Merkez Yönetim Kurulumuz ve Şubelerimizin katılımıyla Türkiye Petrolleri'nde özelleştirme politikalarına ve taşeronlaştırma uygulamalarına karşı eylem yapıldı.
Merkez Yönetim Kurulumuzca kararlaştırılıp Adıyaman, Batman, Trakya ve Ankara şubelerimizden üyelerimizin geniş katılım gösterdiği "Özelleştirme, Taşeronlaştırma, Güvencesizleştirme" karşıtı eylem, 15 Temmuz Cuma günü Ankara'daki Türkiye Petrolleri (TP) Genel Müdürlüğü'nde oldukça coşkulu bir şekilde gerçekleşti.
Basın Açıklamasının video görüntülerini izleyebilirsiniz.
Eyleme Genel Başkanımız Ali Ufuk Yaşar, Genel Sekreterimiz Ahmet Kabaca Genel Eğitim ve Örgütlenme Sekreterimiz Mustafa Mesut Tekik ve Genel Yönetim Sekreterimiz Ünal Akbulut , Kırıkkale Şube Yöneticilerimiz Batman, Adıyaman ve Trakya Şubelerimizden 400 üyemiz ve Ankara Şubemize bağlı TP Genel Müdürlüğü'ndeki üyelerimiz katıldı.
Oluşturulan kortejden sonra yürüyüşe geçen kitle,"TPAO Halkındır, Halkın Kalacak", "İş ekmek yoksa, barış da yok", "Direne direne kazanacağız" gibi sloganlar atarak basın açıklamasının yapılacağı alana geldi. Genel Başkan'ımız Ali Ufuk Yaşar'ın "Kıdem tazminatı genel grev gerekçemiz ve Petrol-İş'in eylem yapma nedeni olacaktır; özelleştirmeye, güvencesizleştirmeye, köleliğe karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz, tüm taşeron emekçilerin, TP geçici işçilerinin ve TPIC emekçilerinin kadroya alınması gerekir" diye bitirdiği konuşmasına üyelerimiz sloganlarla destekte bulundu. Basın açıklamasını ise Genel Örgütlenme ve Eğitim Sekreterimiz Mustafa Mesut Tekik tarafından okundu. Eylem ve yürüyüş sloganlarla, alkışlı protestoyla son bulurken, yerellerde eylem yapma kararlılığı ortaya kondu.
Basın açıklamasının tam metni aşağıda yer almaktadır.
BİR KEZ DAHA UYARIYORUZ!
TÜRKİYE PETROLLERİ'NDE İŞÇİNİN SESİNE KULAK VERİN
ÖZELLEŞTİRME POLİTİKALARINA
TP'NİN ZAYIFLATILMASINA
TAŞERONLAŞMAYA
İSTİHDAMIN GÜVENCESİZLEŞTİRİLMESİNE SON!
Ülkemizin en önemli kamu kuruluşlarından birisi olan Türkiye Petrolleri (TP), 60 yılı aşkın bir süredir ekonomiye büyük katkılar yapmakta ve istihdam yaratmaktadır. Elde ettiği gelir ve yaptığı vergi ödemeleriyle ülkemizin gözbebeği kuruluşlarından birisidir. Stratejik enerji sektöründe faaliyet gösteren TP'nin bu katkılarında en büyük pay kuşkusuz, gece gündüz demeden çalışan ve alınteri döken biz işçilerindir.
TP işçisi ve örgütlü olduğu sendikamız Petrol-İş aynı sorumlulukla, başından beri TP'nin kamu yararı doğrultusunda faaliyet göstermesi, işkolunun doğasına uygun bir şekilde entegre yapısının güçlendirilmesi, üretim ve istihdamın arttırılması için tavır geliştirmiştir.
Ancak özellikle son beş yılda izlenen politikalar, entegre yapının dağıtılması, kuruluşun özelleştirmeye hazırlanması, küçültülmesi ve zayıflatılması yönünde olmuştur. Hizmet alımları artmakta ve taşeronlaşma uygulamaları yaygınlaşmaktadır. İstihdam güvencesizleştirilmektedir.
Bu politikaların son dönemdeki adı ise “Bütünsel Dönüşüm Programı” olmuştur. Sendikamızın bu programa ilişkin yaptığı tespitler ne yazık ki, doğru çıkmıştır.
Türkiye Petrolleri, kamu yararı doğrultusunda faaliyet gösteren bir kamu kuruluşu olmaktan çıkarılmakta, verimliliğe odaklı, istihdamı esnek ve güvencesizleştirilmiş bir şirket haline getirilmek istenmektedir.
Son olarak TP bünyesindeki akaryakıt şirketi TP Petrol Dağıtım A.Ş.'nin özelleştirilmesi için düğmeye basılmıştır. Devlet, Petrol Ofisi'nin özelleştirilmesinden sonra şimdi TP çatısı altındaki akaryakıt dağıtım şirketini elden çıkarmaktadır. TP'nin zaten dağıtılmış entegre yapısı daha da zayıflatılmaktadır.
Özelleştirme uygulamalarıyla beraber, güvenceli ve kadrolu kamu istihdam politikalarına son verilmekte, özel şirketlerin insan kaynakları politikaları benimsenmektedir.
Bu uygulamalar sorunlarımızı giderek büyütmektedir. Personel yönetiminde şeffaf olunmaması, yeni sorunları beraberinde getirmektedir. Türkiye Petrolleri'nde izlenen yanlış politikalar, ücret sistemini de bozmaktadır. Son derece güç koşullarda çalışan işçilerin kök ücretleri, kamu kuruluşlarındaki emsallerine göre giderek düşmektedir. Kurum bünyesinde bölgeler arası uygulama farklılıkları çalışma barışını tehdit eder noktaya gelmiştir.
Petrol fiyatlarındaki gerileme, TP yönetimi tarafından izlenen bu yanlış politikalara gerekçe olarak gösterilmektedir. Sektördeki fiyat krizinin faturası adeta işçiye çıkarılmaktadır. TP'ye hizmet veren TPIC'de çalışan Petrol-İş üyesi işçiler, aynı gerekçeyle sondajların durdurulacağı belirtilerek işten çıkarılmıştır.
Varili 30 dolara kadar düşen petrol fiyatları yeniden yükselişe geçmiş ve tekrar 50 dolara kadar çıkmıştır. Petrol fiyatlarının aşamalı olarak yükselmesi beklenmekte, petrol şirketleri yeniden yatırıma yönelmektedir. Ancak bu gelişmelere rağmen TP yönetimi, arama ve üretim faaliyetini arttırma yönünde herhangi bir adım atmış değildir. Biz TP işçileri olarak üretimin devamlılığından yanayız; atıl personel haline gelmek istemiyor, faaliyetlerin yeniden tüm hızıyla sürmesini istiyoruz.
Arama ve üretim programı, yeni fiyat düzeyleri ışığında gözden geçirilmeli ve petrol fiyatları TP'nin zayıflatılmasının daha fazla gerekçesi yapılmamalıdır.
Giderek artan bu sorunlar karşısında Petrol-İş'in ve işçinin takındığı sağduyulu tavır, yanlış yorumlanmamalı ve uyarılarımız kurum yönetimi tarafından dikkate alınmalıdır.
TP yönetimi işçinin sesine artık kulak vermelidir!
Özel şirket gibi yönetilmeye başlanan TP'de, özelleştirme politikaları, hizmet alımları ve diyaloğa dayanmayan personel yönetiminin yol açtığı sorunların çözümü için derhal harekete geçilmelidir.
TP işçisi olarak bir kez daha altını çiziyoruz: Ülke çıkarı ve kamu yararı doğrultusunda faaliyetlerde süreklilik sağlanmalı ve üretim sürmelidir. TP yönetimi, kamuda istihdamın güvenceli, kadrolu ve sürekli olması ilkesini gözetmelidir.
Toplu sözleşme hükümleriyle belirlenen çalışma koşullarımızın bazı dayatmalarla değiştirilmesini istemiyoruz.
Ülkemizin ve geleceğimizin teminatı olan Türkiye Petrolleri'nin özelleştirmelerle küçültülmesine, zayıflatılmasına izin vermeyeceğiz.
Daha önce akaryakıt dağıtımında POAŞ'ın özelleştirilmesi, sendikamızın da defalarca uyardığı üzere, sektörde ciddi sorunlara yol açmış ve ülkemiz ciddi bir kayba uğramıştır. Şimdi TP Dağıtım A.Ş.'nin özelleştirilmesi ile hem çalışanların hem de ülkemizin yeni bedeller ödemesi kabul edilemez. TP'de özelleştirme politikaları terk edilmelidir.
Hizmet alımlarının yaygınlaştırılmasına ve taşeronlaştırmaya son verilmeli, dolaylı yollardan da olsa “kiralık işçilik” uygulamalarına gidilmemelidir. Kurumda asıl işi yapan taşeron işçiler, özel güvenlikçiler ve üyemiz olan geçici işçiler kadroya alınmalıdır. Üretim sahalarında yeddiemin olarak çalışan ve yargı kararlarıyla TP işçisi sayılanlar ile işten çıkarılan TPIC işçileri kadroya geçirilmelidir.
Petrol fiyatlarındaki düşüş gerekçesiyle, güvencesiz ve esnek çalışmanın yaygınlaştırılması kabul edilemez. Sözleşme hükümlerinin ihlal edilmesi ve kazanılmış haklarımızın geri alınmasına yönelik girişimlere son verilmelidir.
Stratejik petrol sektöründe dikey entegrasyonun kamu eliyle yeniden sağlanmasının gerekliliği ortadadır. Sektörde özelleştirme politikaları nihayetlenmeli, üretimden rafinaja, petrokimyadan akaryakıt dağıtıma Türkiye Petrolleri çatısı altında entegrasyon yeniden sağlanmalıdır.
Binlerce Petrol-İş üyesi işçi, geleceğinin kararmasına izin vermeyecek, ülkemizin petrolüne ve özveriyle çalıştığı Türkiye Petrolleri'ne sahip çıkmaya devam edecektir.
Bugün yaptığımız uyarının bir başlangıç olduğunu ilan ediyor; uyarımız dikkate alınmadığı takdirde tepkimizi, üretimden gelen gücümüz dahil her türlü mücadele biçimini kullanarak göstereceğimizi bildiriyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur,
Petrol-İş Sendikası
Merkez Yönetim Kurulu