(PETROL-İŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANI MUSTAFA ÖZTAŞKIN'IN 01 MAYIS 2003 BURSA MİTİNGİ KONUŞMASI METNİ)
(PETROL-İŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANI MUSTAFA ÖZTAŞKIN'IN 01 MAYIS 2003 BURSA MİTİNGİ KONUŞMASI METNİ)
21.yy’da savaşlar bitti, barış dünyaya hakim oldu derken, Amerika ve İngiltere Irak’a saldırdı. Irak işgal edildi. Irak yağmalandı. Bir halk yani Irak halkı tarihi, kültürü, her şeyiyle yok edilmek isteniyor. İstanbul’un, Bursa’nın, Adana’nın, Maraş’ın, Antep’in işgalini yaşamış İşgalin ne olduğunu bilen bir ülkenin insanı olarak size sesleniyorum ey işgalciler! Bugün Irak’ı işgal etmiş olabilirsiniz ama Irak’ta uzun süre kalamayacaksınız. Çünkü tüm işgalcilerin sonu hüsrandır. Siz de Irak’ta bozguna uğrayacaksınız.Irak halkı er geç sizi ülkesinden kovacak, bağımsız ve özgür Irak’ı kendi elleri ile kuracaktır. Bu mücadele de tüm dünya halkları gibi biz de Irak halkının yanında olacağız. Onlarla beraber direneceğiz. Onun için zaman Çekin kirli ellerinizi Irak’tan! Irak’a yapılan saldırı, işgal, talan ve yağmanın gerçek nedeni Irak petrollerinin özelleştirilmesidir.
Biz Petrol-İş Sendikası olarak, Irak’ta yapılmak isteneni daha savaş başlamadan önce “Bir Özelleştirme Harekatı:IRAK” sloganıyla sadece Türkiye’ye değil, tüm dünyaya duyurduk. Tıpkı Irak’ta olduğu gibi ülkemizde de özelleştirme adı altında kamu kuruluşlarına saldırı var. Toplumsal emeğimizin birikimi olan TÜPRAŞ, PETKİM, TÜGSAŞ, BURSAGAZ, TEKEL, THY, TELEKOM, gibi kuruluşlar özelleştirme ile köy hizmetleri kuruluşlar ise, reforma adı altındaki yasalarla yok edilmek isteniyor. Şunu söylemeliyim ki; siz ne kadar özelleştirmeye kararlıysanız, biz sizden özelleştirilmelerin durdurulması için daha fazla kararlıyız. Siz ne kadar kapatmaya kararlıysanız, biz kapattırmamak için sizden daha fazla kararlıyız. Ülkenin her yerini bir mücadele, bir direniş hattına dönüştüreceğiz.Bizim verdiğimiz mücadele emeğin özgürleşmesinin mücadelesidir. Yani demokrasi mücadelesidir.
Şimdi çıkarmak istedikleri İş Yasası ile hem kazanılmış haklarımızı elimizden alıyorlar, hem de özgürlüklerimizi kısıtlıyorlar. Ve esnek çalışma adı altında çalışma yaşamını kuralsızlaştıran, çağ dışı kölelik yasalarını bize reva görüyorlar. İş Güvencesinin içini boşaltmak istiyorlar. Bu yasaların çıkmasına, kazanılmış haklarımızın elimizden alınmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Konfederasyonlarımızda bıraksınlar Sosyal Diyaloğu! Mücadeleye öncülük ve rehberlik etsinler.
İş başındaki iktidar sanki işverenlerin temsilcisiymiş gibi hareket ediyor.Dün seçim meydanlarını kendisini işçiden, memurdan, köylüden yanaymış gibi gösterip de hükümet olunca sırtını işverenlere dayayanlar ne çabuk verdiğiniz sözleri unuttunuz? Nerede kaldı dürüstlüğünüz?Hani yoksulluğu, sefaleti, işsizliği, açlığı ortadan kaldıracaktınız?Ne çabuk unuttunuz? Size oy verenleri böyle devam ederseniz siyasi ömrünüz öncekilerden de kısa olacak.Bu halk sizi iktidara getirmesini bildiği gibi, götürmesini de bilecektir.
1 Mayıs 100 yıl önce 8 saat iş günü için verilen mücadelenin ve direnişin adıdır. Ama ne yazık ki, 100 yıl sonra uğruna bedeller ödeyerek elde ettiğimiz 8 saatlik çalışma hakkımız elimizden alınmak isteniyor.Gene kölelik düzenindeki gibi, 12 saat-14 saatlik çalışmaya zorlanıyoruz. İşte bugün bu alanda işçisi, işsizi, kamu çalışanı, doktoru, mühendisi, emeklisi, öğretmeni, öğrencisi hep bir aradayız.İşte işçi sınıfının çalışanların gücü burada. Bizim sermayemiz yok, Bizim medyamız yok. Bizim medyamız, ordumuz, silahımız yok. Ama bizim birliğimiz, dayanışmamız var.Hem de sadece bu alanda, bu şehirde, bu ülkede değil. Tüm dünyada. Birliğimiz, dayanışmamız var.İşte onun içindir ki, kendi ellerimizle kuracağız yaşanası bir dünyayı!Kıracağız zincirlerimizi, özgürleştireceğiz tüm dünyayı!
Yaşasın işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışması!
Yaşasın 1 Mayıs!