Yoksulluk ve işsizliği katmerlenerek artan bölge halkına günlük yaşamını idame ettirmek için “kaçakçılık” yapmaktan başka çare bırakmayanların bu vahşetini kınıyoruz.
Dün gece saatlerinde Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Ortasu (Roboski) Köyü’nde savaş uçaklarının bombardımanı sonucu çoğu 15-20 yaşları arasında 35 ten fazla sivilin hayatını kaybetmesi savaş çığırtkanlığının vardığı boyutları bir kez daha gözler önüne sermiştir. Ülke adeta Irak’a, Afganistan’a dönüştürülmüştür.
Irak -Federal Kürdistan Bölgesi sınırına yakın bölgede “kaçakçılık” yapan yaklaşık 50 köylünün gece saatlerine doğru köye geri dönüşü sırasında F-16 tipi savaş uçaklarının bombardımanına tutulması sonucunda alınan bilgilere göre 35 den fazla sivil yaşamını yitirmiş bulunuyor.
İş imkânları olmadığı için yıllardır bölgede “kaçakçılık” yapan ve bu durumdan devletin de bilgisi olduğunu ifade eden köylülerin anlatımlarına göre; Federal Kürdistan Bölgesinden mazot ve gıda maddeleri alan 50 köylü dönüş yolunda 4 adet savaş uçağı tarafından bombardımana tutuldu. Sınırda önlerinin Gülyazı Karakolu'na bağlı askerler tarafından kesildiğini söyleyen köylülerin “Biz dönerken askerler yolumuzu kesti. Geri kaçarken, savaş uçakları üzerimizden geçerek bomba yağdırdı” sözleri katliamın bilinçli bir şekilde işlendiği yönünde derin şüpheler uyandırmaktadır. Katliamın MGK toplantısı ardından yaşanması da bu şüpheleri ayrıca güçlendirmektedir.
Son dönemlerde özellikle İçişleri Bakanının faşizan çağrışımlara yüklü açıklamalarının yanı sıra “gece gündüz hava kara operasyonları sürecek” yaklaşımının ülkeyi içine soktuğu çıkmaz bu katliamla bir kez daha ortaya çıkmıştır. Yaşanan katliam, Mustafa Muğlalı Kışlasının adı değiştirilse de ikinci bir Muğlalı faciası yaratan zihniyetin değişmediğini, hala iş başında olduğunu göstermektedir. Dersim’de olduğu gibi yaşanan katliamlardan sonra kuru bir özür dilemenin ardına sığınıp, Maraş katliamında yaşamlarını yitirenleri anmak isteyenlere copla gaz bombalarıyla müdahale ettiren zihniyetin dün Ortasu köyünde yaşanan katliamdaki sorumluluğu tartışılamaz.
Yaşanan katliam, “…geçiş yoluydu, eylem istihbaratı vardı” denilerek geçiştirilemez. Saldırıların göz göre göre sivil halkı hedef alan bir noktaya gelmesinde sorumluluğu olanlar derhal araştırılarak açığa çıkarılmalı ve yargı önünde hesap vermelidir.
30 yıldır süren savaşın da etkisiyle yoksulluk ve işsizliği katmerlenerek artan bölge halkına günlük yaşamını idame ettirmek için “kaçakçılık” yapmaktan başka çare bırakmayanların bu vahşetini kınıyoruz. Ve bir kez daha bu ülkenin kanayan yarası olan Kürt Sorununun katliamlarla, savaşla çözülemeyeceğini vurguluyor, sorunun demokratik ve barışçıl yollarla çözümü için hiç vakit kaybetmeden somut adımlar atılması gerektiğinin altını çiziyoruz. Operasyonların durdurulması, kimsenin ölmemesi, daha fazla kan ve gözyaşı dökülmemesi ve barış ortamının tesis edilmesi için herkesi üzerine düşen görevi yapmaya davet ediyoruz.
Yürütme Kurulu