ITF eğitim koordinatörü Christine Ssebowa-Ascott:

 

"SENDİKALAR KADIN İŞGÜCÜNE

AYAK UYDURAMADI"

 

Petrol-İş Genel Merkezi’nde Kasım 2017’de yapılan Süleyman Üstün İşçi Eğitimleri Çalıştayı’na Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu (ITF) adına katılan eğitim koordinatörü Christine Ssebowa-Ascott ile çalıştay bitiminde uluslararası bir federasyonda, hem de kadınların azınlıkta olduğu bir sektörde çalışmanın zorluklarını ve sendikanın kadın çalışmaları üzerine konuştuk. Soru ve cevapları eşzamanlı çevirerek söyleşiye katkı sağlayan Tümtis Uluslararası İlişkiler uzmanı Ekin Öztürk’e ve söyleşi sırasında yanımızda bulunan ve fotoğraflarımızı çeken Tümtis Basın Servisi’nden Mukadder Anadolu’ya da tekrar teşekkürler.

 

Söyleşi: Selgin Zırhlı Kaplan & Ekin Öztürk

 

Hangi sendikada, ne zamandır çalışıyorsunuz, göreviniz nedir?

Uluslararası Taşımacılık İşçileri Konfederasyonu’nun (ITF) Londra’daki genel merkezinde çalışıyorum. Şu anda bir geçiş sürecindeyim. Eski görevimden yeni bir göreve geçeceğim. Şu anda eski görevimle ilgili yürütülmekte olan projelerin tamamlanması için uğraşıyorum. Daha önceki görevim ise Tedarik Zinciri ve Lojistik Proje Ekibi’nde eğitim koordinatörlüğüydü. Eğitim projelerinin yönetilmesi ve koordine edilmesinden sorumluydum. Eğitim etkinlikleri, seminerler ve projenin diğer işlerini yapıyordum. Bunu yaparken, bölge ofislerindeki eğitim uzmanları ve eğitim koordinatörleriyle birlikte çalışıyordum.

Yakın zamanda, DHL kampanyası dahilinde eğitim faaliyetleri düzenliyordum, bunlardan sorumluydum. Ayrıca, DHL kampanyasının Afrika ayağıyla da ilgileniyordum. Şimdi ise yeni bir pozisyona geçiş dönemindeyim.

Daha önce, bölge ofislerindeki eğitim koordinatörleriyle çalışıyordum, ama Türkiye istisnai durumlardan biri. Çünkü Türkiye’de doğrudan sendikayla ortak çalışarak eğitim faaliyeti yürütüyorum.

ITF’teki çalışma süresine gelince, sanırım 12 yıl oldu. Daha önce eğitim departmanında çalışıyordum, bundan sonra tedarik zinciri ve lojistik ekibiyle ortak çalışmaya başladım. Ama dediğim gibi şu anda bir geçiş dönemindeyim. Geçeceğim yeni departman sendika inşası departmanı. Burada da koordinasyon görevim olacak. Departmanın amacı, üye sendikalarımızın kurumsal kapasitelerini, örgütlenme kapasitelerini ve kampanya yürütme kapasitelerini geliştirmek ve kendi başlarına faaliyet yürütebilmelerini sağlamak.

 

Sendikada kadın olmaktan kaynaklı zorluklar yaşıyor musunuz?

Eğitimlerle ilgili olarak; sonuçta taşımacılık sektörüyle ilgileniyoruz, taşımacılık sektörü sizin de bildiğiniz gibi erkek ağırlıklı bir sektör. Şu anda o kadar olmasa da, bu işe yeni başladığımda genelde yaşı benden çok büyük erkekler vardı.

Üzerinizde baskı hissediyorsunuz, sürekli hazır olma baskısı. Karşınızdaki insanlar "ne bilecek ki, zaten kadın, zaten genç" diye sizi yargılayabilir." Bu yüzden sizin herşeye tam olarak hazırlandığınızdan ve herşeyi tam olarak bildiğinizden emin olmanız gerekiyor.

Bu baskıyı hissettiğimi söyleyebilirim. Bir yandan eğitime katılanlarla ilişkimi geliştirmek, bir yandan da bu baskıyla mücadele etmek zorundayım. İlk başlarda korku da oluyor, gittiğiniz her yerde, eğitimlerde hep erkekler var, çoğunluğu erkek. Ama bir süre sonra sürekli erkekleri görmeye, hep erkeklerin çoğunlukta olmalarına alışmaya başlıyorsunuz.

Böyle eğitimlerde kadınlar için özel olarak yaptığım bir şey, bir kadın bile olsa onun aktif olarak eğitime katılmasını sağlamak, onun da öne çıkmasını, fikirlerini paylaşmasını sağlamak. Onun da söylemek istediği şeyleri açıkça söyleyebilmesini sağlamak. Erkeklerin çoğunlukta olmasından gözünün korkmamasını sağlamak.

 

Sizi de destekleyen olmuş muydu?

Bana yardımcı olan bir şey şuydu, çalıştığım departmanın başında eğitimden sorumlu bir kadın vardı. Onun tavrı, onun duruşu, aynı zamanda bana güveniyor olması bana çok yardımcı oldu. Kendime olan güvenimin, özgüvenimin artmasını sağladı. Çok yakın çalıştığınız bir kişinin kadın olması, size destek vermesi çok önemli oluyor böyle bir durumda.

Sürekli karşılaştığım, eğitimlerde beraber çalıştığım kadın eğitimciler de vardı. Sürekli gruplar halinde erkek işçiler geliyor, ama eğitimci olan birçok kadın da var. Türkiye’de pek yok tabii.

Farklı bölgelerde farklılıklar görmek de önemli, ama ben normalde daha çok kadın eğitimci görüyorum başka yerlerde. Bölge ofislerinden iş arkadaşlarıyla birlikte çalışınca, ortak hareket edince özgüveniniz artıyor, daha yetkin oluyorsunuz.

 

Sendikanızda kadın oranı nedir? Sendikanızda kadın oranını arttırmak ve kadınların sendikal çalışmalara daha aktif katılımlarını sağlamak için ne tür çalışmalar yürütüyorsunuz?

Kadın oranımızı şu anda tam olarak söyleyemeyeceğim. Oran olarak da bilmiyorum. Çoğu kadın şu anda enformal sektörde çalıştığı için bu bir problem. Ayrıca taşımacılık sektörü olduğu için kadınların sayısı az, bu da bir problem. Sektörlerdeki yeni gelişmeler, güvencesizleştirme, liberalleşme gibi uygulamalar aslında işgücüne çok sayıda kadının eklenmesine neden oldu, ama sendikalar bu değişimin hızına ayak uyduramadı. Bununla paralel olarak kadınlara yönelik yeterince çalışma yapamadılar. Bazı üye sendikalarımız, kaç kadın üyelerinin olduğunu bilmiyorlar bile. Bu konuda hiçbir çalışma yapmamışlar.

ITF’in eğitim departmanında çalıştığım dönemde kadın projelerine yönelik sendikalardaki kadın komitelerini desteklemeye çalıştık. Birlikte çalışmalar yürütmeye çalıştık. Bölgesel bazda kadınların sendika içerisinde seslerini duyurmaya, onlara destek vermeye çalıştık. Asya’da, Afrika’da, Latin Amerika’da.

Aynı zamanda sendikalarda kadın liderler yetiştirmeye de çalışıyorduk. Ancak bu konuda zorluklarla karşılaşıyorduk. Çünkü o sendika yönetimi, lider yapmaya çalıştığımız kadınları kendileri için bir tehdit olarak görmeye başladılar. Bu da yönetimlerin gözünü korkuttuğu için bazen çok zorlaştı kadın liderler yetiştirmek. Yine de şu anda ilerleme kaydediyoruz.

Mesela Asya’da sadece erkeklere yönelik bir eğitim programımız var. Bu tamamen cinsiyet eşitliği üzerine bir eğitim. Çünkü şu anda gücü elinde bulunduranlar erkekler. Kadınların önünü açacak, onlara fırsat sağlayacak, imkân sağlayacak olanlar, geri çekilmesi gerekenler de erkekler.

Bir projemiz daha var: "Women’s Advocate", Kadın Avukatı, işyerinde kadına şiddete yoğunlaşıyor. İşyerinde kadına şiddetle ilgili bilinçlendirme çalışmaları yürütüyor. Kadın aktivistlerle birlikte çalışarak işyerinde ya da dışında karşılaştıkları sorunlara çözüm bulmaya çalışıyor. En önemli noktası da, toplu iş sözleşmelerinde işyerinde kadına şiddetle ilgili maddelerin konulmasını sağlamaya çalışıyor.

DHL kampanyasında da düzenledimiz eğitimlere kadın üyelerin getirilmesini sağlamaya çalıştık. Sendikalara şirketlerdeki kadın işçi sayısını, örgütlülük oranını sorduk. Örgütlü olmayanları nasıl örgütleyebileceğimizi sorduk. Kadın departmanıyla yaptığımız bir çalışma da, kadın taşımacılık işçileri için imkânlar yaratmaya çalışmak. Örneğin, bu işi bir kadının yapamayacağı algısı var, bu algıya sebep de kadınları bu işi yaparken görmemiş olmaları. Kadınların yapabileceği iş, yapamayacağı iş algısını değiştirmeye çalışıyoruz.

Aynı zamanda sektördeki gelişmeleri de yakından takip ediyoruz. Şu anda sektörde otomasyon adı verilen büyük bir değişim var. Artan otomasyonun kadınları nasıl etkileyeceği ve kadınlar için yeni işler yaratıp yaratmayacağını, yaratacaksa düzgün işler mi olacağı, gibi sorular soruyoruz.

Petrol-İş’li kadınlara söyleyeceğiniz bir şey var mı?

Mücadeleye devam etsinler, savaşmayı bırakmasınlar.

 

(Kaynak: Petrol-İş Kadın Dergisi, Sayı 57, Şubat 2018)