EV KADINLIĞI VE EVDEKİ İŞLER ÜZERİNE BİR SÖYLEŞİ:

Emekliliği Gelmeyen İş

Petrol-İş Kadın, hem evde hem işte çalışan kadınların dergisi. İşte de, evde de kadınlar yaşamın gerisinde kalıyor. Çalışmak da, ev kadını olmak da kadınların hem tercihi, hem zorunluluğu. Sosyolog Sibel Dağ, bu sayıda Petrol-İş Kadın Dergisi için "çalışmak-ev kadınlığı" kavramlarının içiçe geçmişliği içinde, ev kadınlığı kavramını ele alan söyleşiler yaptı...

Söyleşi: Sibel Dağ / Sosyolog

Konumuz ev kadınlığı. İki misafirimiz var, iki kız kardeş.

Abla Fadime Hanım hiç okula gitmemiş, Gülseren Hanım ise evlenene kadar halk eğitim merkezinde öğretmen olarak görev yapmış, her ikisi de uzun yıllardır evdeler. Kendileriyle "ev kadınlığı" üzerine söyleşerek bu kavramla ilgili düşüncelerini ve yorumlarını almak istedik. Aynı ailede, aynı ortamda, aynı değerler sisteminde büyümüş iki kadının hayatında eğitimin ve meslek sahibi olma(ma)nın ev kadınlığı açısından fark yaratıp yaratmadığını görebileceğimizi düşündük.

Her biriyle ayrı zaman diliminde gerçekleşen 10 soruluk mülakatımız "çalışıyor musunuz" sorusuyla başladı. Bu kritik soruya her ikisinin de cevabı "hayır, ev hanımıyım" oldu. Sonrasındaysa ev içinde ne kadar fazla çalıştıklarını anlattılar. Bir işte çalışmanın veya ev kadını olmanın getirdiği farklı avantajlar olsa da zorlukların "kadın olmak"la başladığı aşikar.

Fadime Hanım 64 yaşında, 6 çocuklu ailenin ikincisi olarak dünyaya gelmiş. 15 yaşında evlenip 16 yaşında anne olmuş. Baba evindeyken de kardeşlerin sorumluluğu, aileye ait otelin temizlik-çamaşır işleri, yaşlı babaannenin bakımı gibi yüklü görevler üstlenmiş. 5 kız 1 erkek, 6 çocuk sahibi. Lise mezunu büyük kızı dışında hepsi üniversite okumuş.

"Kocaya hizmet, yemek, evin işleri" olarak tanımlıyor Fadime hanım ev kadınlığını ve seçme şansı olsaydı çalışmayı tercih edeceğini söylüyor. Öğretmen olmayı çok istermiş mesela. Hem ev işlerini hem çocuklarını ihmal etmeyeceği en ideal meslek öğretmenlik ona göre, çok kutsal bir görev.

Bir meslek sahibi olmanın farkını "muhasebeci ev kadınlığı yapar ama ben muhasebecilik yapamam, doktorun işinden anlamam, meslek sahibi olmak bir altın bilezik, gerekirse işleri yardımcı tutar yaptırırsın" diyerek dile getiren Fadime Hanım için çalışan kadının en büyük artısı gördüğü saygı: "Çalışan kadına eşi daha değer verir, daha saygı duyar. Eşim benden hizmet bekler, çay-yemek, getir-götür her şeyi benden bekler, yaparsam çok iyi. Çalışsam istemezdi herhalde."

Kendisine kalsa ev kadınlarının toplumda çok önemli bir yeri var: "Maaşı, güvencesi olsa ev kadınlığı güzel bence, sonuçta öz bir meslek, temeli sağlam tutan ev kadını. Söküp, yıkıp, yapıyor. Ahlak da, görev de, çocuklarını yetiştirmek de her şey kadından başlıyor."

Buna rağmen yeterli değeri görmediğini düşünüyor ev kadınlarının, "çok nankör bir iş, hiçbir yaptığını göstermiyor, kimse değer vermiyor, maddiyatın varsa saygı görüyorsun." Verdiği örnek ise şöyle: "Bir inşaat işçisi gibi temelden başlayıp kuruyorsun, yapıyorsun, uğraşıyorsun. İnşaat işçiliği daha kolay bence, kaç inşaat yapmışım şimdiye kadar, 48 senelik ev kadınıyım kaç bina yapmışım kim bilir. Sök, topla, yıka, kaldır, ser, topla, çamaşır, ütü derken ohoo hepsini parayla yapsam şimdi nelerin sahibiydim."

İyi bir ev kadınıysa en başta çoluğuna çocuğuna sahip çıkmalı, yuvasını düşünmeli Fadime Hanıma göre: "İyi bir ev kadınının evi temiz titiz olmalı, ütü, çamaşır, pasta, börek her işi güzel yapmalı. İş kadınına hak veriyorsun temizlemese de. Ama ev hanımının kocalara her işi yaptırmasına kızarım. Hastaysa yardım etsin karısına, ona tamam."

Erkeklerin görevi ise oldukça tanıdık: "Erkekler evde elektrik, su, tadilat, tamirat yapar. Ama arada eşine bir kahve yapmalı, bir çay koymayı bilmeli." Eşinin bu tür jestler anlamında duyarlı ancak rahatına düşkün bir yapısı olduğunu belirtiyor.

Ev kadını olmanın çocuk büyütmek açısından avantajlı olduğuna inanıyor Fadime Hanım: "Çocuk yetiştirmede avantajın var, kendi çocuğunu kendin büyütüyorsun, tereddütte kalmıyorsun, el aleme muhtaç kalmıyorsun. Anne babaları çalışan çocuklara yazık bir yerde, o çocukların hayatı 2,5 yaşında başlıyor artık, kreşti şuydu buydu. Torunlara içim yanıyor, annelerinin gözü arkada kalıyor ama mecbur."

4 torunu var FadimHanımın, mümkün oldukça destek olmaya çalışmış çocuklarına. Kızlarının çalışma hayatına katılmasından son derece memnun. Evde en büyük yardımcısı kızları olmuş, ev içi sorumluluğu en az üstlenen ise oğlu imiş! Evin en küçüğü olduğu için şımarık büyüdüğünü düşünüyor.

Aldığı en güzel hediyeyi "çocuklarımın öpücük kondurması" olarak tarif etti Fadime Hanım: "Ev eşyasına da sevinirim ama kendime özel bir hediye olunca daha memnun olurum, bir yüzük almışlardı mesela hiç unutamam."

Gülseren Hanım 53 yaşında, ailenin beşinci çocuğu, ortaokul mezunu. El sanatları eğitimi alıp halk eğitim merkezinde 5 yıl usta öğretici olarak çalışmış, 25 yaşında evlenince işten ayrılmış, 26 yaşında anne olmuş. 3 kızı var, mühendis olan büyük kızı şimdilerde evlilik hazırlığında, ortanca üniversite öğrencisi, küçüğü ise lisede. Aynı mahalleye gelin giden ablası Fadime Hanımdan ayrılmak çok zor olmuş çocukken, günlerce peşinden ağladığını çok iyi hatırlıyor.

Gülseren hanım için ev kadını "aşçılık, temizlik, çocuk gelişimi, ütü, çamaşır, gibi işleri bir arada yapan bir insan. Amme hizmeti yapar yani, çoğunlukla hizmetçilik beklenir çalışmayan kadından. Oysa ev kadını daha el üstünde tutulmalı çünkü şahsına çalışmıyor başka insanların faydasına çalışıyor."

Çalışan kadını farklı kılan en önemli şey "özgürlük" O’na göre. "Çalışma hayatı zor ama yine bir özgürlüğü var. Sosyal çevren oluyor, eline para geçer, özgür olursun." Ev kadınlarına maaş bağlansa, sosyal güvence yapılsa bile yine de tatmin edici bulmuyor: "yok yine de bir doktor olmak mesela başka yani…"

Evlendiğinde "ailemize ben bakarım, ihtiyacımız yok çalışmana" diyen eşinin isteğiyle işini bırakmış, onu kırmak istememiş. "Şimdiki aklım olsa çalışırdım" diyor "mesleğimde ilerlerdim, şimdi aynı yerde sayıyorum."

Ev kadınlarının sadece çocuk yetiştirme konusunda bir artısı olduğunu düşünüyor. "Annenin verdiği öğütle dışarısı bir olmaz, çocuklarını kendin büyütmenin ayrı bir huzuru var." Kendi hayatıyla ilgili kıyaslaması şöyle: "Çalışırken bekârdım, evliyken çalışmak nasıl olurdu bilemem ama parasını verip işleri yaptıracaktım herhalde, temizlikçisi, bakıcısı..."

Eşinin kendisine yaklaşımından gayet memnun: "Eşimle anlaşıyoruz, ikimizin de evde rolü belli. Emeğime saygı duyuyor, bana da saygı duyuyor, eskiden ev işlerine pek karışmazdı, şimdilerde o konuda da çok yardımcı, yeri geliyor yemek pişirdiği de oluyor." Erkeklerin hem baba olarak hem eş olarak evde sorumlulukları olduğuna ve eşlerin birbirine destek olması gerektiğine inanıyor.

Eşlerden ziyade ev kadınlarını kısıtlayan etkenler olduğu kanaatinde Gülseren Hanım: "ev kadınına herkesten baskı çok, çalışanlar hiç kimseye kendilerini ezdirmiyor, bu bir gerçek, hayata bir kere geliyorsun sonuçta."

Çocuklarının kendisinden beklentilerinin ise fazla olduğunu düşünüyor "her şeyi benden bekliyorlar, kötü alıştırdım, çamaşırı yemeği kendileri yapmak istemiyor, anne önlerinde yapıyor çünkü, şimdiki aklım olsa öyle yapmazdım." Damatlarının kızlarından her şeyi beklemesineyse karşı: "kızlarıma hakkınızı arayın ezilmeyin ama eşinize saygınızı da koruyun derim her zaman."

Aldığı en güzel hediyeyi "çocuklarımın bana sarılıp öpmesi" diye ifade eden Gülseren hanım "şahsıma hediye alıyorlar ama ev eşyası da olsa garip gelmez, o da bir incelik" diyor.

İlk soruda olduğu gibi son soruya yanıtları da benzer oldu iki kadının. Fadime Hanım için emeklilik zamanı "toprağa gidince", Gülseren Hanıma göreyse "hiç emekli olunmaz, çocuklar evlenince torunlara bakılır, ev kadınlığı ömür boyu…"

Sorular şöyleydi:

1. Çalışıyor musunuz?

2. Sizce ev kadını ne demek, ev kadını ne yapar?

3. Seçme şansınız olsa ev kadını olmayı tercih eder miydiniz?

4. İş kadını olmak mı zor, ev kadını olmak mı? Her ikisinin de olumlu olumsuz yanları nedir size göre?

5. Sizce iyi bir ev kadını hangi özellikleri taşımalı?

6. Eşinizin ve çocuklarınızın sizden beklentileri nelerdir?

7. Sizce ailenin ve toplumun ev kadınından beklentisi nedir?

8. Erkekler evde hangi işleri yapmalı, temel sorumlulukları ne olmalı?

9. En beğendiğiniz anneler günü hediyesi/ kadınlar günü hediyesi neydi?

10. Ev kadınlığından ne zaman emekli olunur?

 

(Kaynak: Petrol-İş Kadın Dergisi, Sayı 56, Ekim 2017)