IndustriALL Küresel Sendika Dünya Kimya Konferansı Yapıldı

 

DÜNYA KİMYA KONFERANSI'NDA

EŞİTLİK VURGUSU

Sendikamız Petrol-İş'in de dünya örgütü olan ve 140 ülkede madencilik, enerji ve imalat (metal, kimya, deri, tekstil vs.) sektöründe çalışan 50 milyon işçiyi temsil eden IndustriALL Küresel Sendika'nın düzenlediği Dünya Kimya Konferansı 26-27 Haziran 2019 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Petrol-İş Sendikası’nın ev sahipliği yaptığı konferansa, Türkiye'den ve dünyadan yaklaşık yüzde 30'u kadın, 230 temsilci katıldı. Konferansta iş yaşamında toplumsal cinsiyet eşitliği ve şiddetle mücadele konusu pek çok kez dile getirildi.

Selgin Zırhlı Kaplan

 

Sendikamız Petrol-İş'in İstanbul'da bulunan Genel Merkezi'nde gerçekleştirlen IndustriALL Küresel Sendika Kimya İşkolu Dünya Konferansı'nda iki gün boyunca kimya işkolunda yaşanan gelişmeler, sorunlar ve sendikaların durumu konuşuldu, IndustriALL ve bağlı sendikalarda önümüzdeki dönem yapılması planlanan çalışmalar konuşuldu. Konferansa, 45 farklı ülkeden yaklaşık yüzde 30'u kadın, 230 delege katıldı.

Konferansta, ilk günün ilk oturumu Petrol-İş'i tanıtan bir video sunumuyla açıldı. İlk gün oturumlarında sendikaların harekete geçme dinamikleri, kimya işkolunda sosyal diyalog yöntemleri, sanayi 4.0 ve işçi sınfı ile sendikalar arasındaki dayanışmanın güçlendirilmesi ile ilgili ayrıntılı sunumlar yapıldı.

Açılış oturumunda konuşan Petrol-İş Genel Başkanı Ali Ufuk Yaşar, Türkiye ile Brezilya’nın siyasal ve ekonomik anlamda birbirlerine benzediğinin altını çizdi ve darbelerin en çok işçi sınıfına zarar verdiğine vurgu yaptı. Konferansı yapmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirten Yaşar, işçi sınıfının güvenceli, daha iyi ücret ve yaşam koşullarına ulaşabilmesinde bir katkı koyacağı için böyle bir konferansa ev sahipliği yapmanın gururunu yaşadıklarının altını çizdi.

Açılış oturumunun son sunumunu IndustriALL Küresel Sendika Genel Sekreteri Valter Sanches yaptı. Sanches konuşmasında zengin-yoksul arasındaki uçurumun giderek arttığı dünyada eşitsizliğin yoğunlaştığını belirterek, ILO’nun 100. yıl deklarasyonuna ve iklim trajedisi için harekete geçen gençlere ilişkin de konuştu. Konferansın ilk günü, farklı konular altında toplam beş oturum gerçekleştirildi.

Konferansın ikinci günü ilk oturumunda söz alan Petrol-İş Genel Sekreteri Ahmet Kabaca da konuşmasında iş cinayetlerinde hayatlarını kaybedenleri hatırlattı. Kabaca, sunumunda son yıllarda Petrol-İş tarafından yürütülen ve kamuoyunun yakından bildiği Flormar, Recticel, Akkim, Kale Kayış mücadelelerini anlattı. Uluslararası boyutu da olan bu mücadelelerin ilk örgütlenme evrelerinden son sürece kadar yaşananları detaylı bir şekilde aktardı.

Konferansın her aşamasında, pek çok oturumunda toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın işçilerin sektördeki durumlarına dair tespitler ve işyerinde kadına yönelik şiddet ve tacizle mücadele vurgusu vardı. ILO'nun 100. yılında kabul edilen 190 No'lu İşyerinde Şiddet ve Tacizin Önlenmesine Dair Sözleşme de konferansta sıkça söz edilen konulardan biri oldu.

 

OTURUMLARDAN BİRİNDE KADIN İŞÇİLER KONUŞULDU

Konferansın ikinci günü gerçekleştirilen oturumlardan biri kadınları çok yakından ilgilendiriyordu. "Kimya Sanayiinde Sendikal Gücün İnşası - Kadın, Genç ve Göçmen İşçilerin Katılımlarının Güçlendirilmesi ve İnsan Onuruna Yakışır Çalışma Gündeminin Hayata Geçirilmesi" başlıklı oturumda moderatörlüğü IndustriALL Küresel Sendika Kimya İşkolu Eş Başkanı Iris Wolf yaptı.

"Sektörlere özel stratejiler"

Oturumun sunumunu IndustriALL Küresel Sendika Genel Sekreter Yardımcısı Kemal Özkan yaptı. Özkan, konuşmasında metal ve ağır sanayi sektörlerinde çok fazla kadın olmasa da tekstil ve hazır giyim sektöründe % 80 oranında kadın bulunduğunu belirterek, IndustriALL olarak tüm sektörlerin kadın profilini çıkartarak, sektörlere özgü, özel stratejiler geliştirmeyi hedeflediklerini belirtti. Bütün sendika liderlerini bu çalışmaya katılmaya davet ettiklerini belirten Özkan, kadınların ekonomik ve sendikal hayatın bir parçası olabilmeleri için düşüncelerin değişmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

"Sendikal başarı için kadınların örgütlenmesi şart"

Sendikaların, hem küresel hem yerel alanda başarılı olabilmelerinin kadınların örgütlenmesinden geçtiğini belirten Özkan, kadınların örgütlenmeleri önündeki engellere değinerek şunları söyledi: "Erkek egemen sektörlerde kadın katılımı çok düşük, toplumsal cinsiyet temelli bir ayrımcılık var, aynı zamanda kadınlarla erkeklerin ücretlerinde bir eşitsizlik var, bu toplantı odasındaki hiç kimse için bu kabul edilebilir bir durum değil."

Son olarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin temel bir sendika meselesi olduğunu sözlerine ekleyen Özkan, "bölgesel, ulusal ve küresel seviyelerde kadın liderliğini nasıl çoğaltabileceğimize odaklanmak istiyoruz" diyerek sözü panelistlere bıraktı.

Panelde ilk sözü alan ve konferansa İtalya'nın kimya sektöründe örgütlü FEMCA-CISL sendikasından katılan Nora Garofalo, tekstil ve moda ile ilgili bir kimya sektöründe örgütlü olduklarını belirterek, İtalya'da kimya ve ilaç sektörüne özel bir özen gösterildiğini ifade etti. Bu sektörde çalışmanın dezavantajlarına değinen Garofalo, karşılarına sürekli engellerin çıktığını; özellikle kadınların koşullarını iyileştirmek, kadınları motive etmek ve daha etkin hale getirebilmek, firmalar içinde önemli rol almalarını sağlamak, en önemlisi de tacizden korumak için ulusal sözleşmelerin dışına çıktıklarını belirterek şunları söyledi:

"Çalışma saatlerini dikkate aldık, annelik iznini dikkate aldık, bakım durumunu, tedavi durumunu da... Bildiğiniz gibi kadınlar iş hayatında daha fazla tedaviye ihtiyaç duyuyorlar. Aynı şekilde aile bakımına da... Bütün bunları çalışma koşullarına dahil ettik. ... Profesyonel anlamda kadınların da eğitimden geçmeleri için uğraştık, ücretleri de ele aldık. Sıklıkla karşımıza şöyle bir durum çıkıyor, bazı firmalar cinsiyet ayrımı yapıyor, sözleşme ne derse desin, yıl sonunda bir hesap yapıldığında daima kadınlara daza az ücret uygulandığını görüyoruz. Bütün bunları önlemek için ulusal sözleşmelere dahil ettik..."

Garofalo, son olarak Doğu Avrupa ve Kuzey Afrika'da, özellike tekstil sektöründe sık karşılaşılan korsan sözleşmeler yapan, işverenlerle anlaşmalı sarı sendikaların İtalya'da yaygınlaştığını, bu korsan çalışmalarda daha çok kadınların hedef alındığını, bunun başlıca sebebin tekstil sektöründeki uzun çalışma saatleri olduğunu, ulusal sözleşmelere rağmen kadınların hak ihlâliyle karşı karşıya kaldığını belirtti.

Oturumun ikinci konuşmasını Hindistan Kimyasal Mazdoor Federasyonu'ndan (CMFI) Sanjyot Vadhavkar yaptı. Vadhavkar, sendikalarının Hindistan'da ulusal bir merkeze sahip olduğunu belirterek, sadece kadın üyeleri arttırmak için çalışma yapmadıklarını, mevcut kadın üyeleri muhafaza etmeye yönelik çaba da gösterdiklerini sözlerine ekledi.

Eğitime çok önem verdiklerini ifade eden Vadhavkar, kadın işçilere yönelik eğitim programlarının bulunduğunu, kadınların toplusözleşme görüşmelerine katılabilmek için şirketin ürettiği ürünlerle şirketin duruşunu tanımaları gerektiğini, bunun sağlanmasından sonra kadınların da toplusözleşme görüşmelerinin bir parçası olabildiklerini belirtti.

"Kadınlar işini kaybetme korkusundan sendikalı olmaya yanaşmıyor"

Hindistan'da kadın işgücünün eğitim açısından ileri seviyede olduğunu da belirten Vadhavkar, çoğu kadın işçinin beyaz yakalı olsa dahi işini kaybetme korkusundan dolayı örgütlenmeye yanaşmadıklarını; şirketlerin sendikalaşmamaları yönünde onları ikna ederek ayrı sözleşmeler yaptığını söyledi.

Kimya fabrikalarında çalışan kadınların çok ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kaldıklarını, deri hastalalıklarıyla birtakım genetik hastalıklara yakalandıklarını; tüm bu olumsuz koşullara rağmen sendikaya üye olmaktan çekindiklerini de ifade etti.

"Sendikalar kadınlar, kadınlar sendikalar içindir"

Sözleşmeli işçileri muhafaza etmeye çalışırken taşeron işçilerle de toplu sözleşme imzalamaya çalıştıklarını belirten Vadhavkar, yeni açılan bir tıbbi üretim tesisinde küresel çerçeve anlaşması imzalamayı başardıklarını belirterek konuyla ilgili şu sözleri paylaştı:

"Bundan önce kadın işçiler güvencesiz koşullarda çalışıyorlardı. Bu işçileri sendikamıza katmış olmaktan çok mutluyuz. ... Bizce, sendikalar kadınlar için, kadınlar sendikalar içindir. Bu nedenle biz kadın işçileri eğitiyoruz, IndustriALL küresel sendikanın da kabul ettiği gibi, bütün düzeylerde kadınların % 40 oranında temsili çok önemli, küresel, bölgesel ve uluslararası düzeyde. Biz de eğitim programlarımızda bunu bu şekilde ele alıyoruz. Kapasite oluşturma, liderlik becerilerini geliştirme, toplumsal cinsiyet eşitliği programlarını nasıl görüşebilecekleri konusunda bilgiler veriyoruz. Bu arada sadece kadınların değil, erkeklerin de eğitilmesi çok önemli. Onların da bu konuda duyarlılık geliştirmeleri gerekir."

Sanjyot Vadhavkar, son olarak kadınların güçlendirilmesi konusunun odak noktalarından biri olduğunu, bununla ilgili pek çok atölye çalışmaları ve eğitimler yaptıklarını belirterek şunları söyledi: "Kadınlara önemli fırsatlar veriyoruz, spesifik atölye çalışmaları yapıyoruz: İşçi sağlığı ve iş güvenliği, beslenme, yoga, esenlik konularında. Aynı zamanda cinsel tacizin önlenmesine yönelik neler yapılabileceği konusunda görüşmeler yapıyoruz. IndustriALL Küresel Sendika'nın bu anlamda verdiği söz bizim programlarımızı da güçlendiriyor. Bu taahhütler konusunda üyelerimizi bilgilendiriyoruz. Sendikaların, yerel düzeylerde de bu taahhütün altına imza atması çok önemli."

Oturuma Brezilya'nın kimya işkolunda örgütlü CNQ-CUT sendikasından katılan Lucineide Varjao Soares, kadınların kamusal alana ve sendikalara katılımının çok önemli olduğunun altını çizdi; demokrasi, çeşitlilik ve özgürlük konusuna çok önem verdiğini belirterek şunları söyledi: "Kadınlar fabrikada işyerinde veya sendikada da olmalı. Gücün olduğu yerde, yani politikaların olduğu yerde olmalı. Kadınlara özel eğitimler verilmeli. Ailede, evde, toplumda, sendikada aynı alanı paylaşabilmeliyiz. Fikirleri tartışabilmemiz için bu şart. Kadınların sendikalarda yeterince temsil edilmediğini görüyoruz. O yüzden kadınların güçlendirilmesi gerekiyor. Kadınları güçlendirebilmek için temel hedefimiz küresel ihtiyaçların ne olduğunu anlamak olmalı diye düşünüyorum."

"Kadınların güçlendirilmesi dediğimizde dönüşümü kastetmeliyiz"

Sendikalara kadınların neden üye olmadığı sorusunu 'çalışma saatlerinin uzunluğu mu, eşlerin izin vermemesi mi, çocuk bakımı mı' diye çok kez sorduklarını; aynı şekilde kadınların çalışmama sebeplerini de araştırdıklarını belirten Soares, "Güçlendirme dediğimizde dönüşümü kastetmeliyiz. Baskıcı koşulları dönüştürebilmemiz gerekir. Kadınlar erkeklerle aynı miktarda çalışıp % 25 daha az ücret alıyor. Küresel anlaşmayı bilmek önemli, ama kadınları nasıl güçlendirebileceğimizi de bilmemiz gerekiyor." dedi.

Hindistan örneğini veren Soares, BASF Hindistan'da hiç kadın temsilci olmadığını, ama komisyonda kadın temsilci olduğunu belirterek "Çok cinsiyetçi bir ortam var, madem iki cinsiyet var, her iki cinsiyetin de yansıtılması gerekir, bu gerçekliği muhakkak değiştirmemiz gerekiyor." dedi.

"Yasayı değiştirmek kolay, ama kültürü değiştirmek zordur"

Konferansın bu anlamda büyük bir fırsat olduğunu da ekleyen Soares, "Elimizde birtakım değişiklik imkânları var, iş dünyası değişiyor. Sendikal hareket bu sözleşmeleri elbette konuşmalı, mesela Brezilya'da kadına yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin bir yasa var, ama kültür de değişmeli. Yasayı değiştirmek kolay, ama kültürü değiştirmek zordur. O yüzden sendikanın değişebilmesi, dönüşebilmesi için bizim değişmemiz gerekiyor, kişisel bir değişim gerekiyor, toplum bunu isteyecektir. Eşitlik ve özgürlük için mücadele etmeliyiz ki, insana yaraşır bir hayatımız olsun."

Soares, son olarak 18-20 Kasım 2019'da kadınların işyerinde temsiliyle ilgili Cenevre'de düzenlenecek konferans için sendikalara çağrıda bulundu: "Umarım her sendika en az bir temsilci gönderir ve güzel tartışmalar yapılır, daha fazla kadın daha fazla üye, sendikalarda temsil bulmuş olur."

Oturumun son konuşmasını, İsviçre'nin sanayi, zanaatçılık, inşaat ve hizmetler sektörlerinde örgütlü 200 bin üyesi bulunan UNIA sendikasından Eden Habtemicael yaptı. Sözlerine, İsviçre'nin siyasi durumu hakkında bilgi vererek başlayan Habtemicael, şu anda ayrımcılıkların yaşandığını, sınır dışı etmelerin yaygınlaştığını belirtti.

"Kadınlar yarım gün çalışınca emekliliklerinde daha az para alıyor"

Eşitlik yasasına da değinen Habtemicael, "Eşitlik yasası var fakat doğru olarak uygulanmıyor. Ücretlerde büyük bir ayrımcılık var. Kadınlar daha olumsuz koşullarda yaşıyorlar." dedi ve konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İsviçre'de bir gelenek vardı, tipik kadın ve erkek... Erkek işe gidiyor, kadın evde kalıyordu. Ama toplum değişti, artık kadınlar da işe gidiyor. Kısmi çalışma yapıyorlar, çocuklara bakıyorlar, her şey değişti, akşam çocuklarını alıyorlar... burada olumsuz olan, kadınlar yarım gün çalıştığı zaman emekliliklerinde daha az para alıyorlar."

Sendika sekreteri olarak İsviçre'de sendikalara erişimlerinin de kısıtlı olduğunu belirten Habtemicael, Johnson & Johnson gibi uluslararası şirketlere erişim hakkı verilmediği için şirketlere yanaşamadıklarını ifade etti.

14 Haziran 2019'da beş yüz bin kadının sokağa döküldüğü eylemlere de değinen Habtemicael, "Kadınların sokağa inip mobilize oldukları tam doğru değil, kadınlarda grev kültürü yok, en son 30 yıl önce büyük bir grev yapıldı, 30 yıl sonra bir grev daha organize ettik. Ulusal ve uluslararası şirketler kadınları işlerine son vermekle tehdit ediyor, grev sözcüğü ağza alındığı zaman işlerine son veriliyor."

"İşverenler kadın ve göçmenleri çalıştırmayı tercih ediyor"

Kadınların sokağa dökülmelerinin pek çok farklı talep etrafında gerçekleştiğini belirten Habtemicael, talepleri şöyle sıraladı: "% 20 ücret ayrımcılığı, kadınların hamile kalınca işlerine son verilmesi, kısmi çalışma tehlikesi, iki yerde çalışanlar aynı zamanda çocuklarına da bakıyor, burada bir saygısızlık söz konusu, kadın ve erkek arasındaki farkın dışında şiddet ve taciz olaylarını da unutmamak gerekir."

"Kadınlara saygı yoktu"

Habtemicael, temizlik işlerinde çalışan kadınların ay sonunda 20-25 saat daha az çalıştırıldıklarını, şikayet ettikleri halde hiçbir şey yapılmadığını belirttikten sonra işverenlerin özellikle istediklerini yaptırabildikleri için kadın ve göçmenleri çalıştırmayı tercih ettiklerini sözlerine ekledi. Bu kampanyanın kadınların dayanışmalarını arttırdığını, sendikalarında da altı ay boyunca sürekli kadınlarla görüştüklerini, bu kampanya sayesinde kadınların da, erkeklerin de çok şey öğrendiğini belirterek "Sendikada mobilizasyon hareketi başlattım kadınlar için. J&J'da kadınlar çalışma yapmak istemedi, işverenden korkuyorlardı. 2 + 1 vardiya yapmak zorundaydılar, saygı yoktu, boş zamanları da yoktu ve sadece kadınlara bu şekilde davranılıyordu. Sendikalar değişmek istiyor, hem çalışanlar hem örgütlenme açısından uluslararası dayanışma bekliyoruz. Sendikalara sormak lazım, acaba kaçı kadınlara liderlik görevi veriyor?" dedi.

INDUSTRIALL KÜRESEL SENDİKA TOPLANTI VE ETKİNLİKLERİNDE CİNSEL TACİZ POLİTİKASI

Konferansı farklı kılan uygulamalardan birisi, IndustriALL Küresel Sendika'nın bütün toplantı ve etkinliklerine yönelik cinsel taciz politikasını hatırlatması oldu. IndustriALL'ın katılımcılara önceden göndererek bilgilendirdiği açıklamada çok önemli hususlar yer alıyor.

"IndustriALL Toplantı ve Etkinliklerinde Cinsel Taciz Politikası" başlıklı açıklamanın "İlkelerin Beyanı" bölümünde "Cinsel taciz, insan haklarına, sendikal haklara ve insan onuruna yönelik bir ihlal sorunudur. IndustriALL Küresel Sendika, düzenlediği etkinlikler ve toplantılar sırasında, bireyin cinsiyeti, cinsiyet kimliği ve ifadesi, cinsel yönelimi, engelliliği, fiziksel görünümü, beden büyüklüğü, ırkı, rengi, uyruğu, yaşı ve dinine bakmaksızın herkese cinsel tacizin tüm biçimlerinden arındırılmış güvenli bir ortam sağlamayı taahhüt eder." denilmektedir.

"Tanımlar ve kabul edilemez davranışlar" başlıklı bölümde "Cinsel taciz, istenmeyen, hoş karşılanmayan ve talep edilmeyen sözlü, sözlü olmayan veya fiziksel tüm cinsel içerikli davranışlardır. Cinsel taciz, başkalarını korkutabilecek, zorlayabilecek veya onurunu kırabilecek bir güç kullanımıdır." şeklinde cinsel tacizin tanımı yapıldıktan sonra hangi davranışların kabul edilemez olduğu açıklanıyor: "Cinsel taciz uygunsuz şekilde dokunmak, kötü şekilde bakmak, homofobik yorumlar yapmak, müstehcen içerikli işaretler yapmak, cinsel içerikli e-postalar, mesajlar yollamak, fiziksel saldırı, cinsel içerikli yorumlar veya imalarda bulunmak, cinsel içerikli şakalar yapmak, bir kişinin cinsiyetine yönelik hakarette bulunmak veya cinselliğini değerlendirmek, cinsel iyilik talebinde bulunmak, cinsel içerikli resim veya malzemeler göstermek, davranışlarını içerir ancak bununla sınırlı değildir."

"Bildirim ve uygulama" başlıklı son bölümde, cinsel taciz bildirimi yapıldıktan sonraki aşamaların ne olacağı konuunda bilgilendirme yapılıyor. Buna göre, "Herhangi bir IndustriALL etkinliği veya toplantısı başlamadan önce, katılımcılar bu uygulama hakkında bilgilendirilecek. Etkinlik ve toplantıda, cinsel taciz şikayetlerinin yapılması için bir katılımcı veya personel görevlendirilecek. Olası şikayetlerden IndustriALL yetkilisi haberdar edilecek. Her ikisine de ulaşılamaması durumunda herhangi bir IndustriALL çalışanı veya yöneticisine bilgi verilerek şikayetçi kişinin sorununun çözümüne yardımcı olunacaktır.

IndustriALL bu şikayetleri ciddiye alır ve duruma uygun olarak eylemde bulunur. Bu eylem, failin uyarılması veya konferanstan çıkarılmasını içerebilir. Ek olarak, gerektiğinde, IndustriALL söz edilen failin bağlı olduğu kurumu bilgilendirebilir."

 

EMEĞİN GELECEĞİ ÜZERİNE ILO 100. YIL BİLDİRGESİ

ILO'nun 10-21 Haziran 2019 tarihleri arasında düzenlenen ve 100. yılına denk gelen Uluslararası Çalışma Konferansı'nın 108. oturumun son günü, 21 Haziran'da kabul edilen "EMEĞİN GELECEĞİ ÜZERİNE ILO 100. YIL BİLDİRGESİ"nde toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınlar açısından önemli ifadeler yer alıyor.

Konferansın beyanlarının yer aldığı ikinci bölümün "ILO, anayasal görevini yerine getirirken, çalışma dünyasındaki derin dönüşümleri hesaba katarak geleceğin iş yaşamında insan merkezli yaklaşımı geliştirmek amacıyla aşağıdaki çabaları yerine getirmelidir" açıklamalı A maddesinin (vii) bendinde şu ifadeler yer almaktadır:

(vii) İşyerinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yönelik dönüştürücü bir gündemle aşağıdakilerin sağlanması amacıyla sürecin düzenli olarak değerlendirilmesi:

Kadınlar ve erkekler için eşit değerde işe eşit ücretlendirme dahil, eşit fırsatlar, eşit katılım ve eşit muamele sağlanması;

Aile içi sorumlulukların daha dengeli paylaşılmasınının sağlanması;

Daha iyi iş-yaşam dengesi sağlamak amacıyla, işçilerle işverenlerin çalışma süreleri dahil, kendi ihtiyaç ve faydalarını gözönünde bulunduran çözümler üzerinde anlaşmaya varmalarını sağlamak; ve

Bakım ekonomisine yatırım yapmayı teşvik etmek.

Deklarasyonun üçüncü bölümünün A maddesinin (i) bendinde "Değişen iş dünyasının fırsatlarından herkesin yararlanabilmesi için kapasitelerinin güçlendirilmesi amacıyla, fırsatlar ve muamelelerde toplumsal cinsiyet eşitliğinin etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi." ibaresi yer almaktadır.

 

DÜNYA SENDİKALARINDAN KADINLARA İŞ YAŞAMINDAKİ ZORLUKLARI SORDUK:

Taru Reinikainen / PRO Sendikası, Finlandiya

Konferansa Finlandiya'dan katılan Taru Reinikainen, Finlandiya'nın sanayi, finans, hizmet, bilgi ve iletişim teknolojileri, iletişim ve kamu sektörlerinde örgütlü 120 bin üyeli PRO sendikasında toplu sözleşme uzmanı. 2006'dan beri bu işi yapıyor. Daha önce laboratuvar teknisyenliği yapmış. Bir boya fabrikasında kimyasallarla ilgili bölümde çalışmış. Sendikal geçmişi 19 yıla uzanıyor. Sendikada örgütlenme uzmanı olarak başlamış işe.

Çalışan kadınların en büyük sorunu sizce nedir? sorumuza şöyle cevap veriyor: "Kimya sektöründe bence sorunlardan birisi işçi güvenliği ve sağlığı. Kadınlarla erkekler aynı derecede etkileniyor, ancak bana göre en büyük problem, davranış. Kadınların işyerinde sürekli erkeklerin davranışlarıyla, tavırlarıyla mücadele etmesi gerekiyor. Örneğin ağır işlerde veya yöneticilikte erkeklerle aynı becerilere sahip olduğumuz halde sürekli onların dirençleriyle karşılaşıyoruz. Bence kimya sektöründe kadınları en çok zorlayan sorun bu. Pek çok kişi hâlâ kimya sektörünün erkek işi olduğunu, erkeklerin dünyası olduğunu düşünüyor. Ancak bu gerçek değil. Finlandiya'da, laboratuvarlarda çoğunlukla kadınlar çalışıyor, erkek oranı çok az."

Peki sizce bu sorun nasıl çözülebilir?

"Erkek meslektaşlarımdan biri, -örneğin işleme operatörü olarak çalışanların çoğu erkektir- 'tek bir kadın bile çalışsa, işini erkeklerden daha iyi yapar, çünkü işi yapmadan önce iyice düşünür' demişti. Erkeklerin işlerini umursamadan yaptığını düşünüyordu. Bence bu işin çözümü için, kadınların birbirlerine güvenmesi gerekir.

Hanae Nakano / UA ZENSEN Sendikası, Japonya

Hanae Nakano, Japonya Tekstil, Kimya, Gıda, Ticaret, Hizmet ve Genel İşçiler Sendikaları Federasyonu'nda (UA ZENSEN) uluslararası ilişkiler uzmanı olarak çalışıyor. 27 yıldır sendikacı olduğunu belirten Hanae Nakano, sendikada çalışmaya başlamadan önce mağazacılık ve depolama alanında çalışıyormuş. Sendikasının uluslararası etkinliklerinden sorumlu.

Size göre, özellikle de kimya sektörünü gözönünde bulundurduğumuzda, kadın işçilerin en büyük sorunu nedir?

"Bence kadınların en büyük sorunu iş yaşamına katılım. Kimya sektöründe, kadınların istihdamı çok düşük. Çünkü kimya endüstrisi, erkek egemen bir işkolu. Sendikamız, hem kimya üretim sektöründe hem de mağazacılık sektöründe örgütlü. Ancak mağazacılık sektöründe çalışan kadınların sayısı çok fazla. Kimya sektöründe ayrınca kadın temsili de çok geri düzeylerde. En büyük önceliğimiz, kimya sektöründe çok daha fazla kadın işçinin çalışması.

Japonya'da kimya sektöründe kadın oranı nedir? Yüzde yirmiden daha düşük.

Peki siz çözüm konusunda ne düşünüyorsunuz?

Kadınların daha aktif olmaları gerekiyor. Sendika liderlerinin, özellikle de çoğunluğu erkek olan sendika yöneticilerinin kadın katılımı konusunda daha çok çaba göstermesi ve bu konuda çözüm üretmesi gerekiyor.

Rodica Monica Sasmiresan / FSLCP, Romanya

Romanya'nın Özgür Kimya ve Petrokimya Endüstrisi Sendikaları Federasyonu (FSLCP) başkanı Rodica Monica Sasmiresan, Romanya'da kadınların eşitlik konusunda herhangi bir sorunları olmadığını belirterek başlıyor sözlerine. Sektörde de, sendikalarında da eşitlik konusunda bir sorun yaşamıyorlarmış.

"Bunun en büyük göstergelerinden birisi şu anda burada bulunmamız. Ben sendika başkanıyım, arkadaşım da başkan yardımcısı." diyor yanında oturan FSLCP başkan yardımcısı Sorina Lungu'yu göstererek. Ücret eşitliği konusunda da sorunları olmadığını belirterek sözü sendikanın başkan yardımcısına bırakıyor.

 

 

 

Sorina Lungu / FSLCP, Romanya

"Biz tamamen başka problemlerle uğraşıyoruz. Bizde sosyal diyalog eksikliği var. Şu anda toplusözleşme aşamasındayız. Bu konuda bir bakanlığımız var, ancak hiçbir talebimizi kabul etmeye yanaşmıyor. Romanya'ya döndüğümüzde, bu konuyla ilgili bir imza kampanyası düzenlemeyi düşünüyoruz. Çünkü hiçbir konuda fikir birliğine varamıyoruz." diye yaşadıkları en büyük sorunu anlatıyor Sorina Lungu. Bu konuda IndustriALL'dan da yardım istediklerini sözlerine ekliyor.  

 

 

 

 

Kata Iveljic / HIN BIH, Bosna Hersek

Kata Iveljic, 16 yıldır Bosna Hersek Bağımsız Kimya ve Metal Olmayan İşçiler Sendikası başkanlığını yürütüyor. Daha önce 23 yıl deterjan fabrikasında çalışmış. 64 yaşında olan Kata Iveljic, toplamda 39 yıldır çalıştığını belirtiyor. Kadınların çalışma yaşamında karşılaştığı en büyük sorun nedir? sorumuzu şöyle cevaplıyor:

"Çalışan kadınların en büyük sorunu, aile işlerinin kadınların sırtında olması. Kadınlar, işlerinde başarılı olmak için, terfi alabilmek için muazzam bir enerji harcamak zorunda. Erkeklerden daha çok çalışmak zorundalar, çünkü aile içi yükümlülükleri çok fazla. Kadınların evde yaptıkları işler, işyeri yükümlülüklerinden fazladır."

Kata Iveljic, kimya sektöründe kadın başkan olarak tekrar seçilebilmenin, konumunu korumanın zorluğundan da söz ediyor. 25 yaşında boşanmış, boşandığında henüz küçük bir bebek olan kızını tek başına büyütmüş. Kızı şimdi 30 yaşında. Ekonomi bölümü okumuş.

"Bir kadın için en zoru budur. Bütün enerjini aile hayatına harcarsın, ancak başarılı olmak istersen, işyerinde pozisyonunu korumak ve terfi almak istersen fedakarlık yapmak zorundasın. "

Siz çözüm konusunda ne düşünüyorsunuz, sizce bu sorun çözülür mü?

"Benim özgül bir durumum var, genç yaşta boşandım, tek başıma çocuk büyüttüm ve bekarım, aslında benim için bu çözümdü diyebilirim. Ancak genel için konuşacak olursam, babaların çocuk bakımına daha çok dahil olmaları gerekir, aile hayatında erkekler daha çok sorumluluk almalı, özel hayatta da ev içi yükümlülüklerini arttırmalılar.

Kadınlar kendilerine bir hedef belirlemeli ve bu hedeflerinin peşinden gitmelidir. Sürekli yeni hedefler bulmak gerekir. Ayrıca, yaptığınız işi severek yapmanız da çok önemli. Başarılı olmak için hedef seçin, hedeflerinizi gerçekleştirin, sevdiğiniz işi yapın.

Sendika, yapı bakımından tıpkı bir aile gibidir, 2002'de sendikanın başkanı olduğumda, hiçbir yapı yoktu, başkanlık vardı ama herşey yanlış gidiyordu. Sendikada yapılar kurdum ve sürdürülebilir olmasını sağladım, tıpkı bir ailenin inşası gibiydi. Şimdi herşey düzene girdi ve düzgün bir şekilde işliyor. "

O halde "bütün sendikalara kadınlar gerekli" diyebilir miyiz? (gülüşmeler)

"Sendikada işi çok sıkı tutarım, tıpkı ailenin bir annesi gibiyim, herkes sözümü dinler. Sektörümüzde kadınlar var, ancak kadınlar için çok uygun değil, ağır ve pis bir iş. Yönetim kademelerinde yüzde 20 civarında kadın bulundurulması zorunluluğu var, kadın kotasından dolayı. Kadınlar bir işi alınca ciddiyetle yapıyorlar. Sendikada da bu böyle. Bir pozisyon veya görev aldıklarında sonuna kadar götürüyorlar.

Sendikamızın bir kadın birimi, bir de gençlik birimi var. Alanda çalışan kadın ve gençlerin temsil edilmesi için kuruldu. Bir de kadın ve gençlik sekreterlerimiz var.

% 20 sadece sizin şirketinizde mi, bütün ülkede mi uygulanıyor?

"Sadece bizim şirketimiz için geçerli. Ağır ve tehlikeli işlere girdiği için. Tıpkı maden gibi, ancak açık bir maden. Oldukça erkek egemen bir iş. Hatta en büyük tedarikçilerden biri de Türkiye'den Şişecam, oradan soda geliyor, deterjanlarda kullanılan bir soda. Fazla kadın çalışan yok üretimde, genelde sekreterlik yapıyorlar. Bizde kadın işleri denilen bazı işler var, örneğin gıda, turizm kadınların ağırlıklı olduğu işler, ancak IndustriALL toplantılarında, bugüne kadar bu alanlarda bile Türkiye'den hiç kadın temsilciye rastlamadım. Örneğin Toleyiş, Şeker-İş, Tekgıda-İş. Toplantılarda her ülkeden üç delege katılır, Türkiye'den gelenlerin gelenlerin üçü de erkek olur. Bu sendikalarda hiç kadınlara rastlamadım.

Sendika yöneticileri, şirket yönetimiyle toplu sözleşmlelerine katılıyor. Çalışanlara sağlık sigortası ve emeklilik sağlanmak zorunda. Bosna-Hersek'te savaştan sonra hiçbiri yoktu.

Sağlık sigortası kadınlar için çok önemli. Özellikle hamile kaldıkları zaman ya da çocuk sahibi olduklarında. Daha önce sağlık sigortası yoktu, hükümet yasayı değiştirdikten sonra tüm toplusözleşme maddelerini değiştirmek zorunda kaldılar. Hepsi yeniden imzalandı. İşverenler 'yeni bir toplusözleşmeye ihtiyaç yok' dediler, ancak sonra imzalamak durumunda kaldılar.

Son olarak, kendi örneğimden de hareketle, erkeklerin egemen olduğu ağır ve tehlikeli işlerde de kadınların sendika yöneticisi olabileceğini sözlerime eklemek istiyorum. Bu söyleşi için de ayrıca teşekkür etmek istiyorum, sorunlarımızı paylaşma fırsatı verdiğiniz için."

Biz zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederiz.

 

Eden Habtemicael / UNIA, İsviçre

İsviçre'nin endüstri, zanaat, inşaat ve hizmetler sektöründe örgütlü, iki yüz bin üzerinde üyesi bulunan UNIA'da örgütlenme sekreterliği yapan Eden Habtemicael, 32 yaşında, 2 yıldır sendikada çalışıyor. Bunun dışında göçmenler için toplum gönüllüsü olarak çalışıyor.

Çalışma yaşamında kadınların en büyük sorunu nedir? sorusuna, "İsviçre'de kadın-erkek eşitliği var sanılıyor, ama gerçekte öyle değil. Kadınlar, aynı işi yaptıkları erkeklerden yüzde 20 daha az ücret alıyorlar. Kadınlar, erkeklere göre daha az saygı görüyorlar. Kadınlar hamile kaldıkları için yüksek pozisyonlara gelemiyorlar. Kadınlar, buna benzer daha pek çok sorunla karşı karşıyadır.

Belki bilginiz vardır, 14 Haziran 2019'da binlerce kadın sokaklara döküldü, yaklaşık beş yüz bin kadın. Bu grevde, kadınların çalışmalarında gördük ki, kadınlar olarak çalışıyoruz, , çocuklara bakıyoruz, eve bakıyoruz, temizliyoruz. Bu işleri erkeklerle yarı yarıya paylaşmıyoruz. En önemli mücadele konularımızdan birisi bu. Diğer bir konu da kadınların tekrar saygı görmesini sağlamak. Kadın dayanışmasını yükseltmek. Bazı kadınlar yüksek pozisyonlara erişebiliyor, eşit ücret alabiliyorlar, ancak "diğer kadınlar da almalı" diyebiliyor, bu kadın dayanışmasının bir sonucudur.

Sizce bunun çözümü var mı, varsa nedir?

Elbette var, öyle düşünmeseydim burada olmazdım. 14 Haziran'da kadınların gücünü gördük, adım adım ilerleyeceğimizi düşünüyorum. Bir yandan politik yolları denemeli, öte yandan doğrudan kişilere erişmeliyiz, düşünceleri değiştirmeliyiz. İnsanlar düşüncelerini değiştirmek zorunda.

Herkesin bir annesi var, ve herkes annesiyle yakından ilgilenir, ancak annelerin erkeklerden daha az kazanması hiç hoş değil. Bu problemin çözümü, yorulmadan her gün bu konuyla ilgili çalışmaktan, dimdik ayakta durmaktan geçiyor. İsviçre'deki kadın grevinden söz etme imkanı verdiğiniz için çok teşekkür ederim.

İSVİÇRE'DE KADINLAR, 28 YIL ARADAN SONRA

TEKRAR SOKAĞA ÇIKTI

14 Haziran 2019'da İsviçre'yi sallayan bir kadın grevi gerçekleştirildi. Çalışan kadınlar, iş yavaşlatarak veya iş bırakarak katıldı greve. Çok sayıda kadın grubu ve sendikalardan kadınların biraraya geldiği ülke çapındaki eyleme 500 bin kadın katıldı. Kadınların başlıca talepleri eşit ücret, saygı, iş yaşamında ve toplumsal yaşamda kadın ayrımcılığına son verilmesi, şiddet ve tacizin önlenmesiydi. İsviçre, son olarak 14 Haziran 1991'de böyle geniş çaplı bir kadın eylemine tanık olmuştu.

 

INDUSTRIALL DÜNYA KİMYA KONFERANSI EYLEM PLANI'NDA* KADINLAR

Konferansın ikinci günü kamuoyuyla paylaşılan "IndustriALL Dünya Kimya Konferansı Eylem Planı"nda kadınlara dair ayrı bir bölümün yanısıra pek çok bölümde kadın işçilere vurgu vardı. Eylem Planı'nın ilk bölümünü oluşturan GİRİŞ bölümü şöyle başlıyor:

"IndustriALL Küresel Sendika Kimya Sanayi Dünya Konferansı, en korunmasız gruplar için koruma sağlama amacı güden küresel yönetişimin önde gelen kuruluşu olan ve çalışanların haklarını teminat altına alan Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) yüzüncü yıl dönümünde gerçekleşmektedir."

Bölümün kadınları ilgilendiren maddeleri şöyle:

"Dünya Konferansı, işçi hareketinin hayati talepleri her ne kadar düşük düzeyde karşılanmakta da olsa, “Emeğin Geleceği Üzerine ILO Yüzüncü Yıl Bildirgesi”nin yanı sıra tarihi öneme sahip “Şiddet ve Tacize Karşı yeni Uluslararası Sözleşme”yi selamlamaktadır."

"Yeni Sözleşmeyle ilgili olarak, Dünya Konferansı emek dünyasının özellikle kadınlar için şiddet ve tacizden arınması gerektiğine inanmaktadır."

İŞÇİLERİN HAKLARININ SAVUNULMASI başlıklı 1. bölümün Temel Haklar için Mücadele alt başlığında yer alan ibarelerden birisi: "IndustriALL, işçilerin örgütlenme, toplu müzakere ve grev, sağlıklı ve güvenli işyerleri, işyerinde her türlü ayrımcılığın önlenmesi gibi haklarının tanınmasına yönelik olarak kimya sektöründe çaba göstermeyi sürdürecektir." Birinci bölümün ikinci alt başlığı tümüyle kadınlara dair yapılması planlananları ele almaktadır:

KADINLAR:

IndustriALL Küresel Sendika, kadınların sorunlarını temel sendikal önceliklerden biri olarak kabul etmektedir.

IndustriALL Küresel Sendika, kimya endüstrilerinin tüm alanlarında kadın işçilerin haklarının korunması ve savunulması için gereken önlemleri alacaktır.

Kadınların sektör faaliyetlerinde ve toplantılarındaki temsilinin iyileştirilmesi ve bu grupların karşılaştığı spesifik sorunların haritalandırılması ve önceliklendirilmesi için çalışmalar yürütülecektir.

IndustriALL kimya sanayindeki tüm faaliyetlerde yüzde 40 oranında kadın katılımı hedefine uyulması için her türlü gerekli çabayı gösterecektir. Aynı çabalar, kimya ile ilgili etkinliklerde konuşmacı dağılımı konusunda, Sekretarya ve bağlı kuruluşlar tarafından da gösterilecektir.

Dünya Konferansı, son dönemde IndustriALL tarafından kabul edilen ‘Kadına Yönelik Şiddet ve Taciz: Benim İşyerimde Yer Yok! Benim Sendikamda Yer Yok!’ Taahhüdü olumlu karşılamakta ve desteklemekte olup, kendi bağlı kuruluşlarını da bunu kabul etme ve uygulama konusunda güçlü bir biçimde teşvik etmektedir.

Kadınların sektörün hangi alanlarında çalıştığının haritalandırılması yoluyla, sektör düzeyinde kadınların yaşadığı sorunların çözümünün teşvik edilmesi, kadınların sektör ve ağ çapındaki eylem planlarına dahil edilmesi ve sektördeki iş ve şirket ağlarında kadın katılımının arttırılmasına yönelik stratejilerin benimsenmesi için çaba gösterilecektir.

IndustriALL, üye sendikalarını kadın ve erkek işçiler arasındaki ücret aralığının azaltılması, kadın işçilerin çalışma yaşamında daha iyi mevkilere gelmesi ve çalışma-yaşam dengesi çerçevesinde yapılacak faaliyetleri destekleyecektir.

SENDİKAL GÜCÜN İNŞA EDİLMESİ başlıklı 2. bölümün Sendikal Örgütlenme alt başlığında: "IndustriALL ve bağlı sendikaları, örgütlenmemiş kesimleri, güvencesiz işçileri, gençleri ve kadınları örgütlemek yoluyla üye sayısındaki ciddi düşüş sorununa çözüm bulmaya çalışacaktır."

GÜVENCESİZ ÇALIŞMAYLA MÜCADELE başlıklı 4. bölümde gerçekleştirilecekler arasında "Tüm tedarik zinciri boyunca güvencesiz işçileri (mavi yakalılar, beyaz yakalılar, erkekler ve kadınlar) sendikalarda örgütlemek." yer alıyor.

SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR ENDÜSTRİ POLİTİKASI OLUŞTURMAK başlıklı 5. bölümde, "IndustriALL Küresel Sendika, değişen bir iklime duyarlı ekonomide, kadınlar ve gençlerin karşılaştığı zorlukların tam olarak tanınması, nesiller arası dayanışma, değer biçme ve aktarma becerilerini içeren bir sürdürülebilirliğin toplumsal boyutunun önemli olduğu konusunda ısrar etmeye devam edecektir." denilmektedir.

 

(Petrol-İş Kadın Dergisi, Sayı 61, Temmuz 2019)