Bakırköy Belediyesi BUYAŞ grevindeki kadınlarla konuştuk:

 

Umarım çözümlenir demişlerdi, öyle oldu

 

Bakırköy Belediyesi'ne bağlı BUYAŞ şirketinde çalışan işçiler, işverenin sendikayla 21 Mart'ta toplu sözleşmeye oturmaması ve arkadaşlarının işten atılması nedeniyle greve çıktılar. Grevci işçilerin büyük bölümü, temizlik ve mutfak işlerinde çalışan kadın işçilerdi. Grev 29 gün sürerek 18 Nisan'da kazanımla sonuçlandı. Grev çadırında kadın arkadaşlarımızla görüştük...

 

Necla Akgökçe

 

 

AYNUR KAYA: Bakırköy Belediyesi'nde iki yıla yakın bir zamandır çalışıyorum. Şu anda Muazzez İlmiye Çığ Çocukevi'ndeyim. Ama daha önce konuk personel olarak da çalıştım, maaşsız iki ay beni çalıştırmalarına rağmen, daha sonra konuk personel listesinden çıkardılar, sözleşmem yenilenmedi. Bana “Sen bu yaşta iş bulabiliyorsan, buyur çalış, çalışmak istemiyorsan, işte ora kapı” demişlerdi. Bizden beş kişiyi çıkardılar. Sonra üç arkadaşımızı geri aldılar, biz iki kişi alınmadık, dışarıda kaldık.

 

Evli misiniz, çocuk var mı?

Evet evliyim, bir kızım var, eşim çalışmıyor. Aileyi ben geçindiriyorum, kızımı okutuyorum, dershane parası veriyorum. Her şey bende. Tek maaşla. Ve şu anda da grevdeyim.

 

Ne iş yapıyordunuz?

Mutfakta çalışıyordum, sabah 07:30'da başlıyor, çocukların kahvaltılarını veriyorduk. İki kişiyiz, toplamda yüz çocuk, 15 de personel bulunuyor kreşte. Çocuklara günde üç öğün yemek veriliyor. Ara öğünü hazırlarken birimiz, öğlen yemeğini de birimiz hazırlıyor. 12:00'da öğle yemeğini veriyor, sonra onları toplayıp, temizleyip, yerleştiriyor, 14:00'da tekrar ara öğün veriyoruz. Yani biz hiç durmaksızın çalışıyoruz 16:30'da işten çıkıyoruz. Ben emeğimin karşılığını istiyorum, esasında başka bir şey istemiyorum. Herkes zam alırken bizde ücreti 1600 TL'den 800 TL'ye indirdiler. Bunlar düzelsin istiyoruz.

 

Ücret iner mi hiç, neyle açıklıyorlar bunu?

Belediye borçluymuş, kendini toparlaması gerekiyormuş. Biz de borçluyuz. İşçiyiz burada, bu parayla geçiniyoruz, başka gelirimiz yok ki... Ben evime ekmek götürmek, çocuğumu okutmak istiyorum. 850 TL ile bunu yapamam çocuğumun dershanesine 800 TL veriyorum, 50 TL ile ne yapayım? Son olarak üç arkadaşımız işten çıkarıldı, onların geri alınmasını, sürgüne gönderilen yöneticilerin eski işlerine geri dönmesini istiyoruz. Taleplerimiz bunlar.

Siz peki taşeron işçisi miydiniz?

Daha önce taşeronda çalışıyorduk, sonra belediye bizi kendi bünyesine aldı. Sonra bünyesinden tekrar çıkardı ve farklı bir taşerona verdi. Şu anda çalıştığımız taşeron firma belediyenin kendi taşeronuydu. Biz iki aylık, üç aylık ihalelerle çalışıyoruz. Belediye seçimlerinden sonra arkadaşlarımız üç ay parasız, sigortasız çalıştılar burada. Aman işimizi kaybetmeyelim, çocuklarımız mağdur olmasın diye.

 

Sizin mücadeleniz taşerona karşı bir mücadele aynı zamanda.

Evet bir nevi, ama bizim toplu sözleşme sürecimiz yedi ay önce başladı. Ben bir buçuk yıldan beridir sendikalıyım. Yedi aydır görüşmeler sürüyor, belediye imzalamıyor.

 

RAHİME DUMAN: Bakırköy Belediyesi taşeron işçisiyim, aynı zamanda Belediye-İş 2 No'lu Şube sendika işyeri temsilcisiyim. Sürgün yiyen yöneticilerden biri de benim. Burada arkadaşlarımızın iş devamlılığı, iş garantisinin olmaması, her dakika işten atılma korkusu, her yeni gelen idarenin kendi adamlarını yerleştirmek istemesi, beş altı yıldır problem olarak karşımıza çıkıyordu. Yeter artık sendikalı olalım, dedik. Gectiğimiz Haziran ayında sendikalı olduk, hemen akabinde de toplu iş sözleşmesi süreci başladı. Bizimle hiçbir biçimde muhatap olmadılar. Akabinde de greve çıktık zaten.

 

Grev nasıl gidiyor, ne tür sıkıntılar yaşıyorsunuz?

Evet, burada biz bazı sıkıntılar yaşıyoruz. CHP'li bir belediyenin önüne çadır kurduğumuz için seçim öncesi bunu siyasi olarak algılayıp, “seçim öncesi bu çadırın burada ne işi var” diyorlar. Biz deli miyiz, yağmurda çamurda burada bekleyelim, çoğu kadın tek başına çalışıyor, başka gelirleri yok. Bu belli bir siyasete karşı yapılan bir mücadele değil, burada bir emek mücadelesi var. Biz haksız, gerekçesiz işten atılan arkadaşlarımız için mobbinge, baskıya karşı, imzalanmayan toplu sözleşmemiz için mücadele ediyoruz.

 

Siz hangi bölümde çalışıyordunuz?

Türkan Saylan Öğrenci Misafirhanesi'nde yönetici olarak çalışıyordum. Sendika temsilcisi olduğum için, arkadaşlarımın ve bir kadın olarak kendimin haklarını yüksek sesle seslendirdiğim için bir anda yönetici olarak görev yaptığım yerden hayvan barınağına sürüldüm. Mesele o değil, hayvan barınağında da çalışırım. Bana mobbing uygulanıyor, idareciler oraya gelip, bu neden burada duruyor filan yapıyorlar.

 

Buradaki atmosferi anlatabilir misiniz?

Bakırköy halkından yüzde 95'e varan bir destek görüyoruz. Çok iyi bir duygu bu. Sürekli yemek, börek, dolma yapıp getiriyorlar, öğlen, akşam inanılmaz bir destek var yani. Bizim acil bir biçimde, taleplerimizin kabul edilmesi ve işe dönmemiz gerekiyor.

 

Ücretler de düşürülmüş sanıyorum, onlara dair bir talebiniz yok mu?

Tabii o da var, o ayrı bir pazarlık konusuydu. Bizim sürecimiz şöyle oldu: Mart ayında bizim yanımıza gelen yetkili "benim için en değerli personel temizlik personelidir" dedi. Biz de onları baz alarak hesaplamalar yaptık. 2014 Mart ayında 1500 TL alan bir temizlik personeli, 2014'ün Eylül ayında 1000 TL aldı, nereye gitti 500 TL? Bilmiyoruz. Yemek parasını da kestiler. Kesilen yemek parası üzerine devlet memurlarından 2 lira alırken taşerondan 8 lira yemek parası aldılar. Zar zor iyileştirme ile sendika sayesinde daha yeni 1300 TL'ye çıkardık ücretleri.

 

Ne oldu bu arada teşoron mu değişti, ücretlerin indirilmesini ne ile açıklıyorlar?

Bizi belediye şirketinden alıp, üç aylık bir taşerona verdiler. Biz taşeronun kaldırılmasını istiyoruz. Belediye şirketinde kalmak istiyoruz, toplu sözleşme istiyoruz, iş güvencesi, iş devamlılığı istiyoruz. “Maaşınız sigortanız yatırılıyor daha ne istiyorsunuz?” diyorlar bize. Ben başka şeyler de istiyorum. Onurlu bir yaşam, eşit işe eşit ücret istiyorum. Ücretler arasında büyük dengesizlikler var, bunların ortadan kaldırılmasını istiyorum.

 

Grevin sonucu ne olur sizce?

Valla biz burada altı yıl oturmak istemiyoruz, altı gün, altı saat oturmayı bile düşünmüyoruz ama mücadeleyi de bırakmayacağız. Biz haklıyız, kazanacağız.

 

SANİYE SOLMAZ: 2010 yılından beri Bakırköy Belediyesi'ndeyim, önce Atatürk Spor ve Yaşam Köyü'nde mutfakta çalıştım. Şimdi kreşte çalışıyorum, temizlikteyim. 2013 Eylül ayı itibarıyla bizi konuk personel kadrosuna aldılar. Orada iki ay maaşlarımızı vermediler. Sonra bir ara maaş verdiler ama sigortamızı yatırmamışlar. Mayıs ayında sözleşmeler yenileniyor burada, sözleşmemiz feshedildi. 40 gün geç sigortalı olduğumuz için altı ay çalışmamış gibi olduk. Tazminat alamadık, maaşımız 1450 TL'den 860 TL'ye düştü.

 

Kaç saat çalışıyordunuz?

Hep 8 saat çalıştık. Kreşte çalıştığım için cumartesi pazar çalışmıyorduk. Yemekhanede çalışırken pazar günü 11 saat çalışıyordum. Havuz vardı, spor salonu vardı, öğrenciler hafta sonu geldikleri için orada çalışılıyordu.

 

Evli misiniz, bekâr mısınız?

Bekârım ama annem babam yaşlı, çalışmıyor, ben onlara bakıyorum. Evi ben geçindiriyorum. O kreşten bu kreşe beni de dolaştırdılar. 2013 Şubat'ında sendikaya üye oldum.

 

Sizin talebiniz ne?

İş güvencesi istiyoruz devamlı çalışmak istiyoruz. Oradan oraya gönderilmeyelim istiyoruz. Ama en önemlisi bence iş güvencesi. Ücretlerimizin de bizi geçindirebilecek bir ücret olmasını istiyoruz.

 

Grev nasıl sonuçlanır?

Bekleyip göreceğiz. Bu mücadele ekmek kavgası, ekmeğimize kim engel oluyorsa ona karşıyız biz.

 

HAYRİYE DEMİR: Bir buçuk yıldır Bakırköy Belediyesi'nde çalışıyorum. Geçen gün baktım SSK 290 gün gözüktü bu beni çok üzdü. Geriye doğru bayağı bir boşluk var. 103 gün ücretsiz çalıştık, sigortasız çalıştık sonra bir ay, iki ay sürekli giriş çıkışlar oldu. Sendikaya geçtiğimiz yılın Haziran ayından sonra üye olduk.

 

Siz ne tür işler yapıyordunuz?

Temizlik, mutfak o tür işler yapıyordum. İki kişinin işini bir kişi yapmaya başladım. Çalışmamın nedeni yetiştiremiyoruz, çocuğumun biri lisede, biri üniversitede. Biri tıp okuyor. Şu anda hakkımızı arıyoruz. Toplu sözleşme istiyoruz. Rüşvet istemiyorum, çalışıyorum emeğimin karşılığını istiyorum sadece. İş güvencesi istiyorum.

 

Ne umut ediyorsunuz?

Çözüm bekliyoruz. Umarım çözümlenir. ■

 

(Kaynak: Petrol-İş Kadın Dergisi, Sayı 51, Haziran 2015)