• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Leonie Guguen / IndustriALL Küresel Sendika İletişim Uzmanı

İşçiler için hayatını tehlikeye atan bir kadın avukat: Alejandra Ancheita

11.12.2014

Bir insan hakları örgütü olan ProDESC'in (Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Projesi) kurucusu ve yöneticisi olarak Alejandra Ancheita, hakları çokuluslu şirketlerin tehdidi altında olan maden işçilerinin ve kırsal kesim halkının haklarını savunmak için yorulmak bilmeden çalışmış.

Gösterdiği cesaretten ötürü Ancheita'ya, 7 Ekim'de Cenevre'de, insan haklarının Nobel'i sayılan Martin Ennals Ödülü verildi. Büyük kişisel risk taşımasına rağmen savundukları davaya kendilerini adayan kişilere verilen bu uluslararası ödül sadece o kişinin çalışmalarını öne çıkarmayı değil, tanınmasını sağlayarak onu korumayı da amaçlıyor.

Ancheita ödülü alırken şöyle dedi: “Sadece benim ve örgütümün çalışmalarının vurgulanması nedeniyle değil, Meksika'da insan hakları savunucularının karşı karşıya bulunduğu tehlikeli koşulların öne çıkarılması nedeniyle de bu büyük bir onurdur.”

Ancheita ve ProDESC, hem IndustriALL Küresel Sendika hem de Meksika'da ve ABD'de onun üyesi olan Los Mineros ve Birleşik Çelik İşçileri Sendikası (USW) ile ortak örgütlenme kampanyaları yürüttü. Ayrıca, göçmen işçilerin savunulmasında ABD ulusal sendikal merkezi AFL-CIO ile birlikte çalıştı.

Ama bu kararlı tutumun bir bedeli vardı. Ancheita, Kanada kökenli maden grubu Excellon Resources'a karşı maden işçileriyle birlikte ve İspanyol çokuluslusu Renovalia Energy'ye karşı yerli halkla birlikte kampanya yürütürken, muazzam bir baskı ve gözdağıyla karşı karşıya kaldı.

Son iki yıl boyunca, Ancheita ve çalışma arkadaşları sürekli olarak izlendi. ProDESC'in çalışma mekânları basıldı ve ulusal medyada Ancheita bir karalama ve iftira kampanyasının hedefi haline getirildi. Önde gelen bir gazete ona şeytanın avukatı dedi.

 

Ancheita, “Önce bir insan hakları örgütü olan ProDESC'in çalışmalarını karalamaya başladılar, bizlerin işçileri ve yerel halkı kendi çıkarlarımız için kullandığımızı ve yönlendirdiğimizi söylediler. Sonra bana saldırdılar” diyor ve ekliyor: “Elbette bu gözdağı ve karalama kampanyası, eğer bana bir şey olursa, benim bunu arandığım kanısını kamuoyunda yaratmaya çalışıyordu.”

Meksika'da kadın insan hakları savunucularının durumunun özellikle zor olduğunu söylüyor Ancheita. Çünkü onlar kadınların toplumdaki rolüyle ilgili geleneksel anlayışı sorguluyorlar.

Ancheita’nın babası savunmasız ve korunmasız insanları savunmaya aynı şekilde kendini adamış bir avukatmış. Sayısız ölüm tehdidi aldıktan sonra, Ancheita'nın sekizinci yaş gününde esrarengiz bir şekilde ölmüş.

“Sosyal adalete kendini adamış bir aileden geliyorum” diyor Ancheita. “Çok önemli iki ilkeyle yetiştim. Bunlardan biri, sadece kendimde değil, çevremdeki insanlarda da onur arayışıydı. Öbür ilke ise eşitlikti. Kolay görünüyor, ama Meksika gibi bir toplumda onuru ve eşitliği hayata geçirmek hep zor olacaktır.”

Ancheita, insan hakları avukatı olmaya yönelme kararında Zapatista devrimci hareketinin de payı olduğunu vurguluyor. Yerli halkın isyanı 1994'te onun üniversiteye başladığı zamana denk düşmüş. Ancheita, bu hareketi destekleyen öğrenci eylemlerini, toplumun dışlanmış kesimlerine güç kazandırmak için hukukun nasıl kullanılacağı konusunda bir uyanış olarak tanımlıyor.

İşçi hakları insan haklarıdır

Bir avukat olarak Ancheita, işçilerin hakları için mücadele etmenin insan haklarını geliştirmenin hayati bir parçası olduğuna inanıyor. Şöyle diyor:

“İşçi haklarını geliştirme olanağı, her toplumun demokratikleşmesine olanak yaratır. Geleneksel olarak insan hakları savunucuları sadece sivil ve politik haklar alanında çalışır. Oysa sendika ve toplu sözleşme özgürlüğü, her toplumun ekonomik, sosyal ve kültürel haklarının bir parçasıdır.”

Ve ekliyor: “Bir sendikayı örgütlemek, hükümetten ve sanayi çevrelerinden çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesini isteme kolektif gücüne sahip olma olanağı demektir.”

Ne var ki Ancheita, Meksika'da bağımsız sendikaların bulunmamasının önemli bir sorun olduğunu söylüyor. 'Resmi' sendikaları (işverenleri koruyan sözleşmeler yapan sendikaları) suçluyor. Bu sendikalar, işçilerin gerçek sendika özgürlüğünü kullanmasını engellemek için hükümet ve şirketlerle işbirliği yapıyor.

“İşçilerin önemli bir bölümü haklarını koruyan güçlü bir sendikadan yoksun. Bu nedenle sendika özgürlüğü ve toplu sözleşme hakkı için çalışmaya karar verdik… Sözgelimi, iş sağlığı ve güvenliği koşulları, sendika seçebilme hakkıyla doğrudan ilişkili.”

Maden işçilerinin başarısı

Guerrero eyaletinde Kanadalı Goldcorp maden şirketindeki işçilerin örgütlenmesine ProDESC'in özellikle katkısı oldu. İşçilerin haklarıyla ilgili atölye çalışmaları yapıldıktan sonra, işçiler demokratik maden sendikası Los Mineros'ta örgütlenmeye karar verdiler. ProDESC işçilerin toplu sözleşmelerinin müzakeresine ve bağıtlanmasına yardımcı oldu. Şimdi bu sözleşme Meksika'da maden sektöründeki en ileri sözleşmelerden biridir.

Ayrıca, ProDESC Guerrero'da   Goldcorp  'un ofislerini temizleyen kadınları da örgütledi. Daha önceleri bu kadınlar maden işçisi sayılmıyordu. Ancheita bu konuda şöyle diyor:

“Bu sayede, madenciler greve çıkınca hepsi birlikte greve çıktı. Madenciler artık temizlik işçilerini sektörün bir parçası olarak görüyorlar. Temizlik işçisi kadınlar toplu sözleşme kapsamı içinde yer alıyor. Bu önemli bir ilerleme.”

ProDESC, şirketin genel merkezinin bulunduğu Kanada'daki işyerinde örgütlü Birleşik Çelik İşçileri Sendikası (USW) ile ittifak kurarak Goldcorp'a uygulanan baskıyı azamiye çıkarmayı başardı.

Yolsuzluk salgın bir hastalık gibi

Meksika'da sendika özgürlüğü anayasa ve yasalarda bir hak olarak öngörülmekle birlikte, Ancheita, ülkedeki adaletsizliğin hukuk sisteminde salgın bir hastalık halini alan yolsuzluktan ve suçun cezasız kalmasından kaynaklandığını belirtiyor.

“Hükümetin insan hakları savunucularını koruma yükümlülüğü var. Eğer maruz kaldığımız bu tür karalama kampanyalarını ve tehditleri önlemek için kılını kıpırdatmazsa, hükümet bir eylemi nedeniyle değil, ama ihmali nedeniyle sorumlu olacaktır.”

“Demokratik sendikacılar daima baskı altında” diyen Ancheita şöyle devam ediyor: “Elektrik işçileri sendikasının yönetimi ve ulusal maden sendikasının yöneticisi bunun örnekleridir. Her ikisi de hükümetin baskısı altındadır. Yerel düzeyde ise arkadaşlarını örgütlemeye çalışan işçiler de yerel hükümetin ve federal yönetimin muazzam baskısı altındadırlar.”

Ancheita uluslarötesi şirketlerden hesap soran insanların daima saldırıya maruz kaldığını belirtiyor. Gözdağı vererek sindirmenin Meksika'da 'olağan' olduğunu vurguluyor.

Kaynak: IndustriALL Küresel Sendika / Global Worker