Stratejik ürün borun aranmasının, işletilmesinin devlet eliyle yapılması 2840 sayılı kanunla hükme bağlandı. Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkın, Reuters’e verdiği söyleşide yapılmak istenen düzenleme ile taşeronluk yoluyla bor madenlerinin üçüncü şahıslara verileceğini, bunun üstü örtülü bir özelleştirme olduğunu söyledi.
Stratejik ürün borun aranmasının, işletilmesinin devlet eliyle yapılması 2840 sayılı kanunla hükme bağlanmıştı. Petrol İş Sendikası Başkanı Mustafa Öztaşkın, yapılmak istenen düzenleme ile taşeronluk yoluyla bor madenlerinin üçüncü şahıslara verileceğini ve örtülü özelleştirme yapılacağını savundu.
Petrol-İş Sendikası Başkanı Mustafa Öztaşkın, kamuya ait Eti Maden tarafından işletilen bor madenlerinin taşeron aracılığıyla özelleştirilmeye çalışıldığını ve Enerji Bakanlığı’nın Bakanlar Kurulu’na sunduğu kanun taslağının bunu öngördüğünü savundu.
Reuters’ın sorularını yanıtlayan Öztaşkın, 1983 yılında çıkarılan 2840 sayılı kanuna göre bor tuzları, uranyum, ve toryum madenlerinin aranması ve işletilmesinin devlet eliyle yapılmasının hükme bağlandığını ifade ederek, “Şimdi bu bir kenara itilerek ‘Bu madenlerin üretimi ve zenginleştirilmesi teknik, ticari ve ekonomik nedenlerle ürünün mülkiyeti teşekkülde kalmak üzere, yani Eti Maden’de kalmak üzere, üçüncü şahıslara gördürülebilir’ diye hükümet bir düzenleme yapmak istiyor. Tartışma da bu nedenle çıktı” dedi.
“Biz sendika olarak, Eti Maden’de örgütlü diğer kurumlarla birlikte bir platform oluşturduk ve ortak hareket ediyoruz. Hepimizin ortak görüşü bu bir özelleştirmedir” diyen Öztaşkın, “Çünkü Özelleştirme İdaresi, özelleştirme yöntemlerinden biri olarak işletme devir hakkını belirlemiştir... Burada yapılmak istenen borların özelleştirilmesi” dedi.
Enerji Bakanı Taner Yıldız daha önce yaptığı açıklamalarda, bu değişikliğin kesinlikle bir özelleştirmeyi amaçlamadığını söylemişti.
Enerji Bakanlığı’nın 5 Mart’ta Bakanlar Kurulu’na sunduğu taslakta, bor tuzları, trona, asfaltit madenleri ile nükleer enerji hammaddelerinin işletilmesini, linyit ve demir sahalarının bazılarının iadesini düzenleyen kanuna, “Bu madenlerin üretimi ve zenginleştirilmesi, teknik, ticari ve ekonomik sebeplerle ürünün mülkiyeti teşekkülde kalmak üzere ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebilir. Ancak üçüncü şahıslara gördürülecek işlerin üç yıldan fazla olması durumunda konuya ilişkin talepler yüksek planlama kurulu tarafından karara bağlanır” fıkrasının eklenmesi öngörülüyor.
Eti zaten başarılı
Eti Maden’in başarılı bir şekilde bor ürettiğini ve zenginleştirdiğini kaydeden Öztaşkın, “Sürekli olarak pazar payını artırmaktadır. Bundan 15 yıl önce yüzde 25’ler civarında olan pazar payı geçen yıl yüzde 42’lere, bu yıl da yüzde 49’lara ulaşmıştır” dedi ve şöyle devam etti:
“Dünya bor pazarı neredeyse devletin kendi elindedir. Rezervlerin zaten yüzde 72’si elindedir ve bu şirketin performansı yüksektir. Eti Maden 1 yılda pazar payını yüzde 7 artırdı. Üretimini yüzde 30, kapasitesini yüzde 40; kârlılığını da 1 yılda yüzde 68 artırdı.”
Teknik, ticari ve ekonomik nedenlerle bu düzenlemenin yapılmak istendiğinin açıklandığını kaydeden Öztaşkın, şöyle devam etti:
“Ekonomik nedenler asla söz konusu olamaz. Şirketin performansı, verileri ortada. Ticari neden de olamaz çünkü pazarlıyor, karlılığı son derece yüksek. Bazı ürünlerde neredeyse yüzde 1,000 katma değer sağlanıyor. Eti Maden ciro ve karlılığı kıyasladığımız zaman Türkiye’nin en karlı şirketidir. Dolayısıyla ticari bir neden de yok. Teknik nedende ise teknoloji transferi gerekebilir bazı yerlerde ki, bunun önünde de mevzuat açısından bir engel yoktur. Biz teknoloji transferini savunuyoruz.”
İfade edilen gerekçelerin geçersiz olduğunu belirten Öztaşkın, “Bor en önemli stratejik ürünlerden biri olduğu ve 500’e yakın sanayi dalında kullanıldığı için bu üründe çok uluslu şirketlerin ve onların arkasındaki ülkelerin ele geçirme planları var” dedi.
Bor rezervlerinin %72’si Türkiye’de
Eti Maden dışında bor piyasasında uluslararası madencilik şirketleri Rio Tinto ve BHP Biliton’un söz sahibi olduğunu vurgulayan Mustafa Öztaşkın, “BHP Biliton’un ismi 2005 yılında Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen tarafından Avustralya ile imzalanan ekonomik işbirliği protokolünde geçiyordu. Ve bu protokolde de borlarla ilgili maddeler yer aldı. Sonra da bu anlaşma TBMM’de onaylandı. Dolayısıyla onların talebi var” dedi. Dünya bor rezervlerinin yüzde 72’si Türkiye’de bulunuyor. Petrol-İş’in araştırmasına göre madencilik şirketi Rio Tinto bor madenlerinde dünyada yaklaşık yüzde 27’lik pazar payına sahip. Yapılanın Eti Maden’de taşeronlaştırma girişimi olduğunu savunan Öztaşkın, “Burada işveren Eti Maden birkaç kez bazı birimleri taşerona vermek istedi. Biz bu maden kanundaki ‘devlet eliyle işletilmesi gerekir’ hükmüne dayanarak dava açtık ve açtığımız davaları kazandık. Bu aynı zamanda yargı kararlarını by-pass etme yönünde bir düzenlemedir. İşyerine taşeron girmesine kesinlikle karşıyız. Taşeron girdiği zaman da ciddi fiili durumlar yaratacağız” diye konuştu. Eti Maden’de 3 bin 809 kişi çalışıyor. Çalışanların 2 bin 305’i işçi, 275’i memur, bin 229’u sözleşmeli.
Bor nerelerde kullanılıyor?
Çok geniş ve çeşitli alanlarda ticari olarak kullanılan bor mineralleri ve ürünlerinin kullanım alanları giderek artıyor. Üretilen bor minerallerinin % 10’a yakın bir bölümü doğrudan mineral olarak tüketilirken geriye kalan kısmı bor ürünleri elde etmek için kullanılıyor. Bor mineralleri ve ürünlerinin kullanıldiği en önemli sanayi dalları ise şunlar:
- Cam sanayii
- Seramik sanayii
- Temizleme ve beyazlatma sanayii
- Yanmayı önleyici (geciktirici) maddeler
- Tarım
- Metalurji
- Nükleer uygulamalar
Kaynak: Vatan Gazetesi