Petrol-İş Sendikası, 17-18 Eylül tarihlerinde 26. Olağan Genel Kurulu'nu gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Genel Başkan Mustafa Öztaşkın'ın geçen 4 yılık sürece ve önümüzdeki döneme ilişkin Aydınlık gazetesinin sorularını yanıtladı.
'Örgütlü gücümüzü koruduk'
Sendikanızın, 4 yıllık sürecinin değerlendirmesini yapar mısınız?
Geçtiğimiz Genel Kurul'da Novamed grevi devam ediyordu. 448 gün süren grev, bu dönem süreci içerisinde başarıyla sonuçlandı. Önceki kuruldan önce Petkim özelleştirilmişti ancak bu dönem devir işlemleri yapıldı. Özelleştirmeye karşı ciddi eylem süreçleri yaşandı. Petkim'in özelleştirilmesiyle birlikte örgütlü gücün korunması, özel sektörle sözleşme yapılması önemli şeylerdi. 2 tane toplu iş sözleşmesi gerçekleştirildi. Petkim'de örgütlü güç korundu, sendika ayakta kaldı, yolumuza devam ediyoruz. Tüpraş'ın özelleştirilmesinde de toplu sözleşme gerçekleştirdik, örgütlülüğümüzün kalıcılığı yönünde önemli mesafeler kaydettik. Emekli yaşının yükseltilmesi ve sağlığın ticari hale getirilmesine yönelik, sendika olarak bütün işyerlerinde bütün üyelerin katılımıyla iş bırakmalar, geç saatte işbaşı yapmalar gibi eylemler gerçekleştirdik. Geçtiğimiz dönemde 3 tane grev yaşadık ve bunları başarıyla gerçekleştirdik.
Geçen dönem de Çorlu'da Kurtköy'de direnişler gerçekleştirdik. Geçen dönem "Sendikalı Ol" kampanyası ile örgütlenme yürüttük. Bu kampanya sadece işçileri hedef almıyordu, bir bölgede bir yörede yaşayanların örgütlülük ve sendika bilinçlerinin pozitife çevrilmesini öngörüyordu. Pilot bölge seçilen Düzce'de 1500 üye yaptık. Bizim dışımızda bu kampanyanın sonucu olarak Birleşik Metal-Iş, Türk-Metal, Teksif, Basın-lş sendikaları da Düzce'de örgütlendi. Bu kampanya sendikal hareketteki değişimin nasıl olması gerektiğini gösteren kampanyaydı. Önümüzdeki dönem de devam ettirilecek. Emek karşıtı siyasi partilere değil, emekden yana siyasi partilere oy verilmesi yönünde çağrımız oldu. Referandumda hayır oyu kullanılması konusunda çağrı yaptık. Siyasi tavırlarımız oldu ve sendikamız açısından 4 yılı dolu dolu geçirdik.
Tabi ki genel kurula giderken en önemli gelişmelerden bir tanesi Türk-lş içinde 10 sendikanın Sendikal Güçbirliği Platformu adı altında ortak hareket edeceğini deklare etmesi, bu birlikteliğin uzun soluklu olduğunu açıklaması bir plan ve programla yoluna devam edeceğini ve Türk-İş genel kuruluna alternatif liste çıkaracağını açıklaması idi. Dolayısıyla bu 10 sendikanın çıkışını da Türkiye sendikal hareketinde yeni bir umut olarak görüyoruz. Yolumuzda yürümeye devam edeceğiz.
'Anayasa emeğin çıkarını gözetmeli'
Kurul sonrası için projeleriniz nelerdir?
Sendikal Güçbirliği Plaformu yoğun bir çalışma içine girecek. Biz de bu çalışmalar içinde yer alacağız. Önümüzdeki 4 yılda örgütlenme önemli işlerimizden bir tanesidir. Sendikamızın gücünü artırmak için yeni örgütlenme kampanyaları düzenleyeceğiz. Türkiye'nin gidişatına yönelik sözümüz olacak. Yeni anayasa tartışmaları olacak. Bu anayasanın siyasal, ekonomik ve toplumsal anlamda emeğin çıkarını gözetmesini isteyeceğiz, taraf olacağız, müdahil olacağız, ortak bir mücadele vereceğiz. Sendikal kazanımların korunması, Türkiye'nin demokratikleşmesi, insan hak ve özgürlüklerin yerleşmesi konusunda da tavırlarımız olacak.
Tabi ki iş kolumuzda Botaş ve TPAO'nun özelleştirmesi gündeme gelebilir, bu özelleştirmelere karşı çıkacağız. Borların özelleştirme girişimleri olduğunda bunlara karşı tavrımız olacak. Önümüzdeki dönem sendikaların güçlerini birleştirmelerini, birleşik bir emek hareketinin yaratılması yönünde girişimlerimiz olacak. Aynı zamanda birleşen sendikal hareketin siyasi tavır koyması, siyasetin emeğin çıkarları doğrultusunda şekillenmesi yönünde mücadele edilmesi için girişimlerimiz ve politikalarımız olacak.