Hem evde hem işyerinde şiddeti durdurabilecek güçlü bir dayanak: ILO 190 İMZALANSIN, ÇALIŞMA YAŞAMINDA ŞİDDET VE TACİZ SON BULSUN!
Sendikamız Merkez Yönetim Kurulu 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla bir açıklama yayınladı
Bundan 60 yıl önce, Dominik Cumhuriyeti’nde Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele yürüten Mirabal kardeşlerin acımasızca öldürülmesinin anısına, ilk olarak 1981 yılında Latin Amerika Kadın Kurultayı’nda, daha sonra 1999 yılında BM Genel Kurulu’nda 25 Kasım “Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü” ilan edildi. Bu tarihten itibaren her yıl 25 Kasım’da kadına yönelik şiddete karşı farkındalık yaratmak üzere etkinlikler düzenlenir, kampanyalar gerçekleştirilir oldu.
Petrol-İş Sendikası olarak kadına yönelik şiddetle mücadelemiz yeni değil elbette. 2011 yılında tüzüğümüze kadına yönelik şiddetle ilgili hükümler eklenmiş, benzer hükümlere toplu sözleşme maddelerinde de yer verilmiştir. 2009 yılından beri aktif üye ve temsilci eğitimlerimizin bir parçası olarak verilen toplumsal cinsiyet derslerinde şiddetle mücadele önemli bir yer tutmaktadır. Üyesi bulunduğumuz küresel sendika IndustriAll’ın “Kadına Yönelik Şiddet ve Tacize Karşı Küresel Sendika Taahhütnamesi’ni ilk imzalayan sendikalardan biri Petrol-İş’tir.
Son genel kurulun ardından gelen yeni yönetim döneminde temsilci eğitimlerimize ILO’nun 190 Sayılı sözleşmesi konusu da eklenmiştir. Bununla ilgili eğitimlerimiz önümüzdeki dönemde de sürecektir.
Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun 190 sayılı sözleşmesini küresel sendikaların tartışmaya başladığı, henüz adının konmadığı dönemden beri takip ediyoruz. Ülkemizde henüz sendikaların gündemine girmediği dönemde ILO 190’a dair tutumumuzu göstermiştik. İlk olarak uluslararası alanda tartışılmaya başlayan ve kısa sürede şekillenen sözleşme, yürürlüğe girdiği takdirde hem evde hem işyerinde şiddeti durdurmaya yönelik önemli hükümler içeriyor. Sendikaları bu sorunu çözecek önemli taraflardan biri olarak tanımlayan 190 Sayılı ILO sözleşmesi, bu kadar kapsamlı maddeler içeren ilk uluslararası sözleşme niteliğinde. İşyeri tanımını genişleten sözleşmenin diğer önemli yanı, kadına yönelik şiddeti bir iş güvenliği meselesi olarak kabul etmesi ve evdeki şiddeti de işyeri sorunu olarak ele almasıdır.
Şiddetsiz bir ortamda yaşamak ve çalışmak temel insan haklarından birisidir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ve cinsiyet ayrımcılığının yansımalarından biri olarak karşımıza çıkan şiddet hem evde hem işyerinde hem de toplumsal yaşamda kadınların yaşamını olumsuz etkilemeye devam ediyor. Yoksulluk ve eğitimsizlik, bu etkinin katlanarak artmasına yol açıyor.
Araştırmalar, kadına yönelik şiddetin son 10 yılda 3 kat arttığını gösterirken, on birinci ayını geride bıraktığımız 2021 yılında ülkemizde öldürülen kadınların sayısı 300’e yaklaştı. Her 10 kadından dördü, hayatının bir döneminde şiddete uğruyor. Dünyada da rakamlar pek iç açıcı değil. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, dünyada her üç kadından biri hayatında en az bir kez şiddete maruz kalıyor. Tüm dünyada 736 milyon kadının şiddete uğradığını yine aynı araştırmalardan öğreniyoruz. İşyerinde yaşanan şiddete dair ise hala sağlam bir veriye ulaşmak mümkün değil.
Sadece üyelerinin ekonomik ve sosyal haklarını korumakla kalmayan, toplumun şekillenmesinde ve bilinçlenmesinde de önemli sorumluluk taşıyan sendikaların, toplumun büyük bir kesimini yakından ilgilendiren böylesi yakıcı bir sorunu görmezden gelmesi mümkün değildir. Hem dünyada hem Türkiye’de şiddet konusunun bir süredir sendikaların gündeminde olması tesadüf değil. Son dönemde sıkça dile getirdiğimiz üzere, kadına yönelik şiddet sendikal bir meseledir.
Kadına yönelik şiddetle mücadele sendikamızın temel prensiplerinden biridir. Petrol-İş Sendikası olarak önümüzdeki dönemde de buna ilişkin çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Petrol-İş Sendikası
Merkez Yönetim Kurulu adına
Süleyman Akyüz
Genel Başkan