• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

KİPLAS Genel Kurulu Yapıldı

Türkiye Kimya Petrol Lastik ve Plastik Sanayii İşverenleri Sendikası’nın (KİPLAS) 24. Olağan Genel Kurul Toplantısı 21 Eylül 2022 Çarşamba günü gerçekleştirildi. Genel Kurulda sendikamız Genel Başkanı Süleyman Akyüz de bir konuşma yaptı.

10.10.2022

Sendikamızın yıllardır birlikte çalıştığı Türkiye Kimya Petrol Lastik ve Plastik Sanayii İşverenleri Sendikası’nın (KİPLAS) 24. Olağan Genel Kurulu 21 Eylül 2022 tarihinde Altunizade’de gerçekleştirildi. Genel Kurula KİPLAS üyeleri, sendika temsilcileri ve sektör temsilcileri katıldı. Sendikamızın örgütlü olduğu 26 işyeri ve işletme aynı zamanda KİPLAS üyesi.

Sendikamız Genel Başkanı Süleyman Akyüz ve Genel Sekreteri Salih Akduman da KİPLAS Genel Kuruluna katıldılar. Genel Başkanımız Süleyman Akyüz Genel Kurulda bir konuşma yaparak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Genel Başkanımız Süleyman Akyüz’ün KİPLAS Genel Kurulunda yaptığı konuşma aşağıda yer almaktadır:

Değerli katılımcılar, hepinizi şahsım ve sendikam adına selamlıyorum. Aslında benden önce söz alan konuşmacılar hem Türkiye hem de dünya gündemi üzerine  ayrıntılı değerlendirmeler yaptı. Konuşmalardan ortaya çıkan gerçek şu ki; dertlerimiz ve sıkıntılarımız aynı. O sebeple güçlü bir endüstri ilişkileri sistemi kurmak hepimizin önceliği olmalı. İşyeri, çalışanlar ve sendikalar ise bu sistemin temelini oluşturuyor. Ancak ülkemiz bu konuda maalesef geride kalmış durumda. İstihdam oranları ve örgütlülük oranları ortada. Dünyadaki ve Türkiye’deki gelişmeler, bize, endüstri ilişkilerimizin daha kurumsal, daha akılcı, daha hesap edilebilir bir şekilde yürütülmesinde fayda olduğunu gösteriyor.

Herkes Elini Taşın Altına Koymalı

60 seneyi aşkın bir süredir KİPLAS’la birlikte çalışıyoruz. 82 işyeri, 28 bin işçiyi temsil eden bir işveren  sendikasının partneri olarak biz, Lastik-İş Sendikası yönetimi ile buradayız. Bizler, her ne kadar farklı iki konfederasyondan olsak da kardeş sendikalarız. Biz emeği temsil ediyoruz, siz de işvereni. Ama beraber iş yürütüyoruz. Kimi zaman masada tartışıyoruz, kimi zaman çetin müzakereler yürütüyoruz, kimi zaman da grevler yaşıyoruz. Ama özellikle son yıllarda toplu iş sözleşmelerimizi seviyeli ve karşılıklı saygı çerçevesinde çok daha güzel neticelendirdik. Birlikte yapabileceğimiz daha güzel şeyler var diye düşünüyorum.

Elbette zorlukların farkındayız. Pandemi gibi ağır bir süreç yaşadık. Üç yılı aşkın bir süredir bütün dünya salgınla mücadele ediyor; salgının verdiği zarardan tam anlamıyla kurtulamamışken bir de Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş ortaya çıktı. Bu savaşın da bir enerji krizine döndüğünü ve tüm dünyayı etkilediğini görüyoruz. Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik darboğaza ek olarak küresel düzeyde ortaya çıkan bu gelişmeler emek piyasasında işsizlik, kayıtdışılık ve güvencesizlik gibi olumsuzluklar yarattı. Hem işçiler ve işçi sendikaları hem de işveren kesimi ortaya çıkan bu tabloyla mücadele etmek zorunda. Aksi takdirde toplumda oluşacak huzursuzluk herkesi rahatsız edecektir. Bu yüzden hepimiz elimizi taşın altına koymalıyız.

Öncelik Enflasyonu Düşürmek

Ortak sorunlarımız var bizim. Genel kurul başlamadan önce bir arkadaşımızla sohbet ettik, sıkıntılarımızı, neler yaşadığımızı sordu. Asgari ücret hepimizin öncelikli gündemlerinden biri. Geçen yılbaşında asgari ücrette yapılan artış, son yılların hem rakamsal hem de oransal olarak en yüksek artışı oldu. Ama sonrasında ne oldu? Artan enflasyonla birlikte bu artışın etkisi 6 ay sürmedi. Ardından, Temmuz ayında tekrar bir iyileştirme yapıldı. O arada sözleşme görüşmelerimiz devam ediyor, masalarda iyileştirmeler yapıyoruz. Tüm bu süreç boyunca sorunlar ortaya çıktı, yaptığımız bütün sözleşmelerde yeniden düzenleme yapmak gerekti. Yeni yılda asgari ücrette yine büyük bir artışın olacağı söyleniyor. Biliyorsunuz seçim de var. Asgari ücrete ne kadar artışı yapıldığı aslında esas mesele değil. Geçinilebilir olup olmadığı önemli. Bu enflasyon oranları karşısında asgari ücretle geçinmek imkansız. Ben enflasyonu vücutta bir kanama olarak nitelendiriyorum. Eğer o kanamayı siz durdurmazsanız dışardaki takviyle bu iş yürümez. Yani, ne kadar ücret verirseniz verin, enflasyonu düşürmediğiniz sürece işe yaramayacak.

Vergi Oran ve Dilimleri Konusunda Ortak Çalışma Şart

Biliyorsunuz vergi dilimleri ve vergi oranları son yıllarda bizlerin canını en çok yakan meselelerden biri. Bu konuya Petrol-İş Sendikası olarak yaptığımız açıklamalarda yer verdik, yetkili kurullarımızda tartıştık. Vergi dilim ve oranlarına  acilen bir düzenleme yapılması gerektiğini dile getirdik. Ben hep şunu söyledim; ülkemizde bir kriz söz konusu ve bu krizden en çok emekçiler etkileniyor. Bu sebeple vergi oranları ve dilimlerine müdahale edin. Oranları yüzde 15’e sabitleyin ve vergi dilimlerini açın. 2016 yılına kadar asgari ücretli hiçbir çalışan vergi diliminin bir üst dilimine geçmezdi. Bugün altıncı aya gelmeden geçiyor. Örgütlü olduğumuz işyerlerinde aldığımız zam bir süre sonra vergilere gidiyor. Dolasıyla Türkiye’de vergi dilim ve oranları ile ilgili bir düzenleme yapılmazsa bu sorunları yaşamaya devam edeceğiz. Bu konuyu önemsiyoruz. Hem işçi kesiminin hem de işverenlerin buna yönelik çalışma yapması, katkı koyması gerekiyor. Ayrım yapmaksızın tüm sendika ve konfederasyonların bu konuda ortak çalışma yürütmesi gerekiyor. Biz Petrol-İş ve konfederasyonumuz Türk-İş ile bu konuda çalışmalar yürütüyoruz. Sizlerden bir işveren sendikası olarak isteğim, kendi üst kuruluşlarınızda da bu konuyu gündemde tutmanız, çözüme kavuşması için çaba sarf etmeniz. Aksi takdirde çok sıkıntılar yaşayacağız.

EYT meselesi konuşuluyor. Buradan bir öneri ve tavsiyede bulunmak istiyorum. EYT’nin çıkması durumunda da birçok işyerinizde kıdemli ve kalifiye işçi ayrılacak. Biz bunun için örgütlü olduğumuz işyerlerinde işverenlere, fazladan personel istihdam etmelerini söylüyoruz. Ancak birçoğu maliyetlerin yüksek olduğu gerekçesiyle olumsuz bakıyor bu duruma. Ancak bu da kalifiye eleman eksikliği, var olan çalışanların fazla mesaiye kalmasına sebebiyet veriyor. Kalifeye işçinizi bu koşullarda nasıl tutacaksınız? Örgütlü olduğumuz işkolu, en riskli işkollarından biri. Dolayısıyla sendikalı işyerlerinde en azından bir farklılık yaratıyoruz, yaratmamız gerekiyor. O yüzden hem ücretler hem de vergilerle alakalı olarak tedbirleri birlikte almak zorundayız.

Örgütlenme Hakkına Saygı Duyulmalı

Örgütlenme ile ilgili şunu söylemek istiyorum, sendikalar artık düşman gibi görülmemeli. Petrol-İş’in 72 yıllık bir tarihi var. Bugün Petrol-İş, Türkiye’nin önde gelen büyük sanayi kuruluşlarında örgütlü durumda. Aslında büyük sanayi kuruluşlarının birçoğunda sendika var. Bu işyerleri sendikalı oldukları için küçüldüler ya da iflas mı ediyorlar? Birçoğunuzla yıllardır çalışıyoruz. Demek ki bu şirketlere zarar vermiyor, aksine geliştiriyoruz. Örgütlü olduğumuz işyerlerinde aidiyet duygusunu geliştirdik, kalifiye eleman sorunu çözüldü, kıdem arttı, verimlilik çoğaldı. Tersi durum var mıdır, varsa birlikte konuşalım, sorunları çözelim. O yüzden mutlak suretle işverenler örgütlenmeyi nasıl kendilerine hak görüyorlarsa, çalışanlarının da Anayasal ve yasal hakkı olan örgütlenme hakkını tanımaları gerektiğinin altını çiziyorum. Bu konuda da birlikte çalışmamız lazım. İşverenler en çok hangi konudan dertli, örgütsüz olan işyerleri ile rekabet etme konusunda. O zaman o konuda da birlikte plan ve program yapmamız lazım. Kayıtdışılık böyle işyerlerinde var. Sonuçta da ülke kaybediyor, ülke insanı kaybediyor, dürüst çalışan işverenler kaybediyor.

Son olarak kongrenizin sizlere, işyerlerinize, çalışanlarımıza, üyelerimize, ülkemize ve işbirliği içinde olduğununuz bütün kesimlere yararlı olmasını, başarılar getirmesini diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Genel Kurulunuz hayırlı olsun.

Konuşmaların ardından genel kurulda seçimlere geçildi.