1 MAYIS'TA İŞİMİZE VE GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKMAK İÇİN ALANLARDAYIZ

1 Mayıs, dünyada ve ülkemizde işçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günüdür. İnsanca yaşamak ve daha güzel bir gelecek için çalışan, evine ekmek götürmek için alınteri döken milyonlarca emekçinin bayramıdır.

İşçisi memuru, kadını erkeği, genci emeklisi ile tüm emekçilerin birlikte taleplerini ve sınıf dayanışmasını yükselttiği gündür.

1800’lü yılların ikinci yarısından itibaren işçi sınıfının yaygınlaşan 8 saatlik işgünü ve hak mücadeleleri, tüm dünyada küresel bir mücadele günü olan 1 Mayıs’ın ilk kıvılcımı olmuştur.

O günlerden bu yana, emekçilerin haklarını genişletmek ve daha iyi bir yaşam için canları pahasına verdikleri mücadelede ciddi kazanımlar elde edilmiştir. 1 Mayıs’ta bize bu onurlu mücadele mirasını nice bedeller ödeyerek bırakmış olan tüm işçi kardeşlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz.

Bugün sermayenin çıkarlarını sağlamak ve kârlılığını arttırmak için uygulanan politikalar nedeniyle işçi sınıfının kazanılmış en temel hakları tehdit altındadır. Ülkemizde çalışanların yaşam ve çalışma koşulları zorlaşmakta, eşitsizlik ve yoksulluk derinleşmektedir.

Son yıllarda hızla artan enflasyon nedeniyle emekçilerin reel ücretleri gerilemiş, alım gücü azalmıştır. Gıda, barınma ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlar pahalılaşmış, eğitim ve sağlık gibi temel hizmetler ise paralı hale getirilmiştir. Sosyal devlet ilkesi doğrultusunda, özel sektör ve kamu işyerleri ayrımı yapılmaksızın tüm işçilerin alım gücünü destekleyecek ve ücretlerini arttıracak önlemlerin alınması şarttır. Emekli aylıklarının ise sefalet düzeyinden derhal kurtarılması gerekmektedir.

Ancak enflasyon ile mücadele gerekçesiyle “kemer sıkma programı” adı altında tam aksi yönde hareket edilmekte, tasarruf hedefiyle ücret ve harcamaları baskılamayı amaçlayan uygulamalara imza atılmaktadır. Ekonomi bürokratlarının asgari ücretin yılda bir kez arttırılacağı ve emeklilere refah artışı yapılmayacağı yönündeki açıklamaları söz konusu politikaların bir parçasını oluşturmaktadır. Bu politikalara karşı 1 Mayıs’ta tavrımız nettir: İşçi sınıfı daha fazla fedakârlık yapmayacak ve ekonomik sıkıntıların faturasını ödemeyecektir!

Özelleştirme ve piyasalaşma uygulamalarının, sermaye yanlısı politikaların ekonomiyi getirdiği açmaz işçilerin sorunu değildir. Ekonomide daralmanın ve üretimde yavaşlamanın işyerlerinde işten çıkarmalar yoluyla işçilere fatura edilmesi kabul edilemez.

2024 yılında Orta Vadeli Program’da Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi için bir fon kurulması hedeflenmektedir. Bu fon ile kıdem tazminatı fonunun birleştirilmesi ve istihdamda esnekleşmenin yaygınlaştırılması yoluyla kıdem tazminatı hakkımızın budanmasına yönelik yeni bir tehdit gündemdedir. Zaten kıdem tazminatı hakkımızda büyük kayıplarımız var iken, böylesi tehdit ve niyetler karşısında 1 Mayıs’ta işçi sınıfını bulacaktır.

Adaletsiz vergi sistemi nedeniyle ücretliler, her geçen gün daha fazla vergi ödemektedir. Enflasyon oranında dahi arttırılmayan gelir vergisi dilimleri, kaşıkla verip kepçeyle geri alma mekanizmasına dönüşmüştür. 1 Mayıs’ta işçiler, “bordro mahkûmu” olmayı reddedecekler, işverene verilecek teşvik ve kolaylıkların yükünün işçiye yıkılmasına karşı çıkacaklardır. Vergi sistemi “Az kazanandan az, çok kazanandan çok” ilkesiyle derhal adil hale getirilmelidir.

Her yıl, iş cinayetlerinde binlerce işçi kardeşimiz hayatını yitirmektedir. Artık fabrikalarda, tezgahlarda ve madenlerde daha fazla arkadaşımızı kaybetmek istemiyoruz! Canımız, sermayenin kasasından, işletmelerin kârından daha değerlidir.

İşçilerin ve sendikaların bu sorunlara karşı mücadele etmek ve örgütlülüğünü güçlendirmekten başka yolunun olmadığını biliyoruz. Bu mücadelenin başarısı ise 1 Mayıs'ın ruhuna uygun bir şekilde birlik ve dayanışmadan geçmektedir.

1 Mayıs'ta ekonomik sıkıntıların işçi sınıfına fatura edilmek istenmesine, kıdem tazminatı hakkımızın fon hesabına devredilmesi girişimlerine karşı sesimizi yükselteceğiz. Bu konu, işçi sınıfının ve sendikaların kırmızı çizgisidir.

1 Mayıs'ta geçici, güvencesiz, sendikasız, esnek ve düşük ücretli çalışmaya, iş cinayetlerinin artmasına karşı çıkacağız.

Emekçileri işsiz bırakan ve yoksullaştıran sermaye yanlısı talan politikalarına dur diyeceğiz.

Onurumuzla ve insana yaraşır bir şekilde çalışmak istiyoruz.

Grev, örgütlenme ve toplu sözleşme gibi sendikal haklarımızı özgürce kullanmak istiyoruz. İnsanca yaşayabileceğimiz bir ücret ve sosyal haklar talep ediyoruz.

1 Mayıs'ta bu talepler doğrultusunda tüm emekçiler birlik içerisinde sesini yükseltmeli, örgütlü gücünü göstermelidir. Petrol-İş, 1 Mayıs'ta ülkemizin dört bir yanında kitlesel bir şekilde alanlarda olacak, emeğin taleplerini dile getirecektir.

Tüm emekçilerin ve üyelerimizin, birlik, dayanışma ve mücadele gününü kutluyoruz.

Yaşasın sınıf dayanışması, yaşasın 1 Mayıs!

Petrol-İş Sendikası
Merkez Yönetim Kurulu adına
Genel Başkan
Süleyman Akyüz