• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Aslı Aydın/ Birgün Gazetesi

Daha da Karanlık Bir Tablo Hazırlanıyor!

30.10.2014

Has Şekerler Madencilik Şirketi'nde işçiler yerin 350 metre altında çalışırlarken sular altında kaldılar. Bu ocakta da yaşam odası bulunmuyordu, denetim yoktu, önlem yoktu.

Bir diğer yandan 300'ün üzerinde İşçinin can verdiği Soma maden işleri kendilerine ödenmeyen ücretleri için önce Ankara'ya doğru çıktıkları yolda yaşanan bir başka maden faciasının üzerine dayanışma için rotalarını Ermenek'e kırdılar.

Emeğin gündemine dair gelişmelerin en can yaktığı, artık sabırları taşırdığı günlerden geçiyoruz, işçilerin soysal hakları bir yana ücretlerine dahi el konulan bu düzen gözünü kırpmadan can alıyor. Elbette alınmayan önlemlerin, gözünü kâr hırsı bürümüş maden sahiplerinin bu cinayetlerdeki payı büyük olsa da, işçileri öldüren düzendir. Ve düzen, bu ölümlerin artmasına neden olacak bir süreçle ilerlemektedir.

AKP, iş kazalarının ve cinayetlerin en yoğun yaşandığı, güvencesiz istihdam üzerinden kâr sağlayan inşaat ve hizmet kolları alanlarında sermaye birikimini yoğunlaştıracak politikalar üretiyor. Madenleri özelleştiriyor, sermayenin insafına terk edilen madenlerde işçilerin kanı üzerinden kâr elde edilmesine ses çıkarmıyor. Ucuz işgücünü tüm bu sektörlerde sermaye için bir cazibe olarak kullanıyor ve buna bağlı olarak insana yakışır bir ücret ve sosyal haklardan mahrum olarak çalışmanın bir diğer adı olan taşeronluğu yaygınlaştıracak yasaları kaşla göz arasında hayata geçiriyor.

Daha Soma'da ölen işçilerin toprağı kurumadan her geçen gün bu çember işçilerin canını yakarak ve alarak döndürülüyor. Bu tablonun oluşmasına kaynaklık eden dinamikler ise tüm hızıyla devam ediyor. AKP ekonomik büyümeyi yine ucuz işgücü üzerinden kurmaya, sanayi ve tarımı gerileterek istihdam yaratacak yeni yatırımları rant alanları üzerinden kurmaya ve elbette ki ucuz işgücü üretecek eğitim biçimini yaygın hale getirmeye devam ediyor.

Bu girişimleri sadece gelişmeleri gözlemleyerek değil, AKP hükümetinin kamuoyuna sunduğu plan ve bütçelerden de takip ediyoruz. Bilindiği gibi bütçe maratonu başladı. Öncesinde Orta Vadeli Program (OVP) ile AKP 2015-2017 arası döneme ilişkin beklentilerini bizlere sundu. Şimdi de bütçe ile kaynakları nasıl-hangi kesimlerden toplayacağını ve nerelere-kimlere aktaracağını belirtiyor.

Buraya bir parantez açmak gerekir ki, gerek OVP gerekse de bütçe gerçekçi değildir. Bunun AKP de farkındadır. Bugüne kadar gerçekleşmelerin yakınından bile geçmeyen hedefleri içermektedir. Dolayısıyla bu raporların küresel piyasa aktörlerine (IMF, derecelendirme kuruluşları vb) ve ülkedeki sermaye çevrelerine yönelik hazırlandığını bilerek okumak önemlidir. Velhasıl sonuçta bir niyetin, ekonomi-politik seçimin ve sınıfsal tercihin de bir yansımasıdır. Bütçe elbette detaylı bir teknik analizden geçirilmeli, bütçeyi finanse eden kesimler yani emekçiler ödedikleri vergilerin hesabını sormalı, bütçenin yükünü reddetmeli ve bütçe aracıyla dayatılan daha büyük bir adaletsizliğe karşı mücadeleyi de aynı oranda büyütmelidirler.

Detay analizi başka bir haftaya bırakarak bütçede yakın gelecek için AKP tarafından yakılan sinyallere bakalım. Öncelikle 2015'de küresel ekonomideki büyümenin yüzde 4 olması bekleniyor. Türkiye'nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelerin büyüme oranı 0,6 puan aşağı çekildi, AKP ülke için büyüme tahminini yüzde 4 olarak belirledi. Yani büyüme performansı herkes için zayıflıyor. İşsizliğin 2015 için yüzde 9,5 enflasyonun ise yüzde 6,3 olacağı bekleniyor.

Biz bu iki kalemin de bugünkü seyrinden çok rahat çift haneye çıkacağını söyleyebiliriz. Ne var ki, önceki hedeflerle karşılaştırıldığında AKP aslında şunu söylüyor; ekonomi daralacak, işsizlik artacak, hayat daha da pahalılaşacak. Diğer taraftan Maliye Bakanı M. Şimşek mali disiplinin daha da sıkı bir şekilde devam edeceğini açıklıyor. Yani ücretlere daha düşük zam, kamu hizmetlerinde daha hızlı piyasalaşma ve daha fazla özelleştirme. Yani daha güvencesiz, sosyal haklardan ve insanca yaşamdan daha uzaklaştırılmış bir yaşam. Bunları bütçe sunuşundan rahatlıkla okuyabiliyoruz.

Dönüyoruz bütçeye bakıyoruz, bugün Soma, Torunlar ve Ermenek cinayetlerinin kaynağı inşaat ve maden odaklı taşeron, güvencesiz çalışma yaşamının işçiler açısından daha büyük riskleri beraberinde getireceğini görüyoruz. 2015 yılında konut/inşaat yatırımlarının hızı, halihazırda rödovansı da içeren özelleştirmelerle hızla devredilen madenlerle birlikte yavaşlıyor. AKP'nin ekonomik rejiminin bir özelliği ve sonucu olarak bu alanlarda yoğunlaşan istihdam, 2015 yılında hız kesen yatırımlarla birlikte daralacaktır. İşsizliğin artması demek, aynı zamanda güvencesiz çalışmaya razı hale gelebilecek birçok işçi demektir. Üzerine hayat pahalılığını da eklersek, yerin üzerinde aileleriyle birlikte aç kalmamaları, işçilere yerin altında ölümle burun buruna bir çalışmanın dayatılması için sermaye açısından daha ılımlı iklimlerdir bu dönemler. Krizi bahane edip daha ucuza işçi çalıştırma hikâyesidir, oldukça da tanıdıktır.

 
Kaynak: BirGün Gazetesi / Aslı Aydın