- Ya abla kapıyı çalıyorum sabahtan beri niye açmıyosunuz? Yorgunluktan öldüm zaten.

- Kızım yok mu anahtarın ben sizin kapıcı başınız mıyım?

- Var ama kapıda karşılanmaya bayılıyorum o yüzden çalıyorum kapıyı. Görmüyor musun abla ya ellerim dolu, kas yaptım torba taşımaktan.

- Kas iyidir! Hep demez misin? 'Kadınlar güçlüdür, güçlü olmalıdır' diye...

- He bacım güçlü olacam diye pehlivana döndük baksana... Bu gürültüler ne annem yine son ses televizyon mu seyrediyor?

- Yok kız, Şaziye teyze geldi içerde kızı İrem boşanıyor ya onun dertleri.

- Hadi ya! Daha yeni ikinci çocuğu olmamış mıydı onların?

- Siz aynı sınıfta değil miydiniz onunla? Millet evlendi boşanıyor, sana yakında tur bindirdiler sen daha ağzını aç havaya bak...

- Ben anamın sözünü dinledim. Ne derdi anam 'erkek değil mi geç, dolma biber gibi tek tek seç'. Yazık olmuş. Çok akıllı kızdı İrem, üniversiteyi de kazanmıştı ama bu zırtapozu buldu gitmedi üniversiteye yazık etti kendine.

- O kadar dedi anası babası ama işte gençlik, cahillik. Anlaşamıyorlarmış, kocası kızı dövüyormuş. Çalışmasını istemiyormuş. Niye bekler insan bu kadar aklım almıyor.

- N'apsın ablacığım? Hiç çalışmamış, çocuk bakmış, geliri olmayan bir kadının boşanma kararı alması kolay mı? Üç kuruş nafaka bağlanacak da onunla yeni bir hayat kurmaya çalışacak.

- Bilmiyorum Bilge bu nafaka işi benim aklımı karıştıyor.

- Niye bacım?

- Ne bileyim! Sen evleniyorsun evde oturuyorsun, adam çalışıyor sonra ayrılıyorsunuz adam sana ömür boyu para ödüyor. Yazık adama da!

- Kadın evde mi oturuyor abla? Sen şu evde akşama kadar oturuyor musun? Yaptığın işleri hizmet olarak almaya kalksan kaç lira tutar biliyor musun? Görünmez ev işçiliğinin parçası her bir kadın...

- Ama Şeyma gibileri de var aldığı nafaka rahmetli babanın ömür boyu çalışıp aldığı tazminat kadar.

- Ama canım benim zenginlerin aldığı nafakayı örnek göstermek doğru değil. Kaç Şeyma var kaç Acun var?

Hem yoksulluk nafakası dediğin kadına verilir diye bir şey de yok. Boşanma sonrasında yoksulluğa düşecek tarafı desteklemek üzere verilir diyor yasa. Yani erkek yoksulluğa düşme durumundaysa ona verilir bu nafaka.

- Aaaa! Öyle miymiş? Ben sadece boşanan bütün kadınlar alıyor sanıyordum.

- İşte maalesef böyle bir algı oluşturuluyor ama aslında ömür boyu yoksulluk nafakası nafakaların %10'unu bulmuyor. Yani bacım öğrenim hayatından koparıp, erken yaşta evliliğe zorladığın, iş yaşamına katmadığın kız çocukları vakit gelip de boşanmak istediklerinde onların üç kuruş nafakalarına göz dikmek hiç de iyi niyetli bir yaklaşım değil. Kocaların, erkeklerin işine gelmiyor tabii...

- Ay içim şişti. Bir çay demleyelim de içelim. Çay kederi alır derler.

- Yani ablam öyle şarkıdaki gibi 'evli, mutlu çocuklu' olmamak da var işte o zaman geldiğinde kadının hayata yeniden başlama cesareti olması için nafaka önemlidir. Kimse de elini uzatmasın. Koca dediğin her zaman iyi değildir yani.

- Çayı sallayım mi demleyeyim mi?

- Ne demiş İsmail Abi? 'Herşeyi salla ama çayı demle'.

 

(Petrol-İş Kadın Dergisi, Sayı 60, Nisan 2019)