25.02.200625.02.2006 Cumartesi saat 13.00’de Bandırma’daki işçi ve memur sendikalarının oluşturduğu “Emek Platformu” Bandırma Cumhuriyet meydanında Sosyal Güvenlik Yasası ve Özelleştirmeler karşıtı bir eylem gerçekleştirdi.
Emek Platformunu oluşturan, Petrol-İş Sendikamız, Tek Gıda-İş Sendikası, Genel-İş Sendikası, Liman-İş Sendikası ile KESK’e bağlı sendikaların temsilcilerinin üyelerinin, bazı siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin destek verdiği eyleme 500 kişilik sayıda vatandaş da katıldılar.Özelleştirmeleri ve Sosyal Güvenlik yasasını protesto ederek, özelleştirmelerin durdurulması için Hükümeti uyardılar.
Meydanda toplanan işçiler “Kitleri Satan Vatan Hainidir” “Kitleri Satanları Bizde Satarız” şeklinde sloganlar attılar. Kitlesel basın açıklamasında konuşan Şube Başkanımız Hüseyin Koçyiğit’in konuşma metni şöyledir:
BASINA VE KAMUOYUNA
Değerli Dostlar,
Son günlerde yaşanan gelişmelere baktığımızda çıkarılan ve çıkacak olan yasaların hemen hemen tamamı bizim aleyhimize olanlardır. Her geçen gün reform adı altında emek düşmanlığı yapılarak kazanılmış haklarımızı IMF’ye verilen söz sonucunda geri alıyorlar.
Son örnekte şuanda mecliste olan Sosyal Güvenlik Reform Yasası, bunun neresi reform, tamamen kölelik ve mezarda emeklilik yasasıdır. Bu çıkacak yasada emekli maaşlarında düşüşler olacak, pirim günleri artacak, emeklilik yaşı artacak bunun akabinde de sağlıktan tutun da eğitime kadar hayatımızı ilgilendiren her şey paralı hale gelecek yani paran varsa yaşayacaksın, paran yoksa öleceksin politikası bize dayatıyorlar.
Biz emekçiler böyle reformlar istemiyoruz. Biz sosyal alanda güçlü bir devlet yapısı istiyoruz.
Son günlerin en önemli olaylarından biride yapılan özelleştirmeler. Bildiğiniz gibi Türkiye’de özelleştirme yıllardır yapılmaktadır ve sonucunda hep talan, yolsuzluk ve işsizlik olarak bizlere dönmüştür.
Şu anda önümüzde Tüpraş örneği var. Tüpraş özelleştirilerek satıldı fakat Petrol-İş Sendikasının kararlı tutumu ile yapılan eylemsel ve hukuksal mücadelenin sonucu Danıştay tarafından yürütmeyi durdurma kararı verdi. Fakat bu karardan bir hafta öncesi buraları alan firmaya yangından mal kaçırırcasına devredildi. Şu anda Tüpraş’ı devralanlar orada işgalci durumdalar, kanunsuz bir şekilde orayı yönetiyorlar eğer buraları tekrardan kamuya devredilmez ise Petrol-İş Sendikası olarak Tüpraş’ta bizde çalışmama hakkımızı kullanacağımızı bütün Türkiye’nin duymasını istiyoruz. Bir an önce buraları kamuya devredin.
Özelleştirmeler Bandırma’yı da çok yakından ilgilendiriyor, Tekel kapatılıyor, Liman satılmaya çalışılıyor ve yavaş yavaşta Bor’ların satılması gündeme geliyor.
Tekel’in özelleştirilmesi ve Tekel işyerinin kapatılmak istenmesi çok uluslu tekellerin kendilerine pazar açma stratejileri hayata geçirmek istemelerinden başka bir şey değildir.
Tekel Türkiye ekonomisinin en önde gelen kuruluşlarından biridir. Tekel toplumun malıdır. Yarattığı dev kaynak doğrudan toplumun hizmetine sunulmaktadır. Tekel satılırsa, bu gelir yabancı tekeller aracılığıyla yurt dışına gidecektir.
Bu konuda kararlı bir mücadele sergileyen Tek Gıda-İş Sendikası bu haklı mücadelesinde yani Tekel’in kapatılmasında emek bileşenleri olarak hep yanında olacağız.
Limanların özelleştirilmesi bir ülke açısından son derece sakıncalıdır. Çünkü limanlar stratejik kuruluşlar olmaları bakımından savunma, güvenlik gibi ülke ve kamu yararına dönük vazgeçilmez ve devredilemez rollere sahiptir. Limanların uluslar arası sermayenin eline geçmesi demek. Türkiye’nin egemenlik haklarının tehlikeye düşmesi demektir.
Dubai’li bir şirketin A.B.D.’deki bazı limanları almaya başlaması A.B.D.’li yetkililerce kabul görmemiştir. Limanların özelleştirmesini bize dayatan A.B.D. kendi limanlarını dolaylı yoldan bile yabancıların eline geçmesine “milli güvenliğe aykırı” diye karşı çıkmıştır.
Dünya Bor rezervlerinin %70’inin Türkiye’de bulunduğu ve bilinen rezervlerin Dünya Bor ihtiyacının 400 yıl karşılayacak kadarı ve tarımdan uzay sanayisine kadar enerji sektöründe de geleceğin petrolü olarak adlandırılan Bor madenlerinin üzerinde gizlice pazarlıklar yapılmaktadır.
Çok uluslu şirketlerin Bor’ları geçmişte olduğu gibi tekrardan özelleştirme kapsamına almak istedikleri bir gerçektir.
Başbakanın Avustralya gezisinde kamuoyuna yansıtılmayan daha sonra ortaya çıkan ikili yatırım anlaşmalarından anlaşıldığı gibi, Bor’ların pazarlanmasının ilk adımlarını atmışlardır.
Daha sonra yine D.P.T.’nın (Devlet Planlama Teşkilatı) 2006 yılı programında Eti Maden İşletmelerinin özerk bir yapıya kavuşturulmasının planlanması Bor madenlerinin özelleştirilmesinin alt yapısının oluşturulmasıdır. Çünkü direk olarak satacağız dediklerinde tüm kamuoyunun göstereceği tepkiyi bilenler bu tepkiyi azaltmak için bu özerlik yöntemini önümüze koyuyorlar.
Bizler emekçiler olarak bugüne kadar Bor’lara nasıl sahip çıktık isek bundan sonrada çıkacağımızı cümle alemin bilmesini, buradan haykırmak istiyoruz.
Buradan tüm halkımıza da seslenmek istiyorum. Bu özelleştirmeler olsun, reform adı altında çıkarılan yasalar olsun sadece buradaki emekçileri ilgilendirmiyor. Esnafı, köylüsü, işsizi toplumun tüm kesimlerini ilgilendiriyor. Bu güne kadar onlarca fabrika sattılar da ne oldu. Esnafa kredi olarak, köylüye teşvik olarak mı, işsize iş olarak mı döndü. Hayır, tam tersi esnaf kepenk kapattı, köylü tarlasını sattı, işsizlere binlercesi eklendi.
Ülkenin borçları katlanarak arttı yani bu özelleştirmelerden sadece çok uluslu güçler yararlandı ve bizler toplumun tüm katmanları olarak özelleştirmeye ve reform yasası adı altında çıkan yasalara karşı geleceğimizi tüm kamuoyunun bilmesini buradan haykırıyoruz.
Saygılarımla.
Petrol-İş Sendikası Şube Yönetim Kurulu Adına
Hüseyin KOÇYİĞİT