IndustriALL Türkiye Kadın Ağı Kuruldu:

Eşbaşkanlık görevini Petrol-İş yürütecek

IndustriALL Küresel Sendika'nın Türkiye Üye Sendikaları Kadın Toplantısı 7 Mayıs 2015 Perşembe günü Friedrich Ebert Stiftung Derneği'nin, İstanbul Beşiktaş'ta bulunan toplantı salonunda, saat 10.00-17.00 arasında gerçekleştirildi. Toplantı sonunda kurulan Türkiye ağının eş başkanlarından biri Petrol-İş Kadın Servisi'nden Selgin Zırhlı Kaplan oldu.

Necla Akgökçe

Toplantıya IndustriALL Küresel Sendika'nın Genel Sekreter Yardımcısı Monika Kemperle ve Kadın Bölümü Sorumlusu Carol Bruce katıldı. Türkiye'den Tes-İş, Tekstil, Teksif, Öziplik-İş, Çelik-İş, Birleşik Metal-İş, Petrol-İş, Deriteks sendikalarından kadın temsilcilerin katıldığı toplantı IndustriALL Genel Sekreter Yardımcısı Monika Kemperle'nin açılış konuşmasıyla başladı. Küresel sendikanın yönetiminde iki kadının olduğuna dikkat çeken Kemperle, kadın sayısının artırılması gerektiğine vurgu yaptıktan sonra IndustriALL'ın kuruluş sürecine değinerek, örgütün şu anda 143 ülkeden 700'den fazla sendikayı içine aldığını belirtti. IndustriALL'a bağlı çeşitli sendikalarda, bölgesel ve ulusal düzeyde kadın ağları oluşturduklarını bildiren Kemperle sözlerine şöyle devam etti “Biz büyük bir küresel sendikayız ve sendikamızın bir kadın yüzü olmasını çok önemsiyoruz. Ne yazık ki sendikalar erkek egemen örgütler, gündemlerini erkek ihtiyaçlarına yönelik düzenliyorlar. Oysa kadınların da sendikalarda yer alması gerekiyor. Fakat sendikalara kadınların katılımı çok düşük düzeyde kalıyor. Yönetici pozisyonlarda da hep erkekler bulunuyor. Bu durumu nasıl değiştirebiliriz, konusunda fikir yürütmemiz gerekiyor. Nerede istihdam ediliyorsak sesimizi orada duyurmalıyız.”

Tekstil gibi kadın ağırlıklı sektörlerde bile liderliğin erkeklerde bulunduğuna dikkat çeken Kemperle, kadınların nasıl düşüneceğini ve tercihlerinin neler olması gerektiğini de erkeklerin belirlediği saptamasında bulunarak, toplu sözleşmelerde kadın taleplerinin gözardı edildiğine de vurgu yaptı.

Kadınların müzakere süreçlerinde spesifik taleplerini dile getirmek zorunda olduğunu belirten Kemperle, IndustriALL olarak örgütün erkek egemen görüntüsünü değiştirmek, kadın yüzünü ortaya çıkarmak için ellerinden geleni yaptıklarını söyledi. Dünyanın çeşitli bölgelerinde sendikalı kadınlarla yan yana gelerek kadın yapıları, kadın ağları kurmaya çalıştıklarını, kadınların her düzeyde temsili için birlikte neler yapılacağını tartıştıklarını, İstanbul'daki toplantının da bu anlayışın ürünü olduğunu da sözlerine ekledikten sonra “Kadınların deneyimleri farklı, arka plan hikâyeleri farklı, onlara uygun iş koşulları yaratabilmek için farklılığı kabul edip ona göre çalışma yapmak gerekiyor.” dedi. IndustriALL'ın eylem planında öncelikli konuları sendikaları güçlendirmek, küresel sermaye karşısında durabilmek, işçi haklarını savunmak, geçici çalışma ile mücadele etmek şeklinde sıralayan Monika Kemperle, bu son şıkkın kadınları özellikle ilgilendirdiğini, kadınların sürdürülebilir sanayi istihdamına ihtiyacı olduğunu belirtti.

 

IndustriALL'da yüzde 30 kadın kotası

Öncelikli konuların hepsinin, teker teker kadın çalışmasının da hedefi olduğunu belirttikten sonra “Sendikaların güçlerini artırmak dediğimizde, daha fazla kadını nasıl sendikaya entegre edebiliriz konusunu düşünmeliyiz. Sadece yönetim düzeylerine değil, kadınları bütün çalışmalara dahil etmemiz gerekiyor. Kadınları sendikaya çekmek, sendikaları kadınlar açısından cazip hale getirmek için özel programlar yapıyoruz. Özel çalışma grupları oluşturarak kadınları bu yolla da sendikalara çekebiliriz. Ayrıca kadına yönelik daha fazla eğitim çalışması yapmamız da lâzım. Kadınlar hep yeterince nitelikli miyim, gerekli özelliklere sahip miyim ben diye soruyor, bunu yapmak için eğitime ihtiyacım var, diyorlar. Bunu bir kere bile erkeklerden duymadım. Kadınların özgüvenlerini artırmalıyız.” dedi.

Sendikalar içinde kadın yapılarının kurulmasını önemli gördüklerini, sendika içinde erkeklerin de yukarıdan aşağıya doğru toplumsal cinsiyet eğitimlerinden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan IndustriALL Genel Sekreter Yardımcısı, "Erkeklere sizin de bu konuda eğitim almanız lazım geliyor, demeye cesaret etmeliyiz. Toplumsal cinsiyet çalışmalarını yönetimden başlayarak aşağıya doğru yöneltmeliyiz, toplumsal cinsiyet çalışmalarında temel prensip budur. Toplumsal cinsiyet konularında onların da bizimle çalışmasını sağlamak zorundayız. Ben bu işlere yeni başladığımda bulunduğum sendikanın başkanını ikna etmek için çok çabaladım. 1996 yılıydı. Eğitim çalışmalarında, erkeklere kadın rolleri verilir, örneğin çocuk baktırılır, bilirsiniz, bu rolleri oynamak onlar için son derece güçtü, ama bir o kadar da öğreticiydi.” dedi.

Monika Kemperle'nin konuşmasında değindiği önemli sorunlardan biri de sendikalarda kadın temsilinin artırılmasıydı. IndustriALL ve üye sendikalarda yüzde 30 oranında kadın kotası zorunluluğu olduğunu, kotanın yalnızca yönetim süreçlerini değil tüm süreçleri, delegelikleri, yurtdışı temsilini de içerdiğini, 2016 kongresinde kota olarak yüzde 40'ı önereceklerini bildirdi.

Küresel sözleşmelerin ancak birkaç tanesinde kadınlara dair maddeler olduğunu, kadın işçi talepleri konusunda yetersiz kaldığını, kadınların bu sözleşmelerin kotarıldığı yapılara dahil olması gerektiğini belirterek “Bu sözleşmelerde pazarlığı yürüten hep erkekler oluyor. Pazarlıkta kadınlar için önemli olan çocuk bakımı, kreşler, annelik izinleri, kadına yönelik işyeri şiddeti, taciz gözönünde bulundurulmuyor. Sözleşmelere hayatımıza sokacak hükümleri nasıl dahil edebiliriz, konusunda bizler de konuşmalı, fikir üretmeliyiz.” dedi.

Kadın istihdamının niteliği onların geçici iş sözleşmeleri ile güvencesiz çalıştırılması, Kemperle'nin konuşmasında değindiği konular arasında yer aldı. “Geçici iş sözleşmeleri, işçileri bağımlı hale getiriliyor, bu sözleşmelerle çalışmanın değişmesi lâzım. Sürdürülebilir sanayi istihdamı çok önemli, bu kadınların da kendi konumlarını belirlemeleri gereken bir alan. Kadınlar bazı ülkelerde ancak erkeklerin izni ile çalışabiliyorlar. Bazı yerlerde de ancak bir iki sektör tekstil ve hizmet dışında sektörlerde çalışamıyorlar. Tüm sektörlere kadınların katılımını sağlamak gerekiyor.”

Geçtiğimiz günlerde Beyrut'ta yapılan IndustriALL'ın Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) toplantısına değindikten sonra burada bölgesel bir ağ kurduklarını söyledi... Kemperle bu tür bölgesel ve ulusal ağlar sayesinde, küresel sendikanın kadın deneyimlerini ortaklaştırılabileceğinin altını çizdikten sonra Türkiye'de de benzer şekilde bir ağ kurulması gerektiğini de sözlerine ekleyerek “Bir ağ kurup ortak bir sorun tespit ederek bunun etrafında çalışmalara başlayabilirsiniz.” dedi.

 

Ortak talepler etrafında birleşmek

Daha sonra Türkiye sendikalarında kadın çalışmaları deneyimlerinin anlatılmasına sıra geldi. Katılımcı sendikaların kadın temsilcileri, sendikalarında yürüttükleri faaliyetleri anlattı. Sendikaların büyük bir bölümünde kadın yapısı ve kadın bürosunun olmadığı görüldü. Birkaç sendikada özel günlerde yapılan, eğitim ya da bildiri yazımı dışında, kadın üyelerde bilinç sıçramasına yol açabilecek, düzenli kurumsal ve spesifik kadın üye eğitiminin de olmadığı, sendikal politikaların cinsiyetlendirilmesi çabalarının çok düşük düzeyde olduğu görüldü.

Öğle yemeğini takiben IndustriALL Küresel Sendika'nın Kadın Çalışmaları Sorumlusu Carol Bruce, bağlı sendikalarda yapılan kadın çalışmalarını fotoğraflarla anlattı. Başarılı çalışmalarla ilgili ilk verdiği örnek 25 Kasım 2014 tarihinde Petrol-İş Kadın Servisi tarafından “İşyerinde şiddete, tacize, mobbinge” karşı sosyal medyada gerçekleştirdiğimiz farkındalık eylemiydi. Uzakdoğu'da, Mena Bölgesi'nde, Bangladeş'te, Endonezya'da yürüttükleri anneliğin korunması İLO 183'ün imzalanması kampanyalarına değindi. Kadınları ilgilendiren konularda tüm kadınların ortaklaşabileceğine vurgu yapan Carol Bruce, Hindistan'da yürüttükleri kampanyada kadın sendikası SEWA ile işbirliği yaptıklarını söyledikten sonra “Endenozya'da çok sayıda, dört beş merkezi örgüt var, birbirleriyle kavga ediyorlar. Orada anneliğin desteklenmesi, doğum izinleri, İLO 183 konusunda kadınlar birlikte hareket edebildiler. Asya Pasifik adet dönemi izni diye bir şey kullanıyor, adet olduklarını göstermek zorundalar, buna karşı ortak mücadele verildi. Doğum izni hakkı için Hindistan'da sendika üyesi kadınlar beraber yürüdüler. Bangladeş'te 8 Mart'ta doğum izinleri için kadınlar yine ortak eylem yaptılar. Brezilya'da benzer bir durum yaşandı. Kadınlar birlikte çalıştıkları takdirde halledebilirler. Umuyorum sizler de bir araya geldiğinizde somut hedefler üzerinden gidebilirsiniz.” dedi.

Daha sonra Türkiye Ağı'nın kurulmasına ve bunun hangi sendika tarafından yürütüleceği konusuna geçildi. Petrol-İş Kadın Servisi olarak ulusal planda yürüttüğümüz çalışmaları örnek vererek, ağı yürütme görevine talip olduk ve arkadaşımız Selgin Zırhlı Kaplan'ı bu iş için önerdik. Toplantıya katılan sendikaların büyük bir bölümü bu öneriyi desteklemesine rağmen Öziplik-İş Sendikası temsilcisi Pınar Özcan, sendikalarının büyüklüğüne ve kendilerinin de kadın konusunda uzman olduklarına değinerek görevi yürütmek istediklerini söyledi. Tartışmalar başladı, biz bu işin bir sorumluluk olduğunu, mevcut sendikalar içinde sadece Petrol-İş'te bu görevi hakkıyla yürütebilecek bir uzmanlık dairesi bulunduğuna vurgu yaparak, geri adım atmayacağımızı bildirdik.

Carol Bruce eşbaşkanlık sisteminin bir çözüm olabileceği konusunu gündeme getirince, çözümsüzlükten değil de çözümden yana tavır aldığımız için öneriyi kabul ettik. Bu şekilde Petrol-İş Sendikası Kadın Servisi'nden Selgin Zırhlı Kaplan ile Öziplik-İş Sendikası'ndan Pınar Özcan kurulan ağın eşbaşkanları oldular.

Türkiye kadın ağı bir atölye etkinliğiyle, birlikte çalışılacak konunun “Kadın işçi sağlığı ve ona bağlı olarak Türkiye'nin imzalamadığı İLO 183 sayılı sözleşme” olmasına karar verdi. ■

 

(Kaynak: Petrol-İş Kadın Dergisi, Sayı 51, Haziran 2015)