• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Yeni adaletsizlik, haksızlık ve ayrımcılığa neden olacak

TAŞERONA KADRO DÜZENLEMESİNİ BU HALİYLE KABUL ETMİYORUZ!

Merkez Yönetim Kurulumuz kamuda taşerona kadro düzenlemesi ile ilgili bir açıklama yayınladı.

25.12.2017

Kamuda taşerona kadro düzenlemesi, 24 Aralık 2017 tarihli Resmi Gazete'de duyurulan 694 Sayılı KHK'nın içerisinde yayımlanmıştır.

Düzenleme, sendikamız Petrol-İş dahil olmak üzere, sendika ve emek örgütlerinin itiraz ve eleştirilerinin dikkate alınmadığını göstermektedir. Daha önce de ifade ettiğimiz üzere, dağ fare doğurmuştur. Yüzbinlerce taşeron işçisinin umutları boşa düşürülmüş, belli hesaplarla oluşturulduğu açık olan düzenleme ile yeni adaletsizlik ve haksızlıklar yaratılmıştır.

Söz konusu düzenlemenin, bir kanun ile TBMM'ye getirilmesinden kaçınılmış, konunun tarafları ve kamuoyunca tartışılması istenmemiştir.

OHAL döneminde bir KHK ile geçirildiği için düzenlemeye itiraz edilerek Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yapılması yolu baştan kapatılmıştır. Düzenleme nedeniyle oluşacak mağduriyetler ve olumsuzlukların giderilmesi için hak arama yolları kalmayacak, yüzbinlerce taşeron işçinin akıbeti hükümetin ve kamu kuruluşları yetkililerinin insafına bırakılmış olacaktır.

Yayımlanan KHK'nın 127. maddesi ile düzenlemenin kapsadığı kamu kuruluşları belirlenmiştir. Buna göre düzenleme, 5018 Sayılı Kanun dışında kalan özel bütçeli kuruluşlarda taşeron işçisi olarak çalışanları kapsamamaktadır. Daha çok Kamu İktisadi Teşekkülleri'nden oluşan ve aralarında ülkemizin en önemli kamu kuruluşlarının yer aldığı TPAO, BOTAŞ, Eti Maden, MKEK, ÇAYKUR, TCDD, TMO, TKİ, TTK ve Şeker Fabrikaları gibi işletmelerde çalışan taşeron işçiler kadro dışı bırakılmışlardır.

Bu kuruluşlarda, işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından son derece riskli ve ağır çalışma koşulları söz konusudur. Hükümet bu kuruluşları kapsam dışı bırakarak, taşeron çalışmanın en kötü ve risklerin en fazla olduğu işleri düzenlemeye dahil etmemiştir.

Özellikle KİT'lerde asıl işi yapan alt işveren işçilerine kadro verilmemiş, düzenlemede kapsam “personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri” ile belirlenerek iyice daraltılmıştır. Bu haliyle düzenleme kamuda taşeronla mücadele etmek bir yana, varolan taşeron sistemini meşrulaştırmaktadır. Taşeron çalışmanın asıl tehdit oluşturduğu işler, kapsama alınmamıştır.

Diğer yandan kapsama giren taşeron işçiler, alt işveren firmasındaki mevcut işkolları değiştirilmeden kadroya alınacaklardır. Bu yolla, kadroya alındıkları kamu kuruluşu ile işkolları aynı olmayabilecek, kadrolu işçilerin TİS'inden yararlanmalarının ve onlar ile eşit haklarda çalışmalarının önü baştan kapatılacaktır.

Aynı kamu kuruluşuna farklı sendikaların örgütlenmesi teşvik edilecek, sendikal rekabet körüklenerek yandaş sendikalara yol verilecek ve nihayetinde tek kuruluşta farklı koşullarda istihdamın önü açılarak büyük eşitsizliklere neden olunacaktır. Kamu kuruluşlarında hak ve ücretler açısından iki ayrı işçi grubu oluşacak, çalışma barışı tümüyle ortadan kalkacak, kamu istihdam yapısı daha karmaşık hale getirilecektir.

Tüm bu kısıt ve sorunlara rağmen kadroya geçecek işçilerin belirlenmesinde, yazılı ve sözlü sınav ile güvenlik soruşturması uygulanacaktır. Siyasi ve keyfi müdahalelere açık bu süreç, eleme inisiyatifini birer bürokrat olan kamu kuruluşu yöneticilerine vererek kadrolaşmaya yol açacaktır.

Düzenlemenin kapsamındaki bir diğer kesim olan,  belediye ve İl Özel İdarelerinde çalışan taşeron işçilere ise kadro verilmemiş, sadece BİT'lerde ve İl Özel İdarelerine bağlı şirketlerde işçilik yapmalarına imkan sağlanmıştır. Yerel yönetimlerdeki taşeron işçilerinin kadrosuz ve güvencesiz çalışma koşulları değişmeyecektir.

Bu ve benzeri birçok olumsuzluğu barındıran düzenlemenin, bazı ince hesap ve amaçlarla çıkarıldığı açıktır. Ismarlama bir nitelik taşıyan bu düzenlemenin hayata geçmesinin ardından özellikle bir işçi konfederasyonunun üye sayısının artacak olması ve halihazırdaki üyelerinin kadroya geçmesinin bir tesadüf olmadığını düşünüyoruz.

OHAL döneminde bir KHK ile kamu kuruluşlarında sendikal örgütlenmeye müdahale edilmekte ve mevcut sendikal düzene bir konfederasyon lehine operasyon yapılmaktadır.

Ciddi haksızlıklara yol açacak bu düzenlemenin, makyajlanarak ve rötuşlarla düzeltilmesi mümkün değildir. Sendikaların görüş ve önerileri doğrultusunda kamuda çalışan tüm taşeron işçileri kapsayacak şekilde tümüyle yeniden düzenlenmelidir.

Bir kez daha yineliyoruz; Taşeron çalışma, insan onuruna aykırı bir istihdam biçimidir. Sadece kamuda değil özel sektörde de tümüyle ortadan kaldırılmalıdır.

Kamudan başlayarak taşeron ile mücadele edilecekse, kamuda muvazaalı çalıştıkları tespit edilerek kesinleşmiş olan asıl işi yapan taşeron işçilerinin kadroya alınması başta olmak üzere, 4857 Sayılı ve 6356 Sayılı Yasalardaki hakları koruyan ayrımsız ve istisnasız bir düzenleme yapılmalıdır. Kamuda ve yerel yönetimlerde taşeron işçiler, kadrolu çalışanlarla eşit hak ve koşullara sahip hale getirilmelidir.

Düzenlemeye bu haliyle bir konfederasyon ya da sendikanın onay vermesi, bir emek örgütü olarak kendini inkar etmesi anlamına gelecektir. Herhangi bir sendikanın bu gaflete düşmeyeceğine inanıyor, tüm konfederasyon ve sendikaları taşeron sisteminin ortadan kaldırılması için ortak mücadele vermeye çağırıyoruz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur,

Petrol-İş Sendikası
Merkez Yönetim Kurulu