Kadına yönelik şiddetin yeniden üretildiği alanlardan biri:
SİBER ZORBALIK*
Kadına yönelik fiziksel şiddet, ekonomik şiddet ve psikolojik şiddete ek olarak son dönemde sıkça telaffuz edilmeye başlanan ‘çevrimiçi şiddet’, ‘sosyal medya şiddeti’, ‘siber zorbalık’ kavramları da araştırmacıların ilgi alanına girmiş durumda. Sanal ortamda gerçekleşen bu şiddet türünün lise çağındaki gençler arasında nasıl kök saldığını araştıran İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nden Dr. Alev Aslan ve Doç. Dr. Betül Önay Doğan’ın “Çevrimiçi Şiddet: Bir Siber Zorbalık Alanı Olarak “Potinss” Örneği” başlıklı araştırmadan konuyla ilgili bilmediklerimizi öğreniyoruz.
Araştırma, liselerde yaygın olarak kullanılan bir telefon uygulaması olan “Potinss” verilerinin incelenmesine dayanıyor. Sadece bir uygulamanın paylaşımlarına bakılarak, şiddetin toplumun genç kesimleri arasında ne kadar yaygınlaştığını, bu kesimin gelecekte toplumun bireyleri olacağını düşündüğümüzde ise şiddetin kendini yeniden üreten alanlar bulmakta çok zorlanmadığını görüyoruz. Yapılan çalışma, sadece kadınları kapsamıyor. Ancak gençlerin cinsiyet ayırmadan birbirine zorbalık yaptığı gerçeğiyle birlikte, zorbalığın uygulanma biçimi ve içeriği cinsiyete göre değişebiliyor. Erkek öğrencilere yönelik aşağılayıcı ifadelerde bile kız öğrencilerin hedef alındığı bariz olarak görülebiliyor. Dr. Alev Aslan ve Doç. Dr. Betül Önay Doğan, araştırmada online ortamda yapılan sözlü şiddet örneklerine de yer veriyor. Aynı zamanda bunun fiziksel sonuçlarına da değiniyorlar. Örneğin, uygulamadan haberi olan bir babanın kızını okuldan alması, kızına şiddet uygulaması şeklinde sonuçlanabileceği gibi, kız çocuklarının intiharıyla da karşılaşılmaktadır. Hatırlayanlar olacaktır, böyle bir mesaj paylaşımı nedeniyle bir kız çocuğunun intihar ettiği haberlerde yer almıştı. Potinss, lise öğrencilerine yönelik olarak hazırlanmış bir akıllı telefon uygulaması. Türkiye’de uygulamaya katılan ve sayfası bulunan yüzlerce lise var. Liseliler uygulamaya anonim olarak, yani kimliklerini belli etmeden katılıp yorum yapabiliyorlar. Bu yorumlarda, bazen öğrencilerin kişisel bilgileri ve telefon numaraları da paylaşılabiliyor.
Siber zorbalık nedir? Araştırmada, siber zorbalık “Tipik olarak başkalarına rahatsızlık ya da zarar vermek amacıyla kişilerin ya da grupların dijital ortamlarda gerçekleştirdikleri davranışlar.” olarak tanımlanırken, aynı zamanda gençler arasında yaygın bir sorun olduğu da belirtiliyor. Geleneksel zorbalıktan ayrılan özellikleri de şu şekilde sıralanıyor: “Anonim kalma şansının ve gözetim eksikliğinin daha fazla olduğu, mağdur sayısının arttığı, zorbalık üzerine düşünme ve bu sebeple ortaya çıkacak sıkıntıyı maksimize etme oranının yüksekliği, potansiyel olarak daha büyük bir izleyici kitlesinin zorbalığa tanık olduğu zorbalık, bahsedilen özelliklerle geleneksel zorbalıktan ayrılır.”
Bir diğer tespit de şiddetin sebepleri konusunda gençlerin düşündüklerini ortaya koyuyor: “Gençlere göre şiddetin sebepleri arasında kız arkadaş/erkek arkadaş sorunu, ekonomik sebepler, insanların yaşama amaçlarının olmaması, insanların keyif almak/deşarj olmak için şiddete yönelmesi, arkadaş etkisi, kendini ispatlama ya da intikam alma amcı, okuldaki disiplin sorunları ve kanuni cezanın azlığı gibi sebepler sayılabilir.” Çalışmada, konuyla ilgili 2014-2016 yılları arasında 14-18 yaş arası 1122 gençle yapılan bir araştırmanın (Kılılç, 2016) bulguları da değerlendiriliyor: “Araştırma bulgularına göre, kız öğrencilerin % 36,8’inin ve erkek öğrencilerin % 48,8’inin okulda şiddeti, fiziksel şiddetin bir türü olan dayak olarak algıladıkları görülmüştür. Kız öğrencilerin % 46’sı ve erkek öğrencilerin % 35,1’i okulda şiddeti psikolojik şiddetin bir türü olan sövme, kötü söz, hakaret ve kızma olarak algılamakta ve yine psikolojik şiddet türü olan sert bakış, gruptan dışlama ve söz hakkı vermeme gibi unsurların da düşük oranda okulda şiddet algısı içerisinde olduğu görülmektedir.” Sosyal medyada (Facebook, Twitter, Instragram vs.) rastladığımız siber zorbalığın gençler arasında telefon uygulamalarıyla, hem de denetimsiz bir şekilde yaşanıyor olması, işin görünmeyen tehlikesi konusundaki endişeleri haklı çıkartıyor. Potinss uygulamasının iki lise öğrencisi tarafından geliştirilmiş olması pek de şaşırtıcı değil. Potinss’i geliştiren gençler, bu kadar çok sayıda özel bilginin paylaşılacağını öngörmemişler. Potinss’in derinlemesine incelendiği araştırmada, uygulamada isimleri bulunan 1034 liseden rasgele 100 okul seçilerek akran gruplarında siber zorbalığın nasıl gerçekleştiği ortaya konmaya çalışılmış. Çalışmada, 100 okulun sayfasında yer alan paylaşımlar isim takma, alay etme, ifşa etme, küfür, hakaret ve tehdit etme, fotoğraf ve video yayınlama, dışlama ve özel bilgi paylaşma şeklinde sınıflandırılıyor.
Şiddetle mücadele alanı olarak okullar Araştırmanın okullardaki şiddet ve zorbalığa değinilen bölümünde, kadına yönelik şiddetle mücadele edilmesi gereken yeni bir alana işaret ediliyor: “Okul şiddeti ve zorbalığı, çoğu zaman; cinsiyete dayalı şiddet, toplumsal cinsiyet ayrımcılığına, cinsiyet rol beklentilerine veya toplumsal cinsiyet kalıplarına dayalı veya farklı güç statüsüne dayalı fiziksel, cinsel veya psikolojik zararı içeren şiddetten oluşur. Şiddet cinsiyete dayalı kalıpların tekrarına dayanmakta ve erkek çocuklarının birbirlerini erkek olmamakla itham etmesi ya da kız çocuklarına cinsellik üzerinden hakaret etmelerine yol açmaktadır. Burada erkeklerden belli bazı kalıplara göre davranmaları, genellikle iddialı ve kaba olmaları beklenirken, kadınlara çizilen roller çoğu zaman pasif, korunaklı ve savunmasız olmaları yönündedir. ...” Okuldaki şiddetin cinsiyete göre farklı uygulandığı belirtilen araştırmada, kızların cinsel şiddete daha fazla maruz kalma ihtimali bulunurken, erkeklerin daha çok fiziksel olarak cezalandırıldığı belirtiliyor ve ekleniyor “Çocukların maruz kaldığı şiddet şekilleri arasında zorbalık, cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, okul bahçesinde mücadele, çete şiddeti ve silahlı saldırı sayılabilir.” Cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin tanımlandığı bölümde şu sözlere yer veriliyor: “Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet cinsiyet eşitsizliği, stereotip ve sosyal olarak dayatılmış rollerden kaynaklanmaktadır. Kızlara karşı cinsel taciz de dâhil olmak üzere cinsel şiddet, kızları cinsel tercihleri veya cinsellikleri nedeniyle cezalandırmak veya küçük düşürmek arzusuyla motive olabilir.”
Araştırma bulgularının önemi Kadınlar, cinsiyet ayrımcılığını yaşamlarının pek çok alanında şiddetin bir biçimi şeklinde derinlemesine yaşıyorlar. Sosyal medya ve sanal ortamda yaşanan şiddet de bunun bir yansımasıdır. Araştırma, belli bir yaş grubunu kapsasa da, kadına yönelik şiddet açısından önemli değerlendirmeler içeriyor. ■
* Araştırmayla ilgili makalenin tamamına Marmara İletişim Dergisi’nin 2017 yılının 27. sayısından ulaşılabilir.
(Kaynak: Petrol-İş Kadın Dergisi, Sayı 57, Şubat 2018) |
PETROL-İŞ SENDİKASI KADIN DERGİSİ Facebook Sayfamız TASARIM VE GÜNCELLEME: SELGİN ZIRHLI KAPLAN