Ülkemiz çalışanları/halkımız çok uzun yıllardır açık bir saldırı ile karşı karşıya kalıyor. Bu saldırının adı ÖZELLEŞTİRME. Özelleştirme, gemisini kurtaran kaptan ilkesizliğiyle yaşamak demektir. Halkın işsizlik, yoksulluk, açlıkla boğuşması ve kamu hizmetlerinden mahrum kalması anlamına gelir. Sendikamız bu saldırıları durdurmak için yıllardır elden geldiğince büyük bir mücadele yürütmektedir. Türkiye’de yerli ve yabancı sermayedarların baskısı sonucu 17 yıldır uygulanmaya çalışılan bütün özelleştirmelerin tam bir fiyasko olduğu defalarca kanıtlandı.
AKP Hükümeti Şişecam işyerlerinde 9 Aralık 2003 tarihinde başlayacağımız grev uygulamasını 60 gün süreyle erteleyerek demokrasi ve hukuk devleti konusunda ne ölçüde samimiyetsiz olduğunu bir kez daha göstermiştir. Seçime katılanların büyük bir çoğunluğunun oyunu alarak iktidara gelen AKP, geçen bir yıl içinde ne yazık ki kendisine oy verenleri karşısına almaya kararlı olduğunu kanıtladı. İşçilerin, emekçilerin, esnafın, çiftçinin, memurun çıkarlarını yok sayan AKP, her alanda işverenlerin dediğini yapmaya başladı.
Özelleştirmeye hayır diyen Petrol İş sendikası ve Aliağa Petkim işçilerinin özelleştirmelere karşı tavrı bilinmesine rağmen, sorumluların sorumsuz bir anlayış ve yaklaşımıyla işyerine talip olan Hema grup ile İran Milli Petrokimya Şirketi ortak girişimi adına İran Petrol Bakan Yardımcısını Petkim’ e getirmişler ve yerinde inceleme yaptırmak istemişlerdir.
5 Aralık Cuma günü, yerli Hema ve İran Petrokimya Şirketi ortaklığındaki alıcılar grubuna karşı ortaya koyduğumuz tavır, bugüne kadar ortaya koyduğumuz, herkesçe bilinen, özelleştirme karşıtı bir tavırdır. Farklı olan tek şey, Emniyet yetkililerinin davranışıdır. Nedenini hala anlayamadığımız bir şekilde, son derece agresif bir tutum içinde olan Emniyet güçleri,gerilime ve olayın büyümesine neden olmuştur.
Sendikalaşma hakkı hem Anayasamızda, hem de yasalarımızda tüm çalışanlara verilmiş bir haktır. Çağdaş bir toplum olmanın gereğidir. Demokrasinin olmazsa olmaz ilkesidir. İmzaladığımız uluslararası sözleşmelerin de şart koştuğu bir haktır.
Yıllardır süre gelen devletin sağlık ve eğitim hizmetlerinden uzaklaştırılması politikası, AKP İktidarının da benimsediği bir politika olmuştur. AKP. İktidarının 2004 yılı bütçesinden sağlığa ayırdığı pay %2,9 dur. Bu oran sağlığın gözden çıkarıldığı, devletin sağlık hizmeti vermekten elini çektiği, sağlık hizmetlerinin piyasa koşullarına terk edildiği anlamına gelmektedir.
Şubemizin örgütlü bulunduğu İskenderun Sarıseki Gübre Fabrikaları T.A.Ş. işyerinde, iki üyemizin zoraki emekliliğe sevk edilmesi, bir üyemizin de rızası olmadan zoraki İzmit Yarımca Gübre Fabrikaları T.A.Ş.’a tayin edilmesi, Gübre Fabrikaları Genel Müdürü Kemal GÜNDOĞDU’nun partizanca ve keyfi davranışlarına tepki olarak, 03 Kasım 2003 tarihinde, üyelerimiz sabah iş başı yapmamıştır.
Petrol-İş (uzun adı Türkiye Petrol Kimya Lastik İşçileri Sendikası) ''Başka Bir Dünya Mümkündür'' adıyla bir kitapçık yayımladı.
Bizim ''çamur içindeki medyamız'' uzun süreden beri 'sendika' sözcüğünü sansür etmiştir; sürekli olarak etnikçilik, hortumculuk, dincilik, savaşçılık üzerine şamata sürdüğünden 'alın teri'' ni vurgulayan emeği çoktan unuttuk...