• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

TMMOB, Türk-İş, DİSK de destek verdi

Kamu emekçileri, sağlık çalışanları grevde

Türkiye genelinde tüm illerde greve çıkan KESK ve Türk Tabipleri Birliği üyesi kamu emekçileri ayrıca Ankara, İstanbul, İzmir ve Diyarbakır'da da grev mitingleri yaptı.

 

Basın Servisi
21.12.2011

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) üyesi kamu emekçileri grevli toplu sözleşme, güvenceli istihdam, insanca yaşayacak temel ücret, ek ödemelerin emekli aylıklarına dahil edilmesi, baskı, ceza ve sürgünlerin durdurulması, herkese parasız sağlık hakkı için 21 Aralık Çarşamba günü, “ En uzun gecenin bittiği 21 Aralık'ta aydınlığa ulaşmak için grevdeyiz” diyerek, ülke genelinde greve çıktılar, hükümetin uygulamalarını protesto ettiler.

Ülke genelinde işyerleri önünde toplanıp kentlerin en işlek merkezlerine, alanlarına yürüyerek basın açıklamalarının yapıldığı genel eylemde Ankara, İstanbul, İzmir ve Diyarbakır'da da ayrıca mitingler yapıldı. KESK ve TTB'nin genel eylemine TMMOB gibi meslek odaları, Türk-İş ve DİSK gibi konfederasyonlar ve siyasi partilerle sivil toplum örgüleri de destek verdi. Ülke genelinde acil sağlık hizmetleri dışında hastanelerde çalışanlar, öğretmenler ve diğer kamu kurumları çalışanları iş bıraktı. Genel eyleme İstanbul'da Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkın, Genel Örgütlenme ve Eğitim Sekreterimiz Nimetullah Sözen ve Petrol-İş üyeleri de katılarak destek verdi.

“Taleplerimiz, sadece kamu hizmeti verenlerin değil kamu hizmeti alan 75 milyon insanın ortak talebidir” denilen KESK açıklamasında, “ Sağlık ve eğitim başta olmak üzere kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına karşı grevdeyiz. Emeklilerimizin sefalet koşullarına karşı grevdeyiz. Çocuklarımızın geleceği için grevdeyiz” denildi.

TTB ise 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile sağlık hakkının paralı hale getirilmesine karşı ülke genelinde bir günlük greve gitti, mitingler yaptı.

İstanbul'da Anadolu Yakası'nda çalışan kamu emekçileri Eminönü Garı önünde, Avrupa Yakası'nda çalışan kamu emekçileri de Çapa Tıp Fakültesi önünde toplanarak ortak miting alanı olarak belirlenen Beyazıt Meydanı'na doğru her iki koldan KESK pankartı arkasında kortej oluşturarak yürüyüşe geçtiler. İşçi sendikaları, meslek odaları, siyasi partiler, demokratik kitle kuruluşları ve gençlik örgütleri de KESK kortejlerinin arkasında yürüyüşe katıldılar.

Yürüyüş boyunca sık sık, “Kapıkulu değiliz, emekçiyiz”, “Bu sömürü düzenine karşı grevdeyiz”, “İnsanca yaşanılacak bir ücret için grevdeyiz” “Tüm emekçiler için grevdeyiz”, Taşeronlaşmaya karşı grevdeyiz”, “Parasız eğitim için grevdeyiz”, “Parasız sağlık için grevdeyiz”, “İş, ekmek, özgürlük, eşitlik, barış için grevdeyiz” “1 Ocak'tan itibaren yeşil kartın iptal edilmesine karşı grevdeyiz”, “İnsanca bir yaşam için grevdeyiz” “İşsizliğe, yoksulluğa karşı grevdeyiz” , “Toplu sözleşme hakkımız, grev silahımız”, “ Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz”, “Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek”, “ Emeğimize, geleceğimize ve sağlık hakkına sahip çıkmak için g(ö)revdeyiz”, “ “Sağlık haktır satılamaz”, “Parasız eğitim, parasız sağlık” şeklinde sloganlar atıldı, dövizler taşındı.

Emekçiler saat 13.00'de Beyazıt Meydanına ulaştığında sendikalar, meslek odaları, demokratik kitle örgütleri adına temsilciler birer konuşma yaptı. Beyazıt Meydanını dolduran emekçilere hitaben Türk-İş adına Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin, DİSK adına Genel Başkan Vekili Tayfun Görgün, Türk Tabipler Birliği adına Merkez Konseyi Üyesi Osman Öztürk ve KESK adına da Genel Sekreter İsmail Hakkı Tombul birer konuşma yaptılar.

Yapılan konuşmalarda, uygar dünya ülkelerinde 50 yıl önce tanınan grevli toplu sözleşme hakkının Türkiye'de, “ileri demokrasi”yi ağzından düşürmeyen iktidar tarafından kamu emekçilerine çok görüldüğü ifade edilerek şu açıklamalar yapıldı:

“Kamu emekçilerinin yıllardır verdiği meşru mücadele, uluslararası sözleşme ve anlaşmaların yanısıra Anayasa'nın 90. maddesi yok sayılarak grevli toplu sözleşme hakkımız engellenmeye çalışılmaktadır. 4688 sayılı yasada değişiklik öngören kanun tasarısı taslağı var olanın da gerisinde düzenlemeler içeriyor.”

KESK'in bir günlük greve çıkmasının gerekçeleri ise şöyle sıralandı:

“Kamuda esnek, güvencesiz ve performansa dayalı çalıştırma temel istihdam biçimi olmuştur. Taşeronlaştırma ve özelleştirme uygulamalarıyla kamu sermayeye peşkeş çekilmiştir. Kamu hizmetlerinin ticarileştirilmesi için çıkarılan yasalar yetmezmiş gibi Kanun Hükmünde Kararnameler ile bu sürece son nokta konmak istenmektedir.

Kamu emekçileri ortalama 1500 TL maaş alarak açlığa yakın, yoksulluğa uzak bir yaşam mücadelesi veriyor. Milyonlarca insanımıza layık görülen 659 TL'lik asgari ücretten bile vergi kesintisi yapılmaktadır.

Yıllardır maaşlarımıza yapılan yüzdelik zamlar “Ek Ödeme” statüsüne sokularak emekliliğimize yansıtılmadığı için çalışırken yaşadığımız sefalet koşulları emekliliğimizde daha da derinleşmektedir.

Sendikal hak ve özgürlük mücadelesi yürütenler de AKP'nin baskılarından payına düşeni almaktadır. Bugün KESK'in toplam 33 yönetici ve üyesinin hala tutuklu olması da sendikal hak ve özgürlükleri için mücadele edenlere tahammülsüzlüğün vardığı boyutları göstermektedir.”

TTB Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Osman Öztürk ise mitingde yaptığı konuşmada, AKP'nin başlattığı sağlık reformu çerçevesinde sağlık sektörünün piyasalaştırılarak hem doktorların hem de hastaların mağdur edildiğini belirterek şunları söyledi:

“ AKP 663 nolu KHK'yi bir gece yarısı, bırakın meslek örgütlerini, sendikalar, muhalefet ve kendi milletvekillerine dahi sormadan çıkarttı. Bu KHK ile 1 Ocak'tan itibaren yeşil kartlar kalkacak. Neredeyse herkes sağlık primi ödeyecek. İlaç başına katkı payı ödenecek. Biz bugün hastanelerde kurduğumuz Halk Meclislerinde bu KHK'ye kırmızı kart göstererek parasız sağlık için mücadele ediyoruz.”

Beyazıt mitingi Grup Yorum ve Mezopotamya Kültür Merkezi sanatçılarının şarkıları eşliğinde halaylar çekilerek sona erdi.