Türkiye tarihinin en karanlık günlerinden biri 44 yıl önce bugün yaşandı. Ülkemizde siyasal, sosyal, ekonomik, sınıfsal anlamda yarattığı dönüşümle 12 Eylül darbesi emekçiler için karanlık bir gün olarak kalmaya devam edecek. Sendikamız Merkez Yönetim Kurulu 12 Eylül’e ilişkin bir mesaj yayımladı.
Darbeler halkın iradesinin ve tercihlerinin yok sayıldığı, hak ve hukukunun baskılandığı bir döneme işaret etmiş, ve her darbe yaratığı sonuç ile işçi sınıfının üzerine karabasan gibi çökmüştür.
12 Eylül 1980’de gerçekleşen askeri darbe ile de Türkiye, siyasal ekonomik, sosyal ve sınıfsal anlamda yeni bir döneme girdi. Sonrasında hazırlanan 1982 Anayasası ve devamındaki kanunlar ile darbenin tüm yıkıcı etkisi emekçilerin sırtına yüklendi. Kuşkusuz ki 12 Eylül Darbesi başta işçi sınıfı olmak üzere toplumun tüm kesimlerini yıldırma ve ıslah etmenin ilk adımıydı. Çünkü işçi sınıfı 1950’lerde başlayan sınıfsal davranma farkındalığını 1960’lı ve 1970’li yıllarda yükseltmiş ve toplumsal düzenin asıl öznesi haline gelmişti.
Aynı süre zarfında ulusal ve uluslararası sermaye için ise bir kriz söz konusuydu. Dönemin Hükümeti de sermayenin yaşadığı sıkıntıları aşmak adına ekonomik bir dönüşümü gündemine aldı ve 24 Ocak 1980 tarihinde ekonomik istikrar programını açıkladı.
Darbenin gerçekleşmesinin ardından sivil siyaset askıya alındı, uygulanan sıkıyönetimle sendikal faaliyetler durduruldu, her türlü grev ve eylem yasaklandı. İçerisinde Petrol-İş üye ve yöneticilerinin olduğu on binlerce insan göz altına alındı, tutuklandı.
Sonrasında hazırlanan 1982 Anayasası ve 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ve 2822 sayılı Toplu İş Sözleşme Grev ve Lokavt Kanunu, darbe dönemi sona erdikten sonra işçi-işveren ilişkilerini kontrol altına almak amacıyla hazırlandı ve bu doğrultuda kullanıldı. 12 Eylül darbesi de öncelikle toplumun en geniş kesimini oluşturan emekçileri ve onların temsilcileri olan sendikaları vurdu. 12 Eylül sonrasında işçi sınıfı, köylüler, küçük üreticiler, kamu emekçileri, emekliler yani toplumun tüm kesimleri olağanüstü gelir kayıplarına uğradı. Böylece kapitalizmin krizi emekçilere ve topluma mâl edildi.
Emekçiler olarak, gerekçesi ne olursa olsun her türlü darbeye ve darbe girişimine karşı olduğumuzu ve demokrasiye olan bağlılığımızı bir kez daha tekrarlıyoruz. Darbelerle değil demokrasiyle, eşitlikle, özgürlükle ve hukukun üstünlüğü ile anılan bir ülkeden taraf olduğumuzu belirtiyor, bunun için mücadele etmeye devam ediyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur,
Petrol-İş Sendikası
Merkez Yönetim Kurulu adına
Süleyman Akyüz
Genel Başkan