Sevgili dostlar, 27/02/2004 tarihinde bu köşede 'Tüpraş'a dur diyecek yok mu?' diye sormuş ve neden dur denilmesi gerektiğinin gerekçelerini de sıralamıştım.
Petkim, Tekel - Sigara ve Tüpraş. Üç büyük özelleştirmede, üç büyük fiyasko. Özelleştirmeden ve Maliyeden sorumlu Bakan Kemal Unakıtan THY, Erdemir ve Telekom'un da New York borsasında satılacağını söylüyor. Önce Türkiye'deki satışları doğru - düzgün, hakka, hukuka, yasaya, şartnameye, millet yararına uygun yapsınlar da New York borsasından vazgeçtik! Hem Devletin 'altın hissesi' bulunan THY'yi Amerika'da nasıl satacaklar, o da ayrı bir muamma.
Şimdiye kadarki en büyük özelleştirmeyi oluşturacak Tüpraş'ın satışını mahkeme dün iptal etti. Özelleştirme İdaresi kararı temyiz edecek. Ancak temyizde mahkeme kararı bozulsa bile, sıkıntılı bir süreç yaşanacak, iş uzadıkça uzayacak.
TÜPRAŞ mahkemeler arasında birkaç kez gitti geldi ve sonunda iptal kararına tosladı. Bu kamu şirketi 1,3 milyar dolar karşılığı Tataristan devlet petrol şirketi Tatneft ile Zorlu Grubu ortaklığına satılmıştı. Maliye Bakanı Unakıtan satış sözleşmesinin bu hafta imzalanacağını söylüyordu.
Sonunda beklenen gerçekleşti ve Tüpraş ihalesi iptal edildi. Hükümetin kasasına girecek olan 1 milyar 300 milyon dolar "bir başka bahara" kaldı. Sanki birileri "yolları kesiyor", hükümetin parasız pulsuz kalmasını istiyor gibi.
TÜPRAŞ'TA özelleştirmeyi durdurmak için sendika dört dava açtı ve verilen dört yürütme kararını üst mahkemeler dört defa kaldırdı!
Son olarak 'ilk mahkeme' niteliğindeki Ankara 10. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurdu. 'Üst mahkeme' niteliğindeki Bölge İdare Mahkemesi ise, özelleştirmeyi hukuka uygun buldu ve yürütmeyi durdurma kararını kaldırdı.
Biz özelleştirme maceramıza 1985 yılında bundan 19 yıl önce başladık. O dönemde bizimle birlikte yola çıkanlar da, 1990 sonrasında Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra özelleştirme girişimini başlatanlar da, özelleştirme konusunda çok yol katedip, önemli sonuçlar elde ettiler. Biz ise özelleştirmeyi değil, özelleştirememeyi yaşadık. Ve son Tüpraş olayı gösteriyor ki, hâlâ da yaşıyoruz...
Azınlık" kelimesini mutlak anlamıyla değil, "kavram" anlamıyla kullanıyorum. Bu açıdan, Tüpraş'ın, 1,3 milyar dolar gibi, piyasa mantığına, çeşitli mukayese ölçütlerine, kamu yararına "esastan" aykırı bir fiyatla "Efremov-Zorlu" girişimine "devredilmesine" karşı mücadele yürüten azınlık, aslında "çoğunluk"tur.
Mahkemenin ikinci iptalinden sonra TÜPRAŞ özelleştirmesinin artık yattığını kabul etmemiz gerekir. Özelleştirme idaresi mahkemenin kararını değiştirmek için Danıştay'a başvuracaktır. Danıştay'ın kararının Özelleştirme İdaresi'nin lehinde olacağını varsaysak bile, hukuk otoritelerine göre, hüküm üç yıldan önce zor kesinleşir.