7
Haziran sonrasında meclisteki kadın sayısı 97 oldu:
Gerçek
demokrasi için yarı yarıya kadın temsili
7
Haziran 2015 Pazar günü Türkiye'de bir genel seçim daha yapıldı.
Türkiye halkı her türlü şiddet, engelleme, yolsuzluğa rağmen, seçmek
istediklerini seçti, ders vermek istediklerine de dersini verdi. Bu
seçimlerin bir olumlu yanı da parlamentoda kadın temsilinin artması
oldu.
Seçimler, seçim
sonuçları bu ülkede yaşayan ya da yaşamaya çalışan herkes için,
şüphesiz büyük önem taşıyor. Fakat kadınlar için daha da önemli,
çünkü erkek egemenliğinin çok güçlü olduğu bir ülkede yaşıyoruz.
Kadınların siyasal
alanda, parlamentoda temsili önemli, çünkü kadınlar kendi
sorunlarını dile getirecek yeterli temsiliyete sahip olmadıklarında,
siyasi iktidarı elinde bulunduranlar, yani erkekler belirliyorlar,
kadının çalışma ve yaşama koşullarını.
Türkiye
parlamentosunun kadın temsili açısından çok iyi bir durumda olduğunu
söylemek mümkün gözükmüyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2014 Küresel
Kadın Erkek Eşitliği endeksinde Türkiye 142 ülke arasında 125’inci
olurken, kadın-erkek eşitliğinde sondan 18’inci sırada.
Parlamentoda
kadınların en fazla oldukları ülke sıralamasında 137 ülke arasında
98’inciyiz. Kadınların bakanlık konumunda bulunduğu ülkeler
sıralamasında ise Türkiye 138 ülke arasında 133’üncü. Siyasi
kararların verildiği TBMM'nde kadın oranı çok düşük. 1935 yılında
parlamentodaki kadın milletvekili oranı yüzde 4.6 iken, aradan geçen
70 yıla rağmen parlamentodaki kadın oranı, 7 Haziran 2015
seçimlerinde biraz yükselme kaydetti, yüzde 14'ten yüzde 18'e çıktı.
Bu seçimlerde
partilerin aday listelerine bakıldığında eski yıllara nazaran kadın
aday sayısında önemli bir artış gözlemledik. Fakat HDP haricinde,
kadınlar yine seçilme ihtimalinin düşük olduğu sıralarda
konumlandırıldılar.
AKP'de 99 kadın
aday seçim listelerine girerken, HDP'de 268 adayın listelerde yer
aldığını görüyoruz. Birinci sırada aday gösterilen kadınların
listesi AKP'de üç iken, CHP'de 14, MHP'de 2, HDP'de 25 oldu. Kadın
adayların oranı AKP'de yüzde 18, CHP'de yüzde 18, MHP'de yüzde 9,
HDP'de yüzde 48 olarak belirlendi.
Seçimlerde AKP'den
41, CHP'den 20, MHP'den 4, HDP'den 32 kadın TBMM'ne girdi. Esasında
eski yıllara göre daha iyi bir durumdayız, ama kadın temsilinde yine
yüzde 30'un altında kaldık.
Hak odaklı ve
aile odaklı programlar
Seçimler böyle
sonuçlanırken, biraz daha geriye gidip, partilerin kadın
programlarına bir bakalım istedik. Bu genel seçimlerde hemen hemen
tüm partilerin programlarında kadın bölümlerine, diğer seçimlere
göre daha fazla yer verildiğini gördük. Bunda Türkiye'deki bağımsız
kadın hareketinin, kadın cinayetlerine, kadına yönelik şiddete,
kürtaj karşıtlarına, kadın emeği istihdamına ilişkin yürüttüğü
farkındalık çalışmalarının önemli rolü olduğunu söyleyebiliriz. Son
dönemlerde artan kadın cinayetlerinin partileri bu konuda söz
söylemeye ve çözüm üretmeye zorlamasının da bir etken olduğunu
belirtmekte yarar var.
Geçtiğimiz Mayıs
ayının 21'inde Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi (KEİG) “Seçim
Vaatlerinde Kadın Emeği” başlığı altında bir rapor yayımlayarak,
belli başlı partilerin, kadın hak ve özgürlükleri ve kadın emeği
konusundaki programlarına baktı. Rapordan tüm partilerin kadınlara
bakışını çıkarmak mümkün.
Bu rapora göre
AKP'nin seçim programında kadınlar birey olarak tanımlanmıyor, aile
içindeki rolü üzerinden tanımlanarak, ev işleri ve çocuk bakımı
tümüyle kadınların sırtına yükleniyor. AKP'nin kadın programının
temel eksenini ailenin devamı ve onun bütünlüğünün korunması
oluşturuyor. Şiddetle mücadeleden kadın istihdamını artırmaya kadar
geliştirilen her program aile bütünlüğünü koruma damgasını taşıdığı
ve boşanmayı durdurmayı hedeflediği için, kadınların yurttaş
olmaktan kaynaklı hak ve özgürlükleri büyük oranda görmezden
geliniyor. Kadın istihdamına ilişkin çözümler de genel olarak ev
işleri ve çocuk bakımının kadının asli görevi olduğu anlayışından
hareketle oluşturuluyor. Esnek ve kısmi zamanlı çalışma
desteklenirken, kadın girişimciliğine de önem veriliyor. Kadınlar
için güvenceli ve düzenli çalışma tali çalışma biçimi haline
geldiğinden, kreşler konusu da programda net değil. Devletin kreş
açma ve kreşleri denetim sorumluluğundan bahsedilmezken, bu konudaki
görevi, teşvikle sınırlandırılıyor. AKP kadına yönelik sosyal
haklar konusunu da sosyal yardımlar eksenine sıkıştırıyor. Burada
“muhtaçlık” üzerinden bir tanımlama yapılarak, sosyal yardımlar da
muhtaçlarla sınırlandırılıyor.
MHP de aile
birliğinin korunmasına özel önem veriyor. Farklı olarak toplumsal
cinsiyet eşitliği politikalarına da vurgu yapıyor ve tanımlıyorlar.
Çalışma yaşamında kadınlara yönelik ayrımcılıktan bahsedip, buna son
vereceklerini söylüyorlar. MHP kadın istihdamının artırılmasına
yönelik program da öneriyor. MHP'de yeni olan, anne babanın birlikte
kullanabileceği ebeveyn izinlerinden bahsediyor olmasıdır. Bu konuda
ayrıntılı düzenlemeler yapacakları vaadinde bulunuyorlar.
Kadınlar için
esnek çalışma biçimleri MHP programında da yer alıyor, ama onlar
genellikle güvenceli esneklikten bahsediyorlar. Kadın girişimciliği
konusunda daha somut öneriler var. Girişimci kadınlara yüzde 50'si
hibe olmak üzere mali desteklerde bulunacaklarını söylüyorlar. Yine
işsizlikle mücadele konusunda kadınlara yönelik mesleki kurslara,
eğitimlere yer verilmiş, ama kadının çalışmasına “aile bütçesine
katkı” biçiminde bakıyorlar.
CHP programında
kadın-erkek eşitliği anlayışı ön plana çıkmış durumda. Kamu
politikalarının ana hedeflerinden biri kadın haklarını korumak,
geliştirmek olarak belirlenmiş. “Güçlü Kadın Güçlü Toplum” başlıklı
kadın bölümünde, kadınların ekonomik bağımsızlığına vurgu yapılıyor.
Kadınlara kaynak aktarımı konusu üzerinde düşünmüşe benziyorlar,
örneğin toplumsal cinsiyete duyarlı bütçelemeye yer vermişler.
Programda kadınların işyerinde karşılaştıkları cinsel taciz,
mobbinge son verileceği vurgulanırken, kadın-erkek ücretleri
arasındaki farklılıkların da giderileceği söyleniyor.
Kadın istihdamında
nitelikli ve güvenceli bir artışı hedeflerken, girişimciliği esas
faaliyet olarak ortaya koymuyor. Kadınlara yönelik mesleki eğitim
kursları CHP programında da yer alıyor, ama bu eğitimlere ilişkin,
toplumsal cinsiyet hassasiyetlerini gözeten bazı sistematik
değişiklikler de öngörüyorlar.
Kadınlara yönelik
en kapsamlı program HDP'ninki. Genel programa ek olarak HDP bir
kadın programı da oluşturmuştu. HDP programının kadın emeğine dair
bölümleri ilginç, çünkü kadınların evde yaptıkları ücretsiz emek
çalışmaları, yani çocuk bakımı ve ev işleri de bir emek türü olarak
programda yer alıyor. Önem hiyerarşilerinde epey bir karışıklık
olmasına rağmen, HDP kadın programında kadınların kamusal emeğine
dair de başlıklar yer alıyor. Örneğin ev hizmetlerinde çalışan
kadınların sorunları, örgütlenmesi ve sosyal haklarına dair çok
geniş bir bölüm yer alırken programda mevsimlik kadın işçiler de
oldukça iyi bir biçimde işleniyor. Buna karşı nispeten güvenceli
işlerde çalışan kadınlara ilişkin öneriler daha az. Ama
işyerlerindeki kadına yönelik ayrımcılıklarla mücadele HDP
programında da yer alıyor. Çocuk bakımı ve ev işlerinin tümünü
erkeklerle kadınların eşit olarak paylaşılması konusundaki öneriler,
belli ölçüde cinsiyet ayrımcılığının aza indirgendiği bir toplum
vaadi içeriyor ki, bu önemli.
Kadın istihdamının
tam zamanlı ve güvenceli olarak artırılması, kadınların hem ev
içinde, hem çalışma yaşamında hem de ev içi emeğinin görünür hale
getirilmesi için somut düzenleme ve yapısal değişiklik önerileri de
yine HDP'nin kadın programı içerisinde yer alıyor. Bu programda
kadına yönelik şiddet ve onu bertaraf etmede, devletin uygulayacağı
politikalara da genişçe yer veriliyor.
Partiler bu kadın
programlarıyla seçime girdiler. AKP bu seçimlerde bir düşüş
yaşarken, HDP barajı aşarak, TBMM'nin dördüncü partisi konumuna
erişti. 7 Haziran seçimlerinin ardından artık 550 milletvekilinin
olduğu parlamentoda kadın milletvekili sayısı 97'ye ulaşmış oldu.
Ama parlamentodaki kadın milletvekili sayısı ve oranı yine çok
düşük. Gerçek demokrasi kadınların her alanda erkeklerle eşit bir
biçimde temsil edilmesi ve görevlendirilmesi ile mümkün olabilir
ancak. Çünkü Türkiye'de yaşayanların yarısını kadınlar oluşturuyor,
parlamentoda da kadınlar aynı oranda temsil edilmelidir. ■
(Kaynak: Petrol-İş Kadın Dergisi, Sayı 51,
Haziran 2015) |