TEMİZ VE BAKIMLI OLMAK İÇİN PEK ÇOK ÜRÜN KULLANIYORUZ

KENDİMİZİ ZEHİRLİYOR MUYUZ?

53. sayımızda, evimizde kullandığımız temizlik ürünlerinde bulunan kimyasalların yarattığı tehlikelere değinmiştik. Kimyasallar, hayatımıza sadece temizlik maddeleri aracılığıyla girmiyor ne yazık ki. Günlük hayatımızda, kendimizi daha iyi hissetmek, daha bakımlı görünmek için kullandığımız kozmetikler ve kişisel bakım ürünlerinde kullanılan bazı kimyasalların sağlığımız üzerinde pek de olumlu etkileri bulunmuyor. Kimilerinin kullanımı açıkça yasaklansa da bazıları farklı isimler altında kullanılmaya devam ediyor. Üzerinde o zararlı kimyasalı içermediği belirtilen ambalajlar acaba gerçeği ne kadar yansıtıyor?

KATRAN: Makyaj ürünlerinde ve saç boyalarında kullanılan kömür katranı, dermatitin adı verilen cilt tahrişlerine neden olduğu için zararlıdır. Özellikle de ciltte bu maddeye karşı alerjik bir durum varsa, temas halinde bu şikayetler artabilmekte, hatta ilerleyerek cilt enfeksiyonlarına sebep olabilmektedir.

Bu tür şikayetlerde başlıca belirtiler kaşıntı, deride döküntü veya su toplanması şeklinde ortaya çıkabilir. Katran içeren ürünün kullanımına son verilmesiyle genellikle şikayetler de son bulmaktadır.

Ancak, ürünün çok uzun süre kullanılması bazı durumlarda folikülit, yani kıl kökü iltihaplanması oluşumuna yol açabilir. Folikülitin yaygın sebebi derinin uzun süre hava almayacak şekilde kapalı kalmasıdır.

SODYUM LAURİL SÜLFAT: Şampuan, diş macunu, vücut şampuanı, sıvı el sabunu, makyaj malzemeleri ve pek çok kozmetik ürün olmak üzere kişisel hijyen ürünlerinde kullanılan Sodyum Lauril Sülfat, SLS olarak da biliniyor.

Nötrleştirici, yüzey aktif madde, temizleyici, emülsiyon yapıcı ve köpürtücü olarak kullanılan bu madde "orta tehlikeli madde" sınıfında yer almaktadır.

SLS, şampuanların saçla olan etkileşimini ve temizlik gücünü arttırmak amacıyla yüzey gerilimini dağıtmak ve molekülleri ayırmak için kullanılan bir deterjan ve yüzey aktif (sıvının yüzey gerilimini azaltıcı) maddedir.

Kansere neden olup olmadığına ilişkin kesin veriler bulunmasa da, zehirli olduğu konusunda pek çok bilimsel makaleye rastlamak mümkün. Kanserle SLS arasında ilişki bulunduğuna dikkat çeken pek çok araştırma da bulunmaktadır. Ayrıca, 1983 yılında Amerikan Toksikoloji Koleji tarafından yayınlanan bir raporda düşük konsantrasyonlarda kullanılsa dahi SLS’nin ciddi cilt tahrişlerine sebep olabileceği belirtilmektedir.

Uluslararası Toksikoloji Bülteni’nde yüksek oranlarda kullanımının cilt aşınmalarına sebep olabileceği belirtilirken, hiçbir üründe % 1’den fazla oranda kullanılmaması tavsiye edilmektedir.

SODYUM LAURETH SÜLFAT: SLES olarak bilinen ve şampuan, diş macunu, sıvı sabun, duş jeli, çamaşır ve bulaşık deterjanı, traş köpüğü, makyaj malzemesi gibi pek çok kişisel bakım ürününde kullanılan bu madde, deterjan ve sürfaktan özelliğe sahiptir. Cildi tahriş etme tehlikesi bulunur.

Sodyum lauril sülfatın sodyum tuzudur. Hindistan cevizinden elde edilen bir kimyasal olup çok miktarda köpük yaratmak için kullanılır.

"Şampuanı saçınızda 2 dakikadan fazla tutmayın. Mümkünse saçınızı doğal ürünlerle yıkayın."

Tehlike sınıfı orta derecedir. Saç temizliğinde ciltle birkaç dakika temas edip sonradan durulandığı için % 15 oranına kadar kullanımına izin verilmiştir. Şampuanların uzun süre saç derisinde kalması büyük sağlık sorunlarına yol açabilir. Saç derinizden vücudunuza nüfuz edebilir.

Şampuanla cild yoluyla veya diş macunuyla ağız yoluyla kan dolaşımına geçen SLS ve SLES kan hücrelerini zehirleyebilir, alerjik reaksiyonlara sebep olabilir. Ve:

Kanser oluşturan diğer kimyasallar ile reaksiyona girerek kanser oluşumunu hızlandırır.

Hormonları etkileyerek işlevlerini bozabilir. Östrojen hormonunu taklit ederek üreme sistemini olumsuz etkileyebilir.

Göz hücreleri tarafından emilen SLS, göz gelişimini ve görme yeteneğini olumsuz etkileyebilir.

Saç foliküllerine zarar vererek aşındırma yoluyla saç dökülmesine sebep olabilir.

Cildi tahriş eder, nemini kaybederek cilt kuruluğu oluşmasına sebep olur.

PARABEN: Paraben, kozmetik ve kişisel bakım & hijyen ürünlerinde bakteri ve mantar üremesini engellemek ve raf ömürlerini uzatmak amacıyla kullanılan koruyucu bir maddedir.

Metil paraben, etil paraben, propil paraben, bütil paraben veya benzil paraben adıyla çeşitli kullanımlarına rastlamak mümkündür.

Parabenler zehirli özellik taşırlar, egzamaya, cilt tahrişine, alerjik reaksiyonlara sebep olabilirler. Parabenler de östrojen hormonunu taklit edebilmektedir. Sadece uygulandığı yüzeyde kalmayıp dokularımıza, kan ve idrara da geçtiği klinik olarak tespit edilmiştir.

Kansere sebep olup olmadığı kanıtlanmasa da, çoğu kanser araştırmasında parabenle ilişki bulunduğu tespit edilmiştir. Örneğin, meme kanseriyle ilgili deneylerde alınan tümör örneklerinde fazla miktarda paraben çıktığı tespit edilmiştir. Östrojen hormonundaki artışın meme kanserine olan etkisi de belirtilenler arasında.

Paraben içeren deodorantlar, el ve yüz kremleri ve spreyler de meme kanseri riskini arttırmaktadır.

PARAFİN: Sanayide çok yaygın olarak kullanılan parafin, ruj gibi bazı kozmetik ürünlerinin suya dayanıklılığını arttırmak amacıyla kullanılıyor.

Parafin, malzemelerin suya karşı dayanıklılığını arttırarak daha kalıcı olmasını sağlıyor. Cilt bakım ürünlerinde kullanılan parafin, cildin gözeneklerini tıkar ve bu şekilde cildin nemli kalmasını sağlar.

Petrolden üretilen renksiz ve kokusuz bir madde (bir çeşit mum) olan parafin, cildin hava almasını engellediği için birçok cilt rahatsızlığına davetiye çıkarır.

Parafin, yutulması ya da kan dolaşımına girmesi halinde karaciğer, böbrekler ve lenf düğümlerinde birikir. Vazelinde çok kullanılan likit parafinin de vücutta depolandığı ve zamanla sağlık sorunlarına sebep olduğu bilinmektedir. Dikkat edilmesi gereken bir nokta da, parafinin pek çok üründe "mineral oil" adıyla yer alması nedeniyle parafin bulunup bulunmadığının tespit edilememesidir.

SODYUM BENZOAT: Kozmetik sektöründe, diş macunlarında sık kullanılan sodyum benzoat, üründe bakteri ve mantar üremesini engellemek amacıyla bulunur.

Canlı metabolizmasında % 0,1 konsantrasyonda 0,5 gr sodyum benzoatın zehirleyici etkisinin tolore edildiği belirtilmektedir. Daha fazla miktarda kullanımı halinde mide ve bağırsaklardan hızlı bir şekilde ve tümüyle emildiğinden zehirlenme etkisi yapmaktadır.

ALÜMİNYUM KLOROHİDRAT: Pek çok kişisel bakım ürününde bulunan alüminyum klorohidratın başlıca kullanım alanları koltuk altı deodorantları, antiperspirant deodorantlardır. Alüminyum klorohidrat, klor ve hidroksi içeren alüminyum tuzlarının genel adıdır.

Antiperspirantlar, terin cilt yüzeyine ulaşmasını engelleyerek ve mikrop kırıcı kimyasallarla koku yapan bakterileri yok ederek ter kokusunu kontrol altına alırlar.

Antiperspirant ürün cilde uygulandığında, terlemeyi önleyici bileşen olan alüminyum tuzları koltuk altında bulunan terin içerisinde çözünürler ve böylelikle ter akışını engellemeye başlarlar. Alüminyum tuzları antiperspirantların aktif içerikleridir.

Kanser araştırmalarında koltuk altlarında bulunan lenf bezleri tümörlerinin içinde bu maddeye rastlandığı araştırmalarda belirtilenler arasında. Doğrudan ilişkisi kanıtlanamasa da, alüminyum klorohidratın alzheimer hastalığını tetiklediği de belirtilmektedir.

Araştırmalar, % 20 konsantrasyonlu alüminyum klorohidrat içeren kozmetik ve kişisel bakım ürünlerinin sağlık açısından yüksek riskler taşıdığını gösteriyor.

TİTANYUM DİOKSİT: Titanyumla oksijenin tepkimeye girmesiyle elde edilen titanyum dioksit, güneşten koruyucu kremlerde morötesi ışınların (Ultraviyole: UV) önünü kesmek amacıyla, parlaklığı ve yansıtıcı özelliği nedeniyle de kozmetik ürünlerde, güneşten koruyucu katkı ve beyaz pigment olarak kullanılır. Diş macunlarında beyazlatıcı olarak kullanılır.

Titanyum dioksik kimyasalı, mor ötesi (UV) ışınları absorbe etme özelliği sayesinde güneşin renk soldurucu etkisine karşı direndiği için de solmaya karşı koruyucu amacıyla da cilt bakım ve kozmetik ürünlerine katılır.

Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC), titanyum dioksit tozunun solunması halinde kansere sebep olabileceğini bildirmiştir.

akım ürünlerinde kullanılan nano büyüklükteki parçalar, insan vücudu tarafından emilmesi ve iç organlarına ulaşabilmesi açısından riskli bulunmuştur.

OCTİNOXATE: Octyl methoxycinnamate (OMC) olarak da bilinir. Mor ötesi (UV) ışınları filtrelemede kullanılır. Cilt tarafından çok hızlı bir sürede emilme özelliğine sahiptir.

Tehlikeleri konusunda çok çeşitli araştırmalar bulunuyor. Anne sütüne geçtiği, hormonları taklit ettiği, bozulmalara sebep olduğu, idrara ve kana karıştığı, insan vücudunun sistematik olarak bu kimyasal bileşiğe maruz kaldığı yapılan araştırmaların başlıca bulguları arasında yer alıyor. Östrojen hormonunu taklit ederek hormonal sistemi bozmakta ve tiroid fonksiyonlarını hasara uğratmaktadır.

METHYLİSOTHİAZOLİNONE: Kişisel bakım ürünlerinde bakteri üremesini ve mayalanmayı önlemek için kullanılan bu kimyasal, aşırı miktarda kullanıldığında egzamaya ve alerjik reaksiyonlara neden olabilmektedir.

Geniş bir kullanım alanına sahip olan methylisothiazolinone (metil izotiazolinon), kozmetik ürünlerde, losyonlarda, nemlendiricilerde, ıslak mendillerde, şampuanlarda, güneş kremlerinde gereğinden iki kat fazla miktarda kullanılmaktadır. MI veya MIT harfleriyle ifade edilen methylisothiazolinone ile ilgili laboratuvar araştırmalarında, sinir sistemi üzerinde zehirleyici etkisiyle ilgili bulgulara rastlandığı ifade ediliyor.

Antibakteriyel ürünlerde sıkça rastlanan methylisothiazolinone, sadece cildi tahriş etmekle kalmıyor, sinir hücrelerine ve sinir sistemine de zarar veriyor.

Methylisothiazolinone, aşağıdaki kimyasalların da yer aldığı "isothiazolinones" grubuna dahildir.

Chloromethylisothiazolinone (CMIT)

Benzisothiazolinone (BIT)

Octylisothiazolinone (OIT)

Dichlorooctylisothiazolinone (DCOIT)

Bu grup kimyasallar şampuanlar, saç boyaları, saç kremleri, vücut şampuanları, duş jelleri, sıvı el sabunları, banyo köpükleri gibi pek çok kişisel bakım ürününde de bulunmaktadır.

PHTHALATE: Plastik ve vinil maddelerin esnekliğini arttırmak ve yumuşatmak için kullanılan kimyasaldır.

Kozmetik ve kişisel bakım ürünlerinde kullanılan bu kimyasalın başlıca kullanım alanları, parfümler, saç spreyleri, sabun, şampuan, tırnak cilası ve nemlendiricilerdir.

Phthalate kimyasal maddesinin kişisel bakım ürünleri dışında da pek çok kullanım alanı bulunmaktadır. Plastik ürünlerde, oyuncaklarda, dekoratif amaçlı vinil ürünlerde, kısacası, soluduğumuz ortamda, yediğimiz içtiğimiz kaplarda, temizlik ürünlerinde, vücudumuza sürdüğümüz bakım ürünlerinde bu kimyasala rastlamak mümkün.

Uzmanlar, phthalates kimyasalı hangi yolla alınırsa alınsın, vücudun hormon sistemine zarar verdiğini belirtiyor.

İnsan vücudunda bulunan hormon sistemi, pek çok fonksiyonun kontrolü ve koordinasyonundan sorumludur. Hormon sistemimize pankreas, hipofiz bezi, tiroid, böbreküstü ve üreme hormonları dahildir.

Doğrudan hormonlara etki eden kimyasallar, vücudun doğal hormon sisteminin hormon salgılamasına, üretimine, taşınmasına, metabolizmasına veya ortadan kaldırılmasına müdahale eder. Doğal hormonları taklit edebilir, hormonların aşırı veya gereğinden az salınmasına yol açabilirler.

TÜRKİYE’DE KOZMETİK VE KİŞİSEL BAKIM SEKTÖRÜ

Türkiye’de çok büyük bir pazara sahip olan kozmetik ve kişisel bakım ürünleri alanında yabancı markalar dahil 20’nin üzerinde şirketin yaklaşık 2000 mağazası bulunuyor.

Türkiye’de 4 bin civarında üretici bulunuyor. Irak, Rusya, İran, Almanya, Birleşik Krallık, Azerbaycan, Cezayir, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa ve Suudi Arabistan gibi ülkelere yıllık 1,1 milyar dolarlık kozmetik ihracatı yapılıyor.

Kozmetik ve kişisel bakım ürünleri pazarı her yıl % 10 büyüyor. Doğal ürünlerin payı % 5 civarında.

Kozmetik pazarının şu anda yaklaşık 3 milyar dolara ulaştığı tahmin ediliyor.

Türkiye pazarındaki ürünlerin sadece % 10’u yerli, kalanı ithal ürünlerden oluşuyor. Başlıca ithalat ülkeleri Almanya, Fransa, Romanya, Birleşik Krallık, ABD.

Kişisel bakım ürünleri içerisinde en büyük payı saç bakım ürünleri oluşturuyor. Saç bakım ürünleri içerisinde ise en büyük pay % 59 oranla şampuanda.

Türkiye’de iç pazarda kozmetik türünde 46 bini yerli, 170 bin civarında ürün dağıtılıyor.

NE YAPILABİLİR?

Sağlığınızın en büyük önceliğiniz olduğunu hatırlayarak kimyasal içermeyen doğal ürünler kullanmaya çalışın. En basit kimyasalın bile sağlığınıza zarar verebileceğini unutmayın.

 

 

(Kaynak: Petrol-İş Kadın Dergisi, Sayı 56, Ekim 2017)