlgili Eğilimler 2017"

İŞGÜCÜNE KATILIMDA DA İŞ BULMADA DA

KADINLAR TOPLUMUN GERİSİNDE

 

Uluslararası Çalışma Örgütü, tüm dünyada istihdam durumunu araştırdığı "Dünyada İstihdama ve Toplumsal Duruma Bakış: Eğilimler 2017" başlıklı araştırmasında kadınlarla ilgili bölümleri derleyerek oluşturduğu ve ayrı bir yayın olarak biraraya getirdiği "Dünyada İstihdama ve Toplumsal Duruma Bakış: Kadınlarla İlgili Eğilimler 2017"de, gelişmiş, gelişmekte olan ve yükselen ülkelerde kadınların istihdamla ilişkisini ortaya çıkarmış. Sonuçlar kadınlar açısından pek olumlu değil. İşgücüne katılımda da iş bulma olanaklarında da kadınlar hep toplumun gerisinde.

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (İLO) bu yılın Haziran ayında yayınladığı "Dünyada İstihdama ve Toplumsal Duruma Bakış: Kadınlarla İlgili Eğilimler 2017" raporunda ele alınan konular maddeler halinde şu şekilde özetleniyor:

ÇALIŞMA DÜNYASINDA, KADIN-ERKEK ARASINDAKİ UÇURUM HÂLÂ ÇOK DERİN. ENGELLER, KADINLARIN İŞGÜCÜ PİYASASINA KATILIMIYLA BAŞLIYOR.

Toplumsal cinsiyet açıkları işgücü piyasasının en zorlu sorunlarından birisi. İstihdama katılımda olsun, iş bulmada olsun, kadınların işgücü piyasasına katılımı erkeklerden büyük oranda daha az. İstihtihdama katılımda da, iş aramada da küresel işgücü katılım oranı kadınlar için % 49’un biraz üzerinde, bu oran, erkekler için açıklanan rakamdan yaklaşık % 27 daha düşük.

2017 yılında, işgücüne katılımda kadın-erkek arasındaki en büyük fark, % 31’lik bir oranla, yükselen ülkelerde gerçekleşti. Bunu % 16’la gelişmiş ülkeler takip etti. Kadınlarla erkekler arasındaki en küçük fark % 12 ile gelişmekte olan ülkelerde gerçekleşti.

Bölge olarak kadın-erkek işgücüne katılım oranının en farklı olduğu ülkeler, % 50 ile Arap Devletleri, Kuzey Afrika ve Güney Asya’dır.

 

KADINLAR, İŞGÜCÜ PİYASASINA ADIM ATMAYI BAŞARSA BİLE, NİTELİKLİ İSTİHDAM FIRSATLARINA ERİŞİMLERİ KISITLIDIR.

Kadınların işgücü piyasasına girdikten sonra iş bulma ihtimalleri, erkek meslektaşlarına göre daha düşüktür. Küresel ölçekte 2017 için kadınların işsizlik oranı % 6.2’dir. Bu oran, erkeklerin işsizlik oranı olan % 5.5’ten % 0.7 daha yüksektir. Bu oranların 2018’de de aynı oranlarda artması bekleniyor. Bu da kadınlarla erkekler arasındaki işsizlik oranı farkının korunacağı anlamına geliyor.

Küresel düzeyde bu fark, son yıllarda nispeten değişmeden kalmıştır. Örneğin, yükselen ülkelerde 2007 yılında % 0.5 olan kadın-erkek işsizlik oranı farkı, 2017’de % 0.7’ye çıkmıştır. Buna karşılık, hem gelişmekte olan ülkelerde hem gelişmiş ülkelerde azalarak sırasıyla % 1.8 ve % 0.5 oranlarına gerilemiştir.

Arap Devletleri ve Kuzey Afrika ülkelerinde kadınların işsizlik oranı % 20’yi aşmıştır. Bu oran, erkeklerin işsizlik oranının iki katından fazladır.

 

İŞ YAŞAMINA GİRSE DAHİ KADINLARIN İŞ OLANAKLARI OLDUKÇA SINIRLI

Dünya üzerinde istihdam edilen kadınların yüzde 15’i aile çalışanı durumunda (örneğin bir akrabası tarafından işletilen işletmede kendi hesabına çalışanlar). Erkekler için aile çalışanı olarak çalışma oranı sadece yüzde 5.5.

Gelişmekte olan ülkelerde kadınların % 36.6’sına karşılık erkeklerin % 17.2’si yardımcı aile işçisi olarak çalışıyor. Aradaki fark, son on yılda yüzde iki artışla birlikte en yüksek düzeyde bir farktır.

 

HEM ÜCRETLİ HEM ÜCRETSİZ İŞLERDE KADINLAR DAHA UZUN SÜRE ÇALIŞIYOR

Kadınlar, ev işleri ve bakım gibi ücretsiz işlerde de çok büyük zaman harcamaktadır. Ayrıca, hem ücretli hem ücretsiz işlerde, kadınlar genellikle erkeklerden daha uzun süreler çalışmaktadır. Ücretli istihdam sözkonusu olduğunda kadınlar ortalama olarak daha kısa süreli işlerde çalışmaktadır. Kendilerine sunulan tek tercih olması nedeniyle çoğunlukla yarı-zamanlı işlerde çalışıyorlar.

Kadınların işücü piyasasına katılma tercihleri ve kararıyla nitelikli işlere erişimi etkileyen pek çok faktör bulunuyor. İş yaşamında uğranan ayrımcılık, eğitim düzeyi, ücretsiz bakım işleri, iş-aile dengesi ve medeni durum bu faktörlerin başında geliyor. Toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri de kadınların insana yakışır iş bulma olanaklarını büyük oranda sınırlamaktadır.

 

BU FARKLARIN KAPATILMASI HEM EKONOMİYE HEM KİŞİSEL REFAHA YARAYACAK

2014 yılında G20 liderleri 2025’te kadınlarla erkekler arasındaki işgücüne katılım farkını % 25 azaltma hedefinde anlaşmışlardır.

Rapor, çalışma yaşamında eşitliğin sağlanması için bir dizi önlem çağrısında da bulunuyor: Başta eşit değerde işe eşit ücret ilkesinin hayata geçirilmesi; ücretsiz bakım işlerinin tespit edilmesi, azaltılması ve yeniden paylaştırılması; çalışma yaşamında kadınlara yönelik ayrımcılığın önlenmesi için kurumların dönüştürülmesi vs.

Rapor şu sözlerle tamamlanıyor: "Politikalar geliştirilirken işgücüne katılımı etkileyen sosyo ekonomik faktörler de ele alınmalıdır. Bu politikalar, iş ve aile dengesini sağlamalı, bakım ekonomisini kaliteli ve sürekli hale getirmelidir." [SZK]

 

(Kaynak: Petrol-İş Kadın Dergisi, Sayı 56, Ekim 2017)