Hollywood için Tom Cruise ne ise kalkınmakta olan ülke borsaları için Mark Mobius odur. Bir farkla ki Mobius şöhretini güzel yüzüne değil çok para kazandırmaya borçludur. Karargâhı Hong Kong'da olan ama daha çok özel uçağında yaşayan Mobius Franklin/Templeton grubunun kalkınmakta olan pazarlar fonunu yönetiyor. Bu fon Türk borsasındaki en büyük oyunculardan biridir. Mobius ülkemizi yakından tanımaktadır.
Şu Batı olmasa idi ne yapardık, bilemiyorum! Batı olmasaydı, 1950 politikalarıyla üç tarafı da denizle kaplı bir ülkede deniz ulaşımını ve yokluk içinde başlatılmış olan demiryolu ulaşımını bir tarafa atıp, karayolu politikasına geçebilir miydik; aynı dönemde dış ticaretimizi libere edip 1958 moratoryumu tadabilir miydik; 1980'lerin sonuna doğru 32 sayılı kararname ile bu kadar paraya kavuşup güzelim tüketim günlerini yaşayabilir miydik!
Her ülkenin (hem anamalcı devlette, hem de toplumcu devlette) kendine özgü bir ekonomi programı bulunmak zorundadır. Bir bütün olarak buna ulusal ekonomi programı diyebiliriz. Sürdürülebilir ekonomi için ulusal ekonomi programı kaçınılmaz bir koşuldur.
Bugün 28 Mayıs 2004 Cuma. TÜPRAŞ’ın nihai satışı gerçekleşeceği gün bugündü!.. ‘Döviz’ diye yanıp tutuşan devletin kasasına tamı tamına 1.3 milyar dolar girecekti. Hani? Para girmediği gibi borsa dalgalandı, faiz 1 puan zıpladı, dolar 20 bin lira arttı!..
"Bu ülkede hakimler de var" dedirtecek iki önemli karar alındı bu hafta içinde. Ankara İkinci ve Onuncu İdare Mahkemeleri aldıkları kararlarla hukuksuzluğa geçit verilmeyeceğini gösterdi. İlk karar gazetelerde ancak küçük bir yer açabildi kendisine ama ikinci karar gazete manşetlerini ve televizyonların haber saatlerini ilk haber olarak süsledi.
Türkiye'nin en büyük cirolu şirketi TÜPRAŞ'ın 2000'de halka arzından önce ana sözleşmesinde değişiklik yapıldı. Buna göre küçük hissedarların belli bir oranın üzerine çıkması halinde Yönetim Kurulu'na iki bağımsız üye seçilecekti. Amaç TÜPRAŞ'ı uluslararası kurumsal yatırımcılar için çekici kılmaktı.
TÜPRAŞ’ın Zorlu Holding ve Tafnett ortaklığına satışı yargıdan döndü ya, “piyasalar “ denilen kenelerle, fırsatını bulsalar memleketi emperyalizme hibe yoluyla satacak Amerikancılar feryadı figana başladı.
Neoliberal ekonomi politikalarının olmazsa olmaz koşulu olan özelleştirmelerden, Türkiye de nasibini alıyor. Ancak birçok ülkede olduğu gibi burada da, yok pahasına satışlar, rüşvet, kamu çıkarının korunmaması iddialarıyla birlikte. Ayrıca yangından mal kaçırır gibi yapılan özelleştirmelerin hemen hepsi yargı engeline takılıyor. PETKİM özelleştirmesi, Petrol-İş Sendikası'nın BDDK nezdinde başlattığı mücadele ve Uzan Grubu'nun mallarına el konulması sonucunda yapılamadı.
Tüpraş, 28 Mayıs'ta Zorlu - Efremov konsorsiyumuna geçecekti; yargıdan döndü, başa dönüldü.
Tüpraş'ta ihaleyi kazanan Alman - Rus şirketi Efremov Kautschuk GmbH'nin asıl sahibi, Rusya Federasyonu Özerk Cumhuriyeti Tataristan'ın petrol şirketi Tatneft.