Sendikal hareketi etkisizleştirmenin birçok yolu var, ama işverenin elinin altındaki en etkili silahlardan biri geçici taşeron işçilerinin yaygın bir şekilde kullanılmasıdır. Güvencesiz çalışma işçi sınıfını bölmeye devam ettiği sürece, sendikaların buna karşı mücadelesi her geçen gün daha fazla önem kazanıyor.
İstihdamın firma dışına taşınması körüklendikçe, işverenlerin sendika düşmanlığı daha da saldırganlaşarak sürüyor.
New York Eyalet Üniversitesi'nin sosyoloji bölümündeki akademisyenlerden Erin Hatton, işverenlerin geçici taşeron işçilerini sendikalara karşı yaygın bir silah olarak nasıl kullandıklarını gösteriyor. İşverenlerin geçici taşeron işçilerini sendikal harekete karşı bir silah olarak dört farklı biçimde kullanarak işgücü piyasası ile ilişkilerini nasıl yeniden yapılandırdığını ortaya koyuyor. Bütün bu uygulamaların son örnekleri IndustriALL'un web sitesinde yer alıyor.
Sendikal örgütlenme kampanyalarını engelliyorlar
• Sürekli işçileri işten atıp bir geçici istihdam firması/bürosu aracılığıyla yeniden işe almak suretiyle, işverenler, üçlü bir istihdam ilişkisini devreye sokuyorlar. Bu ise işçilerin işyerlerinde örgütlenmesini nerdeyse olanaksız kılıyor. İşçiler keyfi bir şekilde bir işyerinden öbürüne kaydırılabiliyor ve işe girme konusunda istihdam bürolarına/firmalarına bağımlı kalıyorlar. Hatton'ın belirttiği gibi, “taşeron işçilerinin bu yapısal güvencesizliği, sendikal faaliyetin etkisizleşmesi konusunda işverenlere belli bir güvence sağlıyor” (Erin Hatton 2014).
• Sendikaların yetki oylamalarına müdahale ediyorlar, oylama sonuçlarını etkiliyorlar ya da işyerlerine sendika girmemesi için sadece geçici işçi çalıştırıyorlar.
Mevcut sendikaları etkisizleştiriyorlar
• Sürekli ve deneyimli işçilerin yerine, bazan deneyimsiz, geçici işçiler getiriyorlar.
• Geçici işçileri işyerine çeşitli biçimlerde yerleştirerek ve bu suretle toplu pazarlık birimini zayıflatarak sendikanın gücünü kırıyorlar.
Sözleşme müzakereleri sırasında ekonomik baskı uyguluyorlar
• Grevci ya da lokavta uğramış işçilerin yerine başkalarını çalıştırıyorlar ya da çalıştırmakla tehdit ediyorlar. Bazı işverenler grev kırıcı olarak geçici işçileri kullanıyorlar, hatta müzakereler başlamadan önce geçici işçileri tutmuş oluyorlar.
• Müzakere dönemlerinde (grevlerde ve lokavtlarda) asıl işçilerin yerine başkalarını almak suretiyle sözleşme müzakereleri sırasında ekonomik baskıyı yoğunlaştırıyorlar. Giderek yaygınlaşan bu yöntem nedeniyle, işçiler kendilerinin yerine kolaylıkla ve hızla başkalarının getirilebileceğini bildikleri için, greve çıkmaktan korkuyorlar.
Grevci işçileri tehdit ya da taciz ediyorlar
• Kimi zaman istihdam bürosunun kiraladığı işçiler, işverenin zorlamasıyla, sendikalı ya da sendikaya eğilimli işçileri izliyor, hatta grevci işçileri ihbar ya da taciz ediyorlar.
İşverenler işçi sınıfını bölmenin ve işçiler arasındaki dayanışmayı engellemenin yollarını bir şekilde buluyorlar. Sendikal hareket, güvencesiz çalışmanın bütün biçimleriyle mücadele ederek ve bütün işçilerin ücretlerinde, çalışma koşullarında, sosyal yardımlarında ve iş güvencesinde eşitlik talep ederek bu sorunun üstesinden birlikte gelmelidir.