Hükümetin Ulusal İstihdam Stratejisi yine gündemde. Artık bu belgede yer alan konular, yasal bir düzenlemeye dönüştürülecek. Strateji, dört temel konu etrafında yoğunaşıyor. Bunlar; Kıdem Tazminatı Fonu’nun kurulması, özel istihdam bürolarına kiralık işçi kullanma yetkisinin verilmesi, bölgesel asgari ücretin uygulanması ve esnek çalışma biçimlerinin yaygınlaştırılması şeklinde özetlenebilir.
Esnek çalışma biçimleri olarak; kısmi süreli ve çağrı üzerine çalışma biçimlerinin daha fazla yaygınlık kazanması, iş paylaşımı, uzaktan çalışma ve esnek zaman modeli gibi yeni uygulamalar için de yasal düzenleme yapılması öngörülüyor. Söz olarak bakıldığında itici gelmeyen bu kavramlar, gerçekte öyle değil. Örneğin çağrı üzerine çalışmada, işveren istediği zaman çağıracak ve işçi ona göre çalışıp ücret alacak.
Kısa süreli çalışanlar da ücret ve diğer haklardan çalıştıkları süre kadar yararlanacak. Uzaktan evde çalışma ise sosyal güvenceden yoksun bir çalışma sistemi. İş paylaşımı da tam bir günde bir işçinin yaptığı işin birden fazla işçi tarafından nöbetleşe olarak yapılması demek.
Bu iş için öngörülen ücret ve sosyal haklar da işi paylaşan işçiler arasında bölüşülecek. İşveren açısından maksimum verim ve sıfır iş gücü kaybı söz konusu.
İşçiler tam süre çalışmadıkları için ücretleri, sosyal hakları, tazminatları, yıllık izinleri de ona göre sınırlı bir düzeyde olacak. Bu tür esnek çalışma biçimlerinde işçilerin çalıştıkları süreyle orantılı bir sigorta prim ödemesi söz konusu olduğundan emekli olmaları iyice zorlaşacak. İşçi isterse prim ödenmeyen süreler için isteğe bağlı sigortalı olabilir. Yani işveren ayda 15 gün çalıştırıp o kadar prim öderse geri kalan 15 günü de işçi kendi cebinden ödeyebilir. Ama bu düşük ücretle nasıl?
Esnek çalışma esas itibariyle işçiler açısından düşük ücret, kısmi sosyal haklar, güvencesizlik, kuralsız ve örgütsüz çalışma anlamına gelmektedir. Kıdem Tazminatı Fonu uygulaması ise işçiye en az 10 yıllık hizmetinden sonra kısmi bir tazminat ödenmesi, geri kalan parasının da emeklilikte verilmesi demektir. Bir yıl çalışıp işten çıkarılması, askerlik nedeniyle ayrılması, evlenen kadının bir yıl içinde işini bırakması, 15 yıllık sigortalılık süresini doldurup emeklilik yaş şartını beklemek amacıyla işten ayrılması gibi durumlarda ödenen kıdem tazminatı hakkı tamamen ortadan kalkıyor. Böylece 75 yıllık kıdem tazminatı hakkı tarihe karışıyor.
Bölgesel asgari ücret uygulamasıyla da en az ücret iyice düşecek, kiralık işçilik sistemi de işçi simsarlarınca alabildiğine sömürülen, sendikal haklarından yoksun bir kitle yaratacaktır. Özetle emeğe yönelik topyekûn (bütüncül) bir saldırı söz konusudur. Bakalım sendikalar bu saldırıya nasıl bir cevap verecekler?