AKŞEHİR'in KADINLARI:
Evde, fabrikada, tarım işçiliğinde hep onlar var
Elif Tuğba Şimşek
Isparta Yalvaç'ta 16 geçiçi tarım işçisi kadın 31 Ekim'de servis minübüsünün yaptığı trafik kazası neticesinde yaşamlarını yitirdiler. İçlerinde çocuk işçiler de vardı. Bu kaza değil bir iş cinayetiydi. Emek ve kadın örgütleri bu olayın üzerinde pek durmadılar. İstisnalar her zaman vardır. Raporlama için Akşehir'e giden İSİG Kadın Meclisi'nden üç genç kadın araştırmacıdan, Elif Tuğba Şimşek, Petrol-İş Kadın için izlenimlerini yazdı. Konya Akşehir'den Isparta'ya çalışmak için giden, biri çocuk 16 tarım işçisi kadın, tıklım tıklım bindirildikleri servisin Yalvaç'ta kaza yapması sonucu yaşamını yitirdi. Görünürlülükleri yok denecek kadar az olan tarım işçisi kadınlar çok kısa sürede unutuldu. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kadın Meclisi'nden ben de dahil üç kadın, bu unutuluşu içimize sindiremeyerek, Akşehir'e, tarım işçisi kadınlarla konuşmaya gittik. Petrol-İş Sendikası'nın desteklediği bu çalışma ile hayatlarının neredeyse her anı çalışarak geçen Akşehir'li kadınları bir nebze olsun anlamaya çalıştık. Sabah erken saatlerde Akşehir'e indiğimizde hava yeni ağarmaya başlamıştı. Kalacağımız yere gitmek için henüz erken olduğundan kendimizi bir çorbacıda bulduk. Akşehir fazlaca yüksek olmayan evlerinin üzerine yağmış beyaz karın etkisiyle çok şirin gözüktü bize. Elbette bu şirin görüntüsünde, nereye baksak izine rastladığımız Nasrettin Hoca'nın payı büyük. Sanki Nasrettin Hoca kendi muzipliğini yaşadığı bu ilçeye de bulaştırmış. Fakat buraya neden geldiğimizi hatırlayınca, bu tatlı etkiden de çıkmamız kolay oldu.
Ekonomiyi döndürüyorlar Öncelikle Akşehir beklediğimizden çok daha farklı bir toplumsal yapıyla karşımıza çıktı. Tarım işçisi kadınlarla konuşmadan önce Akşehir'de görev yapan bir avukatla görüşme fırsatı bulduk. Bize Akşehir'de boşanma oranlarının yüzde 80'i bulduğunu söyledi. İlk başta anlam veremediğim ve bir ilçeye göre fazla bulduğum bu oran, kadınlarla iletişime geçmeye başladıkça açıklığa kavuştu. Akşehir'de hem evde hem işte kadınlar çalışıyordu. Ev işleri her yerde kadınların başında, ama Akşehir'de ekonomiyi de kadınlar döndürüyor. Tarlalarda, donmuş meyve ihracatı yapan soğuk hava depolarında ve sınırlı sayıda yer alan fabrikalarda hep kadınlar çalışıyor ve evin tüm geçim yükü onların sırtında. Tarım dışında iş alanının oldukça kısıtlı olduğu ve sigortalı iş bulmanın neredeyse imkânsız olduğu Akşehir'de erkekler ya başka şehirlere göç ediyor ya da bulabildiği ölçüde geçici işlerde çalışıyor. Bütün bu koşulların dışında konuştuğumuz bazı kadınlar hep erkeklerin tembelliğinden ve sorumsuzluğundan şikâyet ediyor. Hâl böyle olunca çok küçük yaşlardan itibaren çalışmaya başlayan ve bir bakıma ekonomik gücünü elinde bulunduran Akşehirli kadınlar, yeri geldiğinde eşlerine rest çekebiliyor ve boşanıp kendi başına bir hayat kurabiliyor galiba.
Evlilik yaşı yüksek Akşehir'in köylerinden tarlalara çalışmaya giden konuştuğumuz kadınların birçoğu 24-25 yaşlarında, bekâr ve yakın zamanda evlenmeyi düşünmüyor. Kimi yeni ev alan abisinin kredi borcunu ödemek için çalışıyor, kimi ailenin diğer fertleri için başka iş alanı olmadığından evin geçimini üstleniyor. Evi geçindirmek için büyümek gerekmiyor, evini geçindirenlerin arasında çocuklar da yer alıyor. Yaşanan katliamda 24 yaşında olan bir kızının yaşamını yitirip, diğer kızının da sakat kalmasına tanık olan 60 yaşında bir kadınla konuşuyorum. Duyduğu tarifsiz acıyla gözlerini dolmasına engel olamazken bana kızını anlatıyor. Öyle bir anlatıyor ki anlatırken adeta onu tekrar yaşatıyor. "Benim kızım ne kadar güleryüzlüydü, ne kadar mutluydu, evin hem erkeği hem kadınıydı" diyor. Bir de ekliyor, "Kızım kendine kimseyi yakıştıramazdı, beni alacak adam daha doğmadı derdi". Şimdi ise geçim yükü büyük ölçüde üstüne kalmış bu yaşlı kadının, sadece kızlarının acısına değil, geçim derdine de düştüğüne tanık oluyorum. Akşehir'de tarım işçilerinin dışında bir de soğuk hava deposu sahibiyle görüşme fırsatı buluyoruz. Bize kadınların daha çalışkan olduğunu, erkekler bant başında durmaktan sıkıldığı için kadınların bitmez tükenmez sabırlarıyla bant başında çürük meyve ayıkladıklarını anlatıyor. Akşehir'de kadınların hayatlarını idame edebilmekteki gücüne bir kez daha tanık oluyorum.
Bel ve boyun fıtıkları Konuştuğumuz çoğu tarım işçisi kadın, ev işlerini de kapsayan günlük 16-17 saatlik çalışma dilimi ile bel fıtığı, boyun fıtığı gibi rahatsızlıkları yaşıyor. Açık havada çalışma ve kötü hava koşulları kadınları sık sık solunum yolu rahatsızlıklarına itiyor. Çalışırken ölmeyen kadınlar sağlıklarını yitiriyor. Kadın emeğinin görünürlülüğü açısından Akşehir özgün bir örnek oluştururken, Türkiye'nin her bölgesinde kadınların daha fazla ezildiği aşikâr. Bu tabloyu ortaya çıkaran sosyo-ekonomik alt yapının daha derinlikli bir çalışmayı gerektirdiği düşüncesi ve daha uzun bir çalışma imkânı yaratarak geri dönme isteğiyle bölgeden ayrılıyoruz. ■
|
PETROL-İŞ SENDİKASI KADIN DERGİSİ Facebook Sayfamız TASARIM VE GÜNCELLEME: SELGİN ZIRHLI KAPLAN