• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Aşkın Süzük - soL Gazetesi

Hükümetin hesabı Yatağan’da bozuldu

27.11.2013

AKP 2007 seçimleri öncesinde “durmak yok yola devam” diyerek oy topluyordu. Türkiye’nin sonraki yıllarda yaşadığı dönüşümün bir habercisi olan bu slogan, aynı zamanda bir iddiayı içinde barındırıyordu. Ancak bana sorarsanız sloganın AKP’li yıllarda asıl karşılığını bulduğu politika, özelleştirmeler oldu.

2003-2013 yılları arasında ülkenin en önemli işletmeleri, fabrikaları ve madenleri bir bir satıldı, bu işletmelerin taşınmazları adeta yağmalandı. On yıllık dönem, Türkiye tarihinin özelleştirmeler sözkonusu olduğunda “altın yılları” olarak kayıtlara geçti. Ticaret canlı, tüccar mutluydu.

Bu dönem içerisinde özelleştirme işlemlerinin özellikle yoğunlaştığı yılların 2005-2008 arası olduğu görülüyor. Erdemir, Tüpraş, Petkim, Türk Telekom gibi büyük işletmeler bu yıllarda özelleştirildi. Sonraki dört yıl ise kapitalizmin küresel krizi nedeniyle daha mütevazi satış tutarları gerçekleşti.

Ancak 2013 yılı ile birlikte hükümet, “ticaretin durgun geçtiği” 2009-2012 yıllarının acısını çıkarttı. 2013 yılında gerçekleştirilen özelleştirme işlem tutarı, Kasım ayı itibariyle 12,5 milyar dolara ulaştı! Türkiye tarihinin tek yılda gerçekleştirilen özelleştirme tutarları düşünüldüğünde bir rekor...

Hatırlanacaktır, özelleştirmelerin hız kazandığı 2005-2008 yılları aynı zamanda özelleştirme karşıtı mücadelenin de yoğunlaştığı dönem olmuştu. Özelleştirme karşıtı mücadelenin toplumsal karşılığı da oluşmuş, özelleştirme ihaleleri ülke gündemine oturabilmişti.

Sonraki yıllarda ise derin bir sessizlik yaşandı. Ta ki, Başbakanın imzasıyla 26 Ağustos 2013 tarihinde Kemerköy, Yeniköy ve Yatağan Termik santralleri ile bu santrallerin kömür tedarik ettikleri maden sahaları ve bu sahalardaki maden işletmelerinin özelleştirilmesine ilişkin ihale çalışmalarına başlama kararı alınana kadar.

Sessizliği, Muğla Yatağan’da bu karara itiraz eden enerji ve maden işçileri bozdu.

2009 yılından beri devam eden elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi süreci tamamlandı. Özelleştirmede rekor kırılmasının en önemli nedeni bu devir işlemleri oldu. Şimdi satışta sıra, enerji üretim santrallerine ve bağlantılı maden sahalarının özelleştirmesine geldi. Hamitabat ve Kangal santrallerinin ihalesi bu yıl içerisinde gerçekleştirildi.

Ülkemizde linyit kömürüne dayalı elektrik üretiminin yüzde 20’sini karşılayan Kemerköy, Yeniköy ve Yatağan Termik santralleri ve bağlı maden işletmelerinin özelleştirilmesine ise işçiler karşı çıkınca ve seslerini tüm ülkeye duyurunca, özelleştirmelerin tüm hızıyla sürdüğü görülmüş oldu.

T. Maden-İş ve Tes-İş Yatağan Şubelerine üye işçiler, sessiz sedasız satışa devam etmek niyetindeki hükümetin hesabını bozdu.

Haftasonu aklınca Muğla’da gövde gösterisi yapmaya niyetlenen Başbakan’ın bu planı, suya düşebilir. Bürokratlar ve parti kadrolarının elbirliğiyle durumu nasıl düzeltmeye çalıştığı ise soL’un manşeti de olmuştu.

Ancak bu çabalar yetmeyecek, çünkü işçiler özelleştirme kararı iptal edilene kadar mücadelelerine devam edeceklerini duyurdular.

İşçiler kararlılıklarını, Pazartesi günü Muğla’da AKP binasına yaptıkları yürüyüşte de gösterdiler. Başbakanın polisi, ekmeğini ve hakkını savunan işçiye saldırarak yeni bir destan yazmak istedi. Ama işçinin “Özelleştirmeye Hayır” pankartını binanın önüne asmasına engel olamadı.

Yatağan’da işçiler, hükümet niyetinden vazgeçmezse eylemlerini daha da radikalleştireceklerini açıkladılar. Türkiye “TEKEL Direnişi” çapı ve etkisinde yeni bir direnişe tanık olabilir.

Enerji ve maden işçileri, Ekim ayında Ankara’ya yürürken en çok “Sat bakalım sat bakalım, Yatağan’ı sat bakalım” sloganını atıyorlardı. Haziran günlerinden sonra böyle bir direnişin etkisinin misliyle katlanacağını söylemeye gerek var mı?

Kaynak: soL