TCK “İyi hâl” nedeni ile cezanın indirimi düzenlemesi:

Kadını öldür, takım elbise giy, indirim al

Kadına yönelik cinayet ve cinsel istismar suçlarında ceza indirimleri dikkat çekici boyutlardadır. Erkek suçlarında bu kadar fazla iyi hâl indirimi kullanması, yargının erkek egemen niteliğine de vurgu yapıyor.

Antalya'da Çilem Hülya Berkil'in üzerine benzin döküp öldüren Abdurrahman Gazi Göçer'e mahkeme takım elbise giydiği ve yargılama süresinde olumlu davranışlarda bulunduğu için 6 yıl daha az ceza verdi.

Alanya’da 15 yaşındaki Alman öğrenciye masaj salonunda tecavüz ettiği öne sürülen işletmeci B.K.’ya, ‘reşit olmayanla cinsel ilişki’ suçundan 3 yıl hapis cezası verildi. Sanığın sabıkasız olmasını ve mahkemedeki iyi halini gözönünde bulunduran mahkeme heyeti, cezayı 2 yıl 6 aya indirdi.

Adana’da kendisini aldattığından şüphelendiği eşi 44 yaşındaki Halime Yelmez’i boğarak öldüren 47 yaşındaki Hasan Yelmez, tahrik ve iyi hâl indirimleri uygulanarak 19 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Yukarıdaki örnekleri gazetelerden bulduk. Son dönemlerde kadın cinayetleri davalarında, kadına yönelik cinsel suçlarda, öldürülen veya saldırıya uğrayan kadının giyimi, gece vakti sokakta bulunması, cep telefonu ile konuşması tahrik sayılarak sanık erkeklere ceza indirimi yapılırken, erkeğin mahkeme boyunca olumlu davranması, ya da takım elbise giymesi “iyi hâl indirimi” kapsamında değerlendirilerek, bir indirim de buradan uygulanıyor. Kanunların bu şekilde erkek lehine yorumlanması, her gün beş kadının erkek cinayetine kurban gittiği bir ülkede kabul edilemez görünüyor. Serpil Aksakal konuyu TCK'nın 62. maddesi üzerinden yorumluyor.

TCK 62. maddede düzenlenen madde metni aşağıdaki şekildedir.

“(1) Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmibeş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların altıda birine kadarı indirilir.

(2) Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir. Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir.”

İyi hâl indirimi, ceza yargılamalarının temel unsurlarından biri. Hâkim takdirinde olan bu uygulamada, hangi hallerde cezanın indirileceği kanunda açık olarak düzenlenmiştir. İyi hal nedeni ile ceza indiriminde;

■ failin geçmişi,

■ sosyal ilişkileri,

■ fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları,

■ cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri

hakim tarafından esas alınacaktır.

Bu düzenlemenin amacı hukukçularca, ceza alan sanığın ıslahı, topluma kazandırılması ve bu suçu tekrarlamamasının sağlanması gibi gerekçelerle açıklanıyor.

Dünyanın her yerinde cezaların faillerin kişiliğine uydurulabilmesi, objektiflikten sübjektifliğe geçip bireyselleştirilmesi için takdiri indirim sebepleri kabul edilir. Olması da gerekir ancak burada tartışılması gereken kanuni düzenlemenin varlığı olmamalıdır. Tartışılması gereken konu kanuni düzenlemenin ülkemizde yargı kararlarında nasıl hayat bulduğudur.

Türkiye'de ceza yargılamalarının büyük bir bölümünde “iyi hâl” nedeni ile hakimler cezayı indiriyorlar. Sanığın duruşma düzenini bozmaması, suçunu itiraf etmesi, ifadeleriyle mahkemeye yardımcı olması, giyimi kuşamı gibi etkenler "iyi hâlli" sayılmalarını sağlayabiliyor. Aslında bu indirim, istisnai bazı haller dışında genel olarak (neredeyse otomatik olarak) uygulandığı için indirimin uygulanmaması ekstra bir ceza gibi algılanıyor. O yüzden de genellikle mahkemelerden gerekçeli kararlarında iyi hâl indirimini neden uyguladıklarını değil, neden uygulamadıklarını izah etmeleri bekleniyor. Kadına yönelik ve çocuklara yönelik cinayet ve cinsel istismar suçlarında ceza indirimleri dikkat çekici boyutlardadır. Yargının, erkek suçlular lehine iyi hâl indirimi için takdirini kullanması hâkimlerin kendi kişiliklerinden, olaya bakışlarından, dünya görüşünden kaynaklanıyor.

Failin kadın olduğu, mağdurun erkek olduğu davalar ve failin erkek olduğu ve mağdurun kadın ve çocuk olduğu davalar bakımından verilen takdiri ceza indirimleri karşılaştırmalı olarak incelenmelidir. Basına yansıyan pek çok olayda kararlara yansıyan genel iradenin erkekler lehine olduğu görülmektedir.

Burada dikkat edilmesi gereken bir konu da iyi hâl indiriminin, tahrik indirimiyle karıştırılmamasıdır. Ancak uygulamada haksız tahrik indiriminden yararlandırılan bütün faillere genelde takdiri indirim sebepleri de uygulanmaktadır. Sanki tahrik unsurunun varlığı otomatik olarak iyi hâlin de varlığını gerektirirmiş gibi yanlış bir algı bulunmaktadır. Suçu işleyen kişi haksız edimin kendisinde yarattığı tepki nedeniyle suç işliyor olsa bile, kişiliğinde takdiri indirim uygulanmamasını gerektirecek bir sürü sebep olabilir. Hukuki olarak bu iki unsurun ayrı ayrı koşullarının aranması gerektiği açıktır. Ülkemizde işlenen kadın cinayetleri ve cinsel istismar suçlarında, tahrik unsuru ile birlikte yanlış bir biçimde bunun otomatik sonucu olarak kabul gören iyi hâl indiriminin, erkek sanıklar lehine oldukça önemli ceza indirimleri anlamına geldiği iyi bilinmelidir.

Her durumda iyi hâl indiriminin uygulanması ve kadınlara karşı işlenen suçlarda erkek fail ise tahrik unsurunun her daim kullanılması vicdanları incitmektedir.

Özgecan Aslan cinayeti ile birlikte mahkeme kararlarındaki iyi hâl indirimi uygulamaları daha çok tartışılır hale gelmiştir. Ancak tartışmanın, hakimlerin bu yetkilerinin kaldırılması veya yasal düzenlemenin kaldırılması üzerinden değil, her bir olayda izanlı davranmalarını sağlayacak etkin eğitim süreçleri ve hukuki denetim mekanizmalarının etkin kullanımı üzerinden yürütülmesi daha uygun olacaktır. ■

 

(Kaynak: Petrol-İş Kadın Dergisi, Sayı 51, Haziran 2015)