Ülkemizde işçi sınıfı, bir taraftan 12 Eylül’ün yarattığı siyasal tahribatlarla uğraşırken bir taraftan da özelleştirme saldırısıyla karşılaştı. Türkiye’deki özelleştirmeler, neoliberalci serbest piyasa ekonomisinin, 24 Ocak Kararları’nın 12 Eylül’e yaslanarak, 19 yıldır kurulan hükümetlerce uygulanan, sermayenin işçi sınıfına ve halka saldırısıdır.
Özelleştirme; sağlıktan eğitime insan yerine paranın, topluma sosyal güvenlik yerine sosyal yıkımın dayatılmasıdır. İş ve çalışma yaşamının düzeltilmesi yerine iş güvencesizliğini, taşeronlaştırmayı, işten atmayı, örgütsüzleştirmeyi ve sendikasızlaştırmayı derinleştirmedir. Tarımın çökertilmesi, toplumsal hizmetin bitirilmesi, ülkemizin zenginliklerinin bir avuç işbirlikçiye peşkeş çekilerek kamusal alanın yok edilmesidir.
Her hükümet gibi AKP Hükümeti de IMF ve Dünya Bankası’nın programına uygun olarak bir avuç sermaye için özelleştirmede ısrar ediyor. Özelleştirmede ısrar örgütsüzleştirmede, işsizlikte, yoksullukta ve açlıkta ısrardır. Bu uygulamalara bizler de inatla karşı duracağız.
Dünyadaki örnekler gibi Türkiye’de de ve kentimizde özelleştirme bir çok alanda, çok yönlü olarak geliştirilmektedir. AKP hükümeti emeğin kazanımlarına yönelik saldırılarda ve ülkenin talanında adeta seferber olmuştur. Özelleştirme, ideolojik politik saldırısını, toplum üzerindeki hegemonyasıyla kafaları bulandırarak ve yalanlara başvurarak propagandalaştırmaktadır.
Bu ideoloji, özelleştirme ile “kimsenin işten çıkarılmayacağı, yeni iş olanakları yaratacağı, sermayeyi tabana yayacağı, bütçeye ve sosyal güvenliğe katkı yapacağı, arpalıklardan ve kamburdan kurtulacağı, kar etmeyen işletmelerin satılacağı, hukuka uyulacağı…” yalanları yaymaktadır.
Özelleştirilen yerde sendika kalmadı, işçiler işten atıldı, işsizlik yükseldi. Sosyal güvenlik bitirildi, karlı bütün işletmeler yok pahasına satışa çıkarıldı, kaynaklar iç ve dış borçlara aktarıldı. Türkiye uluslar arası sermeyenin pazarına ve denetimine sonuna kadar açıldı. İktidarlar, özelleştirmeyi hukuka aykırı bulan mahkeme kararlarına ise uymuyor.
AKP Hükümeti çıkardığı yasalarla kamunun elindeki bütün değerleri, ulusal ve uluslar arası sermaye kuruluşlarıyla açık gizli pazarlıklarla piyasanın emrine vererek kara, deniz ve havada insana dair her şeyi metalaştırarak’’ babasının malını’’ satar gibi satıyor.
Dün 12 Eylül faşizmini arkasına alarak özelleştirme adımlarını uygulama alanı bulanlar bugün siyasal gericilik dönemini açarak toplumu şovenizmle zehirleyip, militarizimle korkutarak özelleştirmeyi top yekün uygulamak istiyorlar.
Emek ve demokrasi güçleri olarak kentimizde işimize, aşımıza, onurumuza ve yarattığımız örgütlü değerlerimize sahip çıkacağız. Limanların ve Telekomun, sağlığın, eğitimin özelleştirilmesine ve sosyal yıkım yasalarına karşı güçlerimizi birleştireceğiz. Güçlerimizi Mersin Özelleştirme Karşıtı Platformda buluşturarak enerji, birikim, deney ve mücadele azmimizi yan yana getirerek platformumuzla bir mücadele hattı açmış bulunuyoruz.
Neo-liberalizmin emeğe ve halka ideolojik politik saldırısı olarak gördüğümüz özelleştirmeye karşı duracağız. İşçi sınıfında ve toplumda yaratılmaya çalışılan özelleştirmenin yalan ve hileye dayalı bilinç bulanıklığını kıracağız. İşçi sınıfını özelleştirme tartışmalarında devlet tekeli mi, özel tekel mi ikileminden çıkararak örgütlenme, sendikalaşma, iş güvencesi, sosyal güvenlik hakları üzerinde ısrar edip işçilerin, halkın iradesini ve denetimini öne çıkartacağız. Sağlıkta ve eğitimde sosyal güvenlik haklarının ve iş güvencesinin ortadan kaldırılmasına karşı mücadele edecek, parasız eğitim, parasız sağlık, iş güvencesi ve herkese sosyal güvenlik hakkını öne çıkaracağız.
Mersin limanının emperyalizmin üssü haline getirilmesine karşı duracağız. Petkim, Tüpraş, Tekel, Seka, Seydişehir, Telekom ve liman işçilerinin eylemleriyle, yol gösterici deneylerinden dersler çıkaracağız.
Kentimizde Telekom ve Liman başta olmak üzere ülkedeki her özelleştirme girişimine karşı mücadele ve dayanışmayı sürekli kılacağız. Platformumuzun varlık nedeni de budur. Emek ve demokrasi güçleri olarak yukarıdaki amaçlarımız doğrultusunda yürüteceğimiz Mersin Özelleştirme Karşıtı Platformu kurduğumuzu ilan ediyor; tüm özelleştirme karşıtlarını birlikte mücadeleye çağırıyoruz.
Özelleştirmeye hayır!
Söz, yetki, karar, çalışanlara
Emeğine, onuruna, geleceğine ve ülkene sahip çık!
MERSİN ÖZELLEŞTİRME KARŞITI PLATFORM ADINA
PETROL-İŞ ŞUBE BAŞKANI
ADİL ALAYBEYOĞLU