• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

SONUÇ BİLDİRİSİ

28. Dönem 5. Olağan Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesi Yayınlandı

Petrol-İş Sendikası GENİŞLETİLMİŞ BAŞKANLAR KURULU, 13-14 ŞUBAT 2017 tarihinde DENİZLİ’de toplanarak ülkemizde yaşanan güncel gelişmeleri ve örgütsel çalışmalarını değerlendirmiştir.

14.02.2017

GENİŞLETİLMİŞ BAŞKANLAR KURULU, toplantıda yapılan değerlendirmeleri ve bu doğrultuda almış olduğumuz kararları aşağıdaki şekilde kamuoyuna iletmeyi uygun bulmuştur:

28. Dönem 5. Olağan Genişletilmiş Başkanlar Kurulumuz, ülkemizde demokrasinin, birlik ve beraberliğimizin tehdit altında olduğu olağanüstü bir dönem yaşanırken toplanmaktadır.

Emperyalizmin ve uluslararası sermayenin çıkarları uğruna Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) çerçevesinde yürütülen kirli savaş, bölgemizde yayılarak sürmektedir. Komşumuz Suriye için ateşkes girişimlerine rağmen sonuca ulaşılamamış ve savaş Irak’ı da içine alarak büyümüştür. Fırat Kalkanı harekatıyla ülkemiz, ne yazık ki, bu savaşın bir parçası haline gelmiştir. Ülkemizin savaşın bir an önce nihayetlenmesi, emperyalizmin bölgede her türlü dayatmasının reddedilmesi ve dış politikada bölgesel barışın sağlanması yönünde bir tavır alması gerekmektedir.

Devletin işleyişi ve yönetim sisteminde köklü değişiklikler getiren Anayasa düzenlemeleri, 16 Nisan 2017 tarihinde düzenlenecek referandumla halkın görüşüne sunulacaktır.

Bilindiği üzere Petrol-İş, 12 Eylül Darbe Anayasası’nın en fazla zararı emekçilere verdiğini ve emeğin birçok kazanımını ortadan kaldırdığını yıllardır söylemekte, temel hak ve özgürlükleri güvenceye alan, yasakları kaldıran, demokratik ve sosyal hukuk devleti ilkesini merkeze alan yeni bir Anayasa’nın toplumsal mutabakatla hazırlanması gerektiğini belirtmektedir. Anayasada çalışma hakkı başta olmak üzere, iş güvencesi, uluslararası normlar ve ILO standartlarında sendikal hak ve özgürlüklerin herhangi bir kısıtlamaya gidilmeden tanınması gerekmektedir. Özelleştirme, esnek çalışma ve taşeronlaştırma gibi emek düşmanı uygulamaların ortadan kaldırılmasına yönelik düzenlemeler yer almalıdır. Ülkemizin acil ihtiyacı olan asıl Anayasa değişiklikleri, bu eksende olmalıdır. Demokrasi ve hukukun en çok, emekçilerin yararına olduğunu biliyoruz.

Bu gerçeklerden hareketle Petrol-İş olarak referandum sürecinde sağduyu çağrısı yapıyor, birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olduğu bir dönemde kutuplaşma ve gerilimin asla tarafı olmayacağımızı duyuruyor, halkımızın vereceği kararı saygıyla karşılıyoruz.

Petrol-İş, 15 Temmuz Darbe Girişimi’nden sonra terörle mücadele amacıyla ilan edilen OHAL’de gündeme getirilen bazı uygulamaların bir “cadı avına” dönüşmemesine ve demokratik işleyişten vazgeçilmemesine ilişkin uyarılarını daha o günlerde yapmıştır. Yine OHAL şartlarında anti-demokratik uygulamaların arttığına, emekçilerin ekmek ve hak mücadelesinin engellendiğine, kamudan on binlerce çalışanın sorgusuz sualsiz işten çıkarıldığına ve grevlerin ertelendiğine tanık oluyoruz. Kamuda işten çıkarmalarda haksızlığa uğrayanların mağduriyetleri giderilmeli, konfederasyonumuz Türk-İş’in de içinde bulunduğu bir komisyon oluşturularak konu titizlikle ele alınmalıdır. Başkanlar Kurulu olarak, uyarılarımızı bir kez daha tekrarlıyor, bu anti-demokratik uygulamalardan vazgeçilmesi, grev ertelemelerine son verilmesi, demokratik ve sosyal hukuk devleti ilkelerine dönülmesi gerektiğini belirtiyoruz.

OHAL döneminde kurulan Varlık Fonu’na, aralarında Petrol-İş’in örgütlü olduğu Türkiye Petrolleri (TP), BOTAŞ ve Eti Maden’in de bulunduğu çok sayıda kamu kuruluşu ve varlığı devredilmiştir. Varlık Fonu, kamu kuruluşlarında denetimin kısıtlanması, kamu istihdam güvencelerinin ortadan kalkması ve kamu kuruluşlarının ipotek altına alınması gibi çok sayıda sakınca taşımaktadır. Bu devrin özelleştirme politikalarını hızlandırmasına ve devredilen kamu kuruluşlarının özelleştirme programına alınmasına ilişkin ciddi endişelerimiz bulunmaktadır. Dünyada bor rezervlerinin %72’sini elinde tutan Eti Maden’in, stratejik petrol ve doğalgaz faaliyeti yürüten TP ve BOTAŞ’ın küresel sermayenin tehdidi altına girmesine izin verilemez.

Varlık Fonu, bir yokluk ve özelleştirme fonuna dönüşmemelidir. Türkiye ekonomisinin kaynak ihtiyacı, zor şartlar altında halkımızın birikimleriyle kurulmuş kamu varlıklarını satıp savarak değil emekten yana kapsamlı ve stratejik bir ekonomik planlamayla karşılanmalıdır. Ekonomide durgunluğun aşılmasının yolu da böyle bir yaklaşımdan geçmektedir. Sanayide üretimin yavaşlamasının ve döviz fiyatlarının artmasının faturası, işçiye çıkartılamaz.

İşçi sınıfının kıdem tazminatı hakkının böyle dönemlerde ısıtılıp gündeme getirilmesini son derece manidar buluyoruz. Çalışma Bakanı, kıdem tazminatını fona devredecek düzenlemenin 2017 yılında tamamlanacağı, fonda gönüllülük esasının getirileceği ve yeni işe girişlerde zorunlu olacağı yönünde açıklama yapmıştır. Başkanlar Kurulu olarak, kıdem tazminatımızın kırmızı çizgimiz olduğunun altını bir kez daha çiziyoruz.

Hükümet, teşvik politikaları doğrultusunda vergisini düzenli ödeyen işverenlere %5 vergi indirimi yapılmasını kararlaştırmıştır. Sermayeye verilen bu tür teşvikler, ülkemizde vergi adaletsizliğinin sadece derinleşmesine neden olmakta ve bütçenin vergi yükünü emekçilere daha fazla yüklemektedir. Asıl, çalışanların düzenli ödediği ve kaynaktan kesilen gelir vergisinde indirim yapılmalı ve milyonlarca emekçinin uğradığı vergi kayıpları giderilmelidir. Doğrudan ve dolaylı vergilerle, ücret gelirlerinin büyük kısmının tırpanlanmasına son verilmeli, az kazanandan az çok kazanandan çok alınan, adil bir vergi politikası benimsenmelidir.

Kesilen vergilerle kuşa dönen ücretlerimizden, 1 Ocak 2017 itibariyle BES kesintileri kademeli olarak başlamıştır. Ekonomide tasarruf açığı ve kaynak sıkıntısını aşmak, finans sermayesinin ihtiyaçlarını karşılamak için gündeme getirilen zorunlu BES uygulamasını, sosyal güvenlik sisteminin özelleştirilmesinin bir adımı olarak görüyoruz. Ücretlerimizden daha fazla kesinti yapılmamalı ve zorunlu BES sisteminden vazgeçilmelidir.

TP’nin küçültülmesi ve bazı faaliyetlerinin TPIC’e devredilmesi kararına karşı iş bırakma dahil birçok eylem ve etkinlik düzenleyerek tavrını ortaya koyan Petrol-İş, mücadelesini sürdürmektedir. Petrol-İş’in verdiği kararlı mücadele sayesinde TP yönetiminden, devirden sonra çalışanların kamu istihdam güvencelerinin ve sendikal örgütlülüklerinin korunacağı yönünde açıklamalar gelmiştir. Sendikamız bu açıklamalara ve verilen güvencelere karşın tavrını korumakta ve TP’nin küçültülmesine karşı çıkmaktadır.

Petrol-İş’in örgütlü olduğu kamu ve özelde 43 işyeri/işletmede yoğun bir toplu sözleşme süreci devam etmektedir. Sendikamız, her dönem olduğu gibi bu dönem de toplu sözleşmelerde, üyelerimizin hak ve kazanımlarını yükseltmek adına etkin bir müzakere süreci izlemekte ve mücadeleci bir strateji benimsemektedir. Bu kapsamda, OHAL döneminde 22 Ağustos 2016 tarihinde başlayan Gemlik Gübre Grevimiz tüm kararlılığıyla sürmektedir. Genişletilmiş Başkanlar Kurulu olarak, aylardır direniş ve grevlerini sürdüren üyelerimiz ile dayanışma içerisinde olduğumuzu belirtiyoruz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

PETROL-İŞ SENDİKASI
GENİŞLETİLMİŞ BAŞKANLAR KURULU ADINA
MERKEZ YÖNETİM KURULU