• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Türkiye İlaç Sektörünün Durumu:

ÖZEL SEKTÖRÜN HAKİMİYETİNDE BÜYÜYOR

Türkiye ilaç sektörü özellikle 2000'li yıllardan itibaren kamu yatırımlarının tasfiyesi ve yeni ilaç protokolleri ile özel sektörün hakimiyetine girdi. Aynı zamanda bu süreçte yabancı yatırımlarla, satın almalarda ve ortaklıklarda da artış yaşandı.

02.09.2014

Türkiye ilaç sektörü’nde yaklaşık 300 ilaç şirketi faaliyet gösteriyor.  Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 68 ilaç üretim tesisi (15’i yabancı sermayeli) ve 64 üretici firma (13’ü yabancı) ile 12 ham madde üretim tesisi (6’sı yabancı) ve 10 ham madde üreten firma (4‘ü yabancı) bulunuyor.

Türkiye’de ilaç sektörü, 2011 yılı itibariyle imalatçı fiyatları ile 9.1 milyar dolarlık satışla 1.75 milyar kutu büyüklüğüne ulaştı. Böylece sektör kutu bazında 2011 yılı sonu itibariyle yüzde 4’lük bir büyüme gerçekleştirdi. Aynı şekilde 2013 yılında da iç pazarda 1,78 milyar kutu ilaç satışıyla yüzde 6,9 büyüyen Türkiye ilaç sektörü, böylelikle 15,4 milyar TL’lik bir hacme ulaşmış oluyor.

2012 yılında 720 milyon dolarlık ilaç ihracatı gerçekleştirilirken, 2013’de bu rakam yüzde 13,6’lık artışla 818 milyon dolara yükseldi. İhracatta yüzde 13,6’lık artış yaşanırken ithalat 3,3 oranında yükseldi.  2012’de 4,354 milyar dolar olan ilaç ithalatı, 2013 yılında 4,498 milyar dolara çıktı. Bu şekilde, ihracatın ithalatı karşılama oranı, söz konusu dönemde bir önceki yıla kıyasla yüzde 16,5’ten yüzde 18,8’ye yükseldi.

Tüm bu rakamlar dış ticaret dengesi bakımından olumlu bir seyir yaşandığı yorumlarını getiriyor. Ancak sadece son yılların rakamlarına bakıp hem sektörün büyümesi hem de ihracat ithalat dengesi bakımından yorum yapmak için erken. Nitekim biraz geriye gittiğimizde 2008 yılında ilaç sektöründe ithalat yüzde 23,7 oranında artarak 4,36 milyar dolar, ihracat ise yüzde 17,8 oranında büyüyerek 421 milyon dolar olmuştu. 2007’de yüzde 10,2 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı 2008’de yüzde 9,7’ye gerilemişti. Bu durumda Türkiye ilaçta ithalatçı konumunu hala devam ediyor.  İlaç sektörü, henüz dışa bağımlılığından kurtulmuş değil. 

Bu rakamlar bize Türkiye ilaç sektörünün büyüme eğiliminde olduğunu gösteriyor. Fakat bir yandan da ilaç sektöründe Ar-Ge yatırımları henüz yetersiz, bu durumda kaliteli ve orijinal ilaç üretimi araştırmalarını kısıtlıyor, ilaç sanayi henüz dışa bağımlılığını sürdürüyor.

Yatırımcıları ilaç sektörüne çeken etmenler ne?

Türkiye’de kişi başına ilaç tüketiminin düşük olması yatırımcılar açısından ilaç pazarının henüz doygunluğa ulaşmadığı anlamına gelir. İlaç yatırımlarının ve kişi başına düşen milli gelirinin artmasıyla ilaç tüketimininde artacağı ve ilaca ulaşımın kolaylaşacağı düşünülüyor. 

Bir diğer önemli cazibe unsuru ise diğer sektörlerde olduğu gibi ilaç sektöründe de ortaya çıkıyor: ucuz işçilik ve güvencesizliğin var olan yasal boşluklarla teminat altına alınması.

Türkiye İlaç Sektörü’nde yaklaşık 30 bin kişi istihdam edilmekte. Rekabet gücünün, Ar-Ge yatırımları ve beraberinde alınan patentlerle sağlandığı ilaç sektöründe, Ar-Ge yatırımı yapmak yerli ilaç sanayicileri açısından son derece maliyetli oluyor. Maliyetleri düşürme adına akla ilk gelense  işçilik maliyetlerini alabildiğine kısma. Bunun yolu da işçi ücretlerini düşürmek, işten çıkarmalar yoluyla işçi sayısını azaltmak, işçilerin örgütlenmesini engellemek. Dolayısıyla patron baskısı, sendikal alanda var olan yasal boşluklar  ve  ilaç sektöründe sendikalılaşmayı zorlaştıracak kendine özgü problemler bu yaptırımları kolaylaştırıyor. Tüm bu nedenler yerli ve yabancı yatırımcıları ilaç sektörüne çağırıyor.