Perihan Mağden ekonomiyi yakından izlediğini söylemişti ama iktisadi bir konuda bildiğim kadarıyla ilk defa yazı yazdı. Bu yazısında Tüpraş işçilerinin şirketin özelleştirmesine karşı çıkmakla çocuklarının iş imkanlarını zora soktuklarını söylüyor.
Bir okuyucumun ısrarlı isteği olmasa, bu konuyu yeniden yazmayı düşünmüyor, konudan sıkılabileceğinizden korkuyordum. Israr eden okuyucum, önceki önerilerimin, şimdi de işe yarayabileceğini söyleyince, konuyla ilgili görüşlerimi, yeniden sunmak istedim.
İdare Mahkemesi Tüpraş ihalesini iptal etti. Şimdi, Özelleştirme İdaresi'nin bir üst mahkemeye itiraz hakkı var. Olan bizim özelleştirme programına ve ihaleyi kazanıp parayı da bulan Zorlu Grubu'na oldu.
Tüpraş'ta ihale iptalini ve de Telekom özelleştirilmesindeki gecikmeyi Sayın Başbakanımız "bürokratik oligarşinin direnci" olarak niteliyor. Hukuk ve yargının, özelleştirmenin önünü kestiğini söylüyor.
"Bürokratik Oligarşi Tüpraş'ta direniyor... Hukuk iki kere iki dört anlayışıyla yürümez." Başbakan Tayyip Erdoğan bağımsız yargıya baskı yapıyor... Nedir istediği? Yargının TÜPRAŞ'taki hukuk skandalını görmezden gelmesi ve hukuku uygulamaması mı? Herhalde...
Son seçimlerin hangi dinamikler üzerinde yükseldiği artık netlik kazanmış bulunuyor. Öyle gözüküyor ki, seçim dinamiklerini, içeride ağır borç yükünün ve verimsiz ekonomik altyapının kaynak gereksinimi ekseni ile dışarıda Yeni Dünya Düzeni'nin şekillendirilmesi ekseninin kesişme noktası oluşturmuş.
kranlara yansıyan demeçlere bakılırsa 10. İdare Mahkemesi'nin TÜPRAŞ ihalesini iptal kararı iş dünyasını epey şaşırtmış..! İptal kararını kimi kaçırılmış fırsat olarak değerlendiriyor... Kimi Türkiye'ye ağır bedel ödetecek bir karar gibi algılıyor.
Ankara 10. İdare Mahkemesi'nin TÜPRAŞ ihalesine ilişkin iptal kararı, ilgili taraflar için ders metni gibi. Kararın gerekçesi doğru okunduğunda anlaşılıyor: Özelleştirme İdaresi (ÖİB) öyle bir ihale gerçekleştirmiş ki, neresinden tutulsa elde kalıyor!