• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Basın Açıklaması... Basın Açıklaması...

TPAO Zayıflatılamaz!

Türk Petrol Kanunu Tasarısı, 21 Aralık 2012 tarihinde TBMM'ye sunulmuştur. Yeni düzenleme ile petrol sektöründe devlet adına faaliyet gösteren kamu kuruluşu TPAO zayıflatılmak istenmekte, yabancı petrol tekelleri ile yerli ve yabancı sermayeye yeni çıkarlar sağlanması öngörülmektedir.

15.01.2013

Petrol sektörünün arama ve üretim faaliyetlerini düzenleyen Türk Petrol Kanunu Tasarısı, 21 Aralık 2012 tarihinde TBMM'ye sunulmuştur. Adına “Türk Petrol Kanunu” denilen yeni düzenleme ile petrol sektöründe devlet adına faaliyet gösteren kamu kuruluşu Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) zayıflatılmak istenmekte, yabancı petrol tekelleri ile yerli ve yabancı sermayeye yeni çıkarlar sağlanması öngörülmektedir. Petrol sektöründe sermayeye yeni teşvik ve kolaylıklar sağlanması adına, kamu kuruluşumuz TPAO'dan vazgeçilemez.

Türkiye’de petrol sektöründeki tüm faaliyetler, 1954 tarihinde hazırlanan ve o dönemin şartlarında son derece liberal nitelikte olan 6326 Sayılı Petrol Kanunu’nda düzenlenmiştir. Bu kanun, sektördeki gelişmelere paralel olarak zaman içerisinde çeşitli değişikliklere uğramıştır. Özellikle 2001 Krizi'nin ardından hız verilen ve enerji sektörünün serbestleştirilmesine yönelik olarak yapılan bir dizi düzenlemeden petrol sektörü de payını almıştır.

2 Mayıs 2001 tarihinde 4646 Sayılı Doğal Gaz Piyasası ve 20 Aralık 2003 tarihinde 5015 Sayılı Petrol Piyasası Yasaları düzenlenerek, sektörün söz konusu faaliyetleri 6326 Sayılı Petrol Kanunu kapsamından çıkarılmıştır.

6326 Sayılı Kanun kapsamında kalan ve petrol sektörünün ilk halkası olan arama ve üretim faaliyetleri de, uluslararası petrol tekellerinin talepleri çerçevesinde 17 Ocak 2007 tarihinde 5574 Sayılı Türk Petrol Kanunu adıyla çıkarılan bir yasayla serbestleştirilmeye çalışılmıştır. Ancak, bu kanunun 4 maddesi Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından “ulusal çıkarlara aykırı bulunarak” veto edilmiştir.

O tarihten bugüne petrol arama ve üretim faaliyetlerinde serbestleştirmeyi arttırmak ve sektörde yerli/yabancı sermaye yatırımlarının önünü açmak gibi niyetlerini gizlemeyen hükümet, beş yıl sonra yeni bir Türk Petrol Kanunu Tasarısı'nı gündeme getirmektedir.

Neo-liberal bir felsefe ile hazırlanmış olan tasarı, yerli ve yabancı sermaye yatırımlarına teşvik ve kolaylıklar sağlarken, yurtiçinde üretilen petrolün ihracatına getirilmiş olan kısıtları kaldırmakta, devlet adına faaliyet gösteren kamu kuruluşumuz TPAO'nun bazı ayrıcalık ve haklarını iptal etmektedir:

- 6326 Sayılı mevcut Kanun'un 2. Maddesi'nde “Bu kanunun amacı, Türkiye Cumhuriyeti petrol kaynaklarının milli menfaatlere uygun olarak, hızla sürekli ve etkili bir şekilde aranmasını, geliştirilmesini ve değerlendirilmesini sağlamaktır” ifadesi, Türk Petrol Kanunu Tasarısı'nın “Amaç ve kapsam” başlıklı 2. maddesinde korunmasına rağmen tasarının diğer maddelerinden ayıklanmıştır.

- 6326 Sayılı Kanun'un 6. maddesindeki; “Petrol ile ilgili; müsaade, arama ve işletme ruhsatnamesi alma hakkı devlet adına Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na (TPAO) aittir,” hükmü iptal edilerek, tasarıda yer almamıştır. Böylece tek kamu kuruluşumuz TPAO'nun devlet adına faaliyet gösterme işlevi ortadan kaldırılmaktadır. TPAO'yu zayıflatacak bu durum, ülkemizin ulusal enerji politikalarının oluşturulmasını ve uygulanmasını sağlayacak önemli bir aracından vazgeçmesi anlamına gelmektedir.

- 6326 Sayılı Kanun'un 53. maddenin 2. fıkrasında; “Bir bölgede bir tüzel kişi aynı zamanda 8 arama ruhsatnamesine sahip olabilir. Ancak TPAO, toplam ruhsat adedi petrol arama bölge sayısının on katını aşmamak kaydıyla, her bölgede en çok 12 adet arama ruhsatı alabilir” hükmü tasarıda yer almamıştır. Tasarının 7. maddesinde, arama ruhsatındaki sayı sınırlaması ve TPAO'ya verilen özel şirketlere göre daha fazla ruhsat alma hakkı kaldırılmıştır. Gerek TPAO’nun ruhsat sayısındaki avantajlı konumunun kaldırılması, gerekse ruhsat sayısının ve ruhsat alanının sınırlandırılmaması, büyük sermayeli ve güçlü uluslararası petrol şirketlerinin lehine ruhsat tekelleşmesine yol açabilecektir.

- 6326 Sayılı Kanun'un 64. maddesinin 5. fıkrasında yer alan; “Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (PİGM), müzayedeye çıkmazdan önce, bu sahanın işletme ruhsatnamesini isteyip istemediğini TPAO’ya sorar. TPAO’nun talebi halinde, saha müzayedeye çıkarılamaz ve işletme ruhsatı TPAO’ya verilir,” hükmüne tasarıda yer verilmemekte ve TPAO’nun sahip olduğu bu olanak da elinden alınmaktadır. Türk Petrol Kanunu Tasarısı'nda Geçici 2. Madde'de, “Türkiye Petrol Anonim Ortaklığının sahip olduğu mevcut işletme ruhsatlarındaki hak ve yükümlülükler ise üretim sonuna kadar devam eder” denilerek bir ayrıcalık getirilmiştir, fakat sadece yürürlükteki işletme ruhsatları için getirilen bu ayrıcalık TPAO'nun yabancı petrol tekelleri ile rekabet edebilmesini sağlayan 6326 Sayılı Kanun'daki imtiyazları yanında oldukça yetersiz kalacaktır.

- 6326 Sayılı Kanun'un “Milli Menfaatin Korunması” başlığını taşıyan 12. maddesinde yer alan; “yabancı devletlerin doğrudan doğruya veya dolaylı olarak idaresinde etkili olabilecekleri şirketler ile yabancı bir devlet için veya yabancı bir devlet adına hareket eden şahısların, petrol faaliyetlerinde bulunmaları, mülk edinmeleri ve tesis kurmaları”nın Bakanlar Kurulu iznine bağlanması yönündeki hükme, Türk Petrol Kanunu Tasarısı'nda yer verilmemiştir. TPAO'nun ayrıcalıkları elinden alınırken, son derece stratejik bir alan olan petrol sektöründe, yabancı devlet ve şirketlerin egemenliğinin önündeki engeller de kaldırılmaktadır. Bu yolla, uluslararası petrol tekellerine önemli avantaj sağlanmaktadır.

Görüldüğü gibi, Türk Petrol Kanunu Tasarısı'nın yasalaşması halinde, yerli ve yabancı sermayenin sektörde önü açılmakla kalmayacak, tasarı ile ayrıcalıkları ve devlet adına faaliyet gösterme konumu ortadan kalkacak olan TPAO'nun sektördeki öncü konumu zayıflayacaktır. Tasarı TPAO'yu dikey entegre yapıya sahip dev petrol tekelleri ile denk olmayan koşullarda rekabet etmeye zorlayacaktır.

Petrol sektörünün serbestleştirilmesini öngören bu kanun tasarısının gerekçesi olarak yıllardır sektöre yeterli yatırımın yapılamamış olması gösterilemez. Petrol sektöründe yurtiçi arama ve üretim faaliyetlerinde istenen seviyelere gelinememesinin asıl nedeni, kamu kuruluşumuz TPAO'nun yeterince desteklenmemesi; geçmişte TPAO bünyesinde oluşturulan arama, üretim, rafinaj, petrokimya ve dağıtım faaliyetlerinden oluşan entegre yapının parçalanması ve sektörde özelleştirme politikalarının uygulanmasıdır.

Bu politikaların bir parçası olan tasarı ile stratejik petrol sektörünün yerli ve yabancı sermayeye bırakılması, arz güvenliğini ciddi ölçüde tehlikeye sokacaktır. Bilindiği gibi birçok devlet, çoğunlukla kamu eliyle kurdukları petrol şirketlerini arama, sondaj, ham petrol üretimi, boru hatları ile taşıma, rafinaj, petrokimya, kimya, dağıtım, pazarlama, faaliyetlerini de içerecek biçimde dikey entegre bir yapıda oluşturmuşlardır. Petrol sektöründe dünyada devlet şirketlerinin yükselişi devam etmektedir. Tasarı, dünyadaki bu gerçekleri görmezden gelmekte, sektörde dümeni özel şirketlere vermeye hazırlanmaktadır.

Yukarıda belirtilen nedenlerle tasarı, kamu ve ülke yararını değil yerli ve yabancı sermayenin çıkarlarını gözeten bir niteliğe sahiptir. Tasarı ile ilgili görüşlerini ekteki raporda ayrıntılarıyla sunan Petrol-İş Sendikası, tasarının geri çekilmesini ve aşağıdaki hususlar göz önünde bulundurularak yeniden ele alınmasını talep etmektedir:

- Petrol kaynaklarımızın aranması, geliştirilmesi ve üretilmesi ile ilgili tüm faaliyet ve işlemlerde kamu ve ülke yararına uygunluk temel ölçüt olmalıdır.

- Ülkemizde üretilen ham petrolün ülke güvenliği ve yurtiçi tüketim için gerekli bölümünün ayrılması koşulu kaldırılmamalı, arz güvenliğine ilişkin düzenlemeler muğlak bırakılmamalıdır.

- Sektörde yabancı devlet ve şirketlerin etkisini artıracak düzenlemelerden kaçınılmalıdır.

- Devlet şirketimiz TPAO'ya petrol ile ilgili izin, arama ve işletme ruhsatlarında tanınan öncelikler kaldırılamaz. TPAO'nun entegre yapıdaki yabancı petrol tekelleri ile yurtiçinde rekabet şansını ortadan kaldıracak düzenlemeler, ulusal şirketimizi zayıflatacak ve petrol sektöründe devletin politika geliştirme olanaklarını azaltacaktır.

- TPAO'nun teşkilat kanununda değişiklik yapılmasını gündemine almış olan AKP hükümeti, Petrol Kanunu Tasarısı'nda sektörde devlet kontrolünün yitirilmesine neden olacak ve TPAO'nun özelleştirilmesinin önünü açacak her türlü düzenlemeden uzak durmalıdır.

Petrol sektöründe ulusal çıkarlarımızı gözeten politikalar geliştirilmesi, kamu kuruluşumuz TPAO'nun entegre bir yapıya kavuşturularak güçlendirilmesi, diğer kamu kuruluşumuz BOTAŞ ile birleştirilmesi ve ülkemizde kamu eliyle etkin bir petrol arama, geliştirme ve üretim stratejisinin geliştirilmesini savunan Petrol-İş Sendikası, yıllardır ülkemiz zenginliklerini ekonomik değere dönüştüren TPAO'yu zayıflatacak girişimlere karşı duracaktır.

Petrol-İş Sendikası
Merkez Yönetim Kurulu adına
Mustafa ÖZTAŞKIN
Genel Başkan

Ek 1: TÜRK PETROL KANUNU TASARISI NE GETİRİYOR?
(Tasarıda öngörülen değişiklikler ve Petrol-İş'in bu değişikliklere ilişkin ayrıntılı değerlendirmeleri)

Ek 2: TÜRKİYE'DE PETROL SEKTÖRÜ VE TPAO
(Türkiye'de petrol sektörüne ilişkin güncel bilgiler ve TPAO'nun entegre yapısının ortadan kaldırılması süreci ile ilgili değerlendirmeler)