157 yıl önce yıkılan bina ve kadın işçilerin hazin öyküsü:

PEMBERTON DOKUMA FABRİKASI FACİASI

Bundan 157 yıl önce, tarihler 10 Ocak 1860'ı gösterdiğinde, ABD'nin Massachusetts eyaletinin Lawrence kentinde kurulu beş katlı Pemberton dokuma fabrikası hiçbir belirti göstermeden birdenbire yıkılır. Bina çöktüğü sırada, çoğu İrlanda ve İskoçya göçmeni kadın işçilerden ve yanlarında çalıştırmak için getirdikleri kızlarından oluşan yaklaşık 600 kişi fabrikada çalışmaktadır. Enkazın altından 145 kişi ölü, 166 kişi de yaralı olarak çıkartılır.

Selgin Zırhlı Kaplan

Kayıtlara Massachusetts’in en büyük endüstri kazası olarak geçen Pemberton Fabrikası faciası, 10 Ocak 1860 tarihinde gerçekleşir. Bina, hiçbir uyarı işareti vermeden bir anda yıkılır. Amerikan tarihine de en büyük sanayi felaketi olarak adını yazdıran Pemberton Fabrikası faciasında 145 kişinin öldüğü ve 166 kişinin de yaralandığı tahmin ediliyor.

Pemberton Fabrikası, ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Lawrence kentinde kurulu büyük bir fabrikadır. 1853 yılında inşa edilen bina, beş katlıdır. John A. Lowell ve üvey kardeşi J. Pickering Putnam tarafından 850 bin dolara yaptırılan binanın mühendisi Charles H. Bigelow’dur. 1857 yılındaki ekonomik kriz sırasında Lowell ve Putnam fabrikayı George Howe ve David Nevins’a 350 bin dolar karşılığında satarlar. Fabrikanın yeni sahipleri kazançlarını arttırmak için binayı daha çok sayıda makineyle doldururlar. Fabrika büyük bir başarıyla çalışmaya başlar, yılda 1.5 milyon dolar kazanır. Facianın yaşandığı sırada, binada 2700 eğirme makinesi ve 700 dokuma tezgâhı bulunmaktadır.

1860 yılının Ocak ayının 10’u Salı günü öğleden hemen önce, çoğu İrlanda göçmeni kadınların ve yanlarında çalıştırdıkları kızlarının oluşturduğu, kimi kaynaklara göre 600, kimi kaynaklara göre 800 kişinin çalıştığı fabrika, önce eğilmeye başlar, ardından büyük bir gürültüyle çöker.

Düzinelerce insan anında ölür, çoğu çocuk ve kadın yüzlerce işçi bir anda yığınların altında kalır. Gün ışımaya başlar başlamaz kurtarma çalışmaları da başlar, enkazın altından ölü ve yaralılar çıkartılmaya başlar.

Kurtarma çalışması sırasında ortalığı aydınlatmak için kullanılan gaz lambalarından biri devrilince faciaya yeni bir boyut eklenir. Önce pamuk yığınları yanar, ardından ahşap kısımlar tutuşur. Alevlerin büyümesi, enkazın altındaki yakınlarını kurtarmaya gelenleri de engeller.

Kurtarma çalışmaları durmuştur. Enkaz yığınlarının altındaki çığlıklar kısa sürede yerini sessizliğe bırakır. Yangın, yıkıntıların arasında kurtarılmayı bekleyen ve birazcık da olsa yaşama şansı olanların son umudunu da yok eder. Kurtarma çalışmalarına katılanlara enkazdan yanmış bedenleri çıkarmaktan başka yapacak şey kalmamıştır.

Faciayla ilgili dönemin basınında çıkan haberler, olayın büyüklüğü ve yarattığı etkiyi göstermesi açısından önem taşıyor.

Boston Almanac haberi şöyle verir:

"Massachusetts Lawrence kentinde bulunan Pemberton fabrikası, yaklaşık 800 kişinin çalıştığı esnada çöktü, çoğu çalışan, yıkıntıların arasında kaldı. Yıkımdan dört saat sonra çıkan yangın, kurtarma çalışmalarını engelledi. Bu korkunç faciada 115’ten fazla insan feci şekilde can vermiş, en az 165 insan yaralanmıştır."

The Boston Globe adlı günlük gazete ise şu şekilde yer verir olaya:

"Yıkımdan sonraki görüntü anlatılması güç derecede dehşet vericiydi. Erkek, kadın ve çocuk yüzlerce insan yıkıntıların arasında yanarak can verdi. Yaralanmamış, ancak kalasların altında ya da arasında mahsur kalmış bazı işçiler ise arkadaşları tarafından kurtarıldı. Kalanları ya ölmek üzereydi ya da çoktan ölmüştü. Kırılan lamba yığınları ateşe verince, herkes yıkımdakileri kurtarmak için ne yapacağını şaşırmıştı. Birkaç saniye içerisinde yıkıntılar alevlerle kaplandı."

American Heritage dergisi facianın gerçekleştiği gün öğleden sonra şöyle yazar:

"Önce tiz bir uğultu sesi, ardından uzun süren sağır edici bir ses ve yıkım. Binanın bir bölümündeki tuğla duvar büyük bir çıkıntı yaparak yıkılmış, ardından saniyeler içinde Pemberton tümüyle çökmüştür. Tonlarca ağırlıkta makine yığınlarlarla ve içindeki kurbanlarla birlikte devrilmiş, alaşağı olmuştu. Fabrika binası, birkaç dakika içinde bükülmüş demir, dağılmış kiriş, toz haline gelmiş tuğla ve can çekişen insan yığınına dönmüştü."

Pemberton Fabrikası faciasından sonra yapılan araştırmalar, binanın önlenebilir bir dizi sebeple yıkıldığını ortaya koyuyor. En büyük faktör, binanın taşıyacağı yük limitlerinin görmezden gelinerek üst katlara tonlarca ağırlıkta makinenin yığılmasıydı. Ayrıca bina inşaatı bakımından standartların oldukça altındaydı. Tuğla duvarların harçları kurallara uygun değildi, ayrıca yanlış bir şekilde desteklenmişti.

Katları taşıyan demir kolonlar basit ve dayanıksızdı, ama yine de kullanılmıştı.

Sonuçta binanın büyük bir ihmal sonucu yıkıldığı ve kolonların zayıflığından ileri geldiği kabul edildi. Binanın yıkılması ve yaşanan trajedi, bundan sonra yapılacak sanayi işyerlerinde güvenlik standartlarının geliştirilmesi için bir odak noktası oluşturulmasını sağladı. n

Pemberton’dan 153 yıl sonra Bangladeş’te tekrarlanan felaket:

RANA PLAZA (SAVAR) FACİASI

Kadın emeği tarihinde önemli yer tutan olayları incelerken karşımıza çıkan Pemberton Mill faciası, bu olayların ne ilki, ne de sonuncusu ne yazık ki. Geçmişte yaşanan yangınlar, çöken binalar, kimyasal zehirlenmeler, radyasyona maruz kalma gibi "işçi sağlığı ve güvenliği"ni hiçe sayan zihniyetin sebep olduğu ve dünya üzerinde tarih boyunca milyonlarca işçinin ölümüne neden olan faciaların yakın zamandaki örneklerinden birisi de Rana Plaza faciası. Pemberton dokuma fabrikası faciasından 153 yıl sonra, 24 Nisan 2013 tarihinde Bangladeş’te bulunan beş katlı ticari Rana Plaza ya da bilinen diğer adıyla Savar binası yıkıldı. Ölü bedenlerin yıkıntılar arasından toplanması 13 Mayıs’ta bitirilebildi. Yaklaşık 2500 kişinin yaralı olarak kurtarıldığı faciada çoğu kadın 1134 kişi hayatını kaybetti.

Rana Plaza faciası, tarihe en ölümcül hazır giyim fabrikası kazası olarak geçti. Bina, ünlü markaların ürünlerini üreten pek çok firmaya bağlı 5000 çalışanı barındırıyordu.

Günümüzde Bangladeş Bina ve Yangın Güvenliği anlaşmasının bu markalar tarafından kabul edilerek gereklerini yerine getirmelerini sağlamak için çalışmalar yürütülüyor. Pek çok marka, anlaşmayı imzalamış durumda. n

(Kaynak: Petrol-İş Kadın Dergisi, Sayı 56, Ekim 2017)